1 Kasım 2010 Pazartesi

YATIRIM İŞTAHI ARTTI, 2011'DE 20 MİLYAR $'LIK SERMAYE GELİR

Bahreyn merkezli Taib Bank'ın iştiraki kurumsal finansman şirketi PDF Corporate Finance son 5 yılda 100 milyar doların üzerinde şirket birleşme ve satın alma işlemine aracılık eden şirket çöpçatanlarını İstanbul'da Türk işadamlarıyla buluşturdu. Dünyanın en yaygın kurumsal finansman ağı M&A (şirket birleşme ve satın alma) International'ın Güz Konferansı'na ev sahipliği yapan PDF Corporate Finance Kurucu ve Yönetici Ortağı Levent Bosut, satın alma ve yatırım iştahı artan dünyada Türkiye'ye iştahın ise daha fazla olduğunu söyledi.
2010 yılında elektrik dağıtım ihalelerinin etkisiyle şirket birleşme ve satın alma hacminin 10 milyar doların üstünde gerçekleşmesini öngören Bosut, 2011 yılından ise daha umutlu: "Türkiye'ye kar marjlarının daraldığı, büyümenin olmadığı Batı ülkelerinden ve Batı'ya yaklaşmak isteyen Doğulu şirketlerden de çok büyük talep var. Enerji, finans, gıda ve turizm en gözde sektörler. Ayrıca devlet elindeki enerji üretim tesislerini, termik santralleri, hidroelektrik santralleri satışa çıkartıyor. Bu satışların 2011 yılında büyük bir kısmı gerçekleşecek. 2011 yılında toplam işlem hacmi 20 milyar dolarlara yaklaşabilir."
PDF Corporate Finance Kurucu ve Yönetici Ortağı Levent Bosut, sorularımızı şöyle yanıtladı:
-Kriz döneminde şirket alımlarına ilgi azalmıştı. Şu anda işler nasıl gidiyor?
2005 yılından itibaren çok artarak devam eden birleşme ve satın almalar 2008 sonunda ortaya çıkan küresel finansal krizin etkisiyle 2009 yılında yüzde 65 azaldı ve tamamlanan işlem değeri 5,7 milyar dolar oldu. Private equity işlemlerindeki azalma ise yüzde 90'ı buldu.

ENERJİ, FİNANS, GIDA VE TURİZM GÖZDE
-Şirket satın alma ve birleşmelerinde Türkiye bu yıl ne kadarlık bir hacmi yakalar?
2010 yılında elektrik dağıtım ihalelerinin de etkisiyle şirket birleşme ve satın alma hacminin 10 milyar doların üstünde olması bekleniyor. Türkiye'de 2010 yılının ilk 6 ayında toplam değeri 4,5 milyar dolar olan 75 adet şirket birleşme ve satın alma işlemi gerçekleşti. Bu işlem hacminin yarısı özelleştirme işlemlerinden kaynaklandı. İlk yarıdaki işlemlerin sadece yüzde 25'i yabancı yatırımcılar tarafından gerçekleştirildi. 2009 yılında da yabancıların oranı yarının altına düşmüştü. Halbuki geçmiş yıllarda alıcıların çoğu yabancıydı. Çünkü büyük enerji projelerinde yabancılar Türk yatırımcılar kadar yüksek fiyatlara yanaşmadı. Bu yıl içinde öne çıkan sektörler enerji, finansal hizmetler, gıda-içecek ve turizm sektörleri.

TÜRKİYE'YE KARŞI YATIRIM İŞTAHI ARTTI
-2011 yılına ilişkin beklentileriniz neler?

Yabancı şirketlerden gelen talepte kesinlikle bir artış olacak. Kriz sırasında tasarruf yapmış, para biriktirmiş, satın almalarını durdurmuş, temettü dağıtmamış şirketler bayağı bir para üstünde oturuyor. Dünyadaki reel sektör şirketlerinin bilançolarında bir sıkıntı yok. Genel olarak satınalma ve yatırım iştahı artan bir dünyada, Türkiye'ye karşı iştah daha da fazla. Bu kriz sonrasında, Türkiye kendini olumlu olarak gelişmekte olan Doğu ve Güney Avrupa'dan ayrıştırdı. 2009 son çeyreğinde yüzde 5'lik büyüme ile Avrupa'da ilk krizden çıkan ülke oldu. 2010 yılının her iki çeyreğinde de yüzde 10'un üzerinde büyüme gerçekleştirdi. Bu yıl başında yüzde 5 büyüme beklenirken, yıl ortasında herkes bu büyümeyi yüzde 7.5'lara revize etti.

20 MİLYAR DOLARLARLIK İŞLEM HACMİ
-Türkiye'ye hangi ülkelerden yatırımcı ilgisi gözleniyor?
Şu anda dünya iki ayrı kutba ayrılmış durumda. Problemler Batı'daki gelişmiş ülkelerde, büyüme ise Doğu'daki gelişmekte olan ülkelerde. Türkiye de büyümenin lokomotiflerinden birisi. O yüzden Türkiye'ye kar marjlarının daraldığı, büyümenin olmadığı Batı ülkelerinden büyük ilgi var. Aynı şekilde karlı olan ama Batı'ya yaklaşmak isteyen Doğulu şirketlerden de çok büyük talep var. Önümüzdeki yıllarda arz tarafında bu talebi enerji şirketlerinin satışı sağlayacak. Devlet elindeki enerji üretim tesislerini, termik santralleri, hidroelektrik santralleri satışa çıkartıyor. Bu satışların 2011 yılında büyük bir kısmı gerçekleşecek. Bir kısmı 2012'ye sarkacak. Bunların toplam büyüklüğünün de 15 milyar dolar civarında olacağı düşünülürse, 2011 yılında bunun 9-10 milyar dolarlık bölümü gerçekleşse sadece oradan gelecek kısım ve onun dışındaki birleşmeleri de düşünecek olursak bu toplam işlem hacmi yeniden 20 milyar dolarlara yaklaşabilir. Buna son dönemde gündeme gelen köprü ve otoyol özelleştirmelerini de eklersek büyüklük daha da artacaktır.

150'ye yakın yatırım bankacısı ile buluştu
-Ekim ayında İstanbul'da gerçekleştirilen M&A International'ın Güz Konferansı'na ev sahipliği yaptınız. Katılım nasıldı ve nasıl tepkiler aldınız?
Dünyanın en yaygın ve en fazla işlem sonuçlandıran kurumsal finansman ağı M&A International'ın 1998 yılından beri Türkiye temsilcisiyiz. Çeşitli şirket birleşme ve satın alma projelerinde erişim, sektör uzmanlığı, metodolojilerin iyileştirilmesi gibi bir çok konuda işbirliği yaparız. M&A International üyeleri dünyanın dört bir yanındaki işlemleri masaya yatırmak, yeni projelerin tohumlarını atmak üzere toplanır, Bunların sonbahar konferansı bu yıl Türkiye'de gerçekleşti. Konferans kapsamında gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden 150'ye yakın yatırım bankacısı Türkiye'ye geldi. Çok olumlu sonuçlar alındı. Türk işadamları ile dünyanın dört bir yanından gelen yatırım bankacılar arasında 200'ün üzerinde birebir toplantı gerçekleştirildi. Bazı şirket evliliklerinin tohumları atıldı, bazılarının detayları konuşuldu.

10 yılda 9 milyar dolarlık şirket evliliğine aracı oldu
-PDF olarak şirket birleşme ve satın almaları alanında neler yaptınız?
Türkiye'de en çok işlem tamamlayan Türkiye merkezli kurumsal finansman firmasıyız. Son 10 yıl içerisinde nerdeyse 9 milyar dolarlık şirket birleşmesi işlemi sonuçlandırdık. Yoğun olarak 15 ile 200 milyon dolar arasındaki orta ölçekli işlemlerde yer aldık. Ancak Türkiye'deki milyar dolar üstü projelerin de hemen hemen hepsinde büyük yatırım bankaları ile ortak çalışarak satıcı veya alıcı tarafında yer aldık, teklifler verdik. 12 yıl boyunca bir çok müşterimizin şirketini sattıktan sonra, 2008 yılında kendi şirketimizi de Bahreyn merkezli Taib Bank'a sattık. Satışımızdan sonra yönetim ve işlevlerimiz açısından çok fazla bir şey değişmedi. Yeni hissedarlarımızdan da aldığımız olumlu destek sonucu hem yönetimsel olarak, hem de Körfez ilişkileri sayesinde şirketimizi daha ileri bir noktaya taşıyabildik. Satışımız sonrasında 15 tane işlem gerçekleştirdik. Sırf bu yılki işlemlerimizin toplam büyüklüğü yarım milyar dolar civarında.

Türk şirketleri Avrupalı şirketlerden daha pahalı
-Kriz döneminde ucuzlayan şirket değerlerinde iyileşme var mı?
Şirket değerleri krizden önceki seviyelere geldi. Hatta birçok bazı durumlarda geçti. Fiyat çarpanları da kriz öncesinden daha iyi durumda. Bu sene gerçekleştirdiğimiz işlemlerin hemen hepsinde oldukça yüksek değerlemeler ve fiyat çarpanlarıyla işlemler sonuçlandı. 2008 yılında piyasadan tamamen çekilen yatırımcılar şimdi tekrar Avrupa'daki çarpanlardan çok daha yüksek fiyatı Türkiye'deki şirketlere vermeye razı. Bu yüksek çarpanları vermelerinin nedeni de Türkiye'deki büyüme beklentilerinin, kar beklentilerinin yüksek olması ve Türkiye'ye yönelik risk algılamasının da düşük olması. Bu yüzden Türkiye'deki çarpanlar Avrupa'nın çok çok üstünde. Türkiye'deki şirketler Avrupa'daki şirketlerden daha pahalılar. Ama Hindistan'a giderseniz de Türkiye'den daha değerliler. Büyüme beklentisi ve risk algısı ile alakalı.

Aşırı pazarlık evliliği başlamadan bitiriyor
-Türkiye'de satın alma ve şirket birleşmelerinde karşılaşılan zorluklar ve riskler neler?
Şirket satışı, şirket sahibinin hayatında vereceği en önemli kararlardan, yaşadığı en zor süreçlerden birisi. Projenin hazırlık, erişim, pazarlıklar, ön anlaşma, detaylı inceleme, anlaşma, sonuçlandırma aşamalarının hepsinde işin ölme riski var. Diğer zorluk ve riskler: uygun fiyatı yakalamadan ucuza satmak; çok kısıtlı bir zaman için açılmış önemli bir fırsat penceresini kaçırmak; satış sonrasında ortaya çıkacak gereksiz ve çok fazla riskleri alarak işi sonuçlandırmak. Proje herhangi bir aşamada, herhangi bir sebepten ölebiliyor. Alıcı tarafta yöneticilerden biri değişiyor, başka bir ülkede işleri kötü gidiyor, Türkiye'de ekonomi, mevzuatla ilgili bir değişiklik oluyor. Kişilerin fiyat beklentileri her gün değişebiliyor. Psikolojik faktörler de var. Aile şirketi olması var. Toplantılarda küsmelerden tutun aşırı pazarlıkçı yaklaşımlar nedeniyle ilişkilerin gerilmesine kadar çeşitli faktörler görüşmeleri tıkayabiliyor. Fiyat beklentilerinin makul seviyelerde olmaması, veya karşı tarafa güzel argumanlarla bunların anlatılamaması da olabilecek işleri öldürebiliyor.

Ayfer ARSLAN

Hiç yorum yok: