22 Ekim 2010 Cuma

ROUBİNİ: MB DOLARA DAHA FAZLA MÜDAHALE ETMELİ

Eurobank Tekfen'in davetlisi olarak İstanbul'a gelen ekonomi kahini Dr. Nouriel Roubini, Türkiye ekonomisine övgüler yağdırırken Merkez Bankası'nın dolardaki değer kaybına karşılık cari açığın yüksek olması nedeniyle daha fazla döviz müdahalesi yapabileceğini savundu. 2010 yılının ilk yarısındaki iyileşmeye rağmen, bazı gelişmiş ekonomilerin hala çift dip riski taşıdığını söyleyen Dr. Roubini, Türk bankacılık sektörünün, 2001 krizi ardından alınan yapısal önlemlerle daha da güçlendiğini, Türkiye'nin ekonomik reformlarını kesintisiz sürdürmesi halinde, global ekonominin parlayan yıldızları arasına girebileceğini söyledi.

DAHA YAVAŞ BÜYÜME OLACAK
Dr. Roubini, yılın ilk yarısında gelişmiş ekonomilerde geçici bir canlanma olduğuna işaret ederek ikinci yarıda, aşırı sübvansiyonların etkisinin azalması ile daha yavaş bir büyüme olacağını, ikinci yarının özellikle gelişmiş ekonomiler için zor geçeceğini savundu. Roubini, ABD ve Batı Avrupa ülkelerinde 'U' şeklinde daha yavaş bir canlanma beklendiğini, bazı gelişmiş ekonomiler için hala var olan çift dip riski ile, “W" şeklinde bir canlanmanın da söz konusu olduğunu belirtti.

İŞGÜCÜ MALİYETİ AZALMALI
Dr. Roubini, 2001 yılında yaşanan krizden büyük dersler çıkartan Türkiye'nin son yaşanan global krizi gelişmiş ülkelere oranla, daha dirençli karşıladığını ve minimum zarar ile atlattığını söyledi. Roubini, “Özel coğrafi konum, genç nüfus, potansiyel iç talep sağlam bankacılık sektörü ve geniş kredi olanakları en büyük avantajınız. Ekonomik reformları kesintisiz sürdürmeniz durumunda gelişmiş ekonomilerin en büyük oyuncularından biri olabilirsiniz" dedi.
Roubini şöyle devam ettii: “Rekabetin ve verimliliğin artması için eğitim ve teknoloji alt yapısına yönelik yatırımlar Türkiye'nin öncelikleri olmalı. Rekabet gücünü artırmak için birim işgücü maliyetinin azalması gerek. Yani, ücret artışları verimlilik artışının üzerinde olmamalı. FED'in parasal genişleme kararı, aslında doların değer kaybına neden olan karar da diyebiliriz, gelişmekte olan ülkelere sermaye akışını hızlandırıyor. Bu durumda bütün merkez bankaları kendi paralarının değerlenmemesine çalışıyor. Türk Merkez Bankası da, cari açığı olan bir merkez bankası olarak, daha fazla döviz müdahalesi yapabilir."

Hiç yorum yok: