The Economist bu haftaki sayısında özel bir Türkiye raporu yayınlıyor. Türkiye son on yıl içerisinde Avrupa’nın umutsuz adamı durumundan dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri haline gelmesini sağlayan bir dönüşüm geçirdi. Türkiye’nin, önümüzdeki on yıllık süre için yapılan tahmini büyüme oranlarında son yılların en büyük ekonomileri arasında sadece Çin ve Hindistan tarafından geçilmesi bekleniyor.
Bu değişimin özünde Recep Tayyip Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) tarafından sekiz yıldır sürdürülen tek parti hükümetinin yarattığı istikrar ve izlenen bir dizi etkileyici modernleşme hareketi bulunuyor.
The Economist dergisi, IMF ve Avrupa Birliği üyeliği için yapılan görüşmelerin Türkiye’ye yatırım yapmayı planlayanlara olumlu bir etkisi olduğunu öne sürüyor. Ancak IMF artık Türkiye için gündemde değil ve görüşmelerin yavaş ilerlemesi nedeniyle Avrupa Birliği’nin etkisinin de azaldığı görülüyor. 12 Eylül’de gerçekleşen Anayasa değişikliği referandumunda çıkan evet oyu sonrasında ve 2011 yazında yapılacak genel seçimler göz önünde bulundurularak, Recep Tayyip Erdoğan hükümeti Türkiye’de yeni bir değişiklik girişimini başlatabilir.
TÜRKİYE HANGİ İSTİKAMETE YÖNELECEK?
The Economist dergisinin hazırladığı Türkiye özel raporu şu soruya yanıt arıyor: Daha önce de benzer yol ayrımlarında bulunmuş olan Türkiye hangi istikamete yönelecek ve bu reformlar ülkenin hassas dengelere sahip laik toplumu üzerinde nasıl bir etki yaratacak?
The Economist bu çerçevede ve gelecek yılın genel seçimlerini de dikkate alarak Türkiye’deki temel konuları ve sorunları değerlendiriyor: Türkiye’nin ekonomik gelişim lokomotifleri ve muhtemel zayıflıkları, Kürt sorunu, Orta Doğu ile ilişkiler ve dış siyasette Türkiye’nin stratejik rolü, AB üyelik görüşmeleri ve Türkiye başlığı altında daha geniş bir tartışma, raporda ele alınan konular arasında bulunuyor.
22 Ekim 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder