30 Eylül 2010 Perşembe
KRİZDE İŞÇİ ÇIKARTMAK ÇÖZÜM DEĞİL
Yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de yaşayan Behrendt International Consulting (BIC) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Joachim Behrendt, Türkiye'de ve yurtdışında şirketlere yönetim danışmanlığı hizmeti veriyor. İlk olarak 1993 yılında Marmara Üniversitesi'nde finans dersleri vermek üzere Türkiye'ye gelen Behrendt, 1997 yılında İngiltere'ye gidiyor. 3 yıllık Londra macerasından sonra bir Türk kızına aşık olarak İstanbul'a geri dönen Dr. Joachim Behrendt bir süre Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yaptıktan sonra bilişim şirketi Nexum'u kuruyor.
2007 yılında ise bir yol ayrımına giderek danışmanlık hizmetlerini BIC çatısı altında toplayan Behrendt tam bir İstanbul aşığı. İstanbul Boğazı'na hayranlığından dolayı kızına 'Deniz' ismini veren Behrendt, "İstanbul dünyanın en güzel şehirlerden birisi. Hayatımın sonuna kadar ailemle birlikte burada yaşamak istiyorum" diyor.
Müşterileri arasında Metro Grup, Collezione, Aselsan, Roche, Darty, Kuveyt Türk, Pınar, Mercedes Benz Finansal Hizmetler ve Pfizer gibi şirketlerin yer aldığı BIC Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Joachim Behrendt ile kriz dönemi ve sonrasında yeniden yapılandırma projelerini konuştuk.
-Kaç yıldır Türkiye'desiniz. Türk şirketlerine danışmanlık fikri nereden çıktı?
Yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de yaşıyorum. Almanya'da muhasebe, işletme ve vergilendirme üzerine doktoramı bitirdikten sonra 1993'de Türkiye'ye geldim. Marmara Üniversitesi'nde 4 yıl işletme dersi verdim. Aynı zamanda yönetim danışmanlığı hizmeti verdim. O tarihlerde enflasyon yönetimi önemliydi. 1997'de London School of Economist'te ders vermek üzere İngiltere'ye gittim. 2000 yılında Türkiye'ye geri döndüm ve evlendim. Eşim de Türk.
-Eşinizle Türkiye'de mi tanıştınız?
Önce Türkiye'de tanıştık. Sonra o Londra'ya gidip master yaptı. Daha sonra Londra'da tekrar yakınlaşınca evlenmeye karar verdik. Boğaziçi Üniversitesi'nde uluslar arası muhasebe konusunda ders verdim. Aynı yıl bilişim şirketi Nexum Boğaziçi'ni kurdum. Nexum çok çabuk büyüdü. Yazılım ihracatı yapan ilk 10 şirket arasında. İşler büyüyünce Nexum'daki genel müdürlük görevimi bırakarak danışmanlık hizmetlerini BIC ismi altında sürdürmeye başladım.
GRATİS YÖNETİM KURULU ÜYESİ
-Bugüne kadar hangi şirketlere danışmanlık hizmeti verdiniz?
İlk 500 ve uluslar arası şirketlere odaklanıyoruz. Muhasebe, finans ve yeniden yapılanma konularında şirketlere danışmanlık veriyoruz. Yaptığımız ilk 2 büyük proje Teknosa ve Aselsan oldu. Metro Grubu'nun Türkiye'de büyümesi ve genişlemesinde destek verdik. Aynı zamanda Demir Sabancı'nın şirketi Gratis'de Bağımsız Yönetim Kurulu üyeliği yapıyorum.
-Türkiye'de kaç krize tanıklık ettiniz ve bu süreçte şirketlere ne önerdiniz?
1994 krizi, 2001 krizi ve en son 2008 küresel krizi. 1994 döviz kuru ile bir krizdi. 2001 daha çok bankacılık sektöründe patlak verdi. 2008 krizi Türkiye'yi teğet geçti ama arka kapıdan girdi. Yani hepsi birbirinden bağımsız gelişen krizlerdi. Bütün krizlerde Türk şirketlerinin ortak noktası; krizin etkilerini görmekte geç kalıyorlar. Ya gördüklerinde yönetimsel bir karar almak için çok geçmiş oluyor ya da şirket batma noktasına geliyor. Değişken bir çevrede yaşıyoruz. Şirketler yönetim muhasebesi, iş planı ve nakit planlarında simülasyon yapmalı. Şirketler 'Müşterilerimin yüzde 40'ı ödemelerini geç yaparsa veya ödemezse neler yaşanabilir?' sorusuna yanıt arayarak bir iş planı yapmak zorunda. Böylece şirketlerini korumaları mümkün olur.
TÜRK GİBİ BAŞLA ALMAN GİBİ BİTİR
-Türk şirketlerinin güçlü ve zayıf yönleri neler?
Almanya'dan geldikten sonra şirketlerin daha çok işletmeci ruhu ile hareket etmesi, hızlı aksiyon alması ve inançlı bir şekilde iş planları varsa çok hızlı ve kararlı olmaları beni şaşırtmıştı. Almanya'da her süreç için tek tek onaylar gerekiyor. Tek tek sunumlar gerekiyor. Bu da bir iki yıl sürüyor. O sürede bulunduğunuz ortam değişiyor. O nedenle bir karar almakta Almanlar ve diğer Avrupalı şirketler. biraz daha yavaş gidiyor. Türk insanı ayrıca krizlere alışkın. Bu da daha hızlı aksiyon almasını kolaylaştırıyor. Çünkü her kriz bir şeyler öğretti. Zayıf yönlerine gelince; iş planlarının devamlılığında sıkıntı yaşanabiliyor. O yüzden 'Türk gibi başla Alman gibi bitirmek' önemli. Başta yapılan iş planına sonuna kadar uyulmalı. Yönetim değişse de iş planı aksamadan yürütülmeli.
-Peki küresel krizi atlattık mı?
2008 yılındaki verilere göre kıyaslarsak yüzde 8'lik büyüme beklenirken yüzde 10'luk büyümenin gerçekleşmesi çok iyi bir gösterge. Ucuz likiditenin sonucu bu kriz çıktı. Verilen likidite geri alındıktan sonra krizin uzun dönemli etkileri devam edecek. Devamlı artışa geçen trend olmayacak. Uzun süre etkilerini hissedeceğimiz bir kriz olacak. Henüz krizi atlatmadık. Tekrarlayan periyodlarla iniş çıkışlarla sürecek. Likiditenin geri çekilmesiyle ekonomi yeniden durağanlaşmaya başlayacak.
Krizde pazar payınızı artırın
-Kriz sonrası için Türk şirketlerine önerileriniz var mı?
İlk olarak Türkiye'deki şirketlere şunu söyleyebilirim: Alarmda ve tetikde olun. Çünkü çok fazla rahat şekilde devam etmelerini önermiyorum. Kriz tekrardan çıkabilir, tekrardan büyüme trendine girdiğimizi düşünmesinler. Bununla ilgili kapasite artırımına gitmelerini çok fazla önermiyorum. Tabii ki, belli şirketler kapasite artırımına gidecek ama herkes için bunu önermiyorum. Tetikde ve alarmda olun. Olası bir kriz ve ekonomi daralmasına adapte olabilecek şekilde kendinizi hazırlayın. Bu kriz ortamında şirketlerin pazar payını artırmaları için çok iyi bir ortam var. Şirketlerin stratejilerini tekrar tanımlamaları açısından güzel bir zamandayız. KOBİ'lere özellikle 'Sıfır bazlı strateji' izlemelerini öneriyorum.
Sıfırdan şirket kuracakmış
gibi önleminizi hemen alın
-KOBİ'ler için önerdiğiniz 'Sıfır bazlı strateji' nedir?
Şirketleri batmış ve yeniden bir şirket kuracakmış gibi 'Yeniden bir şirket kursam nelere dikkat ederdim? Neleri değiştirmeyi düşünüyorum?' sorusuna yanıt aramalılar. Biz bu soruyu KOBİ'lere sorduğumuz zaman, 'Yine aynı sektörde aynı şirketi kurardım. Yeniden şirket kurmak zorunda kalsam yönetimden sadece iki üç kişiyi alır öyle devam ederdim' yanıtını aldık. Biz de o zaman şirketinizin batmasını bunları yapmak için neden bekliyorsunuz diyoruz Şirket batmadan önce gerekli önlemleri alın.
-Krizde şirketlerin ilk tepkisi işçi çıkartmak veya personel maaşlarını indirmek oldu. Bu sizce doğru bir yaklaşım mı?
Nexum'da kriz başladığımda bizim de taleplerimiz yüzde 30 düşmüştü ama biz işçi çıkarmadık. Ama bu süreçte işçi de almadık. Maaşları artırmadık ama aynı zamanda indirime de gitmedik. Bir yıl süreyle dondurduk. Belli bir süre geçtikten sonra belli pozisyonlardaki anahtar kişileri başarılı insanlarının maaşlarını artırdık. Çünkü biz bu insanlarla başarılı olacağımızı düşünüyorduk. Çünkü dışardan eleman alacağımız zaman daha fazla ücret vermemiz gerekecekti. Ama tek çözüm yolu işçi çıkartmak değil. Büyümeniz devam etmiyorsa, talebiniz de yüzde 20 oranında düştüyse maliyetinizi de düşürerek dengeye getirmeniz gerekiyor. Ama bu sadece işçi çıkartmakla değil araç, makine, yönetimin maaşları, personel maaşları da dikkate alınmalı. Hepsinde kısıtlamaya gidilmeli. Yatay olarak kestirip atmak gibi işçi çıkartmak yerine asıl zararın nerede olduğunu tespit edip önlem almak daha doğru bir yaklaşım. Sadece bunun bedelini personele ödetmek değil hiyerarjik olarak yönetim kurulunun aldığı bonusları da hesaba katmak gerekiyor.
Datça'daki çiftliğinde
portakal limon yetiştiriyor
-İstanbul'un sizi çeken en sevdiğiniz özellikleri nedir?
İlk 1993 yılında İstanbul'a gelmiştim. 1997 yılında İngiltere'ye döndüğümde İstanbul'u özlemeye başladım. İstanbul benim için dünyadaki en güzel şehirlerden birisi. Yaşaması daha kolay. Diğer şehirler belli yaş sınırını geçtiği için yaşaması daha zor. İnsan ilişkileri daha sıcak. Yaşamımı burada devam ettirmeyi düşünüyorum.
-Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?
Seyahat etmek en büyük tutkum. Sonbaharda ailemle birlikte Avustralya'ya gideceğiz. Datça'da bir çiftliğimiz var. 4 hafta orada kaldık. Portakal, limon ağaçlarıyla dolu. Kişisel olarak motorsiklete binmeyi, fotoğraf çekmeyi seviyorum. Ama çok fazla vaktim olmuyor. Daha çok öğlenleri balkonda oturup şarabımı içmeyi tercih ediyorum.
Ayfer ARSLAN
Etiketler:
Ayfer Arslan,
finanscaddesi,
Joachim Behrendt
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
İyi günler ! burada kredi talebinde bulunan tüm değerli müşterilerimize hızlı bir bildirim, şu anda uygun bir kredi faiz oranına sahip bir kredi planındayız.
İletişim:
e-posta: creditcentercorp.usa@gmail.com
whatsapp: +1 (847) 453 9904
Ciddi kişi arasında kredi teklifi benim adım Crouze Jean Ekonomik operatör
Herhangi bir ciddi kişiye% 2 oranında 2.000 € ile 5.000.000 € arasında değişen özel kısa ve uzun vadeli krediler veriyorum. Daha fazla bilgi için e-posta veya whatsapp ile bana ulaşın:
E-posta: jeancrouze@gmail.com
Whatsapp: 0033677865990
Teşekkür ederim
Ciddi kişi arasında kredi teklifi benim adım Crouze Jean Ekonomik operatör
Herhangi bir ciddi kişiye% 2 oranında 2.000 € ile 5.000.000 € arasında değişen özel kısa ve uzun vadeli krediler veriyorum. Daha fazla bilgi için e-posta veya whatsapp ile bana ulaşın:
E-posta: jeancrouze@gmail.com
Whatsapp: 0033677865990
Teşekkür ederim
Ciddi kişi arasında kredi teklifi benim adım Crouze Jean Ekonomik operatör
Herhangi bir ciddi kişiye% 2 oranında 2.000 € ile 5.000.000 € arasında değişen özel kısa ve uzun vadeli krediler veriyorum. Daha fazla bilgi için e-posta veya whatsapp ile bana ulaşın:
E-posta: jeancrouze@gmail.com
Whatsapp: 0033677865990
Teşekkür ederim
Yorum Gönder