24 Eylül 2010 Cuma

BÜYÜME SÜRDÜKÇE İMKB'DE YÖN YUKARI

Referandum sonuçlarıyla piyasalarda korkunun ortadan kalktığını ve güvenin oluştuğunu belirten Ak Portföy Genel Müdürü Cem Yalçınkaya hem yurtiçi hem yurtdışından gelen büyüme datalarının da etkisiyle Türkiye'nin gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalardan ayrıştığını savundu. İkinci çeyrek büyüme verilerinin güçlü gelmesiyle yıl sonu beklentilerinin de yüzde 7'lere revize edildiğini anlatan Yalçınkaya, bu büyüme trendi devam ettiği sürece borsadaki çıkışın da devam edeceğini öngördü.
Bol likidite döneminin de bu çıkışı destekleyeceğini dile getiren Yalçınkaya, parasal sıkılaştırma trendine girilmesinin ise önümüzdeki 1-1.5 yıllık vadede pek olası görünmediğini vurguladı. Bu arada Merkez Bankası'nın (MB) gecelik faiz oranlarında yaptığı 25 baz puanlık indirimi bir politika değişikliği olarak algılamayan Ak Portföy Genel Müdürü Cem Yalçınkaya, bu adımı MB'nin bankalar arası piyasadaki likidite akışını teşvik etmek amacıyla uyguladığı stratejinin doğal bir sonucu olarak yorumladı.

PİYASALAR MANİK DEPRESİF
-Referandum ertesi piyasada yaşanan gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Piyasaları hareketlendiren, algıları değiştiren kavramlar, güven ve korkudur. Referandum bir belirsizliği ifade ediyordu. Şimdi bu belirsizlik giderildi.Referandum denen korku ortadan kalktı. Türkiye özelinde bir güven oluşmaya başladı. Bunun sonucunda; yılbaşından bu yana Türkiye hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalardan önemli bir biçimde ayrıştı. Örneğin bizim borsamızın getirisi yılbaşından bu yana yüzde 19.7 iken bize en yakın getiri Hindistan'da yüzde 11,2. Türkiye, açık ara önde gidiyor. Tüm bu yerel gelişmelerin yanında, uluslararası piyasalardaki gelişmeler de önemli. Büyüme dataları Avrupa'da, özellikle Almanya'da iyi geldi. Türkiye'de büyüme rakamları iyi geldi. En azından belirli coğrafi bölgelerde ekonomik güven ortamı biraz daha tesis edilmiş, dünyada bol likiditenin biraz daha piyasaları hareketlendireceğine inanç arttı. Ama herşey o kadar hızlı değişiyor ki, iki tane kötü data gelirse yine 'Acaba çift dipli resesyon olur mu?' tartışmaları gündeme gelir. Ben bu durumu manik depresif olarak adlandırıyorum. İki data iyi geliyor iyimser bir hava, iki data kötü geliyor depresif bir hava ile karşı karşıya kalıyoruz.

-Siz çift dipli resesyon bekliyor musunuz?
Son yıllarda piyasalar inanılmaz hızlı dalgalanmalar yaşıyor. Bugün işler kötüye gidecek ertesi gün iyiye gidecek şeklinde bir hava var. Ben mevcut likiditenin, gelişmekte olan piyasaların makul bir sürede sürdürülebilir büyüme seviyelerine ulaşabilmesi için yeterli olduğunu düşünüyorum. Yeter ki doğru kanallarla tüketiciye ulaşabilsin.Ama bu bir zaman sorunudur. Mevcut likidite Türkiye özelinde yeterli görülüyor ve büyümeyi hareketlendirecek. Gelişmekte olan ülkelerin başında gelen Türkiye hızla büyümeye başladı.

YATIRIMCI RİSKİNİ BİR BİRİM ARTIRMALI
-Borsadaki çıkış nereye kadar devam eder?
Son açıklanan 2010 yılı ikinci çeyrek büyüme verilerinin güçlü gelmesinin ardından, yıl sonu büyüme beklentileri yüzde 6,5 - 7 seviyelerine taşındı. Dolayısıyla büyümenin devam ettiği durumlarda da borsanın düşmesini pek bekleyemezsiniz. Ta ki nereye kadar? Enflasyonun hızla yükselmeye başladığı ve Merkez Bankalarının da buna yönelik önlemler almaya başlayacağı, özellikle gelişmiş ülkelerde kısa vadeli faizleri artırmaya başlayacağı ve bol likiditeyi geri çekmeye başlayacağı döneme kadar borsada çıkış devam edecek. Fakat böyle bir parasal sıkılaştırma trendine önümüzdeki 1-1,5 yıllık vadede girebilmemiz pek olası görünmüyor.

-Şu anda borsaya yatırım için zaman uygun mu?
Risk tercihleri ve getirileri çok önemli. Biz, toplum olarak risk almayı tercih etmeyen bir toplumuz. Hane halkı tasarruflarımızın yüzde 75'i mevduatta. Toplamda hisse senedi yatırımı çok düşük, yüzde 5.8 seviyesinde. Fakat faizler o kadar düştü ki, artık aldığımız riski bir birim artırmamız lazım. Bu da, hisse senedi yatırımlarını öne çıkarıyor. Hane halkı parasının tamamı ile hisse senedi almasın, ama riskini ölçsün. 'Yüzde 10 hisse senedi aldığım zaman beni ne kadar etkiler? Endeks yüzde 30 yükselse, yüzde 30 düşse ne kadar etkilenirim?' Bunun hesabını yapsın. Çünkü Türkiye başka bir patikada yoluna devam ediyor. S&P'den açıklama geldi: "12-24 ay içinde Türkiye'nin notu artabilir" diye. Türkiye eğer yatırım yapılabilir ülke sınıfına girerse portföy yatırımı daha hızlı gelir. Türkiye, büyümek zorunda olan bir ülke. Bence böyle bir ortamda, hisse senedi, değerlendirilmesi gereken bir yatırım alternatifi.

Bankacılık cazibesini koruyor
-Borsada hangi sektörler öne çıkacak?
Bankacılığın iyi bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Geçmiş getiriler son derece iyi gitti. Bundan sonra büyüyen bir ülkedede bankacılık sektöründeki hareket devam edecek. Ardından sanayi sektörü geliyor. İçerdeki büyüme, iç tüketim önümüzdeki dönemde sanayiyi de hareketlendirecek. Dayanıklı tüketim malları, hizmet sektörü cazip olabilir.

53 bin kişi korumalı
fonlara yatırım yaptı

-Son dönemde revaçta olan korumalı fonlar sizce mevduata alternatif mi?
Korumalı fonlar çok hızlı büyüdü. Akbank-Ak Portföy işbirliği ile Türkiye'nin ilk ana para korumalı fonunu çıkarttık. Bugüne kadar 18 tane anapara korumalı fon kurduk. 508 milyon TL'lik fon satmışız. Bugün baktığınızda sektör 1.7 milyar TL'lik korumalı fon büyüklüğüne ulaştı. Alternatif bir yatırım aracı oldu ama mevduata bir alternatif oldu diyemeyiz. Ana para korumalı fonlar Türk yatırımcısına uygun bir ürün. Küçük paralarla insanlar bu fonlara yatırım yapabiliyor.

-Şu anda kaç kişi bu fonlara yatırım yaptı?
Akbank genelinde bu fonlara yatırım yapan yatırımcı sayısı 13 bin 795 kişi. Sektör genelinde ise 53 bin 513 kişi ana para korumalı fonlara yatırım yaptı.
66 milyon liralık

-Ak Portföy olarak yılbaşında satışa sunulan BRIC fonlarına talep nasıl?
Talep gayet iyi. 10 lira ile yatırım yapmak mümkün ve bütün Brezilya, Rusya , Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan ülke para birimlerine yatırım yapabiliyorsunuz. 66 milyon TL'lik bir büyüklüğe ulaştık. Bir de altın fonunu Türkiye' de ilk biz kurduk. Biz kurduğumuzda altının onsu 650 dolar civarındaydı. Bugün 1260 doların üzerinde.

Portföy yönetiminde
pazar payı yüzde 29


-Ak Portföy'ün müşteri sayısı ve yönettiği fon büyüklüğü nedir?

5 milyon TL ve üzeri birikimi olan kurumsal ve bireysel yatırımcılara 'özel portföy hizmeti' veriyoruz. Bugün itibariyla 1 milyar 200 milyon TL'ye ulaştık. Sektör büyüklüğü de 4 milyar lira civarında. Yüzde 29 pazar payına sahibiz. Kurumların da, bireylerin de profesyonel portföy yönetimi hizmetine duydukları ihtiyaç arttı. Şu an itibariyle, 33 müşterinin 1 milyar 200 milyon TL'lik parasını yönetiyoruz.

Döviz likiditesi bol
yatırımı önermem

-Peki altına yatırımı öneriyor musunuz?
Öneriyorum. Çünkü likidite bol. Para birimlerine olan güven de tam sağlanmış değil. O yüzden altın her zaman güvenli bir liman gibi görülüyor. İşler iyi giderken emtialar yükseliyor diye altın yükseliyor. İşler kötüye giderken güven aracı diye yükseliyor. Altın sihirli bir yatırım aracı.

-Dolardaki beklentiniz nedir?
Dövizde yükseliş beklemiyorum. Döviz likiditesi hem dünyada, hem Türkiye'de çok bol. Türkiye cazip bir ülke. Bir de daha önemlisi yurt içi yerleşiklerin yaklaşık 100 milyar dolar DTH'ı var. Bu çok dengeleyici oluyor. Piyasa yükseldiği zaman vatandaş dolarını bozuyor. Çok aşağı geldiği zaman da dolar alıyor ve döviz piyasasında yaşanan volatiliteyi sınırlıyor. 'Böyle bir ortamda, dövize dayalı bir yatırım yapar mısın?' diye sorulduğunda, ben yapmamayı tercih ederim. Bir diğer taraftan baktığım zaman ihracatçıların durumu var. İhracatçılar kurun yukarı doğru gitmesini doğal olarak istiyor. Merkez Bankası bu konuda önlem alsın diyorlar. Fakat bu önlemler de geçici olur. Merkez Bankası zaten her gün ihale açıp belli miktarda alım yapıyor. Bunun ötesinde bir doğrudan müdahalenin etkisi ise kalıcı olmaz.

Yüzde 70 sabit getirili,
yüzde 20 hisse senedi

-Peki bir portföy oluşturmak istesek yatırım araçları arasında nasıl dağıtırsınız?
Sabit getirili enstrümanlarda yüksek oranda tutarım. Bu vadeli mevduat olabilir. B tipi tahvil, bono yatırım fonu ya da tahvil, bono olabilir. Yüzde 60-70'ini bu enstrümanlarda tutarım. Yüzde 20 civarında hisse senedi taşırım diye düşünüyorum. Bence portföylerde küçük oranlarda da olsa hisse senedine yer vermek gerekiyor. Dövizi ise portföyümde tercih etmem. Yüzde 10-20 oranında Anapara Korumalı Fonları tercih ederim.

Ayfer ARSLAN-AKŞAM

Hiç yorum yok: