Hem Hükümet hem iş adamları, bankaları sanayiciye ve esnafa kredi vermemekle suçluyor. Peki gerçekten bankalar müşterilerin kredi taleplerini geri mi çeviriyor veya mevcut kredileri vadesi geldiğinde yenilemiyor mu?Bankalar topladıkları mevduatı, sanayiciye, tüccara, esnafa ve tüketicilere kredi olarak verir.
Mevduatı toplarken belli bir faiz öder, kredi kullanandan da mevduat faizinin üzerinde faiz alır. Dolayısıyla bankalar, para arz eden ile para talep eden arasında bir köprü görevi kurar ve belli miktarda kâr elde eder. Ancak mevduat kısa vadede toplandığı için, bankaların yurtdışından uzun vadeli finansman da alarak, bunu krediye dönüştürmesi gerekir. Yoksa kısa vadeli mevduatı işadamlarına veya tüketiciye daha uzun vadeyle veremez...Şu anda global bir krizin içindeyiz. Bankaların yurtdışından orta veya uzun vadeli finansman temin etmeleri neredeyse imkânsız. Mevcut yurtdışı krediler de vadesi geldiğinde ya uzatılmıyor, ya da bir miktarı, o da daha pahalıya yenileniyor. Dolayısıyla bankaların kaynak sıkıntısı var, bulduğu kaynak da daha pahalı. Dolayısıyla bu kısıtlı kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmek isteyeceklerdir. Bankaların elindeki kaynağı mutlaka bir yere ‘plase’ etmesi yani kredi vermesi lazımdır. Aksi takdirde mevcut kaynağı elinde patlar ve zarar eder. Hiçbir banka elinde kaynak tutmaz ve kaynağı krediye dönüştürmek ister.Başbakan Erdoğan neden bankaları sanayiciye kredi vermemekle suçluyor? Çünkü kriz döneminde bankalar ayakta kalma mücadelesi veriyor. Kaynağını aktardığı müşterisinden parayı geri vereceğini garanti etmesini ister. Yani sağlam müşteriye verir. Yok mevcut kaynağı her isteyene aktarırsa ve o paralar geri dönmezse banka batar. Onun için bankalar, özellikle kriz dönemlerinde daha seçici davranır. Dolayısıyla her talep edene kredi vermez, müşteri seçer. Bu, dünyanın her yerinde böyledir.
Kaldı ki, bankalar mevcut kaynağının önemli bölümünü daha garantili gördüğü devletin hazinesine satıyor. Nasıl olsa devletin borca ihtiyacı var, hem yüksek faiz veriyor, hem de geri dönmeme ihtimali yok. O yüzden, Sayın Başbakan bankaları suçlamamalı. Önce kendisi devlet olarak bankalardan para talep etmesin ki, bankalar elindeki kaynağı o zaman mecburen talep eden sanayici, tüccar, esnaf ve tüketiciye, hem de daha ucuza versin. Hükümet olarak bankalardan borçlanma talebinde bulunacak ve bankaların kredi olarak satması gereken kaynağı toplayacaksın, sonra da çıkıp bankalar işadamlarına kredi vermiyor diyeceksin, bu haksızlık olur.
Gerçekten sayın Başbakan işadamlarımızın finansman ihtiyacının bankalar tarafından karşılanmasını istiyor ise -ki istiyor- o zaman devlet olarak bankaların elindeki o kaynağı toplamasın ki, bankalar o kaynağı işadamlarına kredi olarak versin. Devletin bankalardaki kaynağa ve üstelik daha yüksek faizle borçlanmaya ihtiyacı olduğu sürece, bankalar bu yağlı müşteriyi bırakıp, daha riskli kredi verme yolunu seçmez.
Aydın AYAYDIN-VATAN GAZETESİ
Görsel haber.mynet.com'dan alınmıştır.
27 Mayıs 2009 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder