20 Aralık 2010 Pazartesi

SİYASET PİYASANIN UMURUNDA DEĞİL

Yatırım bankacılığı alanında hizmet veren ve 10 milyar dolarlık fonu yöneten İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdürü İlhami Koç, varlık yönetimi şirketi kurmak için BDDK'ya başvurduklarını açıkladı. Bankaların ve alacaklarını tahsil edemeyen şirketlerin alacaklarını satın alıp bunun tahsilatını yapacaklarını belirten Koç, "Getiriler düştükçe yeni yatırım arayışları oluyor. Dünyada bu olay çok yaygın. Türkiye'de ise bu işi yapan 4-5 şirket var. Böylece bankalar ve şirketler tahsilatla uğraşmıyor. Ayrı bir ekip çalıştırmıyor" dedi.
Yurtdışında da büyüme planlarını olduğunu anlatan Koç, Kazakistan ve Londra'dan sonra Dubai'de ofis kurma çalışmalarının sonuçlanmak üzere olduğunu vurgulayarak, "Bu bölgeye yönelik faizsiz ürünler çıkarabiliriz" dedi.

YATIRIMCI ARTIK TEDİRGİN DEĞİL
Yabancı yatırımcının Türkiye'ye olan ilgisine de değinen İlhami Koç, Türkiye'nin büyüme hikayesinin yabancıyı çeken en önemli etken olduğuna işaret ederek şu yorumu yaptı: "Eskiden bir sürü şey konuşulurdu. Bunların çoğu çözüldü. Artık Türkiye şundan dolayı problemlidir diyebileceğimiz bir şey yok. Vergi, bürokrasi sorunları çözüldü. Yani yabancı yatırımcı Türkiye'ye artık çok rahat gelebiliyor. Türkiye'de eskiden siyaset piyasaların seyrinde önemli bir faktör olarak dikkate alınır ve değerlendirilirdi. Fakat çok uzun süredir siyaset dikkate alınmıyor. Bir takım tahminlerde bulunduğumuzda ya hiç dikkate almıyoruz, ya da çok az dikkate alıyoruz."
İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç, sorularımızı şöyle yanıtladı:

TL'Yİ DAHA AZ ŞİDDETLE ÖNERİYORUZ
-Gelecek yıl Türkiye ekonomisi açısından risk gördüğünüz unsurlar var mı?
Kendi iç hikayesi olan ülkeler krizden az etkilendi ve farklılaştı. Türkiye de yüksek büyüme oranları ile kendi bölgesinde çok öne çıktı. Fakat madolyonun öbür tarafında cari açığımız temel problem. Önümüzdeki dönem bu açıdan biraz daha kırılgan olabilir diye düşünüyorum. Bir yandan Merkez Bankası faizleri daha da indirebileceğini söylüyor. Bir yandan mevduat munzam karşılıkları yukarı doğru çekiliyor. TL'nin daha fazla değer kazanmaması gerekir. Biz yatırımcılarımıza 2002 yılından bu yana TL'de kalmalarını öneriyoruz. 2011 yılında da bunu öneriyoruz. Ama daha az şiddetle öneriyoruz. Çünkü TL uzun yıllardır böyle. Krizde de güçlü yapısını korudu. Ve dikkat ederseniz birçok ülke dünyada krizi aşmanın yolu olarak paralarını devalüe etti.

CARRY TRADE İÇİN HALA FAİZLER CAZİP
-MB'nin yaptığı faiz indirimleri ekonomiyi nasıl etkileyecek?
Şu anda ekonomiler üzerinde enflasyon baskısı olmadığına göre faizler indirilebilir görünüyor. Fakat ekonomi çok ısınabilir. Düşük faiz ortamı insanları sürekli harcama yapmaya yöneltiyor. Harcamalar da cari açığın bir nedeni. Bu nedenle faizleri aşağı çekip öbür taraftan para piyasasının bir başka aracı olan munzam karşılıklarla oynayarak kredi maliyetlerini yukarda tutmaya çalışıyor. Bunun dışında çok farklı politikalar uygulanabilir mi? Hayır. Para politikası araçları belli. Biz hala yatırımcılar bize geldiği zaman faiz olarak tarihi en düşük faiz ortamı olduğundan bahsediyoruz onlar Türkiye'de faizin yüksek olduğundan bahsediyor. Yani bir anda hala TL faizlerinin bu kadar düşmesine rağmen carry trade dediğimiz işleme müsait. Öbür tarafta yüzde 1-1.5 civarında faizler var. Türkiye'de yüzde 7-7.5'larda.
Türkiye'de faizler yüksek, büyüme var. Dolayısıyla ben bu riski alırım diye geliyor yatırımcı.

-Faiz oranlarının aşağı çekilmesi tasarrufları azaltmaz mı?
Bence yanlış olan yüksek faiz ortamıydı. Şimdi doğru yöne doğru gidiyoruz. Yüksek faiz ortamında tasarruflar için iki tane seçenek vardı. Bir tanesi kısa vadeli kamu kağıtları. Risk almadan çok yüksek faiz alabiliyordunuz. Şimdi faizden geçinen çok büyük bir kesim yavaş yavaş yeni alternatif arayışına girdi. Örneğin; anapara garantili fonlar, özel sektör tahvilleri, varantlar diğer seçenekler. Yakında obsiyon piyasası açılacak. FX işlemleri gelecek. Serbest fonlar büyüyor. Para yatırım enstrümanları dünyasında farklı farklı dünyalara gitmeye başladı. Şu anda yaşadığımız süreç de o zaten.

Sıcak paranın tanımı iyi yapmak lazım
-MB'nin aldığı önlemler sıcak para girişini önler mi?
Burada tartışılan iki tane şey var: Para politikası araçları ve maliye politikaları. Sıcak paranın tanımını iyi yapmak lazım. Bunu nasıl ayrıştıracağız? Hisse senedi veya tahvil alan sıcak para mıdır? Privete equite yatırımları sıcak para mıdır? En basit tanımıyla faiz farkına gelen para 'sıcak para' dır. Ama siz hangisine vergi koyacaksınız? Kolay değil. Bence enflasyon ortaya çıkmayacaksa faizleri aşağı doğru çekmek daha kolay bir yöntem.

2011'de yabancı doğrudan yatırımı 16 milyar $'ı bulur
-2011'de yabancı doğrudan yatırımlar konusunda beklentiniz nedir?
Birleşme ve satın alma işlem hacminin özelleştirme projelerine bağlı olarak 2011 yılında 15-16 milyar dolara ulaşmasını öngörüyoruz. Dünyada yatırım arayan bir para var ve bir takım hikayeleri seviyor. Türkiye de büyüme nedeniyle cazip bir ülke. Bu nereye kadar devam ediyor? Türkiye kendisini gelişmiş ülkelerden büyüme ile ayrıştığı için geliyor. Biz büyümede ayrışamazsak eğer gelişmiş ülkelerle aynı orana inerse o zaman sorun başlar.

-Hangi sektörler yabancının ilgisini çekiyor?
Türkiye'nin özelliği hemen hemen her sektörde üretimin bulunuyor olması. Yurtdışından para girişi otomotiv, tekstil, sağlık her sektörde var. Ama büyük iş derseniz ağırlıklı kamunun özelleştirmelerinden gelen işler. Otoyolların işletmesi, enerji yatırımları, Milli Piyango özelliştirmesi..

Özel sektör tahvilleri ve hisseyi öneriyor
-Yatırımcılara 2011 yılında önerileriniz neler?
Bu süreç devam edecek. Faizden daha riskli ürünlere kayış devam edecek. Yeni ürünler piyasaya giriyor. Önemli olan her yatırımcının kendisini hangi riski tolere edeceğini bilip ona göre ürünlere kayması. Bu yüzden bir profesyonel destek almak belki en ideali. Özel sektör tahvilleri bir seçenek. Hisse senetleri bir başka seçenek. Portföylerin bir kısmında mutlaka özel sektör tahvili ve hisse senedi bulundurmalarında fayda var.

-Siz yatırımlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim yatırım fonlarımız var, parayı oraya bağlıyorum. TL'de tutuyorum. Öbür türlü onumu alayım bunu mu alayım diye düşünmüyorum. Öbür türlü beynimi bu konulara ayıracak olursam başka şeylerle ilgilenemem. Bu sadece benim için geçerli değil, bütün burada çalışanlar için geçerli. Herkes kendi parasına odaklanmasın, müşteri parasına odaklansın.

Evde de sürekli iş ortamı var
-Kriz sürecinde sizin de mesai saatleriniz artmıştır...
Zaten mesai saati diye bir şey kalmadı. Bir defa dış piyasalardan dolayı neredeyse 24 saat çalışıyoruz. Burada çift vardiyalı çalışıyoruz. Zaten bizim işimizin doğası gereği eve gittiğimiz zaman hanım normal dizi seyreder, biz başka kanallar seyrediyoruz. Eskiden iş işte bırakırdı. Artık mobil iletişim araçları sayesinde evde sürekli iş ortamı var.

-Boş zaman bulunca ne yapıyorsunuz?
Kitap okuyorum. Tarih kitaplarını tercih ederim.
Ayfer ARSLAN

Hiç yorum yok: