28 Aralık 2010 Salı

ANADOLU İNSANI KADIN YÖNETİCİYİ SEVİYOR

Türkiye'de makro ekonomik görünümün geleceğe yönelik umut verici olduğuna inanan Hollanda merkezli ING Bank, büyüme stratejesinde lokomotif görevini KOBİ bankacılığına devretti. KOBİ Bankacılığı'nın dümeni ise 18 yıllık bankacı Yaprak Soykan'a emanet. Türk bankacılık sektöründe KOBİ ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu tek kadın genel müdür yardımcısı olan Soykan, görevi nedeniyle Anadolu'da hemen hemen bütün illeri gezmiş.
“Anadolu insanı kadın yöneticiyi seviyorî diyen Soykan, “Anadolu insanının inanılmaz bir öngörüsü ve zekası var. ABD, Avrupa'da şirketlerin dev Ar-Ge ekipleriyle gerçekleştirdiği yatırımları Anadolu'daki şirketler küçük ekiplerle başarıyorî tezini savunuyor. Anadolu'yu gezmenin en keyifli yanının müşterilerle yöresel lezzetleri tatmak olduğunu dile getiren Soykan, gurme gibi hangi şehirde nerede yemek yiyeceği konusunda da uzmanlaşmış. En lezzetli yemeğin en salaş yerlerde yeneceğini söyleyen Soykan, “Kayseri'de mantı, Gaziantep'te İmam Çağdaş, Bursa'da İskender kebap favorimî diyor.
Geçtiğimiz aylarda Anadolu'daki küçük ve orta ölçekli işletmelere yönelik 'Biz Bize Sohbetler'i başlatan ING Bank KOBİ ve Ticari Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yaprak Soykan ile hem KOBİ bankacılığındaki hedeflerini, hem de bugüne kadar gezdiği illerdeki izlenimlerini konuştuk.

-ING Bank olarak 2010 yılında KOBİ'lere ne kadar kaynak aktardınız?
2010 yılında yüzde 25 civarında bir büyüme gerçekleştirdik. Toplam kredilerdeki büyüme ortalamasının üzerinde bir büyüme oranını yakaladık. Bu yılı KOBİ ve ticari bankacılık segmente 12 milyar lira kaynak aktarmış olarak tamamlayacağız.

- Hangi sektörlerde kredi kullanma iştahı daha fazla?
Sektörleri net olarak ayırmak mümkün değil. Sezonsal olarak her dönem biri öne çıkıyor. Turizm döneminde turizm kredilerimiz artıyor. Gıda sektöründe kış döneminde kredilerimiz büyüyor. Bu yıl taahhüt sektörü çok hızlı büyüdü. Tekstil sektöründe çok önemli bir büyüme yaşandı. İhracatçı müşterilerimizde önemli bir büyümemiz oldu. Turizmde atağa kalktık.

KOMANDO EKİBİ KURDUK
-Kriz dönemide size işletmelerden ne gibi talepler geldi?
Aslında biz büyük krizi 2009 yılında yaşadık. KOBİ segmenti sermayenin az kuvvetli olduğu bir grup. Onların krize dayanıklılğı diğerlerine göre daha az. Biz dedik ki, 'Kriz geldiğinde hızlı bir frene basma politikası izlemeyelim.' İsmini 'Çare' koyduğumuz bir inisiyatif başlattık. Aslında bir komando ekibi kurduk. Ve 5 bine yakın müşterimizin kapısını çaldık. Kimi müşteri ödemelerinde erteleme, kimisi vadeyi uzatmak istedi. Kimisi ise kredisini kapatmak ve yoluna kredisiz devam etmek istedi. Herkesten farklı talepler geldi. Taleplerine uygun çözümler geliştirdik. Biz belki de sektörde bir ilki yapıp terzi usulü herkesin tek tek ihtiyacına göre bir iş yaptık. Bu bizim esnekliğimizle çok alakalı. Esnek ve değişen şartlara çok çabuk ayak uydurabilen bir bankayız. Toplam bankacılık sektörü o dönemde kredilerde küçülürken biz pazar payımızı artırdık.

KOBİ'LER BÜYÜMEDE LOKOMOTİF
-2011 yılında KOBİ'lere yönelik neler yapacaksınız?
2010 yılında aslında çok agresif bir hedef belirledik. ING Grubu Türkiye'yi yatırım yapmak istediği ülkelerden biri olarak belirledi. Bu aslında çok doğal bir sonuç. Makro ekonomik görünümüz hiç olmadığı kadar heyecan verici ve ileriye dönük umut verici gözüküyor. Türkiye ciddi bir büyüme ülkesi. Büyümenin bu yıl yüzde 8.5 civarında olmasını bekliyoruz. Bütün yatırımcılar Türkiye'yi yatırım yapılabilecek ülkelerin en önemlilerinden biri olarak sayıyor. Bizi Brezilya ve Çin ile karşılaştırıyor. Çin dünyanın en büyük 3. ekonomisi, Brezilya dünyanın en büyük 8. ekonomisi. Bu aslında bize önümüze bir hedef çiziyor. Tabii ki bunun sonucu olarak ING Grubu da Türkiye'ye yatırımlarını artırarak devam ettirme kararı aldı. KOBİ bankacılığı olarak bu büyümede lokomotif görevini üstlendik. Sektör yüzde 12 büyüyecek biz bunun üzerinde yüzde 21 civarında bir büyüme hedefi koyduk önümüze. Bu sene KOBİ stratejimizin önemli bir kısmını Anadolu ile eşleştirdik. Onların gücüne güç katmak onların gücünden güç almak gibi bir niyetimiz var. Onun için biz bize sohbetleri Anadolu illeri ile başlattık. Anadolu kaplanlarını Anadolu aslanlarına çevirme gibi iddialı bir hedefimiz var.

İlişki, hızlı hizmet ve fiyat KOBİ'leri ING'ye çekecek
-Bütün bankalar KOBİ'lere odaklanmış durumda. Sizin diğerlerinden farkınız ne, neden KOBİ'ler size gelsin?
Doğru, sektörde tatlı bir rekabet var. KOBİ'lerin ING'ye gelmesi için size üç sebep sayabilirim. Birincisi; ilişki. Müşterinizle iyi ilişki kurduğunuz zaman başarılı olursunuz. İkincisi; hızlı hizmet. Üçüncüsü; fiyat. İlişkinin önemi kalıcı olması. Biz müşterilerimizle uzun süreli ilişki kurmak isteriz. Aslanlar gibi bir ekibimiz var. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok! İyi ilişki kurabilen, iyi hizmet veren bankalar bu alanda başarılı olacak.

Anadolu insanı kadın yöneticiyi seviyor
-Sektörde KOBİ bankacılığından sorumlu tek kadın yönetici sizsiniz. Meslek hayatınızda bunun getirdiği zorluklar oldu mu?
18 yıllık bankacıyım. Son 10 yıldır da sektörde çeşitli kademelerde yöneticilik yapıyorum. Bir bayan olarak Anadolu'da gezmeye çok alışkınım. Hep keyifle yaptığım bir iş oldu. Anadolu insanı her zaman bir kadın yöneticiyi çok büyük zarafetle ve saygıyla karşılıyor. Ben artık insanımızın, yöneticilerin kadın olmasından keyif aldığını düşünüyorum. İyi bir ekip olunca başarı kaçınılmaz oluyor. Kadın olarak bu sektörde tek olmaktan keyif alıyorum.

En salaş yerde yemek yemeyi tercih ediyorum
-Anadolu'da bugüne kadar kaç ili dolaştınız?
Hemen hemen bütün Anadolu illerini dolaştım.

-Yaşadığınız ilginç anekdotlar var mı?
Anadolu'da gezmenin şöyle bir keyfi var. Her gittiğiniz yerde ayrı bir mutfak var. Türkiye o anlamda o kadar zengin ki, bizim en büyük zevkimiz her gittiğimiz yerde müşterilerimiz ile yemek yemek. Öyle zamanlarda ilk kez gittiğim yerlerde bir bayan geliyorsa biraz daha süslü bir yere gidelim diye bir çaba olur. Ama tam tersine salaş yerlerde en güzel yemeği yersiniz. Şimdi artık arkadaşlar en iyi lezzet için en salaş yeri seçmeye çalışıyor. Şimdi artık Anadolu'da en iyi yemeğin nerede yiyeceğine çok hakimim.

-En çok hangi yörenin yemeklerini seviyorsunuz?
Ben tatlıya çok düşkünüm. Antep'te İmam Çağdaş'ı hiç atlamam. Kayseri'de mantı, Bursa'da İskender yemeden çıkmam.

-Peki bu kadar zayıf kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
Çok spor yapıyorum ve koşturuyorum. Haftada en az üç günümü spora ayırıyorum.

Antep, Kayseri'nin farklı bir enerjisi var
-Girişimcilik ruhu ile sizi en çok etkileyen il hangisi oldu?
Antep'in inanılmaz bir enerjisi var. Anteplilerin bir marka olması tesadüf değil. Keza Kayseri'nin farklı bir enerjisi var. Bizim Anadolu insanımızın gerçekten inanılmaz bir öngörüsü, zekası var. Dolayısıyla her gittiğimiz ilde bunun farklı bir versiyonu ile karşılaşıyoruz. Hele yabancı bir yönetici ile gezdiğinizde Türk olarak acayip gurur duyuyorsunuz. Konya'da inanılmaz bir potansiyel var. Maraş tekstilde çok iyi. Bursa inanılmaz bir şehir. Eskişehir artık İstanbul'a yaklaştı.

Kredi faizlerinde hızlı bir artış olmaz
-Kredi faizlerinde gelecek yıl nasıl bir seyir bekliyorsunuz?
Kalıcı düşük faiz ortamı devam edecek. Yıl ortasından itibaren Merkez Bankası (MB) ufak ufak faiz artışına başlayabilir. Ekonomik büyümede bir yavaşlama öngördüğümüz için bankacılıkta rekabetin artmasını bekliyoruz. Rekabetin arttığı bir yıl olacağı için kredi faizlerine yansıma birebir olur mu? Tamamen piyasa gelişmelerine bağlı olacak. Gelecek yıl kriz ortamı öngörmedğimiz için çok hızlı bir faiz artışı beklemiyoruz.

İnşaat, enerji, tekstil sektörleri öne çıkacak

-2011 yılında hangi sektörler öne çıkacak?
Türkiye gelişmekte olan bir ülke olduğu için inşaat hiçbir zaman durmayan bir sektör olacak. Türkiye her zaman yatırıma devam edecek. Hem konut alımları hem altyapı yatırımları devam ediyor. Hızlı gelişen ve büyüyen bir nüfusumuz var. Enerji yatırımları artacak. Enerji yatırımları ekonomide önemli bir yer tutacak. Tekstil büyümesine devam edecek. İhracatta Uzak Doğu'nun yüksek maliyetleri Türkiye'nin bu alandaki şansını artıyor. Turizm geçen sene çok iyiydi. Gelecek yılda iyi devam etmesi bekleniyor..

Yeğenim Leyla stres topum!
-Bu kadar koşturmaca arasında boş vakit bulduğunuzda neler yapıyorsunuz?
Evde eşinin az gelmesinden şikayetçi bir eş var! Allahtan o da eski bir bankacı. Birbirimizi anlayabiliyoruz. Boş vakitlerimde birlikte seyahat ediyoruz. Spor yapıyorum, kitap okuyorum. Bir de dünya güzeli bir yeğenim var. Hayatta en büyük keyfin ne derseniz, 2 yaşındaki dünya güzeli yeğenim Leyla! Hafta sonları onunla daha fazla vakit geçirebilmek için sabah 06.00'de kalkıp beraber kahvaltı yapıyoruz. Benim stres topum! İki şarkı söylüyor. 'Aşkım' diyor. Ben daha o dakika bitiyorum! 'Teyze, anne yarısıdır' denir. Ben vakit bulamadğım içim bugüne kadar bebek sahibi olamadım. Böylesi bana çok rahat geldi. Her sorumluluğu annesinde, en keyifli anları benimle geçiriyor.
Ayfer ARSLAN

Hiç yorum yok: