3 Ocak 2010 Pazar

FİNANSBANK 1.500 YENİ PERSONEL ALACAK

Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş, AKŞAM Gazetesi'nin Future&Trends ekine bankanın 2010 yılı hedeflerini anlattı.
-Bankanız ve Türk bankacılık sektörü açısından 2009 yılını kısaca değerlendirir misiniz?
2001 sonrası bankacılık sektöründe yapılan düzenlemelerin yararını bu krizde görmüş olduk. Bankacılık sektörümüze bakacak olur isek aslında bu krize oldukça kuvvetli girdiğimiz söylenebilir. Küresel bazda finansal sektörde önemli sıkıntıların yaşandığı ve risklerin büyük ivme kazandığı bu dönemde, bankalar ihtiyatlı bir yaklaşım sergiledi. Böylece güven veren, istikrara katkı yapan bir performans gösterdi. Bu dönemde bankalarımızın önemli bir bölümü, risk yönetimi bazlı ve ekonomik konjonktürün gerektirdiği piyasa enstrümanlarını kullandı. Şu ana kadar görüldüğü gibi bankacılık sektörünün bu yıl ara dönemlerde açıklamış olduğu kar rakamları, reel ekonominin küçülme trendine rağmen çok başarılı seviyelere vardı. Bunun en önemli sebebi, bu dönemde faizlerin düşmesinden kaynaklanan mevduat faiz marjlarının olumlu olarak karlılığa etkisidir. Tüm bu veriler ışığında bankaların 2009'u karlı bir şekilde kapatacaklarını ve krizden asgari seviyede etkilendiklerini söyleyebiliriz.

AKTİFİMİZİN %68'İ REEL SEKTÖRE GİTTİ
-Banka olarak hedeflerinize ne ölçüde ulaştınız?
Açıkladığımız rakamlardan gidecek olur isek; aktif kalemlerimizin gelişimi için müşteri odaklı faaliyetlerimizi 2009 yılının 3. çeyreğinde de devam ettirdik ve dönem sonunda sektör ortalamasının üstünde yüzde 68 kredi/aktif rasyosu ile reel sektörümüze en yüksek faydayı sağlamayı çalışan bankalar liginde yeralmayı başarabildik. Aynı dönemde mevduat hacmimizi de büyütmeye dengeli bir şekilde devam ettik ve toplam mevduatlarımızı 15,5 milyar lira seviyesine ulaştırdık. Bankamızın 2009 yılı 3. çeyrek net dönem kârı 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 105'lik artış ile 631 milyon TL olarak gerçekleşti. Toplam özkaynaklarımız, kredilerimiz, müşteri mevduatımız, net ücret ve komisyon gelirlerimiz, vergi ve provizyonlar öncesi karımız, ve net faiz gelirlerimiz bir önceki yıla göre artış gösterdi. Aynı dönemde vergi, provizyonlar ve iştirak satışı karı öncesi karımız ise yüzde 58 artarak 1,161 milyon TL, iştirak satış karı öncesi brüt karımız ise 559 milyon TL olarak gerçekleşti. İştirak satış karımız hariç tutulduğunda, net dönem karımız, 2009 yılının 3. çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 44'lük bir artış ile 444 milyon TL oldu. 2009 yılı 3. çeyrek sonunda 461 şube ve 10 bin 17 çalışan sayısına ulaşan Bankamız ileride de ekonomiye bu performansta değer yaratmaya devam edecektir.

KREDİLERDEKİ BÜYÜME GÜÇLENECEK
-Sektör aynı karlılığı 2010 yılında da sürdürebilecek mi?
2010'da ekonomik büyümeye dönüşle birlikte bankacılık sektöründe kredi hacminin de yeniden büyümeye başladığını göreceğiz. Özellikle IMF ile anlaşma sağlanması ve kamunun iç borçlanma ihtiyacının azaltılabilmesi halinde kredi hacmindeki büyüme daha güçlenecek ve bankacılık sektörünün reel kesime verdiği desteğin daha da artması mümkün olabilecek. Bu süreçte takipteki alacakların kredilere oranındaki gerileme de sektör açısından bir başka iyi haber olacak. Buna karşılık 2009'daki hızlı faiz indirimleriyle genişleyen faiz geliri marjı 2010'da daralmaya başlayacak ki bu tablo bankacılık sektörünün 2010 karlılığı açısından önemli bir risk teşkil ediyor.

FAİZ DIŞI GELİRLER ÖNE ÇIKACAK
-2010 yılında bankacılık sektöründe rekabet hangi alanlarda yoğunlaşacak?
Kürsel kriz kasırgasının yaratığı kaosun yatışmaya başladığı, dünyada dengelerin yeniden şekillendiği bir döneme giriyoruz. Bu dönemde bankacılar olarak temel misyonumuz ekonomimizin rekabet gücünü, ihtiyaçlarımıza cevap verebilir bir konuma yönlendirmek olmalıdır. Bu dönemde KOBİ'lerden kurumsal müşterilerimize kadar tüm ticari segmentteki paydaşlarımız ile işbirliği içinde hareket etmemiz gerekiyor.
2009 yılında ekonomik küçülme nedeniyle reel sektörde gözlenen sıkıntılar, kredi talebinde yaşanan düşüş ve artan kredi riski nedeniyle bankalar, menkul değer yatırımlarına yöneldiler. Merkez Bankası'nın faiz indirimleri sonrasında düşüşe geçen Hazine faizleri, bankaların Hazine kağıtlarından kar elde etmelerine neden oldu ve bu da banka karlılıklarını olumlu yönde etkiledi. Ancak hazine faizinin cazibesi kalmadı. Bu nedenle bankalar yeni plasman alanlarına yönelerek menkul değer yatırımları yerine kredi vermeyi tercih edecek. Bankacılık sektöründe önümüzdeki dönemde gündeme gelmesi olası bir diğer alan da mali yapının nasıl güçlendirileceği konusu. Bu konuda da hızla genişleyen hizmet ağı ile finansal hizmetlere olan talebin karşılanması için de hazırlıklar yapılıyor. Bankalar, önümüzdeki dönemde kârlılıklarını korumak için faiz dışı gelirlere odaklanacak, sundukları ürün ve hizmetleri çeşitlendirecek, hiç girmedikleri hizmet alanlarına yönelecekler.

Dövizde dönemsel dalgalanma olabilir
-2010 yılında faiz ve dolar kuru nasıl bir seyir izleyecek? Beklentileriniz?
2009 yılında tarihi düşük seviyelere gerileyen enflasyonun 2010 yılında baz etkileri, ekonomik büyümeye dönüş nedeniyle yükselişe geçmesini bekliyoruz. Buna bağlı olarak faizlerin de yükseliş eğiliminde olacağını ve Merkez Bankası'nın yılın ikinci yarısında toplam 200 baz puan faiz artırımına gideceğini tahmin ediyoruz. Büyüme performansı ve yükselen faiz ortamı 2010 yılında TL'yi destekleyen etkenler olacak. Dolayısıyla önümüzdeki yıl TL'nin istikrarlı bir seyir izlemesini ve yılı 2009'a kıyasla az da olsa değerlenerek kapatmasını bekliyoruz. Bununla birlikte Türkiye'nin hala devam eden dış finansman açığı TL'nin uluslararası piyasalardaki dalgalanmalara hassas konumunun sürmesine neden olacak. Bu nedenle risk algısındaki değişimlere bağlı olarak döviz kurlarında dönemsel volatilite yaşanabilir.

2010'da kredi hacmini yüzde 25 artıracak
-Bankanızın 2010 yılı büyüme stratejisi ve hedefleri nedir?
KOBİ, ticari ve kurumsal segmentte de çalışmalarımıza her zamanki gibi önem veriyoruz ve ürün, hizmetlerimizi geliştirerek müşterilerimize en uygun çözümlerle gitmeye çalışıyoruz. Bizim önümüzdeki dönem stratejimiz sunduğumuz ürün ve hizmet grupları ile tüm segmentlerde çalışmalarımıza devam ederek, gerek kendi büyümemizi gerekse ekonominin büyümesine katkımızı sürdürülebilir kılmaya çalışacağız. Bu çerçeve içerisinde tüm ürünlerde pazar payımızı artırmayı ve kredilerde yüzde 25 civarında büyümeyi hedefliyoruz.

50 yeni şube açacak
-Şubeleşme ve personel alımına ilişkin planlarınız?
2009 yılı için belirlenen istihdam hedefine ulaşılabilmek için işe alımlarımız devam ediyor. Bu şekilde genel müdürlük ve şubelerimizin mevcut personel ihtiyacını karşılamayı planlıyoruz. Yıl sonu personel sayımızın 10 bin 100 olmasını bekliyoruz. 2010 yılında hedefimiz bin 500 yeni çalışan istihdam etmek. 2009 yılını ise planladığımız gibi 461 şube ile kapatmayı hedefliyoruz. 2010 yılında ise hedefimiz 50 yeni şube açmak olacak.

Faiz ve aktif kalitesi en önemli riskler
-2010 yılında sektörü ve Türkiye ekonomisini bekleyen en önemli riskler nelerdir?
2010 yılına ilişkin en önemli riskler kredi riski ve sektörümüzün aktif pasif vade uyumsuzluğunun neden olduğu faiz riskidir. Bankacılık sektörünün bu dönemde elindeki kaynağı çok dikkatli kullanması ve karlılığını devam ettirmesi gerekiyor. Öte yandan bu dönemde, faizlerde başlayacak bir yükseliş faiz riski yönetimini daha ön plana çıkartıyor. Aktif kalitesi ise bankacılık açısından diğer bir risk faktörü olmaya devam edecek. Büyüme ve kredi kalitesi her zaman birbirini dengeleyen iki unsur olmuşlardır ve sağlıklı bir yapı oluşturulabilmesi için çok iyi yönetilmeleri gerekir. 2009'da bozulan aktif kalitesinin daha kötü bir seviyeye ilerlemesini önlemek ve hatta bir miktar düzelme sağlamak çok önemli olacak. Önümüzdeki dönemde bankalar büyüme çabalarıyla birlikte kredi kalitesini beraber yürütmek durumunda kalacak. Önümüzdeki yıl karlılık açısından zor geçecek. Reel ekonomide görülen yükselişle birlikte bankacılık sektöründe daha rekabetçi bir ortam yaratacak bir konjonktür var. Bu süreçte ölçek ekonomisi önem kazanacak ve kar marjları daralacak. Bu nedenlerle sektördeki karlılığın önümüzdeki dönemde düşeceğini tahmin ediyoruz.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM

Hiç yorum yok: