Türk bankacılık sektörü liginde yaklaşık 4 milyar liralık aktif büyüklüğü ve 42 şubesiyle ilk 20 banka içerisinde yer alan Eurobank Tekfen birinci lige hazırlanıyor. Sabahları 06.30'da güne 1.5 saat sporla başlayan Eurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet Sönmez'in bu dinamizmi bankanın 2014 hedeflerine de yansıyor. 2014'de şube sayısını 200'e çıkaracaklarını açıklayan Sönmez, "Küçük ölçekli bankalar liginden çıkıp orta ölçekli bankalar liginde önemli bir oyuncu olmak istiyoruz. Yılın ikinci yarısında da bireysel bankacılığa giriyoruz" diyor.
Eurobank Tekfen'in ana hissedarı Yunanistan'ın ikinci en büyük bankası Eurobank EFG. Yüzde 30'u ise Tekfen Grubu'na ait. Ana sermayedar nedeniyle Yunanistan'daki krizin bankaya olan etkisi konusunda ise Sönmez'in mesajı net: "Bankamıza etkisi sıfır. Hiçbir ortaktan para istemiyoruz. 481 milyon lira özkaynağımız var, üç yıl yeter. Yani cephanemiz hazır, şimdi kredi kullandıracak şirket arıyoruz."
YARDIMCILARIMIN YARISI BAYAN
12 genel müdür yardımcısının yarısının bayan olduğunu övünerek anlatan Sönmez, "Bayanların yönetimde farkı var mı" diye sorunca, "Bence dengeli olması çok iyi. Önemli olan cinsiyetten çok sektördeki deneyim ve bilgi. Bankacılıkta bayan olmanın bir avantajı belki hissetme ve öngörü anlamında ilave bir katkısı olabilir" yanıtını veriyor.
-Kriz Eurobank Tekfen'i nasıl etkiledi?
Sektörde 9 aylık verilere baktığımız zaman kredilerini en fazla artıran banka Eurobank Tefken oldu. Geldiğimiz nokta 1.5 milyar liraya yakın kredi hacmine ulaştık. Bu yüzde 16'lık bir artışı gösteriyor. Türkiye'de kredi hacmini en fazla artıran ikinci banka olduk. Mevduat yüzde 6 oranında artışla 1.8 milyar liraya geldi. İlk 9 ayı 31 milyon liralık karlılıkla kapattık. Sermaye yeterlilik oranımız yüzde 28'ler civarında. Sektörün toplam kredi artışından neredeyse 2.5 kat fazla kredi kullandırdık. Dolayısıyla 2009 yılı bizim için çok verimli geçti.
TEK BİR KREDİMİZİ GERİ ÇAĞIRMADIK
-Bütün bankalar kredide frene basarken, siz bu artışı nasıl sağladınız?
Tekfenbank döneminde gelen bir özelliğimiz var. Eurobank Tefken çalıştığı müşterilerinin kötü gün dostudur. İlk kriz çıktığında yanlarında olduk ve bütün müşterilerin hayatlarını devam ettirebilmesi için iyi niyetli olanların BDDK'nın da mevzuat değişikliğini destek olarak arkamıza alıp yapılandırma işine iyi uygulamalar gösterdik. Kriz çıktığından beri bir tek kredimizi bile geri çağırmadık. Yapılandırmalara çok sıcak baktık. Yaklaşık 70 milyon lira civarında bir krediyi yapılandırdık.
250 PERSONEL ALACAK
-2010 yılı gündeminizde neler var?
Bu yıl 16 şube açacağız. İlk 4 şubeyi Şubat ayında açıyoruz. Geri kalan 12 tanesini yılın geri kalan bölümünde açılacak. 250 kişiyi işe alacağız. Yılı bin personel ile tamamlamak istiyoruz. Açılacak şubeler ağırlıklı İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya'da olacak. Eurobank Tefken olarak büyümemizi yarısını imalat sanayine verdiğimiz destekle sağladık. Şu anda sadece orta büyüklükteki KOBi'lere ve büyük ölçekli firmalara hizmet veriyoruz. Sessiz sedasız büyüyoruz. Türkiye'de toplam kredilerden aldığımız pay yüzde 1 iken, turizmde yüzde 3. Turizmcilerin bankacıyız, imalatçıların bankasıyız. Bundan sonra da KOBİ'lerin bankası olmak istiyoruz. Orta ölçekli firmalardaki penatrasyonumuzu artırıp bir alta küçük işletmelere girmek istiyoruz. Hedefimiz kredi hacmimizi bu yıl yüzde 25'in üzerinde büyütmek.
KREMA TABAKAYI KAPSAMIYORUZ
-Bireylere ne zaman ineceksiniz?
Tüketici kredilerinde çok başarılı bir banka olmak istiyorsanız en az 400 şubenizin olması lazım. Türkiye'de 18 milyon bireysel müşteri var. 18 milyonun yarısı 9 milyonu en alt gelir grubunu oluşturuyor ve toplam finansal varlıklardan aldığı pay yüzde 8. Bu kesim borçlanarak yaşıyor ve tüketici kredilerinin en büyük talebi de bu kesimden geliyor. Onun bir üstünde yer alan iki segment de toplam yüzde 45'ini oluşturuyor. Toplam varlıklardan aldığı pay yüzde 67. Biz yüzde 67'yi oluşturan yaklaşık 8 milyon bireysel müşterinin içerisinde KOBİ'ler ve ticari firmalarda çalışan ve çevresindeki bireyleri hedefliyoruz. Geri kalan yüzde 5 lik kesim de en krema, en tepedeki özel bankacılık diye adlandırdığımız bölüm. Toplam varlıklardan aldığı pay yüzde 35. O kesim bizim şu anda kapsama alanımızda değil. 18 milyon bankacılık müşterisinin yüzde 45'ini oluşturan 8 milyon bireysel müşterimiz hedef kitlemiz.
BONUS'LU KREDİ KARTI ÇIKARACAK
-Bu kesime yönelik hangi ürünleri çıkaracaksınız?
Yatırım fonlarında yeni fonlar çıkartacağız. Mevduatta faiz oranlarında hep rekabetçi olduk ve olmaya devam edeceğiz. Tüketici kredilerine girmedik ancak Garanti Bankası ile bir kredi kartı anlaşması yaptık. Bonus markası ile yılın ikinci yarısında kredi kartımızı çıkartacağız. Konut kredilerine girmeyi hedefliyoruz. Yatırım fonlarında yeni fonlar çıkartacağız yine ikinci yarıda. Yeni açılacak şubeler bireysel ve küçük işletmeler ağırlıklı olacak. Bu nedenle bireyseldeki aktivetelerimiz yılın ikinci yarısında yoğunluk kazanacak. Biz KOBİ'lerin ve onun içerisindeki ve etrafındaki bireylerin bankası olacağız.
2014 hedefi 200 şubeli banka olmak
-Orta vadede hedefleriniz neler?
5 yıllık planımız var. 2008 sonunda hazırladık, 2009 başından itibaren yürürlüğe koyduk. KOBİ'lerde önce orta büyüklükteki işletmelerdeki penatrasyonumuzu artırıp 2011 yılından itibaren de küçük işletmelere girerek 2014 yılında 200 şubeye gelmek istiyoruz. Şu anda 42 şubemiz var. İnsana çok yatırım yapıyoruz. Biz küçük ölçekli bankalar liginden çıkıp önümüzdeki 4 yılda orta ölçekli bankalar liginde önemli bir oyuncu olmak istiyoruz.
Yunanistan'daki krizin Eurobank'a etkisi sıfır
-Yunanistan'daki krizin herhangi bir etkisi oldu mu?
Etkisi sıfır. Önümüzdeki üç yıla yetecek kadar sermayemiz var. Hiçbir ortakdan, ana sermayedardan para istemiyoruz, kendi yağımızla kavrulacağız. 481 milyon liralık özkaynağımız var. Sermaye yeterlilik rasyomuz yüzde 28. Yunanistan'ın bankacılık sistemi son derece güçlü. Finans kesimi son derece sağlam. Yunanistan'daki sıkıntının bankacılık sektörüyle hiç ilgisi yok. Yunanistan'daki kamu harcamalarında biraz frene basmaları gerekiyordu. Oradaki sorun toplanan gelirlerle devletin harcamaları arasında fark giderek açıldığı için Yunanistan'ın üzerindeki baskı kamu harcamalarının kontrol altına alınmasıyla ilgiliydi.
Yatırımcıya dörtlü sepet öneriyor
-Birikimlerinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben biraz TL'ciyim. Sepet yapıyorum. Geçen yıl yatırım fonlarına bakarsanız tahvil, bono ve değişken fonlar çok iyi performans gösterdi. Ama vadeli mevduat oranları brüt yüzde 8.5-9'lar civarında. Vadeli mevduatta tutmayı tavsiye etmiyorum. Yüzde 8.5-9'un net getirisi yüzde 6-7 eder. Enflasyon zaten 6.5 ise yüzde 6 tatmin edici değil. Yatırım fonlarını tek bir sepet yapmamak lazım. Değişken fon var, likit fon var, tahvil bono fonu ve hisse senedi fonu var. 40-50 bin lirası olan yatırımcı için direkt borsayı tavsiye etmiyorum. Borsayı anlamak ayrı bir uzmanlık işi. O nedenle biraz borsanın yükseleceğine olan inanç varsa, bir miktar düşük oranda hisse fonu alınabilir. Eğer faizlerin bir parça daha ineceğine inanıyorsak bir parça değişken fon almalı. Ayrıca anapara garantili fonlar var. Ve bir parça da mevduat. Böyle dörtlü bir sepet 40-50 bin lira parası olan yatırımcıyı 2010 sonunda mutlu eder. Parasını blok halinde bir yere koymak getiri veya risk açısından tatmin edici olmaz. Ben paramı bu şekilde dağıtıyorum.
Dövize bir şey olmaz, dövizden birşey olmaz
-Peki dolar yıl sonunda ne olur?
Burada parite önemli. ABD bu krizden daha hızlı çıkarsa daha güçlü bir dolar görecğiz. Zayıf bir Avrupa var. Almanya yüzde 5 küçüldü. Nasıl toparlanacak? Yunanistan, Portekiz, İspanya, Avusturya'da sıkıntılar var. Avrupa biraz geç toparlanacak. O yüzden euro-dolar paritesinde sanki biraz doların lehine gidecek diye düşünüyorum. O yüzden dövize bir şey olmaz, dövizden bir şey olmaz.
Galatasaray ve doğa en büyük iki tutkusu
-İlgilendiğiniz herhangi bir spor dalı var mı?
Ben koyu bir Galatasaray taraftarıyım. Galatasaray Kongre üyesiyim ve İstanbuldaki her maçına giderim. Haftada en az iki defa spor salonuna gidiyorum. Sabah 06.30'da kalkıp 1.5 saat spor yapıyorum. 1.5 saatlık terleme ve vücudun her kasını çalıştıran spor benim bomba gibi olmamı sağlıyor. Doğayı çok seviyorum. Özellikle Türkiye'de görmediğim yer kalmadı. Gümüşhane yaylaları, Trabzon yaylaları.. Kars, Mardin, Antakya, Eskişehir, GAP, Urfa...
Şube harçları, planlarımızı etkilemez
-Şube harçlarına ilişkin yeni düzenleme planlarınızı etkiler mi?
Bu yeni uygulamanın bankalara maliyeti 400 milyon TL. 2009 yılında sektör yaklaşık 20 milyar TL kar edecek,benim kişisel öngörüm karlılıkta bu uygulama hariç 2010 yılında zaten 2009'un altında kalacağız,şimdi öngörülerimizinde altında bir kar çıkacak. Bizim gibi şubeleşmeyi hedefliyen bankalar için bu yeni uygulama bir engel değil, biz planımızı değiştirmeyiz,sektör bu maliyetlerin ucunu ücret ve komisyonlara yansıtmaz çünki ekonominin yeni toparlanmaya başladığı bir dönemde böyle bir uygulama doğru olmaz. Bunun yerine bankalar giderlerine bir kere daha bakıp bu açıdan tedbir alacaktır diye tahmin ediyorum.
2010 tekstilin yılı olacak
-Bu yıl hangi sektörlerde canlanma bekliyorsunuz?
2010 yılında turizm güzel geçecek. İnşaat sektörü hareketlenecek. Gene gıda sektöründe üretim oldukça iyi gidecek. Tekstil toparlanmaya başladı. Çin son 5 yılda hep büyük parti üretim siparişleri alarak büyüdü. Bizim tekstil sektörü de küçüldüğü için küçük küçük siparişler alıyoruz. Şimdi Avrupa ve ABD büyük siparişlere döndü. Çin'in kapasiteleri o kadar büyük ki, küçük sipariş almıyor. Türkiye, küçülmüş olan tekstil sektörü sayesinde rekabetçi bir konuma geldi. Siparişler artıyor. Bu yıl tekstilin yılı olacak diyorum. Çin 1000 kazağı üretemiyor, biz üretiyoruz. Zamanında küçülme kötü ama her krizden bir fırsat çıkar. Şimdi tekstil sektörüne fırsat var. Tarım güzel bir sene geçirecek. Aynı şekilde maden, metal ve demir-çelik sektörleri de iyi gidecek.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM
25 Ocak 2010 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder