10 Ağustos 2009 Pazartesi

İŞSİZLİK SORUNU ÇÖZÜLMEDEN PİYASALAR AÇILMAZ

Para piyasalarından gelen olumlu sinyaller, küresel krizde 'en kötüyü' geride bıraktığımızın işareti olarak yorumlanırken, bu iyileşmenin reel sektöre ne zaman yansıyacağı merak ediliyor. Kredi ilişkisinden dolayı reel sektörün bir anlamda nabzını elinde tutan HSBC Kurumsal Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya'ya göre, 2010 yılının ilk çeyreğinden önce piyasaların açılması zor. Tüketimin canlanmasının üretim ve yatırımların artmasına bağlı olduğunun altını çizen Özkaya, "Binlerce insan işsiz kaldı. İşsiz olan insan harcama yapmaz. Çözüm de ancak reel sektörün yatırım yapmasıyla olur"dedi.Küresel krizden en fazla inşaat, yapı malzemeleri, otomotiv, tekstil ve dayanıklı tüketim sektörünün etkilendiğini belirten HSBC Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya, "Türkiye'deki şu andaki müşterilerimden, reel sektörün yatırım alışkanlığından, kredi talebinden ve stok oluşturma hızından edindiğim izlenim, son dönemde canlanma gözlenmiyor" dedi.
ÖNCE ABD PAZARI AÇILMALI

Piyasaların açılması için öncelikle ABD ekonomisinin düzelmesi gerektiğini vurgulayan Hüseyin Özkaya, "Çünkü sonuçta bütün dünya ABD'ye mal satıyor ve ABD dolarına göre pozisyon alıyor.12 trilyon dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz. Ancak oradan talep artarsa o zaman insanlara güven gelecek ve yatırım yapacak. Canlanma da bir anda olmaz. Önce işaretleri görürsünüz. Yavaş yavaş o işaretler geliyor. En azından trend aşağı doğru değil, yukarı doğru başladı" diye konuştu.
İYİLEŞME YAVAŞ YAVAŞ OLACAK

Para piyasalarında düzelmenin başlamasıyla Türkiye'ye portföy yatırımlarının da artacağını savunan HSBC Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya, Hazine bonosuna şu anda çok ciddi talep olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Yabancı sermaye önce kısa vadeli sermaye hareketi olarak gelecek. O para da bir şekilde güveni artıracak. Yabancı şirketler de güvenin geldiğini görüp yatırıma gelecek. Ama bunu bir süreç olarak düşünün. Bir anda tek bir göstergeye bakarak faizler iki puan düştü, onun sonucunda herşeyin düzelmesini beklemek zor. Son yüzyılın en büyük krizini konuşuyoruz. Altı ayda, üç ayda çıkılmaz bu krizden. Çok uzun sürecek. Yavaş yavaş iyileşme olacak."
İşsiz kalan harcama yapmaz
HSBC Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya, işsizlik sorununun çözülmesinin ekonominin canlanması açısından önemini şöyle ifade etti: "Tüketim başlamadan tekrar üretimin ve yatırımın başlaması gerekiyor.Yatırım başlamadan işsiz kalanları tüketime sokamazsınız. Çok açık olan bir şey işsiz olan insan harcama yapmaz. Bu insanlara bir çözüm bulmak lazım. Bu insanlara çözümü de ancak reel sektörün yatırım yapmasıyla olur. O zaman bile tüketimin aynı hızda artacağını bir anda düşünmüyorum. Aylarca işsiz kalan insanı işe aldığınız zaman mutlaka gıda gibi asgari ihtiyaçlarını karşılar. Ama bir anda tüketime dönmesini, televizyon almasını, hemen araba almasını bekleyemezsiniz."
Kredi hacmi yüzde 20 daraldı
Küresel kriz nedeniyle kredi hacminde geçen yıla göre yüzde 15 ile 20 arasında daralma olduğuna işaret eden Özkaya, talep sıkıntısı nedeniyle işletme sermayesinin azaldığı bir ortamda bu daralmanın da normal olduğunu savundu. Ancak son aylarda kredilerin hızla tekrar toparlanmaya başladığını belirten Özkaya, "HSBC olarak kredi hacmimiz 10 milyar TL civarında. Bunun 6 milyar lirası bireysel, 4 milyar lirası da kurumsal ve işletme bankacılığı kredilerinden oluşuşor. Sene sonuna kadar yüzde 10-15 civarında kredi hacminde büyüme olur" dedi.
Gecelik faizin altında borçlanan firma var
Maliyetlerini iyi kontrol eden şirketler açısından bu dönemde en büyük avantajın finansman maliyetlerindeki gerileme olduğuna işaret eden Hüseyin Özkaya, "Geçen sene bu zamanlar şirketler yüzde 20-25'lerin üzerinde faiz oranlarıyla borçlanıyordu. Şimdi yüzde 10'larla borçlanıyorlar" dedi. Özkaya, şirketler küçüldükçe, artan sermaye ihtiyacı ve risk oranına göre kredi maliyetinin de doğal olarak arttığını vurgulayarak, "En fazla bir iki bankanız varsa ve sermayeniz yetersizse o anda bulduğunuz bankadan yüksek fiyat alıyorsunuz. Çok büyük bir şirketseniz şu anda 20-30 banka böyle şirketlere kredi vermek için yarışıyor. Şu anda yüzde 10-11, hatta gecelik faizin yüzde 10'un altında faizle kredi kullanan firmalar var" diye konuştu.
Kurumsal bankacılık,bireyselden daha karlı
Bireysel bankacılıktan ziyade şu anda hem dünyada hem Türkiye'de kurumsal bankacılıktan çok daha fazla kar elde edildiğini belirten Özkaya, şöyle devam etti: "Çünkü bireylerin hem talepleri azaldı. Hem de bireylerin güçleri belli. Krizde ev fiyatları düştüğünde bir anda mortgage kredileri ödenemez hale geliyor. Son 5 yıla baktığımızda tüketimin çok fazla arttığı, bireysel borçlanmanın patladığı bir dönem yaşadık. Şirketler daha iyi. Çok fazla borçlanmazlar. Türkiye'de de öyle. Dolayısıyla kurumlar da etkilendi ama onlar kurumsal olarak daha iyi yönetildikleri için doğal olarak az etkilendi. Bizim ülkemizde bireysel kredi krediler ve kredi kartlarında sorunlu kredi oranı kurumsal kredilere göre çok daha fazla. Bu da kurumlardaki sorunun daha az olduğunu gösteriyor. Bunun da karlara etkisi var."

Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

Hiç yorum yok: