26 Şubat 2010 Cuma

KONUTA YÜZDE 10 ZAM BEKLENİYOR

Garanti Mortgage Genel Müdürü Cemal Onaran, inşaat sektörünün 2009'un ilk 9 ayında yüzde 19 küçüldüğünü ancak son çeyrek rakamlarda düzelmeler olduğunu, en kötü dönemin arkada kaldığını söyledi. Onaran, Garanti Mortgage olarak bu yıl 3 milyar liranın üzerinde 40 bin adet kredi kullandırmayı hedeflediklerini dile getirdi.

KONUT FİYATLARI %10 ARTAR
Konut sektörünün de küçülmeye devam ettiğini ifade eden Onaran, ''2010'da stokların erdiğini, yeni işlere bakıldığını göreceğiz. İnşaatçı firmalar geçmişte başladığı işleri teslim ediyor. Münferit bir iki firma dışında projeyi başaramamış firmaya rastlamadık. Bu sevindirici'' dedi. Şu anda gelinen faiz seviyesi ile konut değerleri arasında ters ilişki olduğunu çok yakın gelecekte konut fiyatlarında bir hareketlenme olacağını öngören Cemal Onaran, "Bir anda büyük sıçramaları göreceğiz. Stokların eritilmesinde bir noktaya gelindiğinde, 2010 yılı için eğer bu trend bozulmadığı takdirde yaklaşık yüzde 8-10'luk konut fiyatlarında artış görüyorum. Bence konut almak için iyi bir zaman'' diye konuştu.

5 yılda 130 bin kişiyi ev sahibi yaptık
Onaran, ertelenen taleplere paralel olarak konut kredileri piyasasının son 5 yılda yaklaşık 15 kat büyürken, Garanti Bankası'nın aynı sürede 26 kat büyüdüğüne dikkat çekti. Onaran, "Garanti olarak bugüne kadar 130 bin kişiyi ev sahibi yaparak sektör liderliğimizi daha da sağlamlaştırdık" dedi. Konut satışlarında sektör genelinde ise geçen yıl 530 bin yeni konut satıldığını anlatan Onaran, mortgage kredilerinin de yüzde 13 artışla geçen yıl sonunda 42.5 milyar liraya ulaştığını ifade etti. Şu an sektörde günde bin ile bin 200 adet kredi kullandırıldığını aktaran Onaran, "Bu tempo ile gidersek bu yıl 50 milyar lirayı çok rahatlıkla göreceğiz'' diye konuştu.

ÖZEN: GE ÇIKSA DA, GARANTİ'YE TALİP ÇOK OLUR

Beş yıl önce Garanti Bankası'nın yüzde 25.5 hissesini satın alarak Türk finans sektörüne giren ABD'li General Electric Capital, Türkiye'den çıkıyor. İki yıl önce % 4.65 hissesini Doğuş Grubu'na satan ve Garanti'deki payı yüzde 20.85'e inen GE Capital, kalan hisselerini de satmak için harekete geçti
Uçak motorundan enerji üretimine, güvenlik teknolojilerinden tıbbi sistemlere kadar pek çok alanda faaliyet gösteren GE, 2005 yılında Doğuş Grubu çatısı altındaki Garanti Bankası'nın yüzde 25.5 hissesini 1.6 milyar dolara satın almıştı. Daha sonra 2007 yılında yüzde 4.65 hissesini 674 milyon dolara Doğuş Grubu'na tekrar geri satan GE Capital Global Banking, Garanti Bankası'nda kalan yüzde 20.8'lik hissesini de satma kararı aldığını açıkladı.
Konuya ilişkin açıklama yapan General Electric Türkiye CEO'su Kürşat Özkan, 'Bu karar, General Electric'in altyapı ve teknoloji gibi temel endüstriyel iş kollarındaki yatırımlarını artırarak, finansal hizmetler bilançosunu azaltıp, daha küçük ve spesifik alanlara odaklı bir General Electric Capital yaratmak doğrultusunda uyguladığı küresel hedeflerinin sonucudur' dedi. Özkan, şöyle devam etti: 'Garanti Bankası'ndaki yatırımımızı gözden geçirme yönünde aldığımız karar, Garanti Bankası'nın başarılı performansının ve General Electric'in portföyü çerçevesindeki bu yatırımın cazibesinin bir sonucudur...'

ERGUN ÖZEN: DOĞUŞ, GERİ ALIM OPSİYONUNU DEĞERLENDİREBİLİR
GE Capital Global Banking'in Garanti Bankası'nda kalan hisselerini satma kararını değerlendiren Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, AKŞAM'a yaptığı açıklamada, GE'nin kararını herkes gibi yeni öğrendiğini belirtirken, süpriz olmadığını ekledi. Özen, 'GE finansal hizmetlerdeki bilançolarını azaltmak istiyor' dedi. Yüzde 20.85 hissenin satın alınması konusundaki ilk opsiyonu Doğuş Holding'in değerlendireceğini belirten Özen, 'Karar yeni olduğu için nasıl bir strateji izleneceği önümüzdeki günlerde belli olur. Ama Doğuş Holding'in geri alım opsiyonunu değerlendireceğini düşünüyorum. Garanti'nin performası çok net şekilde ortadadır. Bankamıza her zaman talep olur. Ancak süreç en az üç beş ay sürer' diye konuştu.

Hisseler dün yüzde 5.13 geriledi
ABD'Lİ General Electric Capital'in (GE Capital) Garanti Bankası'ndaki hisselerini satacağını açıklaması banka hisselerine satış getirdi. Günün ilk dakikalarından itibaren bu haberin etkisi başta Garanti Bankası hisseleri olmak üzere, endeks genelinde hissedildi. Piyasanın günsonu yüzde 1.85 düştüğü gün Garanti hisseleri yüzde 5.13 geriledi. GE Capital'in Garanti'deki payına 3 milyar dolar civarındaki satış değeri biçtiği söylentisi, piyasada Garanti'nin hisse değerinin yeniden fiyatlamasına yol açtı. Güne 5.85 TL'den başlayan hisseler dün bu olası satış rakamına yakın seviyeler olan 5.55 TL'ye kadar düştü.

Katarlılar favori, İspanyollar potada
GENERAL Electric Capital'in Garanti Bankası'ndaki yüzde 20.85 hissesini 3 milyar dolara satacağını açıklaması sonrası piyasada herkes birbirine 'Bu hisseleri kim alacak?' diye sormaya başladı. Dünya bankacılğı krizden hala tam çıkamamışken piyasa değeri bu kadar yüksek bir Türk bankası için alım yapacak fazla sayıda finans grubu kalmadı. AKŞAM'a konuşan uzmanlar, olası satış fiyatına göre Garanti Bankası hisselerinin 3.53 TL'lik bir satış fiyatına denk geldiği öngörüsünde bulundu. Piyasa oyuncuları tarafından uzun süredir dillendirilen bu hisse satış haberinin ardından şimdi bu payı kimin alacağına çevrildi. AKŞAM'ın edindiği bilgilere göre Garanti Bankası ile uzun süredir ilgilenen ve GE Capital'le dirsek temasında olan Katar sermayeli bir grupla el sıkışılmak üzere. Hatta Arapların gelip finansal tabloları bile incelediği konuşuluyor. Finans alanında büyümek isteyen ve uzun süredir arayışta olan Katarlıların, Türk bankalarının sağlam yapısı nedeniyle Türkiye'de karar kıldıkları belirtiliyor. Piyasada dillendirilen bir başka iddia ise GE Capital'in elindeki hisseleri İspanyol bir gruba satmak üzere olduğu yönünde

AYFER ARSLAN

24 Şubat 2010 Çarşamba

AYLIK 0.49 FAİZLE BİREYSEL İHTİYAÇ KREDİSİ

Yapı Kredi, tüketicilerin her türlü ihtiyacını karşılamak için ayda sadece 0,49’dan başlayan faiz oranları ile bireysel ihtiyaç kredisi vermeye başladı. Aylık yüzde 0,49’dan başlayan faiz oranı ve 36 ay vadeye kadar maksimum 20 bin TL alınabilen Bireysel İhtiyaç Kredisi (BİK), tüketicilerin her türlü nakit ihtiyacını karşılamak üzere tasarlandı. Alması ve ödemesi çok kolay olan BİK, eğitim, evlilik, tatil, gibi nakit ihtiyacının arttığı dönemlerde de tüketiciler tarafından kullanılabiliyor. BİK başvurusu yapmak isteyen tüketicilerin Turkcell ya da Vodafone’dan 4411’e “Bireysel’’ boşluk ‘’TC Kimlik no’’ boşluk ‘’Aylık Net Gelir” yazıp kısa mesaj göndermesi veya www.yapikredi.com.tr adresinden başvuruda bulunması yeterli oluyor. En geç 3 dakika içerisinde cevaplanan başvurular ayrıca Yapı Kredi şubelerinden de gerçekleştirilebiliyor.

DOLAR MİLYARDERİ NASIL OLUNUR?

1.000 İşadamı ve CEO iş dünyasına yeni yöneticiler yetiştirmek için İstanbul da EDUPLUS 7. Liderlik Zirvesinde Buluşuyor. Organizasyon 15 Nisan 2010 tarihinde Sheraton Oteli'nde gerçekleşecek. Zirvede; Ahmet Zorlu, Osman Boyner, Feyyaz Berker gibi 30 holding patronu başarı sırlarını anlatacak. Türk bankacılık sektörünün duayeni ve finans sektörüne pek çok yenilik getiren ünlü bankacı Bülent Şenver de, yöneteceği forumda hem kendi deneyimlerini hem de Sakıp Sabancı’dan aldığı altın öğütleri zirvede katılımcılarla paylaşılacak. Şenver’ in ardından Merrill Lynch Yatırım Bankasının CEO’su Kubilay Cinemre “Türkiye ve Dünyada Ekonomik Gelişmeler!-İş Dünyasına Etkileri, Öngörü ve Tavsiyeler” konusunda bir konuşma gerçekleştirecek.

HALKBANK, 2 BİN YENİ PERSONEL ALACAK

Halkbank bu yıl 60 yeni şube açıp 2 bin personel işe alacak. Halkbank'ın şubelerinin ağırlıklı Anadolu illerinde olduğunu belirten Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bu yıl 60 şubenin yarısını İstanbul'da açacaklarını belirtirken, "2010 yılında 2 bin kişinin daha Halkbank ailesine katılması bekleniyor. Gençlerin bankamıza ilgisi yoğun. Arkadaşlarımız mülakatlara devam ediyor. Bankamızda çalışmak için 150 bin kişi sınavlara katıldı" dedi.
Halkbank'ın 2009 yılı finansal sonuçlarına ilişkin İstanbul'da bir basın toplantısı düzenleyen Aydın, bankacılık sektörününün 2009'da kullandırdığı nakdi kredilerin yüzde 6.9 artarken Halkbank'ın yüzde 25.6 artış sağladığını vurgulayarak, "Küresel finansal kriz nedeniyle sektör genel olarak risk iştahını kaybedip farklı alanlara yönelirken biz kredi kullandırmada ısrarcı olduk. Yağmurlu günde şemsiyemizi kapatmadık. Krizden ürkmedik. Panik yapmadık" diye konuştu.

GYO ŞİRKETİ KURACAK
Toplantıda 2010 yılı hedefleri ve beklentilerini de anlatan Aydın, bankacılık sektörü genelinde toplam kredi hacminin yüzde 15 oranında büyümesinin beklendiğini vurgularken, Halkbank olarak yüzde 20'nin üzerinde büyümeyi hedeflediklerini aktardı. 2010 yılında gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketi kurmayı da planladıklarını anlatan Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, "Duran aktifte ciddi gayrimenkulümüz var. Bunların daha iyi değerlendirilmesi için yakın zamanda bir şirket kurulacak" dedi.

BALKANLAR'A AÇILACAK
Bu yıl yurt dışı faaliyetlere de ağırlık vereceklerini dile getiren Aydın, "Başta Balkanlar olmak üzere, etkinliğimizi artıracağına inandığımız yakın coğrafyalarda fırsatları değerlendireceğiz. Halkbank, yakın coğrafyalarda çok etkili oyuncu haline gelecek. Danışman firmalar çalışıyor" derken, yurt dışı açılımın banka satın alma veya şube açılışı şeklinde olup olmayacağı konusunda ise detaylı bilgi vermedi.

1.6 milyar TL net kar
Halkbank'ın 2009 yılında 1 milyar 631 milyon TL net kar elde ettiğini açıklayan Hüseyin Aydın, şöyle devam etti: "Biz bu parayı nereden kazandık? 2005'te karımızın yüzde 29'u kredilerden, yüzde 71'i menkul değerlerdendi. Yani kağıttan kazanmışız. 2008'de yüzde 55'i krediler, yüzde 45'i menkul değerlerden geldi. 2009'da karda kredilerden gelen pay yüzde 65, menkul değerlerden gelen yüzde 35 oldu. Bizim karlılığımız 2010 yılında da sürdürülebilirdir. 'Bankalar 2009'daki karlılıkları 2010'da göremeyecekler' deniyor. Biz bir defalık kar yapmadık, 'kazan-kazan' ilkesiyle hareket ettik."

Varlık Barışı ile 100 milyon TL'lik kaynak
Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, Varlık Barışı ile Halkbank'a ne kadar tasarruf geldiğine ilişkin bir soru üzerine, 100 milyon liralık kaynağın geldiğini söyledi. Bu arada Aydın Halkbank'ın bireysel kredilerde de hızlı büyüdüğüne dikkat çekerek, "Bireysel kredilerde bankacılık sektörü yüzde 11 büyürken, Halkbank yüzde 33 ile sektörün 3 katı büyüklüğe ulaştı" dedi.

İLAHİ SİGORTALAR YERİNE DÜNYEVİ SİGORTA YAPTIRIN!

Türkiye'de sigorta sektörünün gelişmesi için 'bana birşey olmaz" zihniyetinin değişmesi gerektiğini dile getiren Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, sigortayı, 'olumsuz bir piyango bileti' olarak değerlendiriyor. Yani herkesin başına bir kaza gelebilir. Bir yangın veya sel felaketinde bir anda bütün varlıklarınız sıfıra inebilir.
Felaket anında 'Kurtar bizi devlet baba!' mantığıyla herşeyin devletten beklenmesi yerine bireylerin ve kurumların kendilerini ve varlıklarını sigortalatmasını öneren Mustafa Su'nun bir de çarpıcı mesajı var: "Kamyonumuza, arabamıza nazar boncuğu, maşallah yazısını takmakla birşey hallolmuyor.Yani ilahi sigortalar yerine dünyevi sigortaları yaptırmanın bu dünya için çok büyük yararı var. Belli kesimlerdeki önyargıların kırılması gerekiyor."
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, sorularımızı şöyle yanıtladı:
-Hazine Müsteşarı sigorta sektörü için 'Talebe uygun arz yok" demişti. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?
Hayır bence arza uygun talep yok. Unutmamak lazım ki, biz bir imparatorluk sonrasında kurulmuş bir ülkeyiz. Dolayısıyla her şeyin devletten beklenmesi anlayışı günümüzde bile hala etkisini sürdürüyor.Yani sigortalamak suretiyle kendini, varlıklarını güvence altına almayan kişiler felakat anında, "Kurtar bizi devlet baba!" sloganına sarılıyor. Her şeyi devletten bekleme anlayışının devletin de yardımıyla artık silinmesi lazım.

-Peki, bu ilgisizlikte kaderci anlaşıyın etkisi var mı?
Tabii, "Bana bir şey olmaz" zihniyeti değişmeli. Aslında sigorta olumsuz bir piyango bileti. Herkesin başına bir kaza gelebilir. Çünkü bir yangın veya sel felaketinde bir anda gerek bireyler gerek kurumlar açısından bütün birikimleriniz sıfıra inebilir. Kamyonumuza, arabamıza nazar boncuğu, maşallah yazısını takmakla bir şey halletmiyoruz. Yani ilahi sigortalar yerine dünyevi sigortaları yaptırmanın bu dünya için çok büyük yararı var. Belli kesimlerdeki önyargıların, çekingenliğin kırılması lazım.

SİGORTACILIK, KAZI-KAZAN DEĞİL
-Bu konuda devlete düşen görevler neler?
Sigortacılığın okul müfredatlarına girmesi lazım. Gelişmişlik öteden beri kişi başına düşen otomobil sayısı, elektrik üretimi gibi verilerle ölçülüyor. Bence gelişmişliğin en önemli göstergesi kişi başına düşen sigorta primi. Birçok vatandaşımız zorunlu sigortaları vergi gibi değerlendiriyor.Eğer bu dönem başına bir şey gelmemişse o zaman primleri boşuna ödedim diyor. Halbuki felaketin ne zaman geleceği belli olmuyor. Yenilemediğiniz dönemde de bir felaketle karşılaşabilirsiniz. Sigortacılık kazı kazan değil. Ben bu parayı ödedim ne kadar para geri alacağım şeklinde bir anlayış doğru değil. Çünkü bakıldığında sigortacılar felaket anında oradalar. 30 yıl sigorta yaptırmamış, sigortadan tek kuruş almamış insan bence dünyanın en mutlu insanı olmalı.

-2009 yılı sigorta sektörü açısından nasıl geçti?
Geçen yıl tüm sektörlerde olduğu gibi sigortacılık sektörü açısından sıkıntılı geçti. 2009'u yüzde 4 civarında bir büyümeyle kapattık. Ekonomide olan gelişmeler sigorta sektörünü, kıyıya vuran dalgalar gibi daha sonradan etkiliyor. Kredi hacmi daraldı, yeni yatırımların azaldığı dönemde yeni iş yazmakta sıkıntı çekiyoruz. Bireysel tarafta da insanların gelirlerinin azaldığı dönemlerde bireysel sigortaların ilerlemesinde sıkıntılar oluyor. Esas sorun karlılıktaydı. Dokuzuncu ay sonuçlarına göre, sektördeki şirketlerin yarısı zarar açıkladı.

TÜKETİCİ SADECE FİYATA BAKIYOR
-Zarar nereden kaynaklandı?

Yeni iş olmayınca herkes elindeki işi korumaya yöneldi. Aynı pastaya saldırılar arttı. Dolayısıyla şirketler ellerindeki işi korumak adına fiyatlarda da çok büyük indirimler yaptı. Bu da tabii sonuçları olumsuz yönde etkiledi. Kasko ve sağlıkta özellikle sıkıntı var. Sağlıkta daha ziyade grup sigortaları sıkıntılı. Çünkü burada rekabet çok koyu. Dolayısıyla hiçbir zaman riskin gerektirdiği prim uygulanamıyor.

20 milyon dolarlık değişim

-2009 Anadolu Sigorta açısından nasıl bir yıldı?

2009 yılı bizim için de çok parlak geçmedi. 2007 ve 2008 de arka arkaya iki yıl karımızı yüzde 100'ün üzerinde artırmayı başarmıştık. Bu yılın kendisine özgü koşulları, biraz da krizden tetiklenen fiyat rekabetinin artması yine karlı bilanço açıklayacak olmakla beraber eski yıllardaki kar anlamındaki gelişmememizi biz de bu yıl sürdüremeyeceğiz. Bundan sonra yapılması gereken bireysel sigortaların sayısını artırmak. Henüz sigortalanmamış kesimlere yönelik aksiyonlar almak. Her şeyden önemlisi şu anda üzerinde uğraştığımız en önemli konu; şirketin değişim projesi.

-Değişim projesinin içeriği nedir?
Yani bu rekabete daha açık, müşterisine daha yakın, daha esnek davranabilen, teknolojisini yenilemiş, yepyeni bir Anadolu Sigorta yaratmak. 2010 yılının bizim için bir özelliği daha var. 85. yılımızı kutluyoruz. Ne iş yapıyorsak hangi iş süreçlerini uyguluyorsak bunların tamamı gözden geçirildi. Nasıl yapılması gerektiği analiz edildi. Şimdi artık uygulama aşamasına geldi. Tabii bu da çok ciddi miktarda teknoloji yatırımı gerektiriyor. Gerek donanım, gerek yazılım anlamında. Yenilenme projesi için toplamda donanım yazılım hepsi dahil 20 milyon doları geçecek.

İş Kuleleri'nin temelini attı

8 yıldır sigorta sektöründe olan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, aslında banka kökenli. Bankacılığa 1976 yılında İş Bankası'nda başlayan Su, "Bankada Organizasyon Müdürü olarak İş Kuleleri'nin inşaatında işin başındaydım. 1997 yılında temeli attık ve 2000 Ağustos ayında bankaya teslim ettik" diyor.

Burçlara da bakıyoruz

-Kasko poliçeleri giderek kişiselleştiriliyor. Sizin de böyle bir ürününüz var...

Bizim gibi şirketlerin ellerinde milyonlarca kayıttan oluşan bir veri bankası var. Biz bunu tamamen aktüeryal prensiplerle taradık ve 100'ün üzerinde fiyatı daha doğrusu riski etkileyen faktör çıktı. Riski etkileyen risk-fiyat ilişkisini kurmaya çalışıyoruz. Sigortacılık da o zaten. Riski belirleyip ona göre fiyatı belirlemek. Hem aracın hem sürücünün özelliklerini saptadık. Hatta kişilerin burçları bile bir anlam ifade edebiliyor.

Orkestranın assolisti

En büyük hayalim emekli olunca bol bol kitap okumak. Ayrıca müziği çık seviyorum. Çalışanlardan oluşan orkestramız var. Bir yıl önce kurduk. Bugüne kadar 5-6 konser verdik. Ben orkestranın solistiyim. Tom Jones, Franks Sinatra, Elvis Presley şarkıları söylüyorum.

Reklamlarda 'gerilla taktiği'

-Reklamlarınız tüketicileri endişelendirmekle beraber biraz mizahi tarafı da var. Örneğin; balkona tırmanan hırsız gibi...
Hırsızın yangın versiyonu vardı. Dışarıdan bakıldığında içerde harıl harıl yangın varmış gibi. Orada da insanlar panik olur itfaiyeye haber verirler diye çekindik. İnsanları dozunda biraz endişelendirmemiz lazım. Korku lafını özellikle kullanmıyorum.Evinde önlem almayan nasılsa 5. katta oturuyorum diyen insanların karşısına geçip senin de evin yanabilir, senin de evine hırsız girebilir demek yerine bunu mizahi dille anlatıyoruz. Buna 'gerilla aktivitesi' diyoruz. Ancak insanlar heyecanlanır diye bazılarını kullanmıyoruz. Örneğin; bir akşam evinize geliyorsunuz. Kapınız zorlanmış gibi üzerine bir efekt çıkartma gibi bir şey yapıştırıyorlar. Panik içinde yaklaşınca orada 'Anadolu Sigorta konut sigortasını yaptırdınız mı?' yazısı çıkıyor. Veya arabanızı bir yere park ettiniz. İşiniz bitti geliyorsunuz. Arabanın üzerine bir efekt koyuyorlar. Yukarıdan bir şey düşmüş arabanızın üstü ezilmiş gibi görünüyor.

-Sizin reklam senaryonuza katkınız oluyor mu?
Oluyor tabii. Benim doğuştan reklamcılığa ilgim var Bir daha dünyaya gelsem reklamcı olurdum. Bütün reklam toplantılarına katılıyorum.

Ayfer ARSLAN

21 Şubat 2010 Pazar

POSİTİVE CARD'I OLAN KÖPRÜDEN BEDAVA GEÇECEK

İş Bankası, Petrol Ofisi işbirliğinde, Kredili KGS Kartı ve OGS Cihazı olan müşterilerine yeni bir avantaj sunuyor. Bankanın Petrol Ofisi ile yaptığı anlaşma çerçevesinde Positive Card sahipleri, Petrol Ofisi’nden yapacakları akaryakıt alımlarından kazanacakları Positive Puanları, sahip oldukları İş Bankası Kredili KGS Kartları’na veya OGS Cihazları’na geçiş tutarı olarak aktarabilecek. Uygulama kapsamında, Petrol Ofisi tarafından Positive Card ile yapılan alışveriş tutarının yüzde 1’i oranında verilen puanlar geçiş hakkı olarak değerlendirilebilecek.
Kampanya kapsamında 22 Şubat 2010 – 22 Mart 2010 tarihleri arasında başvuran ilk 5 bin kişi 10 TL’lik bedava geçiş hakkı kazanabilecek. Ayrıntılı bilgiye www.poas.com.tr veya www.positivecard.com.tr adreslerinden ulaşılabilir.

TÜKETİCİ İŞİNE GELEN KREDİ KARTINI KULLANSIN

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in kredi kartları aidatlarına ilişkin "Ödemek istemiyorsanız sözleşmeye şerh koydurun" açıklamasının bankacılık sektöründeki yankıları devam ediyor. En son Finansbank Genel Müdürü Sinan Şahinbaş'ın "Aidat ödemek istemeyene kart vermeyiz" çıkışından sonra Yapı Kredi Bankası Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Nazan Somer, "Tüketici işine gelen kartı kullansın" dedi.
2009 kredi kartı sektörüne ilişkin İstanbul'da bir değerlendirme toplantısı düzenleyen Somer, gündemdeki konulara ilişkin soruları da yanıtladı. Kredi kartlarının bankacılıkta rekabetin keskin olduğu bir alan olduğunu belirten Nazan Somer, Yapı Kredi Bankası olarak ilk yıl kart müşterilerinden ücret almadıklarını, ikinci yıl da müşterinin karlığıına ve cirosuna göre farklı strateji uyguladıklarını söyledi.

ÜCRET ALINMASI DOĞAL
Kredi kartı aidatlarının öneminden daha fazla tartışıldığını ve bunu gereksiz bulduğunu dile getiren Somer, "Kredi kartı önemli bir hizmet ve hayatı kolaylaştıran bir ürün. Ücret olmasını doğal karşılıyorum. Kart ücreti alan banka da var almayan da var. Bu kadar rekabetçi bir sektörde tüketici işine geleni kullansın. Müşteri kraldır. Rekabetçi ortamda mağdur müşteriden bahsetmek zor" dedi.

PAZAR %16 BÜYÜYECEK
Kredi kartı sektöründeki gelişmelere de dikkat çeken Somer, son 10 yılda finans sektöründe büyük değişiklikler yaşandığını vurgulayarak Türkiye'de kredi kartları adedinin 6 yılda iki kat arttığını, kullanım hacminin ise 5 kat büyüdüğünü ifade etti. 2010 hedeflerini de aktaran Somer, 2009 sonu itibariyle 44.4 milyon adet olan krat sayısının 45.6 milyon adete, kart cirosunun da 203 milyar liradan 236 miyar liraya çıkacağını öngördü.

Liderlikte doğru kriter kart cirosu

Yapı Kredi Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer, kart adedinin sektörde liderliği ölçmek için doğru bir parametre olmadığını, doğru parametrenin ciro olduğunu savundu. Somer, şöyle devam etti: "Bir müşteriye birden fazla kart verme stratejisini uygulayan bankalar var. Hatta aynı limit altında birden fazla kart verme stratejisini uyguluyor. Dolayısıyla o bankanın size tahsis ettiği limit aynı kalıyor ama altındaki plastik sayısı çoğalıyor. Bizde ise bir limit altında bir kartımız var. Dolayısıyla biz bir müşteriye birden fazla kartlanmayı belli sınırlar içinde yapıyoruz. Tek bir limit altına 5-6 kart vermekle aynı şey değil. Dolayısıyla kart adedi sektörde pazar liderliğini ölçmek için doğru bir parametre değil."
Ayfer ARSLAN-AKŞAM

19 Şubat 2010 Cuma

ŞEKER'DEN ECZACIYA, DOKTORA 60 AY VADELİ KREDİ

Şekerbank, ekonomik hayatın önemli aktörleri olan ve ihtiyaçları açısından farklılaşan profesyonellerin finansman ihtiyaçlarını karşılamaları için “Profesyonellere Kredi” adında yeni bir kampanya başlattı. 60 aya kadar vadelerin bulunduğu Profesyonellere Kredi kampanyası 22 Şubat- 31 Mart tarihleri arasında uygulanacak. Kampanyadan; Doktor, Eczacı, Veteriner, Diş Hekimi, Avukat, Mali Müşavir, Noter, Mimar ve Mühendis gibi serbest meslek sahibi profesyoneller yararlanabilecek. Şekerbank’ın profesyoneller için tasarladığı krediyi kullanmak isteyenler 50.000 TL’ye kadar nakit ihtiyaçlarını karşılayabilecekler. Kredi taleplerinde 0-24 ay için %1,09; 25-60 ay vade için de %1,15 oranında faiz uygulanacak. Banka, müşterilerinin 15.000 TL’ye kadar kredi kullanımda 5.000 TL teminatlı, 50.000 TL’ye kadar kredi kullanımda ise 10.000 TL teminatlı “mesleki sorumluluk sigortası” hediye edecek.

BİREYSEL EMEKLİKTE 'FAİZSİZ YATIRIM' AÇILIMI

Altı yılda 2 milyon katılımcıya ulaşan bireysel emeklilik sektörü, sistemi daha da büyütmek amacıyla fonlarını çeşitlendirecek. Ağırlıklı olarak hazine bonosu ve devlet tahvili gibi sabit getirili enstrümanlara yatırım yapan Bireysel Emeklilik Sistemi (BES), özellikle faize duyarlı kesimin de birikimlerini çekebilmek amacıyla gelir ortaklığı senedi, kıymetli maden, gayrimenkul, altın fonu ve korumalı fonları da portföylerine katmak istiyor. Sektör, SPK ve Hazine yetkilileri ile oluşturulan çalışma grupları kanalıyla yeni yatırım araçları üzerinde çalışmaya başlarken, Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakın ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da fon çeşitlendirmesine sıcak bakıyor.
Bu konudaki mesajını dün İstanbul'da düzenlenen toplantıda sektör yetkililerine ileten Babacan, sektörde son 6 yıl içindeki büyümeye dikkat çekerek, "Elimizde doğup büyüyen bir sektör oldu. Bugün 2 milyonu geçen katılımcısı ve 9 milyar lirayı aşkın fonu var" dedi.

BAKAN BABACAN DA DESTEKLİYOR
BES'de 2 milyonuncu katılımcıya ulaşılması nedeniyle düzenlenen toplantıya katılan Babacan, önümüzdeki dönemde bireysel emeklilik sisteminde uzun vadeli cazip getiri sağlayacak ve reel sektörü finanse eden alternatif yatırım ürünlerine ihtiyaç olduğunu dile getirdi. Babacan, "Dün (önceki) akşam SPK Başkanımızla gece 1.00-1.30 gibi bunları konuşuyorduk. Tabii bu sistemdeki bilgilerin reel ekonomiye nasıl kanalize edilebileceği, uzun vadeli ve farklı noktalarda kaynak aktarılabileceği yine bir çalışma konusu. Burada risk getiri yönetimini de iyi yapmamız gerekiyor. Ancak bu da üzerinde çalışılması, fikir üretilmesi gereken bir konudur diye düşünüyorum'' diye konuştu.

İŞSİZLİK, %14.8'İN ALTINDA ÇIKACAK
Konuşmasında Türkiye ekonomisinin performansını da değerlendiren Devlet Bakanı Ali Babacan, ekim, kasım, aralık ve ocak aylarına bakıldığında işsizlik oranlarının beklediklerinden daha iyi seyrettiğine dikkat çekerek, "Orta vadeli programımızda 14.8 gibi işsizlik tahmini vardı. Fakat son aylardaki gelişmelere bakılırsa ortalama daha düşük çıkacak" dedi. Türkiye'de işsizlik oranlarının mevsimsel faktörlerden etkilenen bir gösterge olduğunu, her sene yaz aylarında bu oranın düştüğünü, kış aylarında yükseldiğini belirten Babacan, bundan dolayı işsizlik oranlarını mevsimsel etiklerinden arındırıp değerlendirmek gerektiğini vurguladı.
Uğurlu: 2020'de hedef 5.5 milyon katılımcı
Emeklilik Gözetim Merkezi (EGM) Yönetim Kurulu Başkanı Mete Uğurlu da BES'te 6 yılın geride kaldığını hatırlatarak, şu anda 13 emeklilik şirketi, 128 yatırım fonu, 16 bine yakın bireysel emelilik aracısının bulunduğu BES'te 2020'de 385 bin kişinin sistemden emekli olmayı hak edeceğini açıkladı.Uğurlu, 25 yaşında başlayarak 100 lira aylık katkı payıyla sisteme giren bir kişinin 56 yaşına geldiğinde bugünkü değer ile 200 milyonun üzerinde birikime ulaşabildiğine işaret ederek, 2020'ye gelindiğinde katılımcı sayısında 5,5 milyon kişiiye, toplam fon büyüklüğünde ise 115 milyar liraya ulaşılmasını beklediklerini söyledi.

2 milyonuncu Uysak Adanalı dolmuş şoförü
BES'e katılan 2 milyonuncu kişi olan Halil İbrahim Uysak'a plaketini Devlet Bakanı Ali Babacan verdi. 46 yaşındaki Uysak, Adana'da dolmuş şoförlüğü yapıyor. Uysak, ayda 75 liralık birikimle iki ay önce Deniz Emeklilik'den sisteme üye olmuş.

Vergi teşviğinde Maliye Bakanlığı ikna edilecek
Fon çeşitlendirmesinin yanısıra sektörün beklentilerinden bir diğeri de Doğrudan Vergi Teşviği. Hali hazırdaki vergi teşviğinden şu anda çalışan sigortalı bireyler yararlanabiliyor. Ev hanımları veya sigortasız çalışanlar ise bu teşvikten yararlanamıyor. Sektör, teşvikten bütün katılımcıların yararlanabilmesi için vergi avantajının doğrudan BES hesabına aktarılması ve emeklilikte bu avantajın toplu olarak ödenmesi konusunda çalışıyor. Ancak toplu ödemenin bütçe dengeleri açısından sorun yaratacağı gerekçesiyle özellikle Maliye Bakanlığı, Doğrudan Vergi Teşviği'ne mesafeli duruyor.

Ayfer ARSLAN

18 Şubat 2010 Perşembe

DENİZBANK, BÜYÜK YATIRIMCIYI TARIMA YATIRIMA ÇAĞIRIYOR

Yedi yıl önce Tarişbank'ı satın alarak tarım bankacılığına giren Denizbank, üreticilere ve küçük çiftçiye kullandırdığı 1.5 milyar liralık kredi desteğinden sonra şimdi de büyük yatırımcıları tarıma yatırıma çağırıyor. Tarım alanında yatırım yapmak isteyen girişimciler için
"Tarım +" ürününü geliştiren Denizbank 7 yıla kadar varan vadelerle finansman desteğinin yanısıra danışmanlık desteği de verecek.
Yeni ürünün tanıtımna ilişkin İstanbul'da düzenlenen toplantıda, Nihat Gökyiğit, Ethem Sancak, Reşit Soley, Vural Ak ve Savaş Titiz gibi tarım alanında yatırımları olan isimler de deneyimlerini paylaştılar. Toplantının açılışında konuşan Denizbank Finansal Hizmetler Gurubu Başkanı Hakan Ateş, banka olarak tarım sektöründeki müşteri sayısının 350 bini geçtiğini ve 1.5 milyar liralık kredi kullandırdıklarını açıkladı. Denizbank'ın toplam nakdi kredileri içerisinde tarım sektörünün yüzde 9.2 pay aldığını belirten Ateş, özel sektör bankaları arasında tarıma en fazla kaynak aktaran banka olduklarını dile getirdi.

YENİ GİRİŞİMCİLERE KAPI AÇIK
Denizbank İşletme ve Tarım Bankacılığı Grubu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun
da, toplantıda yaptığı sunumda "Tarım+" ın detaylarını anlattı. Sun, Türkiye'nin elverişli coğrafi konumu, genç nüfusu, iklimi, artan alım gücü ve genişleyen iç pazarı sayesinde tarım sektöründe pek çok ülkeye kıyasla son derece avantajlı konumda olduğunu dile getirdi. Sun, "Bu projeyle mevcut tarımsal yatırımını büyütmek isteyen üreticiye olduğu kadar, tarım alanında herhangi bir faaliyeti bulunmayan ancak bu alandaki fırsat ve potansiyeli değerlendirmek isteyen girişimcilerimeze de kapımız açık. Onlara yatırımlarında rehberlik etmek istiyoruz" dedi.
1.5 MİLYAR TL'LİK KREDİ HEDEFİ
Türkiye'deki nüfusun üçte birinin tarımsal faaliyetlerle geçimini sağladığına dikkat çeken Gökhan Sun, "Tarım ve Köyişleri Bakanlığı 2012 yılında tarımsal üretimin 70 milyar dolar, ihracatın ise 30 milyar dolar olacağını öngörüyor. Banka olarak bu konuda üzerimize düşenleri yapmaya hazırız. 2012 hedefimiz Tarım+ ile 1.5 milyar lira yatırım kredisi kullandırmak" dedi.

Tarım+ paketi nedir?
Paket kapsamında ilk aşamada örtü altı tarım,süt hayvancılığı ve meyvecilik yatırımlarına öncelik verilecek. Proje öncesi ve süresince fizibilitenin oluşturulmasında yatırım yeri önerisi ve ürünlerin pazarlanmasına kadar tüm süreçlerde danışmanlık desteği verilecek. Projeye uygun ödeme seçenekleri, 7 yıla varan vade ve fiyatlandırmalarla finansman desteği sağlanacak. Ayrıca işletmenin kurulum aşamasında ekipman ve benzeri ihtiyaçların temininde sektörün deneyimli firmalarıyla ilişki kurulması konusunda aracılık, işletme ziyaretleri desteği verilecek.

Deniz Emeklilik'in talibi çok olur
Toplantıda soruları da yanıtlayan Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, Deniz Emeklilik satışı konusunda ''Dexia Grubu'ndan da biz bir sinyal bekliyoruz. Bu çerçevede proses yürütülecektir. Çok talibi olacağını düşünüyorum'' dedi. Ateş, "'Deniz Emeklilik'te şu an için hiçbir tasarrufumuz yok. Ama ne olursa olsun kontrol hissenin devri de söz konusu olsa, gelecek olan ortak, yabancı ortak, çok büyük olasılıkla bizim dağıtım ağımızı kullanacak" diye konuştu.

ABD'li inek yavrulayınca 'Ethem' adını koydular
*Nihat Gökyiğit (TEMA Vakfı Mütevelli Heyet Üyesi): Doğada kaynaklar hızla tükeniyor. Bu asrın sonuna kadar dünyadaki türlerin yarısı kaybolacak. Çılgın tüketim, kulllan-at kültürü, israf ve inanılmaz nüfus artışı bu tükenişin en önemli nedenleri. Bu gidişe dur demek için girişimcilerimizin tarıma yatırıma önem vermesi gerekiyor.
*Ethem Sancak (Hedef Alliance Holding Yönetim Kurulu Başkanı): Tarımdaki fırsatları gördüm ve 55 milyon dolarlık yatırım yaptım. İşletmemizde her gün 2 bin 400 inek sağıyor ve 80 ton civarında çiğ süt satıyoruz. Biz bu işe gönül verdik. Hatta ABD'den ithal ettiğimiz ineğin yavrusuna 'Ethem' adını verdiler. Ben de itiraz etmedim!
*Vural Ak (Intercity Genel Müdürü): Araba işinden sıkıldım. 5 yıl önce tarım işine girdim. Başlangıçta sosyal sorumluluk projesi olarak girdiğim ceviz ve badem üretimi işinde şu anda 6 bin dönüm arazide üretim yapıyoruz. Bir ceviz ağacı 100 yıla kadar ürün veriyor. Saklama ve depolaması kolay ve oldukça karlı bir iş.
*Reşit Soley (Corvus Şaraplarının sahibi): Bozcaada bizim yatırımlarımızla birlikte bağcılık ve şarapçılık olarak farklı bir destinasyona geldi. Bar ve otel işletmeciliği ile uğraşan ada halkı son yıllarda bağcılığa ve şarap üretimine de girmeye başladı.

Ayfer ARSLAN

TÜRKİYE'DEKİ KOBİ'LER EKONOMİK BÜYÜMEDEN UMUTLU

HSBC Grubu'nun 2007 yılından beri uyguladığı, "HSBC KOBİ Güven Araştırması" sonuçları açıklandı. 20 ülkeden 6 bin 301 KOBİ'nin katıldığı araştırmada, Türkiye 117 Endeks değeri ile Avrupa'da en pozitif tablo çizen pazarı oluşturuyor. Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye'deki KOBİ'lerin yüzde 41'i ekonomik büyümenin artacağına, yüzde 38'i aynı seviyeyi koruyacağına inanıyor. Ayrıca Türk KOBİ'lerinin 2010 yılının ilk yarısında sermaye yatırımlarını artırma konusunda kararlı olduğu da dikkati çekiyor.
HSBC KOBİ Güven Araştırması'na Asya, Orta Doğu, Avrupa, Kuzey ve Latin Amerika'da faaliyet gösteren firmalar katıldı. Bu yıl araştırmaya Türkiye'nin ilk defa 300 firma ile katıldığını belirten HSBC Kurumsal ve Yatırım Bankacılığı'ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya, Türkiye'deki KOBİ'lerin ekonomik büyüme, sermaye yatırım ve istihdam planlarına bakıldığında iyimser havanın daha da dikkat çektiğini vurguladı. Türkiye, 117 Endeks değeri ile Avrupa'da yerel ekonomideki gelişime en olumlu bakan ülke olarak öne çıkarken, Türkiye'yi İngiltere ve Fransa izledi.

IRAK'DA AKTİF ROL
HSBC İşletme Bankacılığından Sorumlu Grup Başkanı Erol Sakallıoğlu da KOBİ'lere 2.7 milyar liralık finansman desteğinde bulunduklarını belirtirken, küçük ve orta ölçekli işletmelerin özellikle Orta Doğu pazarlarında ihracat şansının yüksek olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: "Gelişmekte olan pazarlara mal satmak daha kolay. Ancak Irak'ta güvenlik nedeniyle iş yapmak zordur. HSBC olarak orada varız. O bölgeye mal satmak isteyen firmalarımızın güvenilir çözümlerle yanında olmak istiyoruz" dedi.
Ayfer ARSLAN

SADECE 195 LİRA MASRAFLA KONUT KREDİSİ

Türkiye'nin ilk konut finansmanı şirketi DD Mortgage, mart ayı sonuna kadar devam edecek bu kampanya ile 195 TL ekspertiz ücreti ile konut kredisi kullandıracak. Müşteriler, bu ücretin dışında başka hiçbir masraf ödemeyecek. ‘Komisyonsuz Klasik’ adıyla piyasaya sunulan bu ürün, özellikle ilk evini almak isteyenler, yatırım için ev alanlar ve kredisini transfer etmek isteyenler için büyük avantaj sağlıyor. Bu kampanya ve diğer avantajlı ürün ve hizmetler hakkında detaylı bilgiye, www.ddm.com.tr adresinden ya da 444 77 33 Rahat Mortgage Hattı aranarak ulaşılabilir.

FAİZLER DÜŞÜNCE, KORUMALI FONLARA TALEP PATLADI

Türkiye'de yaklaşık iki yıl önce yatırım araçları ligine katılan korumalı ve garantili fonlar toplam fon pazarının yüzde 2.5'una ulaştı. Mevduatta faiz getirisinin tek haneye düşmesiyle birikimlerini nerede değerlendireceğini düşünen yatırımcılar, korumalı fonlara büyük ilgi gösterdi. 30 milyar TL'lik fon pazarının 750 milyon TL'lik bölümü korumalı ve garantili fonlardan oluşurken, pazardaki büyüme potansiyeli bankaların bu alandaki iştahını kabarttı. Hafta başında "Şekerli Kahve" adlı fonu çıkaran Fortis Bank Türkiye, en az 15 milyon TL'lik satış hedefliyor.
Tarım ürünlerine dayalı Şekerli Kahve Fonu'nun içerisinde kahve, kakao, şeker ve soya fasulyesi bulunuyor. Fonun yöneticisi Fortis Portföy Genel Müdürü Alp Keler, AKŞAM'a yaptığı açıklamada, bu ürünlerin dünya piyasalarındaki artışına paralel yatırımcılara bir yıl içerisinde brüt yüzde 22 potansiyeli vaat ettiklerini söyledi. İlk korumalı fonu 2007 yılı kasım ayında çıkardıklarını hatırlatan Keler, "O zaman bu ürünlerin gelişeceğini öngörüyorduk. İki yıllık dönemde fon pazarının yaklaşık olarak yüzde 2.5'una ulaştı.Neredeyse A tipi fonlara yaklaştı. Hisse senedi fonların payı yüzde 3'ler civarında. Üç dört ay içerisinde korumalı artı garantili fonların hisse fonlarını geçeceğini düşünüyorum" dedi.

YATIRIMCI RİSKTEN KAÇINIYOR
Geçen yıl hisse senedinin çok iyi performans gösterdiğini anlatan Keler, "Borsa endeksi yüzde 100'e yakın getiriler sağladı. Buna rağmen Türk yatırımcısı risk almak istemiyor.Korumalı fonların en büyük çıkış noktası da oydu. Yatırımcı, 'Hem fırsatlardan yararlanayım hem ana param korunsun' istiyor. Dolayısıyla Türk yatırımcısı için uygun bir ürün. 2011 yılına kadar korumalı ve garantili fonların toplam fon pazarının yüzde 5'ine ulaşacağını öngörüyoruz" diye konuştu.

Bir fincan kahvenin yüzde 22 hatırı var

Fortis Bank Türkiye tarafından çıkarılan Şekerli Kahve Fonu'nun satışı 26 Şubat'a kadar banka ve Ata Yatırım şubelerinden gerçekleştirilecek. Fortis Portföy Genel Müdürü Alp Keler, ürünün özellikleri ve getiri potansiyeli hakkında şu bilgileri verdi: "1 yıl vadeli bu fonun temel noktası ana paranın garanti olması. İkincisi bu fonun içinde yer alan kahve, kakao, şeker ve soya fasulyesinin bu dönem içerisindeki performansına bakıyoruz. İlk üç ay, altı ay, dokuz ay ve ilk 12 aylık bakıyoruz. Kahve, kakao, şeker ve soya fasulyesinin 3 ayda bir artması halinde brüt yüzde 5.5 potansiyel getirisi var. Bu da yıllık brüt yüzde 22 getiri anlamına geliyor."

Borsa düşünce emtia çıkıyor

500 lirası olan küçük yatırımcının da bu üründen rahatlıkla alabileceğini belirten Alp Keler, emtiaların özellikle hisse senedi ve sabit getirili ürünlerle ters korelasyona sahip olduğunu vurguladı. Küresel ekonomilerde 2009 yılının sıkıntılı bir yıl olduğunu dile getiren Keler, şöyle devam etti: "2010 yılından itibaren toparlanmayla birlikte emtialara yönelik bir talep oluşmasını bekliyoruz. Hisse senedi ve bono daha uzun vadeli beklentilerden etkileniyor. Emtialar ekonomik parametlerle daha çok bağlantılı. Bu nedenden dolayı piyasalar her zaman iyi olmayabilir. Hisse senedi bono piyasası kötü performans gösterdiğinde emtialar iyi bir performans gösterebilir."

Euro-dolar paritesi 1.30'lara düşebilir

Fortis Portföy Genel Müdürü Alp Keler, son dönemde dünya piyasalarında doların çok kuvvetlendiğine işaret ederek şu öngörülerde bulundu: "Kısa dönemde euro-dolar paritesinde çok sert hareket oldu. 1.45 TL'den 1.36'lara geldi. Bir müddet daha yatay gider ama sonra 1.30 seviyelerini görebiliriz. İçerde ise dolar çok fazla etkilenmiyor. Hala TL'nin güçlü olduğunu olduğunu düşünüyoruz."

Ayfer ARSLAN

15 Şubat 2010 Pazartesi

TÜRKİYE FİNANS'DAN PREFABRİK KONUTLARA KREDİ

Kolay kurulumu ve kısa sürede tamamlanmasının yanı sıra depreme karşı güvenlik özellikleri ile ön plana çıkan prefabrik yapıların kullanımı Türkiye’de de giderek yaygınlaşıyor. Ağırlıklı yazlık konut ve dağ evi olarak tercih edilen prefabrik yapıların sayısının önümüzdeki dönem 250 binden 350 bine yükselmesi ve ikamet amaçlı kullanımının yaygınlaşması bekleniyor. Kullanımı giderek yaygınlaşan prefabrik konutlara yönelik Türkiye Finans yeni bir finansman paketi oluşturdu. Prefabrik konut sahibi olmak isteyenler, Türkiye Finans Prefabrik Konut Finansmanı paketinden yararlanarak uzun vadeli geri ödeme avantajı ile yeni bir ev sahibi olabilecek. “Prefabrik Konut Finansman Paketi” 48 ay vade imkanı ve 1.02’ye varan kâr oranı ile tüketicilere sunuluyor.

TOPRAK REFORMUYLA TARIM İHRACATI 60 MİLYAR $'A ÇIKAR

Yedi yıl önce TMSF'den Tarişbank'ı alarak tarım bankacılığına giren Denizbank, tarım sektöründe büyük bir seferberliğe hazırlanıyor. 17 Şubat'da İstanbul'da düzenlenecek toplantı ile Ethem Sancak, Nihat Gökyiğit, Reşit Soley gibi isimleri bir araya getirip onların deneyimlerini kamuoyu ile paylaşacak olan Denizbank, parası olup da nereye yatıracağını düşünen büyük yatırımcıları tarıma davet edecek.
Tarım sektörünün Türk ekonomisi açısından önemli bir yere sahip olduğunu ve bu işe sadece 'karlılık' olarak bakmadıklarını dile getiren Denizbank Finansal Hizmetler Grubu Başkanı Hakan Ateş, "Bunu bir misyon olarak üstlendik. Hissedarımız Dexia'ya da bunu kabul ettirdik" dedi. Tarım arazilerinin çok küçük ölçekli ve dağınık yapısından dolayı verimliliğin çok düşük olduğunu ve tarım ürünleri ihracatının 13.5 milyar dolarla sınırlı kaldığını anlatan Ateş, bu yüzden bu ölçeklerin birleştirilmesi gerektiğini düşünüyor.
Türkiye'de 2.5 milyon hektar tarım arazisinin sadece sınır olduğu için kullanılamadığını belirten Hakan Ateş, "Tarımda 3 milyona yakın insan var. Ne acıdır ki, onların 1 milyonuna bankacılık hizmeti götüremiyoruz. İşsizlik hesaplarında işi varmış gibi görünüyor. Toprağı var, çiftçilik belgesi var ama aç. Bu yüzden toprak toplulaştırılması çok önemli. Bu Türkiye'den feodal yapıyı söküp atacak. Böylece tarım ürünleri ihracatımız 60 milyar dolarlara çıkabilir" dedi.

-Denizbank 2009 yılını nasıl geçirdi?
2009 yılı bankacılık sektörü için genelde başarılıydı. Ama biz özel sektör bankalar arasında 9. ay itibariyle karını yüzde 60 ile en çok artıran banka olduk. Daha da önemlisi bankacılık sektörü toplam aktiflerinin yüzde 30'u kadar bono portföyü taşır. Bizimki yüzde 12.5 düzeyinde. Ve Denizbank olarak şunu gösterdik: Sadece devlet tahvili ve hazine bonosundan ibaret değil bankacılık. Kredi vererek de kar edilebiliyor. Kredi-mevduat oranımız yüzde 125 ile sektörün en tepesindedir. 100 liralık mevduat toplayıp 100 lirasını veriyoruz. Onun dışında da 25 lira da yurtdışı kaynaklarımızdan borçlanarak yine onları halkın kullanımına sunuyoruz. Dolayısıyla bir banka dediğimiz zaman bütün fonksiyonlarını bilfiil gayet 'yurtsever' bir şekilde yerine getiriyoruz.

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRDİK
-Sektör kredilerde frene basarken, siz bu büyümeyi nasıl sağladınız?
Herkes küçülürken ocak ayında aktif pasif toplantımız vardı. Hep banka olarak 'Ortak Akıl' diyoruz. Yine ortak aklımızla, "Arkadaşlar aktif yaratmak için en iyi zaman"dedik. Onun için de geçtiğimiz yıl kredilerde sektörün üzerinde büyüdük.

-Yani krizi fırsata çevirdiniz...
Her zaman onu yaparız. Bu bizim adetimizdir. Bu bankayı kurduğumuz 1997 yılından beri hep büyüme ile gittik. Özellikle 2001 gibi 35 bankanın ticari hayattan silindiği, 80 bankanın 46'lara düştüğü ortamda biz fona geçmiş bankaların kredilerini, kredi kartlarını satın alarak ve kendi organik büyümemizi sürdürerek krizi fırsata çeviren bankaydık. Bu krizde de yine Denizbank özel bankalar arasında karlılık artışı ve büyüme yönünden öne çıkacak.

SEKTÖR YÜZDE 17, BİZ YÜZDE 20 BÜYÜRÜZ
-2010 büyüme planlarınız nedir?
Bu yıl bankacılığın yüzde 16.5-17 civarında büyüyeceği kanaatindeyim. Krediler portföyünün de en az bu kadar büyüyeceğini düşünüyoruz. Denizbank olarak gerek krediler, gerek mevduat, gerekse bilanço büyüklüğünde yüzde 20 mertebesinde büyümeyi planlıyoruz. Özel sektör bankaları arasında ilk 6 banka arasındayız. Ama leasing, faktoring, yatırım hizmetlerinde hep ilk üç veya dörtteyiz. Tarım kredilerinde Ziraat Bankası'nın ardından ikinci, özel bankalar arasında birinciyiz. Vakıflar Bankası'nın da etkin olduğu yerel yönetim finansmanında ilk üç bankadan biriyiz. Gemicilik, turizm finansmanında ilk üç bankadan biriyiz. 1997 yılında bir otel odasında başlayan bu koşmaca şu anda 8 bin 800 denizcisi, 450 şubesi ile devam ediyor.

600 PERSONEL ALACAK
-Bu yıl kaç şube açmayı planlıyorsunuz?
Tarıma çok önem verdiğimiz için küçük yerlerde açıyoruz ama ne kadar küçük olsa da nüfusu 25-30 binin üzerinde. Onun için son getirilen şube harçlarına göre ortalamamız bizim 40 bin lira. Bu da 21 milyon lira ilave yıllık maliyet getiriyor. Biz bu çerçevede dahi büyüme planlarımızı devam ettireceğiz. 50 şube diye çıktık yola. Ama planlarımızı seneye yayarak uygulayacağız. Önce 25 şube açıp ondan sonraki 25'e bakacağız. 25 şube açarsak 500-600 civarında istihdam yaratırız. Eğer tüm planlarımızı değiştirmeden uygularsak bu sayı binleri bulur.

-Tarım bankacılığında yeni projeleriniz var mı?
Tarım bizim açımızdan çok önemli. 17 Şubat'ta 'Tarım Plus' diye tanıtımımız var. Ethem Sancak, Nihat Gökyiğit, Vural Ak, Reşit Soley, Savaş Titiz gibi çok kıymetli tarım yatırımcılarını Çırağan'daki toplantımızda bir araya getireceğiz. Bize deneyimlerini anlatacaklar.

400 BİN ÇİFTÇİ İLE İLİŞKİMİZ VAR
-Tarım Plus nedir?
Ana dal olarak 3 tane dal var. Seracılık, meyve-sebzecilik ve süt sığırcılığı. Bu üç alanda da Türkiye'nin çok önemli yatırımlara ihtiyacı var. Şimdiye kadar biz ne yaptık? Çiftçi dediğimiz ve orta küçük ölçek çiftçilerle çok yoğun faaliyet götürdük. Şu anda 265 binin üzerinde kredili ve toplamda 400 bine yakın çiftçiyle ilişki halindeyiz. Tarım sektörü gerçekten çok önemli. Biz bunu sadece karlılık olarak görmüyoruz. Toplumsal bir misyon olarak üstlendik. Kendi hissedarımıza da bunu kabul ettirdik. Saydığımız üç alanda büyük yatırım gerekiyor. Kah tarımla uğraşıp kah uğraşmayan, parası olup da nereye yatıracağını düşünenleri tarıma yatırıma çağıracağız.

-Tarımın Türk ekonomisi açısından önemini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye olarak baktığımızda tarım geçtiğimiz yıl yüzde 3.5 büyüyerek 600 milyar dolarlık gayri safi milli hasılamızda 60 milyar dolara yakın bir büyüklüğe ulaştı. Ekonominin kabaca yüzde 10'unu oluşturuyor. İhracatta ise 13.2 milyar dolar ile yüzde 13'üne sahip. Bu işin finansmanı ise daha 10 milyar dolar civarında. 10 milyar dolarlık finansman peki geri kalanı nasıl finanse ediliyor? Tefecilik piyasası dediğimiz bayilerde kaybolan çok fahiş fiyat ve vade farklarına yol açan çok önemli bir değer var. Bu verimliliğe dönmüyor. Onun için bankacılık sektörünün tarıma girmesi lazım. Tarım kesimine 1.5 milyar liralık finansman sağladık. Toplam krediler içerisinde tarımın payı sektörde yüzde 3.5'lardayken, bizde yüzde 8'lerde.

2.5 MİLYON ARAZİ EKİLEMİYOR
-Peki, bankacılık sektörü tarımı desteklemekte neden bu kadar gecikti?
Bankacılık kesimi bu konuda kabahatli. TMSF'den Tarişbank'ı aldık. Tarımı öğrendik ve şimdi bunun farkına vardık ama Türkiye'de 2.5 milyon hektar tarım arazisi sadece sınır olduğu için kullanılamıyor. O kadar küçük ölçeklere bölmüşüz ki, Ali ile Ahmet'in Mehmet ile Veli'nin tarlaları. İkisi de kardeş olabilir. Birbirlerine sınır çizdikleri için kullanılamıyor. Onun için toprak toplulaştırılması hayati öneme sahip. Bu Türkiye'den feodal yapıyı söküp atacak. Tarımda bakıyorsunuz 3 milyona yakın insan var. Ne acıdır ki, onların 1 milyonuna bankacılık hizmeti götüremiyoruz. O kadar küçük ölçekler ki.. İşin en kötü tarafı da işsizlik hesaplarında işi varmış gibi kabul görüyor. Toprağı var, çiftçilik belgesi var ama aç. Bu nedenle bu ölçeklerin birleşmesi, toprak toplulaştırılması Cumhuriyet tarihi boyunca Türkiye'nin önünde duran en önemli reformdur. Yapılmaması bugüne kadar aslında büyük bir başarısızlık.

-Bu reformun yararları ne olacak?
2002 yılından beri toplulaştırılan toprak, 75-80 yılda toplulaştırılandan daha fazla. Bu bakımdan da hükümetin bir takım tasarrufları var. 13.5 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatı pekala 50-60 milyar dolarlara çıkabilir. Örneğin; Hollanda yirmide birimiz. Orada bir Rabobank var. Ziraat Bankası gibi tarıma destek veriyor. 30 milyar euro'luk tarım kredisi hacmi var. Bizde 10 milyar dolar. Biz niye Hollanda'dan inek ithal ediyoruz? Niye sera altyapı malzemesini Hollanda'dan ithal ediyoruz? Biz daha doğada olan şeyin farkında değiliz. Onlar alıp üretip dünyaya ihraç ediyor. Fark burada.

Türkiye gözbebeği, yatırımı ıskalayan 'Ah, vah' ediyor

-Türkiye'nin Dexia açısından önemi nedir?
Uluslar arası büyük bankaların karlılıkları azaldı. Oysa ki, Türkiye'de karlılık gayet iyi. Dexia bilançosunun yaklaşık yüzde 2'siyim ama karının dörtte biriyim. Avrupa'da yeni yatırım, büyüme, tüketim ve nüfus konusunda problemler var. Çünkü onlar yüzyıl önce tamamlamışlar. Orada kömür santralı diye bir yatırım yok. Rüzgarı bile bitirmişler. Halbuki biz daha yolun başındayız. Bir bankacı için bundan daha güzel bir ortam olur mu? Burada çok cevher var. Burada karlı büyüme var. Türkiye'ye yatırım yapmış bütün bankalar için Türkiye gözbebeği. Yatırım yapmayı ıskalamış olanlar için de ağızları sulana sulana bakıp da 'Ah, vah' ettikleri bir alan burası.

Enflasyon yüzde 7-8'i bulur

-Yıl sonu enflasyon, kur ve dolar ne olur?
Enflasyon biraz başını kaldırabilir ama bu faizleri artırma yönünde bir baskı yaratmayacak. Yani yüzde 7-8'ler arasında olabilir. Kur enflasyon kadar artar. Faizler de son çeyreğe kadar makul seviyelerde gider. Politika faizlerini artırmak için önemli bir neden yok. Bunu bozacak olan şey içerden değil, dışardan tehdittir. Avrupa ittifakı önemli bir sınav veriyor. Hem bizim önemli bir ticaret partnerimiz, hem de bütün dünya için büyük bir ekonomi. Dolayısıyla büyük ağabeylerin özellikle Almanya'nın küçük kardeşlere nasıl koruyup korutacakları önemli. Bu arada Türkiye'de yakın bir coğrafyada hem ticareti yoğun olduğu için bunun sonucu da faizlerimizi, kurumuzu çok etkiler. Son dalgada onun etkisiydi.

Yatır mevduata, yat aşağıya dönemi bitti
-Düşük faiz ortamında yatırımcıya ne önerirsiniz?
Türk lirası her zaman dövizi döver. Eskiden bu oyunu ne bozuyordu? Ekonomi çok kötü yönetiliyordu eskiden. Bir devalüasyon oluyordu TL karlarınız yok oluyordu ama TL'de sabredip kalırsanız onun da üstesinden geliyordunuz. Hazine'nin en önemli misyonu önümüzdeki dönemde TL yatırım araçlarını artırmak. Belli portföyleri bölerek risk profiline göre yatırım yapma dönemi geldi. Aktif yönetimi dünyada olduğu gibi Türkiye'de de önemli hale geliyor. O yüzden özel bankacılık birimleri, portföy yönetim şirketleri artık bu tür yatırım araçlarını her yatırımcının yakından izlemesi gerekiyor. 'Parayı yatır mevduata, yat aşağıya' dönemi bitti. Portföyü çeşitlendirmek lazım.

-Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben TL'ciyim. Yüzde 100 TL'de değilim ama önemli miktarda TL'deyim.


Üniversite duvarlarının arkasında devrim olmuyor
-Bankacı olmasaydınız ne olurdunuz? Tiyatro geçmişiniz de olduğunu biliyorum.
Evet öyle bir deneyimim oldu. 10 yaşımdayken TRT Çocuk Saati programının kadrosuna katıldım. Üniversiteden mezun olana kadar da seslendirme ve oyunculuk devam etti. İş Bankası Teftiş Kurulu sınavını kazandıktan sonra bıraktım. Ondan sonra Anadolu'ya turneye çıktım. 5 sene müfettiştim. Anadolu'da hiç görmediğim yerleri gördüm. Tabii kariyerime önemli katkıda bulundu. Hem de sosyal yönden perspektif verdi. Gördük ki, üniversite duvarlarının arkasında devrim yapmak öyle mümkün değil. O duvarların önünde çok farklı bir dünya var ve tanıdığım için çok mutluyum.

Nadya Komanaçi'ye aşıktım!
-Sporla aranız nasıl?

Sporda çok faaliyetim var. Aletli jimnastikte Türkiye birinciliğim var. Kule tramplen de atladım. Fakat sonra okul, radyo televizyon deyince biraz da yaş geçince haliyle geride kalıyor. Ama hala ilgiyle izlerim. Bizim dönemde Nadya Komanaçi vardı. Biz Türkiye birincisi olurken, o dünya birincisi oluyordu. Ona aşıktım. Çok da güzel bir kızdı ve çok başarılıydı.

-Bildiğim kadarıyla koyu Galatasaraylısınız?
Galatasaray, Fener, Trabzon ve Beşiktaş'ın sponsoruyuz. Trabzon ve Fener'i biz halka açtık. Galatasaray'ın evet taraftarıyım. Ama bu sayın Aziz Yıldırım ile olan çok iyi ilişkilerime şimdiye kadar engel olmadı. Hepsiyle iyi diyaloğumuz var. Adnan Polat'a da, Aziz Yıldırım'a da finansman işi olunca, işimiz kadar yakın, işimiz kadar uzağız.

Maldivler'e şube açacağız!
-Maldivler'de çekilen reklam filminizde yeni sürprizler var mı?
Evet, yeni dönem olay çok renklenecek. Senaryo artık Lost dizisinin önüne çıkacak. Ekip Maldivler'e gidecek. 30'un üzerinde dizi çekecek. Müşterilerimizden arayıp adanın adresini soranlar çok. Adaya yakında bir şube açacağız. Oraya da müşteri geleceğe benziyor!

-Beyaz'ın yerine siz o adaya düşseydiniz yanınıza alacağınız 3 şey ne olurdu?
Kimlik, cep telefonu ve 8 bin 800 Denizbank neferini alırdım!

IMF ile büyüme yüzde 5'i bulur
-IMF ile anlaşma imzalanacağına inanıyor musunuz?
IMF anlaşmasının yıl içerisinde yapılacağını düşünüyoruz. Ama ne pahasına olursa olsun IMF değil. Şu anda şartlar değişti. Çünkü küresel krizden Türkiye oldukça güçlü çıktı. Dolayısıyla IMF parasını almaktan ziyade o paranın kullanımının nasıl olacağı daha belirleyici. IMF'nin de desteğiyle yüzde 3.6 olarak öngörülen büyümenin rahatlıkla yüzde 5'i bulacağını kanaatindeyim.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM

14 Şubat 2010 Pazar

KONUT KREDİSİ FAİZLERİ DAHA DA DÜŞMEZ

"Konut kredisi faizleri daha da düşer mi?" diye soranlara bir yanıt da Vakıfbank Genel Müdürü Bilal Karaman'dan geldi. Karaman'a göre, yakın bir tarihte Merkez Bankası'nın kısa vadeli faiz oranlarında bir artış beklenmiyor. Ayrıca konut kredilerinde yaşanan yoğun rekabetin etkisiyle kredi faizleri oldukça aşağı seviyelere çekildi. Karaman, "Bu nedenle faiz indirimlerinde fazla bir marj kalmadı" diyor.

YAPI KREDİ'DEN MAAŞ GİBİ MEVDUAT HESABI

Yapı Kredi, birikimlerini sabit getirili bir yatırıma yönlendirmek isteyen müşterileri için Sabit Düzenli Gelir Mevduatı ve Endeksli Düzenli Gelir Mevduatı isimli iki yeni ürünü piyasaya sundu. Faizleri vade sonunda değil, önceden belirlenen ara dönemlerde ödenen vadeli mevduatlar ile maaş gibi düzenli bir gelir sağlamak mümkün hale geliyor. Sabit Düzenli Gelir Mevduat hesabında vade sonunu beklemeden 1, 3, 6 ya da 12 aylık dönemlerde faiz ödemesi yapılabiliyor. Faiz oranı ise vade sonuna kadar sabit kalıyor. Endeksli Düzenli Gelir Mevduatı ise piyasadaki hareketlere göre değişen faiz oranı ile ara dönem ödemeli bir yatırım fırsatı sunuyor. Faiz ödemeleri Yapı Kredi’nin liste faizlerine prim değerinin eklenmesi veya çıkarılması yoluyla belirleniyor. Yapı Kredi ayrıca Düzenli Gelir Mevduat Hesabı kullanıcıları için düzenlediği kampanya ile ekstra yüzde 1 faiz oranı veriyor. 1 yıl vadeli ve aylık faiz ödemeli 500 bin TL’ye kadar olan mevduatları kapsayan Düzenli Gelir Mevduatına Ekstra Faiz Kampanyası 31 Mart tarihine kadar devam edecek.

13 Şubat 2010 Cumartesi

KREDİ FAİZLERİ DAHA DA DÜŞER Mİ?

"Faizler bu yıl ne olur?" veya "Kredi faizleri daha da aşağı düşer mi?" gibi sorular özellikle kredi ile konut almak isteyen veya tüketici kredisi kullanmayı düşünenlerin kafalarını meşgul ediyor. Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. Kredi faiz oranlarının nasıl bir seyir izleyeceği Merkez Bankası'nın politika faiz oranlarına ve diğer fonlama maliyetlerine bağlı. Bankacıların konuyla ilgili nabzını yokladığımız zaman, son çeyreğe kadar politika faiz oranlarında bir değişiklik beklenmediğini belirtiyorlar. Son çeyrekte kısa vadeli faizlerde bir miktar artış bekleniyor. Kredi faizlerine bakarsak geçen yılın son çeyreğinde başlayan faiz düşüşlerinde artık sona gelindi gibi. Bankaların hareket alanı daraldı ve bundan sonra çok büyük oranlı faiz indirimlerinin gerçekleşmesi zor görünüyor.
Kısacası; "Faizler daha da düşer mi?" sorusunun yanıtı: "Hayır bundan sonra çok fazla düşmez." Hatta ikinci yarıdan sonra yavaş yavaş yukarı çıkma olasılığı daha yüksek. Bu yüzden eğer kredili konut almayı düşünüyorsanız ve istediğiniz gibi bir konut bulduysanız daha fazla beklemeyin.

EN UCUZ KONUT KREDİSİ HANGİ BANKADA?

Hazır faizler düşmüşken, kıyıda köşede birikimi olan ve konut almayı düşünenlerin yanıtını en fazla merak ettiği soru bu. 60 ay ve 120 ay vadede bankaların konut kredisi faiz oranlarını karşılaştırdık. Ancak bu faiz oranlarına bakarak x bankasında kredi çok ucuz demek yanıltıcı olabilir. Bu oranlar kıyaslama açısından sadece size bir fikir verebilir. Asıl masraf ve komisyon gibi ek maliyetleri öğrendikten sonra karar vermek en doğrusu. Aşağıdaki tabloya göre, Halkbank, TEB ve Fortis'de 120 ay vadeli konut kredisi faiz oranları diğer bankalara göre daha ucuz. 5 yıl vadede ise oranlar birbirine çok yakın. ING Bank, 5 yıl vadeli konut kredisinde aylık yüzde 0.83 faiz oranı ile en düşük faiz oranını uygulalayan bankalar arasında başı çekiyor. İşte, 120 ay vadeli konut kredisi faiz oranları:

Banka adı Faiz oranı%
------------ ------------
Akbank 1.05
Halkbank 0.95
Fortis 0.99
Denizbank 1.05
Finansbank 1.04
Garanti 1.05
HSBC 1.04
İş Bankası 1.05
ING Bank 1.04
Şekerbank 1.02
TEB 1.00
Ziraat 1.09
Vakıfbank 1.02
Yapı Kredi 1.05

12 Şubat 2010 Cuma

TİCKET'DAN ÖĞLE YEMEĞİNİ ALANA FERDİ KAZA SİGORTASI

Dünyada ve Türkiye’de Ticket Restaurant® markası ile lider olan Accor Services öğle yemeği hizmetini internet üzerinden satın alan firmaların çalışanlarına Groupama Emeklilik’ten 1 yıllık 4 bin TL teminatlı ferdi kaza sigortası hediye ediyor. 31 Mart 2010’ tarihine kadar internetten sipariş veren firmalar kampanyaya katılarak Ticket Restaurant hizmetinden çok daha avantajlı olarak yararlanma fırsatına sahip oluyor.

BANK ASYA'DA BAYRAĞI CEMİL ÖZDEMİR DEVRALDI



Bank Asya'dan ayrılan Ünal Kabaca'nın yerine, Bank Asya Genel Müdürlüğüne Cemil Özdemir atandı. Bank Asya'nın yeni Genel Müdürü Cemil Özdemir, kriz dönemlerinde bile müşterilerine destek olmaktan geri durmayan Bank Asya'nın, güven telkin eden yapısıyla 2009 yılında da birçok alanda reel sektörü finanse ederek krizi büyüme fırsatına çevirmeyi başardığını söyledi. Hedeflerinin değişmediğini, planlanan şekilde büyümeye devam edeceklerini belirten Özdemir, Ünal Kabaca'dan devraldıkları bayrağı ileriye taşımak için tüm gayretleriyle çalışacaklarının altını çizdi.

6 BİN KİŞİ AŞKINI, 13 BİN GÜLLE SİGORTALADI!


14 Şubat öncesi Anadolu Sigorta tarafından Facebook’taki aşıkların hizmetine sunulan Aşk Eksperi Uygulaması; 10 gün gibi kısa bir sürede sevgilileri 12 bin 980 gül karşılığında sigortaladı. Uygulamayı 6 binden fazla kişi kullandı. Aşk Eksperi’nden alınan en son bilgilere göre; kızlar erkeklere kıyasla aşklarını daha çok önemsiyor ve daha çok sigortalıyor. Gizem, Merve, Dilara ve Burcu’lar, gözünü kırpmadan sevdiği için en çok gülü harcayan isimler arasında yer alıyor. Oğlak, Kova ve Balık burcuna sahip olanlar, aşka en çok sahip çıkanlar.

ŞEKERLİ KAHVE ALIR MISINIZ ?

Fortis Bank Türkiye, alternatif yatırım seçeneği arayan müşterilerine yeni bir fon sunuyor: Koruma Amaçlı Şemsiye Fonu’na bağlı B Tipi %100 Anapara Koruma Amaçlı Tarım Ürünleri Üçüncü Alt Fonu. Bir diğer adıyla “Şekerli Kahve Fonu”, 1 yıl vadede yüzde 22’ye varan brüt kazanç sunarken, kahve, kakao, şeker ve soya fasulyesi gibi dünya tarım piyasalarının en cazip ürünlerindeki değişimleri baz alıyor. Kahve, kakao, şeker ve soya fasulyesi gibi tarım ürünleri fiyatlarının artışına göre değerlenen 1 yıl vadeli Şekerli Kahve Fonu, 15 Şubat 2010 tarihinde halka arz edilecek. Talep toplama süresi ise, 26 Şubat 2010 tarihinde son bulacak. Şekerli Kahve Fonu, içindeki 4 tarım ürününün fiyatlarının fonun başlangıç tarihine göre her 3 ayda bir artması halinde brüt %5,5 potansiyel getiri vaat ediyor. Bir başka deyişle yatırımcılarına yıllık brüt %22 potansiyel getiri sunuyor. Yaşanacak olası değer kayıplarında ise vade sonunda anaparayı koruma altında tutuyor.

KREDİ BUTİK İNDİRİM SEZONUNU AÇTI

ING Bank, “Kredi Butik” paketlerinin faiz oranlarında indirime gitti. “Kredi Butik” kredi paketleri, kamu ve özel sektör çalışanlarının maaşlarının 10 katına kadar, maksimum 15 bin liraya kadar yüzde 1.10 faiz oranı ve sadece 110 TL masraf ile kullanılabiliyor. Ayrıca maksimum 25 bin liraya kadar olan kredilerde 210 TL, 100 bin liraya kadar olan kredilerde ise 310 TL masraf tutarı alınıyor. “Kredi Butik”de müşterilerin tercihlerine göre ayrıca masrafsız ve faizsiz kredi paketleri de mevcut. “Kredi Butik” kampanyası ile ilgili detaylı bilgiye tüm ING Bank şubelerinden, www.ingbank.com.tr adresinden veya 444 0 600 no’lu telefondan ulaşılabilir.

AKBANK, BU YIL 600 PERSONEL ALACAK

Geçen yıl küresel kriz nedeniyle kredilerde temkinli bir politika izleyen Akbank, bu yıl agresif bir büyüme planı çizdi. 2009 yılında kredi hacmi yüzde 9.1 küçülen Akbank, bu yıl yüzde 20 oranında büyümeyi hedefliyor. Önceki akşam genel müdür yardımcılarıyla birlikte ilk defa ekonomi basınının karşısına çıkan Akbank Genel Müdürü Ziya Akkurt, bu yıl 50 şube açıp 600 yeni personel alınacağını ve mevcut şubelerin yapılanması, teknoloji ve alternatif dağıtım kanalları da dahil olmak üzere toplam 350 milyon liralık yatırım yapmayı planladıklarını açıkladı. Akkurt, bunun yaklaşık 155 milyon dolarlık kısmının belli teknolojilerin altyapısına harcanacağını, geri kalan miktarın şube yenilenmesi, şube açılımları, ATM alımı gibi konulara yatırılacağını söyledi

KREDİLERDE YÜZDE 20 BÜYÜME
2010'DA ATM yatırımlarına devam edeceklerini, internet kanalında da iyileştirmeler yapacaklarını kaydeden Akkurt bu yıl kredilerde yüzde 20 civarında büyüme, mevduatta yüzde 16-18 bandında büyüme hedeflediklerini, takipteki kredileri yüzde 3,3'e düşürmeyi öngördüklerini bildirdi.
Ziya Akkurt, bir gazetecinin, "Türkiye'de bankalar sanki cezalandırılıyormuş gibi bir hava yaratılıyor?" sorusu üzerine ise esprili şekilde, ''Biz Türk bankaları uslu bankacılık yaptık. Niye cezalandırılıyoruz anlamıyorum'' karşılığını verdi. Akkurt, şöyle konuştu: "Biz Türkiye'de kumar oynamadık, toksik asset yaratmadık ama kredileri bankalar azalttılar diye çok yüklenildi. Bunun iki sebebi var. Bir; talep olmadığı için zaten kredi rakamları düştü. İki; firmaların kendileri, mal sattıkları daha küçük ölçekli firmalara verdikleri kredileri kapattılar. Hiç kimse açık hesap veya çek almaz oldu. Hiç kimse bunu tartışmadı. Biz başarılı olanı arada bir taşlamayı severiz herhalde. Kamuoyunda öyle bir trend oluştu. 'Yurt dışında öyle, o zaman Türkiye'de de böyle' diye düşünüldü."

Hüsnü Bey'i izlemekten zevk duyacağız
Akbank Genel Müdürü Akkurt, Hüsnü Özyeğin'in bankacılık sektörüne geri dönmesiyle ilgili de rekabetin ''güzel'' olduğunu vurgulayarak, günümüzde Türkiye'de rekabetin hizmet kalitesi ve hizmet sunma yönünde yoğunlaştığını belirtti. Akkurt, Hüsnü Bey'in de tekrar sahalara dönmesi bize mutluluk verir. Mutlaka piyasaya yeni şeyler katacaktır. Onu izlemekten zevk duyacağız'' yorumunuyaptı.

Zaten IMF'nin de anlamı kalmadı
IMF ile ilgili ise Akkurt, şu görüşlerini dile getirdi: ''Türkiye bence makus talihini yıkmıştır. IMF'siz de yoluna devam edebilecek kapasitede bir ülkedir. 2009'un sonunda olsaydı belki piyasalarda güven teşkil edebilirdi. Şimdi olmasının bana göre bir anlamı kalmadı. Not artışları zaten geldi. Şu sıralarda her şey Hesaplarımız IMF olmayacakmış gibi. Eğer olursa ortaya koyduğumuz rakamlar daha iyiye gider."

Ayfer ARSLAN-AKŞAM

ÖZYEĞİN, MİLLENİUM İLE BANKACILIĞA GERİ DÖNÜYOR

Fiba Grubu'nun patronu Hüsnü Özyeğin, Finansbank'ı satarak çıktığı Türk bankacılık sektörüne geri dönüyor. Portekiz'in halka açık en büyük bankası olan Millennium BCP Türkiye birimi Millenium Bank'ın yüzde 95'ini Credit Europe Bank'a 61 milyon 800 bin euroya satacağını açıkladı. Millenium BCP geri kalan yüzde 5 hissenin ileride Credit Europe Bank'a satışı ve bunun anlaşmada yer alan hisse başı fiyattan aşağı olmaması konusunda mutabakata vardı. Hollanda merkezli Credit Europe Bank'ın yüzde 99.17'si Hüsnü Özyeğin'in yönetim kurulu başkanı olduğu Fiba Grubu'na ait. Açıklamada satış işleminin bankanın Portekiz, Angola ve Polonya'da büyümeyi öngören stratejisi kapsamında olduğu, satıştan elde edilen vergi öncesi 5.4 milyon euroluk gelirin BCP'nin sermaye oranını olumlu etkileyeceği belirtildi.

7 YIL ÖNCE TÜRKİYE'YE GELDİ
Türkiye'ye 2003 yılında Sitebank'ı satın alarak giren grup önce BankEuropa adıyla faaliyete başlamıştı. 2006 aralık itibariyle tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Portekiz'deki ana kuruluşunun ismini alarak Millennium Bank A.Ş. olarak değişti. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya'da 18 şubesi olan banka bireysel bankacılık ve KOBİ'lere ticari bankacılık hizmeti sunuyor. Millennium Bank, geçen yıl İsrailli Bank Pozitif ile satış görüşmelerinde bulunmuştu. 1985 yılında kurulan Millennium BCP Grup, 885 şubesiyle ve yaklaşık yüzde 25'lik pazar payıyla Portekiz'in özel sektördeki en büyük bankacılık ve finansal hizmetler kuruluşu. Merkezi Lizbon'da olan grup 16 ülkede hizmet veriyor.

YÜZDE 5 ALIM OPSİYONU
Fiba Grubu da yaptığı yazılı açıklamada, satış işlemini doğrulayarak hisse devrinin ilgili yasal mercilerden alınacak izinlerden sonra tamamlanacağını açıkladı. Anlaşmaya göre bu satış sonrasında Banco Comercial Portugues'in Millenium Bank A.Ş.'de kalan yüzde 5 hissesi için tarafların karşılıklı olarak hisse alım-satım opsiyonları bulunuyor. Böylece halen Credit Europe Bank adı altında Hollanda, Almanya, Belçika, İsviçre, Rusya, Romanya, Ukrayna, Dubai ve Malta' da faaliyetlerini sürdüren Fiba Grubu, alımın tamamlanmasıyla birlikte Türkiye'de bankacılık sektörüne geri dönmüş olacak.


Özyeğin'in diğer bankası ise Hollanda'da ilk 10 arasında
1994 yılında kurulmuş olan Credit Europe Bank N.V. 2009 yıl sonundaki 10 milyar Euro'luk toplam aktifleri ile Hollanda'nın en büyük 10 bankası arasında. Credit Europe Bank' ın 2009 yıl sonu itibarı ile 190 şubesi, 5920 çalışanı ve 3 milyon adet müşterisi bulunuyor.


Üç yıl sözü bitti, sektöre döndü
Hüsnü Özyeğin, Finansbank'ı sattığı NBG ile anlaşma gereği Ağustos 2006'dan itibaren üç yıl süreyle Türkiye'de bankacılık yapamıyordu. Hüsnü Özyeğin daha önce yapıtğı bir açıklamada, "Türkiye'de banka almak konusunda herhangi biriyle temasım yok. Finansbank halen benim çocuğum. Ben onunla rekabet etmek istemiyorum" demişti.

9 Şubat 2010 Salı

AEGON EMEKLİLİK'DEN BEDAVA HAYAT SİGORTASI

Aegon Emeklilik ve Hayat prim iadeli hayat sigortası çıkartı. Aegon Genel Müdür Yardımcısı Cenk Gürer, bu sigortanın bir anlamda bedava sigorta olarak nitelendirilebileceğini belirterek ürünle ilgili şunları söyledi: “Örneğin, 15 senelik bir teminat ürünü alıyorsunuz. 50 bin liralık da teminatı var. Biz size 15 sene bu teminat için ödediğiniz primi, süre sonunda geri vereceğiz. Rizikonuz gerçekleşirse 50 bin lirayı alacaksınız ama riziko gerçekleşmezse ödediğiniz primi geri alıyorsunuz. Benim size o parayı verebilmem için içinde birikim fonksiyonu olması lazım. Birikim fonksiyonu var ama ürün birikim ürünü olarak konumlanmıyor. Bu ürünü sigortacılıktaki kategorik ismi olan ‘prim iadeli sigorta’ ismiyle kullanacağız. Yani bu anlamda bedava sigorta oluyor. Müşterilerden teminat için duyduğumuz ortak soru, ‘sigortayı aldım ama riziko gerçekleşmedi, param boşa mı gidecek’ yönünde oluyordu. Şimdi biz bu ürünle bu soruya cevap vermiş oluyoruz"

İNTERNET BANKACILIĞINI KULLANANLARA BONNYFOOD'DAN YÜZDE 40 İNDİRİM

Yapı Kredi, internet bankacılığını kullanan müşterileri için yeni bir kampanya başlattı. 1-14 Şubat tarihleri arasında Yapı Kredi İnternet Bankacılığı’nı kullanan herkes Bonnyfood’dan sevgililer gününe özel seçilen lezzetli keklerden oluşan çiçekte yüzde 40 indirim kazanıyor. Yüzde 40 indirimden faydalanabilmek için Yapı Kredi internet şubesi ana sayfadaki ‘Yenilikler’ bölümündeki yönlendirmeleri takip etmek yeterli oluyor.

İSTEYENE DOLAR, İSTEYENE BORSA YATIRIM FONU

Garanti Bankası, %100 Anapara Koruma Amaçlı dört fon seçeneğini aynı anda yatırımcılara sunuyor. “%100 Anapara Koruma Amaçlı ABD Dolarının Yükseleceğini Öngören Yatırımcılara Yönelik Dördüncü Alt Fon”, “%100 Anapara Koruma Amaçlı ABD Dolarının Düşeceğini Öngören Yatırımcılara Yönelik Beşinci Alt Fon”, “%100 Anapara Koruma Amaçlı İMKB 30 Endeksinin Yükseleceğini Öngören Yatırımcılara Yönelik Altıncı Alt Fon” ve “%100 Anapara Koruma Amaçlı İMKB 30 Endeksinin Düşeceğini Öngören Yatırımcılara Yönelik Yedinci Alt Fon”a minimum 3 bin TL ile yatırım yapılabilecek. 8 Şubat'ta başlayan halka arz süreci 12 Şubat'a kadar devam edecek. Yatırım dönemi 15 Şubat 2010’da başlayıp, 8 Aralık 2010’da sona erecek (297 gün) fonların anapara koruması sadece vade sonu için geçerli olacak. Yatırımcılar, ayda 2 kere çıkış imkanı bulunan fonlardan, ara dönemlerde o andaki piyasa fiyatıyla çıkış yapabilecek.

OTOMOTİV ENDÜSTRİSİNDEN YILLARDIR KAZIK YİYORUZ



Geçen yıl krizin etkisiyle iç piyasadaki talebin daralması sigorta sektörünü de olumsuz yönde etkilerken, sektör en fazla darbeyi yine otodan yedi. Kasko ve trafik sigortasından oluşan oto branşından sektörün geçen yılki zararı 500 milyon lirayı buldu.
Aviva Sigorta Genel Müdürü Ertan Fırat’a göre, bu zararda geçen yıl daralan pazardan pay kapma uğruna yapılan fiyat odaklı rekabetin payı büyük. Sektörün kendi hatalarının yanı sıra otomotiv endüstrisinin fiyatlamadaki çifte standardından da yakınan Fırat, “Biz yıllardır otomotiv endüstrisinden kazık yiyoruz. Mutlaka içinde çok düzgün çalışanlar var ama yıllarca onların bize dayattığı fiyatlarla çalıştık. Sigortanız olmadan arabanızın başına bir şey geldiğinde, aldığınız fiyat ile sigortalı olduğunuzda biçilen fiyat arasında hala büyük fark var. Üstelik sigorta sektörü aleyhine bilgi kirliliği yaratıyorlar” dedi.
Aviva Sigorta Genel Müdürü Ertan Fırat, sigorta sektörünün gündemindeki sorunlara ilişkin sorularımızı şöyle yanıtladı:

SELİN MALİYETİ 300 MİLYON EURO
-Kriz sigorta sektörünü nasıl etkiledi?
2009 sıkıntılı ve zor bir sene oldu. Ekonomi belirgin bir şekilde daraldı. Rekabet çok arttı. 2009 rekabetin çok çok keskinleştiği ve özellikle fiyat odaklı çerçeveye indiği bir yıl oldu. Riskler açısından katastrofik dediğimiz büyük ölçekli sel hadisesi yaşadık. İstanbul'da yaşanan selin sektöre 300 milyon euro'luk maliyeti olmuştur.

-Türkiye'de genelde baktığımızda sigortaya olan talep yetersiz. Bunun nedenleri nedir sizce?
Ben mesleğe girdiğimde yani 1988 yılında sektörün büyüklüğü 300 milyon dolardı. Şimdi 12 milyar TL'ye geldi. TRAMER'i kurmadan önce trafik poliçelerindeki penatrasyon oranı yüzde 60-70'lerdeydi. Şu anda yüzde 90'lardayız. Bir gelişim oldu ama kişi başına ne kadar ürün satıyoruz diye bakarsak; bu oranlar yeterli değil. 14 milyon araca rağmen 10.5 milyon trafik sigortası, 3 milyon da kasko poliçesi var. Son 20 yılda ülke olarak da hızlı bir değişim gösterdik. Yani ataerkil bir toplumdan daha bireyci, çekirdek aileye doğru gidiş var. 20 sene önce insanlar birbirlerine çok daha fazla destek olurdu. Bireylerin tutunacağı dal doğru aktarıldığında, riskler doğru ortaya konduğunda bütün yollar sigortaya çıkıyor. Geleceğe yönelik penatrasyon artacak.

TÜKETİCİ YANLIŞ BİLGİLENDİRİLİYOR
-Talebin yetersiz olmasında sektörün hataları yok mu?
Öncelikle şu soruları kendimize sormalıyız. Aracılarımızı ne kadar iyi donatabildik? Satış teknikleri, müşteriyi anlama, analiz etme, ilave talep yaratma konusunda ne kadar proaktif olabildik? Tüketiciye sunduğumuz hizmet zincirini ne kadar kesintisiz ve eksiksiz sunabiliyoruz? Ciddi çabalar var gelişmeler var ama hala eksiklerimiz de var. En fazla dokunduğumuz insan sayısı trafik sigortasında. 10.5 milyon poliçe satıyoruz. Bazen karşı taraf alıyor arabasını tamire götürüyor. Siz sigortalı ile muhatap olabilme şansını bulamıyorsunuz. Bana emanet edilen aracın tamir safhaları ile ilgili tüketiciye düzenli bilgi aktarsam daha farklı bir hizmet kalitesine ulaşırım. Tüketiciye yanlış bilgi gidebiliyor. Tüketici diyor ki, "Sigorta şirketi zorluk çıkarıyor." Dolayısıyla benim hizmet kalitem bir başkasının performansı üstünden değerlendiriliyor. Bu alanları daraltmamız lazım.

TAMİRCİ, ADİL DAVRANMIYOR
-Bu süreçte hangi sıkıntılarla karşılaşıyorsunuz?
Farklı problemler var. Trafik sigortası zorunlu bir poliçe. Otomotiv endüstrisinin bize adil davrandığını söyleyemeyiz. Biz yıllardır otomotiv endüstrisinden kazık yiyoruz. Mutlaka içinde çok düzgün çalışanlar da olabilir. Yıllarca onların bize dayattığı fiyatlarla veya maliyet baskısını yiyerek çalıştık. Bir kere şu bir gerçektir. Sigortanız olmadan arabanızın başına bir şey geldiğinde, pazarlık yaptığınızda aldığınız fiyat ile sigortalı olduğunuzda biçilen fiyat arasında hala büyük fark var. Ben aslında tamirciler açısından çok daha yüksek pazarlık gücüne sahip olması gereken bir sektörüm. Yılda kaç bin araç gönderiyorum ama bir tane araç geliyor benden daha iyi şartlar alıyorsa bu da sorgulanması gereken bir şey. İkincisi; trafikle ilgili alanda tamirciyle ben muhatap olduğum için tamircinin tüketiciye söylediğini kontrol edemiyorum. Orada da sektör aleyhine kirli bilgi akışı olabiliyor.

Kaskoya zam sinyali
-2010 yılında sektörde ne gibi gelişmeler bekleniyor?
Fiyat baskısı sürecektir. Oto branşında biraz karlılığa yönelme anlamında farklı politikalar görmek mümkün. Faizlerin düştüğü bir ortamda bu tür hareketler görebiliriz. Trafik poliçesinde yüzde 5 fiyat artışı oldu. Kasko poliçelerinde de bir artış olabilir.

20’lik şoförlere sigorta yok!
-Kaskoda hangi yaş grubundakilerin riski daha düşük?
İstatistikler 35-40 yaşından sonra kullanımın daha düzgünleştiğini fakat yaşlılığa doğru belli bir dilimde tekrar riskin arttığını gösteriyor. İnsanların refleksleri azalıyor. En ideal yaşlar sürüş kalitesi açısından 40-60 yaşlar arası. Göreli olarak riskleri azalıyor. Bayanlarda genç yaşta hasar şiddeti düşük. Genç erkeklerde ise yaratılan hem hasar oranı hem şiddeti yüksek. Bu yüzden gençleri sigortalama eğilimi düşüktür. Çünkü 40 yaşındaki adamın dünya bakışı ve hayattaki tecrübesi ile 18-20 yaşındakinin farklı.

Gençken hızım 200 km’nin altına düşmezdi
-Siz nasıl bir sürücüsünüz?
Kendi şoforüm olduğu için son 10 yıldır fazla araba kullanmıyorum ama 10 yılda hiçbir kazam yok. Trafikte bazı ilkelerim var. Ben artık arabanın arka koltuğuna oturduğumda da emniyet kemerini takıyorum. İkinci prensip; bindikten 1 dakika sonra da kaza olabilir. Park ederken de kaza olabilir. Bu yüzden biner binmez emniyet kemerini bağlamayı ilke edindim. İlk araba kullandığım dönemlere kıyasla gerçekten trafik kurallarına riayet eden biriyim.

-Peki hiç trafikte hatalarınız olmadı mı?
Eskiden çok hızlı araba kullanırdım ama artık kendimi disipline ettim. İlk defa 30 yaşında araba kullandım. Hiç unutmuyorum. Abant'dan çıkıp 1 saat 10 dakikada Ataşehir'e geldim. 200 km'nin altına hiç düşmedim. Ama şimdi artık onu yapmam. O anda lastik patlasa herhangi bir aksilik olsa telafisi mümkün değil.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM

8 Şubat 2010 Pazartesi

GELECEK KAYGISI SİGORTAYI ALTIYA KATLADI

Kriz dönemlerinde ön plana çıkan gelecek kaygısı, işsizlik sigortası ürünlerine talebi patlattı. Geçen yıl Türkiye'de Garanti Emeklilik, Anadolu Hayat Emeklilik, Zurich Sigorta, Işık Sigorta ve Finans Emeklilik toplam 800 bini aşkın işsizlik sigortası poliçesi sattı. Diğer banka ve sigorta şirketleri hesaba katıldığında ise 1 milyon kişinin işsizlik riskine karşı geleceğini teminat altına aldığı tahmin ediliyor. İşsizliğin ve kredi ödemelerinin orta vadede sorun oluşturmaya devam edeceğini öngören sigorta şirketlerinin 2010 hedefi ise pazarda yüzde 50 oranında büyümek.
İlk olarak 2008 yılında pazara sunulan işsizlik sigortası ürünlerine olan talep katlanarak büyüyor. 2008 yılında 107 bin adet poliçe ile yola çıkan Garanti Emeklilik altı katlık artışla geçen yıl sonunda 630 bin poliçeye ulaşırken, 2010 yılını 1 milyon poliçe ile bitirmeyi planlıyor. Zurich Sigorta 35 bin poliçe sayısını 100 bine çıkarmayı hedeflerken, Finans Emeklilik ise işsizlik ürünleri satışını ikiye katlamayı öngörüyor.

KİMLER TALEP EDİYOR?
İşsizlik ürünleri, her ay ödeyeceğiniz belli bir prim karşılığında işsiz kalmanız halinde kredi kartı ve bireysel kredi borcunuzu ödüyor. Veya işinizi kaybederseniz 6 ay boyunca gelir garantisi veriyor. Müşteri profili ise 24-60 yaş arası; maaşlı çalışan, banka ürünlerinden kredi kartı, kredili mevduat hesabı ve bireysel kredi kullanan B gelir segmenti ve üzerindeki kişilerden oluşuyorr. İşsizlik ürünleri içerisinde en büyük payı yüzde 60 ile kredi kartı sigortası alıyor. Gelir güvencesi sigortası ise en fazla tercih edilen ikinci ürün.

Çalışan her 14 kişiden biri şemsiyemiz altında
*Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı:
İşsizlik ürünlerini pazara sunulduğunun ilk yılı olan 2008 sonu itibarıyla 107 bin adet satış gerçekleştirdik. 2009 sonu itibarıyla ise poliçe sayımız hayli hızlı bir büyümeyle 630 bine ulaştı. Toplam 9 milyon SSK'lının bulunduğu Türkiye'de özel sektörde çalışan neredeyse her 14 kişiden birini böylelikle Garanti Emeklilik işsizlik şemsiyesi altında güvenceye almış durumdayız. 2009 yılında gerçekleştirdiğimiz 72,4 milyon TL'lik işsizlik üretimi ile, 2008'deki üretimimizi 6'ya katladık. Biz işsizlik ürünlerimiz sayesinde işsizliği korkulu rüya olmaktan çıkardık. Bireylerin çok düşük prim ödemeleri karşılığında her daim bir risk olan işsizliğin gerçekleşmesi durumunda, yaşam standartlarını ne kadar büyük bir güvence altına alabileceklerini gösterdik. Bu nedenle aslında her meslek ve gelir grubunda işsizlik riski var olduğundan, işsizlik ürünlerine her kesimden talep olduğunu söylemek mümkün. Bu paralelde biz de Garanti Emeklilik olarak 2010 yılını 1 milyon poliçe ile bitirmeyi planlıyoruz.

33 bin kişi Kredi Kartı sigortası aldı
*Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu:
2009 yılı içerisinde satışa sunulan yeni ürünümüz "Kredi Kartı Destek Sigortası" ile kişilerin kredi kartı borçları teminat altına alınmaktadır. Söz konusu ürünümüze olan ilgi de artarak devam ediyor ve yaklaşık 33 bin müşteriye sunuldu. 2009 yılsonu itibariyle Kredi Destek Sigortası ve Kredi Kartı Destek Sigortası ürünlerinde 4 milyon TL'nin üzerinde bir prim üretimi gerçekleşti. 2010 yılında küresel mali krizin devam eden etkisiyle birlikte, işsizlik sigortasının geçen yılda yakaladığı ivmeyi devam ettireceğini ve sektörde önemli bir konuma geleceğini düşünüyoruz. Hayat sigortaları alanında, daralan kredi bağlantılı ürün pazarı, işsizlik sigortaları ile desteklenmeye devam edecek ve sigorta sektörü için yeni ve büyük bir hedef pazarın oluşmasını sağlayacak.

2010'da 100 bin kişiye ulaşacağız
*Zurich Sigorta Genel Müdürü Ertuğrul Bul:
Zurich Sigorta olarak, 2009 yılında toplam 35 bin 621 adet işsizlik sigortası satışı gerçekleştirildi. Şirketimizin işsizlik sigortasından elde ettiği prim toplam 1.447.435 TL. Müşteri profilimiz ağırlıklı olarak 26-40 yaş arası, özel sektörde çalışan lise mezunu kişilerden oluşuyor. Zurich Sigorta olarak, 2010 yılında gelir güvencesi, fatura ödeme güvencesi gibi yeni ürünlerimizi piyasaya sunmayı planlıyoruz. Bu yeni ürünlerimizde sigortalının hangi sektörde çalıştığına bağlı olarak, istek dışı işsizlik, geçici iş göremezlik gibi teminatları sunmayı planlıyoruz. Örneğin, fatura ödeme güvencesi ürünü ile, bankalarda otomatik ödeme talimatı verilmiş olan faturalar için istek dışı işsizlik, geçici iş göremezlik durumlarında fatura ödemelerini güvence altına alıyor olacağız. 2010 yılında işsizlik sigortası satışlarımızı 100 bin adede çıkarmayı hedefliyoruz.

Finans, satışı iki kat artıracak
*Finans Emeklilik Genel Müdürü Ajlan Sözütek:
2009 sonu itibarıyle toplamda 110 bin adet işsizlik teminatlı hayat sigortası sertifikamız mevcut. Bunun sonucunda yaklaşık olarak 10 milyon liralık bir prim üretimi elde ettik. 2010 yılında da işsizlik teminatlı ürünlerin satışındaki artışın devam edeceğini düşünüyoruz. Finans Emeklilik ve Hayat olarak bu düşünceden hareketle 2010 yılı hedeflerimizde hem prim hem sertifika adetlerinde yüzde 100 artış planladık. Prim tutarları üründen ürüne farklılık göstermekle beraber ortalama yıllık prim miktarı 80 TL'den başlıyor. İşsizlik teminatı özelinde bakıldığında yine ürünlere göre farklılık göstermekle birlikte sigortalılarımıza azami 6 aya kadar aylık olarak 500 TL ile 4 bin TL arasında bir teminat bedeli sağlanması söz konusu oluyor.

Her gün 15 yeni müşteri
*Işık Sigorta Genel Müdürü Recep Koçak:
Şirketimiz kredi kartı işsizlik ürününün satışına 23 Ekim 2009 tarihinde başladı ve geçen yıl sonu itibariyle 111 adet poliçeye ulaştı. Satış yapılan müşteriler özel sektör bordrolu çalışanlardır. 2010 yılında minimum 3600 poliçe yani her gün 15 yeni müşteriye satış yapmayı hedefliyoruz.

Kart borcunun tamamı kapatılıyor

*TEMİNAT: Çalışanların işsiz kalmaları, serbest meslek sahiplerinin hastanede yatmaları veya maluliyet-vefat gibi durumlarda taksitli harcamalar dahil ekstredeki borcu tek seferde ödüyor. Aylık maksimum teminat bedeli 10 bin TL.
*TEMİNAT TUTARI: Riskin gerçekleşmesinden önceki son ekstredeki toplam borç (ilgili dönem ekstre harcamanız, ileri vadeli taksitler toplamı+ekspres limit kullanılan harcamalar)
*SİGORTA PRİMİ: Prim, aylık borcun yüzde 1’i ile sınırlı. Ancak aylık ödenen prim hiçbir şartta 50 TL’yi geçmiyor. Diyelim ki, kasım ayına ait bin TL’lik kart borcunuz var. O ay bu tutarın yüzde 1’i olan 10 TL prim ödüyorsunuz. Her ay ödeyeceğiniz prim borca bağlı olarak değişiyor. İşsiz kaldığınızda 30 gün bekleme süresi var. Bu süre sonunda kart borcu sigorta şirketi tarafından kapatılıyor.

İşsizlikte, 6 ay gelir güvencesi
*SİGORTA TEMİNATI: Bordrolu, özel sektör çalışanları için işsiz kalma; serbest meslek sahipleri için hastanelik olma durumunda belirlenen aylık maaş maksimum 6 ay boyunca ödeniyor.
*AYLIK MAAŞ: Çalışanlar için aylık net maaşın, serbest meslek sahipleri için de vergi sonrası aylık gelirin yüzde 70’ini aşmayacak şekilde maaş bağlanıyor. 6 ay boyunca iş bulana kadar 331 TL ile 2 bin 500 TL arasında sigortalının seçtiği tutar maaş olarak ödeniyor.
*SİGORTA PRİMİ: Aylık prim 12 ile 90.63 TL arasında değişiyor. Diyelim ki, işsiz kaldığınızda aylık 500 TL maaş bağlanmasını istiyorsunuz, bunun için ödemeniz gereken aylık prim tutarı 18,13 TL.

Bireysel kredi borcunu 12 taksite kadar ödüyor
*İşsizlik halinde bireysel kredi taksitlerini ödemeyi amaçlıyor. Çalışanların işsiz kalmaları, serbest meslek sahiplerinin hastanede yatmaları durumlarında kredi taksidini ödüyor. Vefat veya maluliyette ise tüm kredi borcunu siliyor.
*Mortgage kredilerinde 4 bin 500 TL’ye, diğer bireysel kredilerde 3 bin 500 TL’ye kadar taksitler ödeniyor. 1 yıl ve daha kısa süreli kredilerde hasar başına maksimum 6 taksit ödeniyor. Aylık prim kredi taksidinin yüzde 2.5'i ile sınırlı.
*Bir yıldan uzun süreli kredilerde hasar başına maksimum 12 taksit tazminat ödemesi yapılıyor. Sigorta süresinin 5 yıl veya daha kısa olması durumunda toplamda maksimum 18, sigorta süresinin 5 yıldan uzun olması durumunda ise toplamda maksimum 24 taksit ödeniyor. Aylık işsizlik primi kredi taksidinin yüzde 2.8'i ile sınırlı. Bu üç üründen yararlanmak için son altı aydır aynı iş yerinde çalışmış olmak gerekiyor. Ayrıca ürün başvurusundan 120 gün sonra teminattan yararlanmaya hak kazanıyorsunuz. İşsiz kaldıktan 30 gün sonra tazminat ödemeleri başlıyor.

Ayfer ARSLAN-AKŞAM

4 Şubat 2010 Perşembe

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ'NDE ÖDEMELER 'JET' HIZIYLA

Halkbank, Avrupa’nın ilk ön ödemeli temassız banka kartı Bank24 Jet’in kampüs kullanımı için Yaşar Üniversitesi ile anlaştı. Halkbank’ın Visa Europe işbirliğiyle hayata geçirdiği Bank24 Jet, taşıdığı fotoğraf ve kart üzerinde bulunması zorunlu diğer bilgiler ile kampüs içinde kimlik kartı olarak kullanılıyor. Bank24 Jet, üniversite içindeki yemekhane, kafe gibi ödeme noktalarında ise nakit kullanımına gerek bırakmadan şifreli banka kartı ve şifresiz hızlı ödeme kartı olarak geçiyor.
Vadesiz bir hesaba bağlı olarak verilen Bank24 Jet, ön ödemeli temassız işlem yapabilme özelliği ile tüm banka kartlarıyla temelden ayrılıyor. Bank24 Jet sahibi isterse vadesiz hesabını kullanarak ATM veya POS terminallerinden, isterse nakit olarak para yatırma özelliği olan ATM’lerden kartına yükleme yaparak Visa logosu bulunan her yerde temassız işlem yapabiliyor
.

3 Şubat 2010 Çarşamba

KAMU ZAMLARI OCAK'DA ENFLASYONU TIRMANDIRDI

Ocak ayında enflasyon yüzde 1.85 seviyesinde gerçekleşti. Piyasa beklentileri yüzde 1.74 seviyesindeydi. Böylece yıllık enflasyon yüzde 6.5 seviyesinden yüzde 8.2'e çıktı. Ocak ayında enflasyonun tırmanışında sigara ve akaryakıt başta olmak üzere kamu zamları etkili oldu. Yapılan zamlar ve baz etkisi ile Ocak ayında enflason oranı geçen aralık ayına göre 1.7 puan arttı. Şubat ayında da enflasyondaki yükselişin sürmesi bekleniyor.

İŞ BANKASI'NDA 8 BİN LİRALIK KREDİNİN FAİZİ % 1,05

İş Bankası “Dört Dörtlük Nakit Kredi” kampanyası dahilinde müşterilerine 4.000 TL ve 12 aya kadar aylık yüzde 0,49, 36 aya kadar aylık yüzde 0,95 faiz oranından, 8.000 TL ve 36 aya kadar ise aylık yüzde 1,05 faiz oranından kredi kullanabilme fırsatı sunuyor. 26 Şubat 2010 tarihine kadar geçerli olacak kampanya kapsamında 8.000 TL’ye kadar kullanılacak kredilerde toplam ücret 200 TL. Daha yüksek tutarda ve/veya daha uzun vadelerle kredi kullanmak isteyenler ise kampanya dönemi içinde 20 bin TL limit ve 36 ay vadeye kadar aylık yüzde 1,09’luk özel faiz oranı ile kredi kullanabilecek.

2 Şubat 2010 Salı

EMTİA ENDEKSİNE YATIRIM YAPMAK İSTER MİSİNİZ?

Finansbank, Emtia endeksine yatırım yapan Koruma Amaçlı Şemsiye Fonu’na Bağlı B Tipi %100 Anapara Koruma Amaçlı Üçüncü Alt Fonu çıkarıyor. Yatırımcılar, anaparalarını kaybetme riski almadan petrolden değerli madenlere, endüstriyel metallerden hayvansal gıdalara kadar pek çok emtiadan oluşan emtia sepetinin yükselişine ortak oluyor. Halka arzı 1-5 Şubat tarihleri arasında yapılacak olan 1 yıl vadeli fon, anaparanın koruma altında olduğu ortamda, yatırımcılara yüksek getiri fırsatı sunuyor. Detaylı bilgiye Finansbank şubelerinden veya www.bugununyatirimaraclari.com adresinden ulaşabilirsiniz.