Türkiye'nin ödemeler dengesinde net hata-noksan kalemi olarak adlandırılan kaynağı belirsiz, kayıt dışı 13 milyar dolarlık döviz gelirinin sırrı çözüldü. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Davos zirvesinde 'One Minute' çıkışıyla Ortadoğu bölgesinde başlayan sıcak ilişkilerin ekonomide de meyvelerini vermeye başladığını belirten Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Genel Sekreteri Osman Akyüz, "Eksen kayması diye bahsediliyor. Türkiye ne Doğu'ya ne Batı'ya yüzünü döndü. Türkiye kendi bölgesinde kendi gücünü oluşturuyor. Her iki tarafta da var. Kuzeyde Ruslarla da çok iyi ilişkiler geliştirdik. Komşularla sorunlarımızı büyük ölçüde çözdük. Arap aleminde Türkiye'nin popülaritesi artıyor. Türkiye'ye bir takım kayıt dışı paralar giriyor. Hata-noksan diyorlar. O paralar herhalde gökten yağmıyor. Yakın ülkelerle olan sıcak temastan geliyor" dedi.
SİYASİ GÜCÜMÜZ ARTIYOR
AKP hükümetinin açıkladığı Orta Vadeli Programı'nı durgunluktan çıkış programı olarak değerlendiren Osman Akyüz, dünyada çok ciddi bir kriz yaşandığını, hasarların tamir edilmesinin zaman alacağını belirterek, "Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde Türkiye'de çok ciddi bir aktivite beklemiyorum" dedi. Ancak Türkiye'nin dünyada siyasi gücünün arttığına işaret eden Akyüz, bunu 'Türkiye'nin şansı' olarak değerlendirdi.
MEVDUAT BANKALARINI SOLLADI
AKŞAM'a yaptığı açıklamada, faizsiz bankacılığın performansını da değerlendiren Akyüz, katılım bankalarının mevduat bankalarından daha hızlı büyüdüğüne işaret ederek "Ağustos sonu itibariyle mevduat bankaları yüzde 4.5 büyürken, katılım bankaları yüzde 20.8 büyüdü. Bu oran ekim sonunda yüzde 23'ü geçti" dedi. TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, sektör olarak bu yıl toplanan fonlarda yüzde 20 civarında bir büyüme öngördüklerini hatırlatarak, "Ancak yüzde 33'lük artışla şimdiden hedefin üzerine çıktık" diye konuştu.
REEL BANKACILIK YAPIYORUZ
Dünyanın çeşitli ülkelerinde faizsiz bankacılığın popülaritesinin arttığına işaret eden Osman Akyüz, İngiltere, Fransa, Almanya ve Rusya'da faizsiz bankacılığa ilişkin oluşumlar olduğuna işaret ederek bu ilgiyi şöyle yorumladı: "Faizsiz bankacılık alanında toksik ürünlerin olmaması nedeniyle ilginin arttığını görüyoruz. Sistemin daha dayanıklı olduğu, daha reel bir bankacılık olduğu yönünde görüşler var."
Katar ve Dubai ilgili
2002 krizinden bu yana Türkiye'de yeni banka ruhsatı verilmediğini belirten TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, "Türkiye'de 4 tane katılım bankası var. Zaman zaman katılım bankası kurmak isteyenler, mevduat bankası ruhsatı almak isteyenler çıkıyor. Biz de duyuyoruz. Ama bugüne kadar yeni bir ruhsat verilmedi. Bundan sonrası otoritenin takdiri. Körfez bölgesinde Katar İslamic Bank'ın Türkiye'de katılım bankası kurmak istediği, çalışmalar yaptığı yönünde duyumlar aldık. Dubaililer de. Sektörde büyüme potansiyeli yüksek" diye konuştu.
Demire, çinkoya 2.5 milyar $ yatırım
Bankaların likiditesinin yüksek olmasına rağmen kredilendirecek şirket bulmakta sıkıntı yaşadıklarına değinen Akyüz, sektör olarak ellerindeki nakiti değerlendirecek enstrüman bulamadıklarından yakındı. Katılım bankalarının ellerindeki likiditenin bir kısmını Hazine'nin çıkardığı gelire endeksli senettte değerlendirdiğini anlatan Akyüz, "Şu anda 1.2 milyar lira civarında katılım bankaları gelire endeksli senete yatırım yaptı. Onun ötesinde ellerindeki likiditeyi yurtdışındaki piyasalarda faizsiz enstrümanlarda değerlendirmeye çalışıyorlar. Katılım bankalarının şu anda demir, çinko, kıymetli madenler gibi emtia piyasalarında ortalama 2.5 milyar dolarlık yatırımı var" diye konuştu.
Bankacılık yapmak zorlaşacak
Faiz oranlarının düşmesi nedeniyle 2010 yılında bankacılık yapmanın zorlaşacağına değinen TKBB Genel Sekreteri Osman Akyüz, şunları söyledi: " Faiz hadlerinin çok aşağılara gelmesi finansman işindeki marjı da çok küçülttü. Masraflar aynı oranda devam ediyor, geliri artıramıyorsunuz. Türkiye'deki bankaların sermayeleri, sermaye yeterlilikleri iyi seviyede. Bankacılık açısından herhangi bir sıkıntı olmaz. Bankalar da ihtiyatlı. Maceracı değiller."
Dövize yatırım riskli, TL'den vazgeçmem
10 yıl önce katılım bankalarının topladıkları fonlarının yüzde 80'inin döviz, yüzde 20'sinin TL varlıklardan oluştuğunu belirten Akyüz, "Şu an topladığımız fonların yüzde 62'si TL, yüzde 38'i döviz" dedi. Dövize yatırımı her zaman riskli bulduğunu söyleyen Akyüz, şu çağrıda bulundu: "Türk insanının dövize yatırım yapmasını zaten anlayamıyorum. Parası olan bir kısmı bankada tutuyor, bir kısmı gayrimenkule yatırım yapıyor. Borsada herkes yatırım yapamaz. Spekülatif bir yatırım aracı. Uzmanlık gerektiririr. Kendi ulusal paramıza sahip çıkalım."
Ayfer ARSLAN-AKŞAM
9 Kasım 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder