20 Kasım 2009 Cuma

PROBLEMLİ KREDİLER 2010'DA BANKALARIN KORKULU RÜYASI

Hazine tahvil faizlerinin düşmesi nedeniyle bu yıl karlılıkta yüksek rakamlar yazan Türk bankacılık sektörü gelecek yıl kredilerden para kazanacak. Gelecek yıl bankacılığı bekleyen en önemli sorunun karlılık olacağını belirten Turkish Bank Genel Müdürü Abdullah Akbulak, 'Mevcut enflasyon seviyesi ve Merkez Bankası faiz düzeyini dikkate aldığımızda Hazine tahvil faizlerindeki düşüşün daha fazla devam etmesi zor. Bankalar, karlılıklarını korumak için komisyon gelirleri gibi faiz dışı gelirlerin yanı sıra kredilere ağırlık verecek' dedi.
Şu anda yüzde 47'ler civarında olan kredilerin aktiflere oranının 2010 yılında yüzde 55'ler civarına geleceğini öngören Akbulak, 'Sektörün bir taraftan da problemli kredilerini yönetmek konusunda geçmişe oranla daha fazla çaba sarf etmesi gerekecek. Şu anda yüzde 5.3 olan kredilerin takibe dönüşüm oranı, 2010'da yüzde 6.5-7 seviyesine gelebilir' diye konuştu.

Sektör küresel krizde nasıl bir sınav verdi?
2008'in 2. yarısı ve 2009 tüm dünya bankacılığı için çok zor bir dönem oldu. Buna rağmen Türk bankacılık sektörü global krizde çok iyi bir sınav verdi. Kredi talebinin daralması ve krizden etkilenen firmaların mali yapılarının bozulması nedeniyle sektör 2009 yılında kredileri artırma imkanı bulamadı. Kriz nedeniyle vergi gelirlerinin azalması ve dünyadaki uygulamaya paralel talebi canlandırmak için kamu harcamalarının da artması sonucu oluşan bütçe açıkları Hazine'nin borçlanmasını artırdı. Bu gelişmelerin sonucu sektörde kredilerin aktife oranı 2009 yılında yüzde 53'den yüzde 47'ye geriledi. Menkul kıymetlerin payı ise yüzde 26'dan yüzde 31'e çıktı. Ekonomideki küçülme nedeniyle Hazine tahvilleri dışında yeni aktif yaratmakta zorluk çeken sektör, pasifi çok iyi yöneterek pasif maliyetini sağlıklı bir şekilde aşağıya çekti. Nitekim sektörün eylül ayı vergi sonrası net karı, bir önceki senenin aynı ayına göre önemli ölçüde yükselerek 15,7 milyar lira oldu. Bu yükselişte net faiz gelirleri ile sermaye piyasası işlemlerinin yanı sıra kambiyo karlarındaki artış da etkili oldu. İlk 9 ayda aktifini yüzde 9 büyütebilen sektörün 2009 yılını 20 milyar TL'ye yakın karla kapatması bekleniyor.

Bankalar 2010 yılında aynı karlılığı yakalayabilecek mi?
Mevcut enflasyon seviyesi ve Merkez Bankası faiz düzeyini dikkate aldığımızda Hazine tahvil faizlerindeki düşüşün daha fazla devam etmesi zor görünüyor. Bu durumda 2010 yılında sektörün karlılığını aynı tempoda devam ettirmesi kolay olmayacak. Bankalar, karlılıklarını korumak için komisyon gelirleri, bankacılık hizmet gelirleri gibi faiz dışı gelirlerin artırılmasına ağırlık verecek. l Kredi piyasasındaki son gelişmeler nelerdir? Bankalar kredi vermek istiyor, ancak talepte henüz göreceli bir artış gözlemiyoruz. Ticari ve KOBİ kredilerinde mali yapısı iyi firmalar çok uygun faiz oranları ile kredi kullanabiliyor. Ekonomideki büyümeye paralel olarak sektör bilançosunda kredilerin payı yeniden artmaya başlayacak. Tahvil faizlerindeki düşüşe düşüşe paralel olarak sektörün faiz marjlarında daralma başladı. Sektörün faiz marjını koruması ve yükseltmesi için krediler gelecek yıl çok önem kazanacak. Bankaların 2010 yılında karlılıklarını, reel sektöre kredileri artırarak korumaya çalışacaklarını düşünüyoruz.

'İlişki bankacılığı' yapıyoruz
Turkish Bank sektörde kendisini nasıl konumlandırıyor?
Biz sektörün geneline göre oldukça farklı konumdayız. 108 yaşında, hiçbir sanayi ve ticari faaliyeti olmayan sermayedar yapımız, yabancı hissedarımızın azınlık hisse sahibi olması, çokuluslu faaliyetimiz, ilişki bankacılığı, ana banka gibi kavramlar ile diğer bankalardan birçok şekilde ayrıştığımızı düşünüyoruz. Turkish Bank olarak 'İlişki bankacılığı' yapıyoruz. Seçtiğimiz ve ilişki kurduğumuz belli sayıda müşteri ile çalışmanın getirdiği avantajla müşterilerimizin her birinin ihtiyaçlarını tek tek saptayarak onlara özgün ürünlerle ihtiyaçlarını karşılıyoruz.
Bankacı ihtiyatlı olmalıl 28 yıllık bankacılık deneyimimizden aldığınız en önemli ders ne oldu?Bankacı ihtiyatlıdır, özünde muhafazakar bir kişidir.Çünkü bankacının birinci görevi; kendisine emanet edilen tasarrufları ve varlıkları en iyi şekilde idare etmek, korumak, onlara gerekli getiriyi sağlamak ve istendiği zaman da iade etmektir. Böyle bir görev üstlenmiş bankacının riskleri çok iyi yönetmesi ve de ihtiyatlı hareket etmesi lazım. 2008 yılında dünyada başlayan global kriz finans sektöründen çıktı. Bu krizin altında yatan en önemli neden ihtiyatlılık prensibinin gözardı edilmesidir. Kaldıraç oranları aşırı derecede yükseltildi. Yüksek kar hırsıyla riskler görmezden gelindi. Bana bu kadar yıllık tecrübem şunu gösterdi ki, bankacılık ihtiyatlılık mesleğidir.

Takip oranı artacak
Takibe dönüşen kredilerdeki artış devam edecek mi?
Mali yapısı bozulan firmalar özellikle bir kısım KOBİ'ler bankalara olan taahhütlerini aksatıyor. Sektörde kredilerin takibe dönüşüm oranı yüzde 5.3'e yükseldi. Bu oran KOBİ'lerde yüzde 7,6'yı, kredi kartlarında ise yüzde 11'i aştı. Bu oranlar 2010 yılında biraz daha yükselebilir. Gelecek yıl kredilerin takibe dönüşüm oranının yüzde 6.5-7 civarına geleceğini tahmin ediyoruz.

Krizde ikinci dip beklentisi yok
Küresel krizde yeniden ikinci bir dip yaşanır mı?
Bu kriz kolay geçmeyecek çünkü tüketici davranışlarında ve beklentilerde önemli değişiklikler oldu. Resesyonu önlemek için dünya merkez bankalarının piyasaya sürdükleri likiditenin çekilmesi de ayrı bir sorun. Bu yüzden dünya enflasyonun yükselmesi tehlikesi ile karşı karşıya kalacaktır. Türkiye dünyaya göre daha hızlı büyüyebilen ve dinamik bir ekonomiye sahip. 2010 yılında Türkiye'nin büyümeye geçebileceğini, hatta bu büyümenin ihracatın da etkisiyle yüzde 4'lere varabileceğini tahmin ediyoruz. Ancak krizde yeni bir dip beklentimiz yok. Çünkü bütün dünya ülkeleri bu konuya eğilmiş durumda.

KOBİ'lere hizmet veriyoruz
Turkish Bank olarak hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?
Aile işletmelerine, KOBİ'lere hizmet veriyoruz. Turkish Faktoring tedarikçi alacak finansmanı ve alacak sigortası, Turkish Finansal Kiralama şirketimiz gayrimenkul yatırımı leasingi alanında ihtisaslaşmıştır. Turkish Yatırım olarak aracılık hizmetleri, VOB ve halka arzlar da uzmanlıklarımızdır. Kurumsal finansmanda da ihtisas alanımızı Körfez sermayesi olarak görüyoruz.

2010'da % 20 büyüyeceğiz
Turkish Bank'ın orta ve uzun vadeli hedefleri nelerdir?
Turkish Bank olarak ağırlıklı ticari bankacılık yapıyoruz. Ticari banka olma işlevimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Bu aşamada çok şubeli bir banka olma gibi bir hedefimiz yok. Orta ölçekli bir banka ve belirli alanlarda ihtisaslaşmış, belirli alanlarda kuvvetli yönününü ortaya çıkaran bir banka olarak yolumuza devam edeceğiz. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde ilk etapta 100 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz. İhtiyatlı yaklaşımımızdan dolayı bankamız kredilerinin aktiflere oranı sektöre göre düşüktür. 2009 yılında 1 milyar TL civarında bir bilanço büyüklüğüne ulaşmayı hedefliyoruz. Kredilerin aktifteki payı ise yüzde 30 civarında olacak. 2010 yılında minimum yüzde 20 civarında bir büyüme gerçekleştiririz. Banka olarak bireysel tarafta Tekne Kredileri'nde daha aktif olacağız.
Ayfer ARSLAN

Hiç yorum yok: