ABD ve buna bağlı Türkiye ekonomisinin makro ekonomik göstergelerinde kısa vadede düzelme beklemeyen Anadolu Endüstri Holding iştiraki Abank Genel Müdür Yardımcısı Murat Özer, "Son 40-50 yıldır yaşanan en ağır kriz. Etkilerini uzun yıllar yaşayacağız. Şiddet olarak en kötüyü geçtik ama önümüzdeki günler çok da iyi günler görmeyeceğiz" dedi. Hala iç ve dış talebin açılmadığını, işsizlik sorununun ise önümüzdeki dönemde önemini koruyacağını vurgulayan Özer, tüketicilerin böyle dönemlerde temkinli olması gerektiğini belirterek şöyle uyardı: "Böyle zamanlarda açıkçası para kaybetmemek, kazanmaktan daha önemli. Büyüme tarafında kuvvetli bir gidişat olmazsa, insanların kazançları da düşük kalacak. Dolayısıyla hem bireyler, hem kurumlar borçluluk seviyelerine dikkat etmeli. 'Faizler çok düştü, hemen konut alalım' derken, krediyi alacağınız vade içerisinde gelirlerinizin de aynı ölçüde kuvvetli kalacağından emin olun. Yoksa hakikaten herkes zor şartlar altında kalabilir."
Abank Genel Müdür Yardımcısı Murat Özer, AKŞAM'a yaptığı açıklamada, krizin dünya ve Türkiye ekonomisine etkilerini ve beklentilerini şöyle aktardı:
KÜRESEL KRİZİN ORTASINDAYIZ
Yaşadığımız krizin etkilerini uzun yıllar göreceğiz. Ben o çapta olmasa da, kötüleşmenin devam edeceğini, piyasaların yatay gideceğini, özellikle büyümeler konusunda bazı sıçramalar gelse bile bunun çok hızlı bir şekilde aşağı geleceğini düşünüyorum. Çünkü özellikle insanların tüketim gücü önemli oranda düştü. Burada en önemli motor olan ABD'de böyle bir seyir var. Orada çok ciddi bir düzelme olması için herkesin zamana ihtiyacı var. Bence şu anda krizin ortasında bir yerdeyiz.
İKİNCİ ŞOK YAŞANIR MI?
Bundan sonraki en önemli çalkantıyı da herhangi bir şekilde ya ABD veya Avrupa merkez bankalarının faiz artırımı ve bu parasal genişlemelerini geri almaya başladıkları zaman yaşayacağız. Çünkü o zaman herkesi ikinci bir korku daha saracak. Otoriteler çekildikten sonra acaba piyasaların kendi kendine tutunma gücü var mı, yok mu? Şu anda onu bilmiyoruz. Dolayısıyla onu anlayacağımız güne kadar bütün yatırımcılar ciddi bir kötüleşme tehlikesiyle yaşamaya devam edecek. Böyle bir şeyin gerçekleşme ihtimali herhalde 2010 yılının ikinci yarısı içerisinde olur. Ondan sonra da tabir caizse, 'Takke düşecek, kel görünecek.' Bütçe açıkları önemli ölçüde yükseldi. Bunun da mucizevi çareleri yok. Ya devletler ciddi ölçüde kemer sıkacak. Bu çok zor gözüküyor. Ya vergileri artıracaklar, bu da zor. Üçüncü şık da borçlanmaya devam edecekler. Bu da faizlerin yükselmesi demek.
İYİLEŞMENİN İŞARETLERİ NE OLACAK?
İki yıl boyunca potansiyele yakın Avrupa ve Amerika'nın büyümesi lazım. Bu süreç içerisinde özellikle FED'in ve ECB'nin piyasalara vermiş olduğu desteklerin de yavaş yavaş geriye çekilmesi gerekiyor. 2013' lere kadar bu krizin tesirlerini göreceğiz. Türkiye de aynı şekilde bunları yaşayacak. Aslında bizim için işler daha zor. Çünkü bizim daralmamız çok daha büyük oldu. Yurtdışındaki büyümeye çok bağımlıyız. İhracatta gerçek bir düzeltme olmadığı takdirde iç tüketimle buradaki büyümeyi ayakta tutma imkanımız yok. Artı ikinci bir hassas karnımız; yurtdışı borçlanmalara olan ihtiyacımız. Şu anda bazı kurumlar çok ciddi miktarlarda sendikasyonlar bulabilseler de, yaygın olarak ekonominin genelinde bu kredilerin sürekli olarak yenilenme imkanı neredeyse hiç yok bence. Türkiye'de düzelmenin 2012- 2013 yıllarında geçerli olacağını düşünüyorum. Onlardan evvel toparlanmamıza neredeyse hiç imkan yok.
Bankaların karları azalacak
Bu kadar ciddi küçülen bir ekonomide geri dönmeyen krediler çok hızlı yükselmeye başladı. Bunlar tabii ki, bankacılık bilançosunu etkileyecek. Bankacılık sektörünün şansı bu döneme hazırlıklı olması ama önümüzdeki dönem bizim için de zor. Bankalar kriz spreatleri düştüğü için daha az para kazanacak.
İşsizlikte ümit yok
*BÜYÜME: 2009 sonu -5.8 oranında daralır. 2010 yılında ekonomi yüzde 3-4 oranında büyür.
*ENFLASYON: TÜFE yıl sonu yüzde 6, 2010 yılında yüzde 7 olarak gerçekleşir.
*FAİZ: Yıl sonu MB gecelik faizleri yüzde 7'ye geriler. 2010 yılı tahmini yüzde 8.5-9
*DOLAR: Yıl sonunu bugünkü seviyelerden daha yukarıda kapatır ama seviye tahmini veremiyoruz.
*İŞSİZLİK: Dünyada bütün yatırımlar durdu, çok ciddi bir atıl kapasite var.Önce çarkların dönmeli, talep gelmeli ve atıl kapasite bitirilmeli. Ondan sonra yeni yatırımlar gündeme gelecek. Bu da yeni işgücüne ihtiyacı artıracak. Ancak ülke olarak o noktadan çok uzağız. Uzunca bir süre yüzde 12-14 aralığında kalırız.
Abank yeniden bireysele girecek
2000 senesinde Türkiye'de ilk uzun vadeli konut kredisi veren bankaydık. 14 yıla kadar uzayan vadelerimiz vardı. Daha sonra krizle beraber bireysel bölümümüzü tamamen kapattık. Kurumsal ve ticari banka olarak yola devam etme stratejimizi ortaya koyduk. Şimdi yeniden bu stratejimizi gözden geçirdik. Bireysel kredilerin yeniden başlatılması gündemde. Şubeleşme çalışmalarımız olacak.
10 Eylül 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder