3 Ocak 2011 Pazartesi

BANKALARA KREDİ KARTI UYARISI!

Kredi kartı pazarının her geçen gün büyüdüğünü belirten Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Yunus Nacar, ancak büyüyen pazarla birlikte risklerin de büyüdüğüne dikkat çekerek bankaları uyardı. Nacar, "Kriz döneminde kredi kartı geri ödemelerinde ciddi sıkıntılar yaşandı. Bu durum bankalar açısından her zaman bir risk unsuru oldu. Her ne kadar BDDK'nın bu alanda riski azaltıcı çalışmaları olsa da bankaların kredi kartı verirken daha dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Sektörün önümüzdeki dönemde düşen faiz ve kar marjlarının etkisiyle reel sektöre ve bireylere yöneleceğine işaret eden Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Yunus Nacar, ancak risk yönetim merkezlerinin çok iyi yapılandırılması gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Yunus Nacar, sorularımızı şöyle yanıtladı:

-2011 yılında sektörde rekabet hangi alanlarda yoğunlaşacak?
Bugüne kadar ağırlıklı olarak bireysel alanda çalışan bankaların düşen faiz ve kâr marjlarının etkisiyle reel sektöre yönelmeleri ve KOBİ pazarını keşfetmeleri önemli bir nokta. Hemen her banka KOBİ bankacılığı için özel ekipler kurdu. KOBİ bankacılığı önümüzdeki birkaç yılda bankalar açısından en önemli pazar olacak. Bu noktada bankaların reel sektörü yakından takip etmeleri ve risk yönetim merkezlerini çok iyi yapılandırmaları gerekiyor. Zira bankalar bu alanda hesapsız alınacak risklerden olumsuz etkilenebilir. Kredi kartı pazarı da bankaların önem vermesi gereken pazarlardan biri. Bunların yanında operasyonel maliyetlerin azaltılması bankalar açısından önem arz ediyor. Bu noktada teknolojiyi doğru kullanan bankalar azalttıkları maliyetler ile rakiplerinin önüne geçecek.

KOBİ'LERİN KREDİDEKİ PAYI %24

-Türkiye Finans olarak yeni yılda nasıl bir büyüme rotası izleyeceksiniz?
Kurumsal bankacılık alanında işletmeler içindeki ana hedefimiz KOBİ'ler. KOBİ'lerin 2009 yılındaki toplam payı yüzde 22 iken bu rakam 2010 senesinde yüzde 24 seviyesine çıktı. 2010 yılı içinde başladığımız teşvik ve hibe programlarındaki danışmanlık desteğimizi önümüzdeki yıllarda artırarak devam edeceğiz. KOBİ'lere daha fazla ve hızlı destek olabilmek için şube ve bölge yetkilerimizi 2011 yılı içinde artıracağız. KOSGEB programları, KGF garantisi, Hazine kar payı desteği programı kapsamındaki kredi kullandırımlarına devam edeceğiz.

FAİZSİZ EMEKLİLİK FONU TUTTU
-Bireysel bankacılık alanında yeni projeleriniz olacak mı?
2011 yılında bireysel bankacılık alanında çalışmalarımızı artıracağız. Bu paralelde, taşıt ve konut kredisi gibi alanlarda farklı çalışmalara imza atacağız. Toplu konut ve marka konut pazarı son dönemde oldukça revaçta. Bu alanlarda Türkiye Finans olarak 2010 yılında ciddi başarılara imza attık. Önümüzdeki yıl bu sektördeki faaliyetlerimizi artırarak sürdüreceğiz. Kredi kartları bireysel bankacılık için artık temel olma yolunda hızla ilerliyor. Garanti Bankası işbirliği ile çıkardığımız ve katılım bankaları sektöründe bir ilk olan bonus özellikli kredi kartımız Happy Card, 2011 yılında bizim için önemli bir ürün olmaya devam edecek. 2010 yılında Garanti Emeklilik ile bir ilke imza atarak bireysel emeklilik sisteminde faizsiz bir fon oluşturduk. Faiz hassasiyeti olanlar tarafından yoğun ilgiyle karşılanan bu ürünümüz, 2011 yılında da önemini sürdürecek. Gelişen teknoloji sayesinde artık müşteriler şubeye gelip sıraya girerek vakit kaybetme derdinden kurtuluyor. Bu paralelde yaptığımız teknolojik yatırımlar sayesinde gerek internet şubemiz, gerek SMS şubemiz ve gerekse telefon şubemiz rakiplerinden kaliteli ve kolay hizmet sunar hale geldi.

Yurtdışı şokları sürerse ekonomimizi kötü etkiler
-Bu yıl Türkiye ekonomisi hangi risklerle karşı karşıya kalabilir?
2011 yılı içerisinde Türk ekonomisi için gördüğümüz en büyük risk cari işlemler açığı. Artan cari açığın finansmanı da daha çok kısa vadeli portföy yatırımları ve borçlanmalar yoluyla oluyor. Sıcak para kaynaklı cari açık oluşturarak büyüme sürdürülebilir değil. Diğer bir risk kaynağı ise yurt dışı kaynaklı şokların devam etmesi ve bundan dolayı ekonomimizin olumsuz yönde etkilenmesi. 2009'da ve 2010'da merkez bankalarının ve devletlerin müdahalelerine rağmen hala eski düzeylerine ulaşamayan ve sürekli yeni sıkıntılarla karşı karşıya kalan gelişen ülkelerden gelebilecek kötü haberler ekonomimizi de kötü etkileyebilecek. 2011 senesi içerisinde karşılaşabileceğimiz bir diğer risk ise seçimlerden dolayı artabilecek bütçe açığı. Toparlanma yolunda önemli adımlar atan Türkiye ekonomisi 2010 yılında beklentilerden daha az olarak 44 milyar TL civarında bütçe açığı vermesi beklenirken seçim nedeniyle artabilecek bütçe harcamaları ekonomi için olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Başarılı stratejisi olmayan banka kar edemeyecek
-2011'de Türk bankacılık sektörünü nasıl bir tablo bekliyor?
Yaşanan ekonomik gelişmeler doğrultusunda düşen kâr marjları bankalar için ciddi bir risk teşkil ediyor. Her geçen dönem azalan kâr marjları bankaların çalışma şekillerini ve müşteri profillerini değiştirmelerine neden oluyor. Bu alanda başarılı stratejiler belirleyemeyen, hacimlerini artıramayan bankalarda yeterli kâr edememek bir sıkıntı olarak karşımıza çıkacak. Yeni blokaj oranları bankaların kârlılıklarını azaltıcı bir baskı unsuru olacak. Düşen faizlerin etkisiyle mevduatta yaşanan kayıplar da bankalar için önemli bir risk olarak nitelendirilebilir. Müşteriler düşen faizlerden dolayı bankalardaki mevduatlarını çekip tasarrufları farklı yerlerde değerlendirme yolunu seçebilir. Bu da bankaların likit yönetimi açısından sakınca doğurabilecek bir durum. Bankaların bu duruma hazırlıklı olmaları, likiditelerini iyi ayarlamaları ve planlarını bu duruma göre yapmaları gerekiyor. Kredi kartı pazarı her geçen gün büyüyor. Ancak büyüyen bu pazarla birlikte riskler de büyüyor. Şu an atlatılmış gözükse de özellikle kriz döneminde kredi kartı geri ödemelerinde ciddi sıkıntılar yaşandı. Bu durum bankalar açısından her zaman bir risk unsuru oldu. Her ne kadar BDDK'nın bu alanda riski azaltıcı çalışmaları olsa da bankaların kredi kartı verirken daha dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyorum. Son yaşadığımız krizde, bankalar için risk yönetiminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Bankalar risk yönetimindeki çalışmalarını her geçen gün kuvvetlendirmeli. Zira gördük ki; kriz ülkemiz kaynaklı olmasa bile bizleri de etkiliyor.

Yıl sonunda faiz yüzde 8.5'a çıkar
-2011 sonu itibarıyla faiz, dolar, euro, büyüme hızı, enflasyon ve işsizlik ne olur?
*Faiz: Yüzde 8.5
*Dolar: 1.50 TL
*Euro: 2.00 TL
*Büyüme: Yüzde 5
*Enflasyon: Yüzde 7
*İşsizlik: Yüzde 10

Ayfer ARSLAN-AKŞAM

Hiç yorum yok: