30 Eylül 2010 Perşembe

VERGİ BORÇLULARINA MÜJDE! VERGİ AFFI KAPIDA

Hükümet vergi borçlularına yönelik af çıkarma hazırlığında. Maliye Bakanlığı'na yakın kaynaklardan alınan bilgiye göre, vergi borcu olanlar anapara artı çok az bir miktarda faizi 36 aya varan taksitlendirme yoluyla ödeyebilecek. Ayrıca peşin ödeyenlerden faiz alınmayacak.
Yeniden yapılandırma çerçevesinde anapara makul oranda enflasyonla irtibatlandırılacak. Yetkililer, faiz oranlarının makul bir seviyede tutulacağını belirtirken, bunun bir vergi affı olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, yeniden yapılandırma olarak değerlendirilmesi gerektiğinin daha doğru olacağını bildirdi.

ONLİNE SEYAHAT DÜNYASINDA DEV ORTAKLIK

Online seyahat acentesi Expedia, Yahoo Travel ile ortak oldu. Konuya ilişkin yapılan yazılı açıklamada, bu ortaklık sayesinde İngiltere, İrlanda, Fransa, Almanya, İtalya ve İspanya menşeili Yahoo Travel sitelerine seyahat rezervasyon motoru sağlanacağı belirtildi. Expedia'nın portföyünde 127 binden fazla otel ve 450'den fazla havayolu seçeneği bulunuyor. Açıklamada, ''Expedia bünyesinde yer alan oteller, Avrupa'daki Yahoo Travel online seyahat acentalarından rezervasyon yaptıran yeni bir müşteri kitlesine de ulaşmış olacaklar'' bilgisine yer verildi.

PATRONLAR YARIN SABANCI CENTER''DA TOPLANIYOR

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), 2010 yılının ikinci Yüksek İstişare Konseyi toplantısını, yarın İstanbul’da düzenleyecek.
TÜSİAD'dan yapılan açıklamada, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi'nin yarın Sabancı Center Konferans Salonu’nda yapılacağı belirtildi. Toplantının açılış konuşmaları TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner tarafından gerçekleştirilecek. Açılış konuşmalarının ardından, toplantının onur konuğu olan Fransız akademisyen, yazar ve Devlet Onursal Danışmanı Prof. Jacques Attali küresel siyasi ve ekonomik gelişmeleri, AB ekonomisinin geleceğini ve iktisadi beklentileri konu alan bir sunum yapacak.

HİSSE SENEDİNDE 'SIFIR STOPAJ' YARINDAN İTİBAREN BAŞLIYOR

Borsada yüzde “sıfır” stopaj, yarından itibaren uygulamaya giriyor. Bakanlar Kurulu Kararı'na göre tam ve dar mükellef, gerçek kişi ve kurumlar tarafından hisse senetlerine ve hisse senedi endekslerine dayalı olarak yapılan vadeli işlem ve opsiyon sözleşmeleri, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem gören aracı kuruluş varantları dahil olmak üzere hisse senetlerinde (menkul kıymetler hariç) 1 Ekim'den itibaren tevkifat oranı yüzde sıfır olacak.

EN UCUZ KONUT KREDİSİNİ HANGİ BANKA VERİYOR?

Emlak şirketlerinin her gün gazetelerde boy boy ilanları yayınlanıyor. Birbirinden ilginç ve tüketiciyi cezbeden konut projeleri göze çarpıyor. Hal böyle olunca da konut kredisi faizleri de merak konusu. Acaba en ucuz konut kredisi hangi bankada? Tek tek bütün bankaların 60 ay ve 120 ay vadeli konut kredisi faiz oranlarını araştırdık. Tabii bu oranların içerisinde komisyon ve diğer masraflar dahil değil.
İşte bankaların 60 ay ve 120 ay vadede konut kredisi faiz oranları:

*TEB: 60 ay vadelide aylık yüzde 0.93, 120 ay vadelide yüzde 0.97
*AKBANK: 60 ay vade aylık yüzde 0.95, 120 ay vade yüzde 1.05
*DENİZBANK: 60 ay vade aylık yüzde 0.88
*FİNANSBANK: 60 ay vade aylık yüzde 0.94, 120 ay vade yüzde 1.01
*HALKBANK: 60 ay vade aylık yüzde 0.83, 120 ay vade yüzde 0.88
*GARANTİ: 60 ay vade aylık yüzde 0.92, 120 ay vade yüzde 1.05
*ING BANK: 60 ay vade aylık yüzde 0.94, 120 ay vade yüzde 1.05
*İŞ BANKASI: 60 ay vade aylık yüzde 1.18
*ZİRAAT: 60 ay vade aylık yüzde 0.94, 120 ay vade yüzde 0.95
*YAPI KREDİ: 60 ay vade aylık yüzde 0.95, 120 ay vade yüzde 1.05
*VAKIFBANK: 60 ay vade aylık yüzde 0.92, 120 ay vade yüzde 1.02

CEBİT'İ ROBOTLAR BASACAK!

Dünya robot sektörünün yenilikçi ve öncü markası iRobot CeBIT Bilişim Eurasia 2010’da son teknoloji ürünü ev robotlarını görücüye çıkaracak.
iRobot Türkiye’nin 2011’de pazara sunacağı robotların tanıtılacağı, 2011 yatırım planları, sektördeki yenilikler ve robot teknolojilerinin geleceği hakkındaki bilgilerinin paylaşılacağı basın sohbet toplantısı 1 Ekim 2010 Cuma günü Swiss Hotel Gaja Motto Salonu ’nda gerçekleştirilecek
.

KOBİ'LERE BANKALARDAN 100 MİLYON DOLARLIK DESTEK

Türkiye Kalkınma Bankası (TKB), DenizBank ve Garanti Bankası, KOBİ'lerin orta ve uzun vadeli finansmana erişim imkanlarını artırmak amacıyla kredi anlaşması imzaladı. Dünya Bankası kaynaklarından KOBİ-II projesi kapsamında TKB tarafından sağlanan fonun 65 milyon dolarlık kısmı Garanti Bankası, 35 milyon dolarlık kısmı DenizBank aracılığıyla kullandırılacak. Krediden çalışan sayısı 250 kişiye kadar olan ve yıllık satış tutarları 20 milyon dolardan az olan işletmeler yararlanabilecek. 100 milyon dolar tutarındaki kredinin, 2 yılı anapara ödemesiz olmak üzere toplam 5 yıl vadeli olarak kullandırılacağı belirtildi.

AĞUSTOS AYI DIŞ TİCARET AÇIĞI 6.8 MİLYAR DOLAR

Dış ticaret açığı Ağustos ayında 6.8 milyar dolar olarak gerçekleşti. ING Bank dış ticaret verilerine ilişkin yaptığı değerlendirmede şu hususlara dikkat çekti:
" Ağustos ayında dış ticaret açığı 6.8 milyar dolar ile 7.2 milyar dolar olan piyasa beklentisinin altında gerçekleşti. 12 aylık kümülatif dış ticaret açığı ise Ağustos ayı itibariyle 57.3 milyar dolara ulaştı. Böylelikle dış ticaret açığı 2009 sonuna göre yüzde 47.7 (18.5 milyar dolar ) artmış oldu. Detayları incelediğimizde, ithalattaki artışın yüzde 67.9’unun ara mallarından, yüzde 18.7’sinin yatırım mallarından, yüzde 12.7’sinin de tüketim mallarından geldiğini görüyoruz. Yatırım iştahının göstergesi sayılan yatırım malı ithalatındaki artış Ağustos ayında yüzde 25.3’e ulaşırken, ara malı ithalatının artış hızında yavaşlama görüldü."

YAPI KREDİ BANKASI'NA 1 MİLYAR 250 MİLYON $ KREDİ

Yapı Kredi, 1 milyar 250 milyon dolar tutarında sendikasyon kredisi aldı. Yapı Kredi'den yapılan yazılı açıklamada, 342 milyon 500 bin dolar ve 670 milyon euro olmak üzere iki ayrı döviz cinsinden sağlanan 1 yıl vadeli kredinin faiz oranının, yıllık libor yüzde 0,75 olduğu belirtildi. Kredi ihracatın finansmanında kullanılacak.

DÜNYANIN EN BÜYÜK ŞİRKET ÇÖPÇATANLARI İSTANBUL'DA BULUŞACAK

2009’da 20 milyar doların üzerinde birleşme ve satın alma işlemi tamamlayan yatırım bankacıları Türk iş adamlarıyla tanışmak için İstanbul’da toplanıyor.
Dünyanın en yaygın ve en fazla işlem sonuçlandıran kurumsal finansman ağı
M and A International (www.mergers.net) tarafından her yıl düzenlenen sonbahar konferansı, 7-9 Ekim 2010 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştiriliyor.
İstanbul’da ilk kez düzenlenecek olan ve ev sahipliğini Türkiye’den PDF Corporate Finance’in yapacağı konferansa, kırkın üzerinde ülkeden, çok uluslu şirketlerin üst düzey yöneticileri, şirket birleşme ve satın alma danışmanları ve girişim sermayesi fonlarının yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 150 profesyonel katılacak.
İstanbul The Ritz Carlton Oteli’nde gerçekleştirilecek konferans ve toplantılara katılacak olan yatırımcı adayları, hedef coğrafyalarının önde gelen yatırım bankacılarıyla toplantılar yaparak, bu ülkelerdeki olası birleşme ve satın alma fırsatlarını değerlendirme imkanı bulacaklar. Ayrıca konferans sırasınca gerçekleştirilecek olan “M&A Forum Turkey” kapsamında, Türkiye’de gerçekleştirilen birleşme ve satın alma işlemleri, bu işlemlerden ortaya çıkan faydalar, kriz sonrası piyasaların geleceğe yönelik beklentileri üzerinde durulacak.

PİZZA PİZZA YENİ GİRİŞİMCİLER ARIYOR

Türkiye’nin 45 ilinde 160’ı aşkın restoranı bulunan Pizza Pizza, 2011 yılı sonuna kadar 60 yeni restoran açmayı hedefliyor.
Konu ile ilgili açıklamada bulunan Pizza Pizza Genel Müdürü Tolga Türker; “Pizza Pizza franchise sistemi ile büyüyen bir firma. Restoranlarının yüzde 96’sı franchisee’ler tarafından işletiliyor. Yüzde 4’ünü ise kendimiz işletiyoruz. Bu da 6 mağazaya denk geliyor. Sektörde hiçbir yerde bunun örneği yok. Ne Türkiye’de, ne de yurtdışında. Tamamen franchiseeler tarafından yönetilen bir sistem. Bunun için tabii ki; çok iyi bir denetim ekibi, stok kontrol, standardizasyon, geniş bir lojistik ve üretim ağı gerekiyor. Burada rakiplerimizden bir adım öne çıkıyoruz. Franchising’de bu kadar rağbet görmemizin nedenlerinden bir kaçı; franchisee verme konusunda geliştirdiğimiz özel sistemler ve kolaylıklar, Türkiye'nin dört bir tarafında bilinen bir markaya sahip olma isteği, ürünlerimizin çoğunun kendi ürettiğimiz ürünler olması, satın almanın da yüksek oranda yönetim kurulundan geçmesidir. Bu nedenlerle Pizza Pizza farklı ve güvenilir bir firma. Bizimle yol alan girişimcilere yüksek bir standardizasyon ve karlılık sağlıyoruz. Bütün bunlar bizi daha cazip ve tercih edilir kılıyor” dedi.

Pizza Pizza’ya talep fazla
Franchise alma konusunda çok yoğun bir talep söz konusu olduğunun altını çizen Türker; “Yaklaşık günde 15 franchising talebi alıyoruz. Sırada ve açılmayı bekleyen birçok restoranımız var. Ancak biz franchise verme konusunda çok özenli davranıyoruz, seçimler büyük titizlikle yapılıyor. Franchise talebinde bulunan adaylarda aradığımız ilk ve en büyük özellik; kurumsal kimliğimiz ile örtüşmeleri ve Pizza Pizza felsefesine uyum sağlayabiliyor olmalarıdır. Ayrıca bu işe ayıracak zamanları ve enerjileri olması. İsim hakkı bedelimiz 30 bin TL’dir. Yatırım maliyetimiz restoranın konumu, metre karesi ve yapılacak çalışmalara göre değişiklik gösterir” açıklamasında bulundu.


Pizza Pizza franchise koşulları nedir?
1. 30 bin TL franchise giriş bedeli (isim hakkı) gerekiyor.
2. Yatırım bedeli, m2 ve konuma göre değişiyor.
3. Yatırımın geri dönüşü: Açılan işletmenin yeri ve konumuna göre hedeflenen ciro oranları ile doğru orantılı olarak 18 – 26 ay arası.
Türkiye genelinde 1650’den fazla kişiye istihdam yaratan Pizza Pizza’nın franchising sistemi hakkında daha detaylı bilgi almak için www.pizzapizza.com.tr adresi ziyaret edilebilir veya 0 (216) 314 90 11 no’lu telefondan franchise yetkilisine ulaşılabilir.

MOBİUS TÜRKİYE'YE 250 MİLYON DOLAR DAHA YATIRACAK

Dünyanın en önemli yatırım uzmanlarından biri olarak gösterilen Templeton Asset Management Executive Başkanı Mark Mobius, şu anda Türkiye pazarında 1 milyar dolarları olduğunu, çok
yakında 250 milyon dolar daha geleceğini açıkladı. Mobius İstanbul'da katıldığı bir toplantıda
Türkiye'de Akbank ile birlikte çıkardıkları BRIC fonunun iyi bir performans gösterdiğini ve fonda en fazla paya Brezilya;nın sahip olduğunu dile getirdi.


SİYASİ RİSK YOK
Mobius, Türkiye;de politik risk olup olmadığına ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı: ''Türkiye'de çok daha liberalleşme eğilimi var. Devlet, piyasaların önünü açma yönünde çalışmalar yapıyor. Serbestleşme var. Siyasi tartışmalar, siyasi sıkıntılı dönemler de devam edecek. Ama bu, her ülke için geçerli. Şu anda bu tür gelişmeler yaşamamış ülke bilmiyoruz. Örneğin Tayland;da çok büyük yatırım yapıyoruz. Burada yangınlar çıktı, insanlar öldürüldü, pek çok problem oldu. Buna rağmen borsa yükselmeye devam etti. Yani biz, genel olarak siyasi tartışmaların veya sıkıntılı dönemlerin kötü bir sonuca vardığını düşünmüyoruz. Ancak eğer şirketler doğru bir şekilde işletilmezse problem yaşanacaktır. Dolayısıyla Türkiye ile ilgili siyasi risk görmüyoruz.''

TÜRKİYE PİYASALARI İYİ
Şu anki göstergelere göre gelecek yıl Türkiye;deki piyasaların çok iyi performans göstereceğini belirten Mobius, 'Türkiye, çok hızlı şekilde yoluna devam ediyor. Kazançlar, insanların beklentisinden çok daha yüksek olacak'' diye konuştu. Türkiye'de bankaların karlılıklarının geçen yıl kadar yüksek olmayacağının altını çizen Mobius, burada aşağı doğru bir trend gördüklerini, ancak düşük bir karlılık olsa da dünyadaki diğer bankaların çoğundan daha iyi
olacağını, savundu.

KRİZDE İŞÇİ ÇIKARTMAK ÇÖZÜM DEĞİL


Yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de yaşayan Behrendt International Consulting (BIC) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Joachim Behrendt, Türkiye'de ve yurtdışında şirketlere yönetim danışmanlığı hizmeti veriyor. İlk olarak 1993 yılında Marmara Üniversitesi'nde finans dersleri vermek üzere Türkiye'ye gelen Behrendt, 1997 yılında İngiltere'ye gidiyor. 3 yıllık Londra macerasından sonra bir Türk kızına aşık olarak İstanbul'a geri dönen Dr. Joachim Behrendt bir süre Boğaziçi Üniversitesi'nde görev yaptıktan sonra bilişim şirketi Nexum'u kuruyor.
2007 yılında ise bir yol ayrımına giderek danışmanlık hizmetlerini BIC çatısı altında toplayan Behrendt tam bir İstanbul aşığı. İstanbul Boğazı'na hayranlığından dolayı kızına 'Deniz' ismini veren Behrendt, "İstanbul dünyanın en güzel şehirlerden birisi. Hayatımın sonuna kadar ailemle birlikte burada yaşamak istiyorum" diyor.
Müşterileri arasında Metro Grup, Collezione, Aselsan, Roche, Darty, Kuveyt Türk, Pınar, Mercedes Benz Finansal Hizmetler ve Pfizer gibi şirketlerin yer aldığı BIC Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Joachim Behrendt ile kriz dönemi ve sonrasında yeniden yapılandırma projelerini konuştuk.

-Kaç yıldır Türkiye'desiniz. Türk şirketlerine danışmanlık fikri nereden çıktı?

Yaklaşık 15 yıldır Türkiye'de yaşıyorum. Almanya'da muhasebe, işletme ve vergilendirme üzerine doktoramı bitirdikten sonra 1993'de Türkiye'ye geldim. Marmara Üniversitesi'nde 4 yıl işletme dersi verdim. Aynı zamanda yönetim danışmanlığı hizmeti verdim. O tarihlerde enflasyon yönetimi önemliydi. 1997'de London School of Economist'te ders vermek üzere İngiltere'ye gittim. 2000 yılında Türkiye'ye geri döndüm ve evlendim. Eşim de Türk.

-Eşinizle Türkiye'de mi tanıştınız?
Önce Türkiye'de tanıştık. Sonra o Londra'ya gidip master yaptı. Daha sonra Londra'da tekrar yakınlaşınca evlenmeye karar verdik. Boğaziçi Üniversitesi'nde uluslar arası muhasebe konusunda ders verdim. Aynı yıl bilişim şirketi Nexum Boğaziçi'ni kurdum. Nexum çok çabuk büyüdü. Yazılım ihracatı yapan ilk 10 şirket arasında. İşler büyüyünce Nexum'daki genel müdürlük görevimi bırakarak danışmanlık hizmetlerini BIC ismi altında sürdürmeye başladım.
GRATİS YÖNETİM KURULU ÜYESİ
-Bugüne kadar hangi şirketlere danışmanlık hizmeti verdiniz?
İlk 500 ve uluslar arası şirketlere odaklanıyoruz. Muhasebe, finans ve yeniden yapılanma konularında şirketlere danışmanlık veriyoruz. Yaptığımız ilk 2 büyük proje Teknosa ve Aselsan oldu. Metro Grubu'nun Türkiye'de büyümesi ve genişlemesinde destek verdik. Aynı zamanda Demir Sabancı'nın şirketi Gratis'de Bağımsız Yönetim Kurulu üyeliği yapıyorum.

-Türkiye'de kaç krize tanıklık ettiniz ve bu süreçte şirketlere ne önerdiniz?
1994 krizi, 2001 krizi ve en son 2008 küresel krizi. 1994 döviz kuru ile bir krizdi. 2001 daha çok bankacılık sektöründe patlak verdi. 2008 krizi Türkiye'yi teğet geçti ama arka kapıdan girdi. Yani hepsi birbirinden bağımsız gelişen krizlerdi. Bütün krizlerde Türk şirketlerinin ortak noktası; krizin etkilerini görmekte geç kalıyorlar. Ya gördüklerinde yönetimsel bir karar almak için çok geçmiş oluyor ya da şirket batma noktasına geliyor. Değişken bir çevrede yaşıyoruz. Şirketler yönetim muhasebesi, iş planı ve nakit planlarında simülasyon yapmalı. Şirketler 'Müşterilerimin yüzde 40'ı ödemelerini geç yaparsa veya ödemezse neler yaşanabilir?' sorusuna yanıt arayarak bir iş planı yapmak zorunda. Böylece şirketlerini korumaları mümkün olur.

TÜRK GİBİ BAŞLA ALMAN GİBİ BİTİR
-Türk şirketlerinin güçlü ve zayıf yönleri neler?
Almanya'dan geldikten sonra şirketlerin daha çok işletmeci ruhu ile hareket etmesi, hızlı aksiyon alması ve inançlı bir şekilde iş planları varsa çok hızlı ve kararlı olmaları beni şaşırtmıştı. Almanya'da her süreç için tek tek onaylar gerekiyor. Tek tek sunumlar gerekiyor. Bu da bir iki yıl sürüyor. O sürede bulunduğunuz ortam değişiyor. O nedenle bir karar almakta Almanlar ve diğer Avrupalı şirketler. biraz daha yavaş gidiyor. Türk insanı ayrıca krizlere alışkın. Bu da daha hızlı aksiyon almasını kolaylaştırıyor. Çünkü her kriz bir şeyler öğretti. Zayıf yönlerine gelince; iş planlarının devamlılığında sıkıntı yaşanabiliyor. O yüzden 'Türk gibi başla Alman gibi bitirmek' önemli. Başta yapılan iş planına sonuna kadar uyulmalı. Yönetim değişse de iş planı aksamadan yürütülmeli.

-Peki küresel krizi atlattık mı?
2008 yılındaki verilere göre kıyaslarsak yüzde 8'lik büyüme beklenirken yüzde 10'luk büyümenin gerçekleşmesi çok iyi bir gösterge. Ucuz likiditenin sonucu bu kriz çıktı. Verilen likidite geri alındıktan sonra krizin uzun dönemli etkileri devam edecek. Devamlı artışa geçen trend olmayacak. Uzun süre etkilerini hissedeceğimiz bir kriz olacak. Henüz krizi atlatmadık. Tekrarlayan periyodlarla iniş çıkışlarla sürecek. Likiditenin geri çekilmesiyle ekonomi yeniden durağanlaşmaya başlayacak.

Krizde pazar payınızı artırın

-Kriz sonrası için Türk şirketlerine önerileriniz var mı?
İlk olarak Türkiye'deki şirketlere şunu söyleyebilirim: Alarmda ve tetikde olun. Çünkü çok fazla rahat şekilde devam etmelerini önermiyorum. Kriz tekrardan çıkabilir, tekrardan büyüme trendine girdiğimizi düşünmesinler. Bununla ilgili kapasite artırımına gitmelerini çok fazla önermiyorum. Tabii ki, belli şirketler kapasite artırımına gidecek ama herkes için bunu önermiyorum. Tetikde ve alarmda olun. Olası bir kriz ve ekonomi daralmasına adapte olabilecek şekilde kendinizi hazırlayın. Bu kriz ortamında şirketlerin pazar payını artırmaları için çok iyi bir ortam var. Şirketlerin stratejilerini tekrar tanımlamaları açısından güzel bir zamandayız. KOBİ'lere özellikle 'Sıfır bazlı strateji' izlemelerini öneriyorum.

Sıfırdan şirket kuracakmış
gibi önleminizi hemen alın

-KOBİ'ler için önerdiğiniz 'Sıfır bazlı strateji' nedir?
Şirketleri batmış ve yeniden bir şirket kuracakmış gibi 'Yeniden bir şirket kursam nelere dikkat ederdim? Neleri değiştirmeyi düşünüyorum?' sorusuna yanıt aramalılar. Biz bu soruyu KOBİ'lere sorduğumuz zaman, 'Yine aynı sektörde aynı şirketi kurardım. Yeniden şirket kurmak zorunda kalsam yönetimden sadece iki üç kişiyi alır öyle devam ederdim' yanıtını aldık. Biz de o zaman şirketinizin batmasını bunları yapmak için neden bekliyorsunuz diyoruz Şirket batmadan önce gerekli önlemleri alın.

-Krizde şirketlerin ilk tepkisi işçi çıkartmak veya personel maaşlarını indirmek oldu. Bu sizce doğru bir yaklaşım mı?
Nexum'da kriz başladığımda bizim de taleplerimiz yüzde 30 düşmüştü ama biz işçi çıkarmadık. Ama bu süreçte işçi de almadık. Maaşları artırmadık ama aynı zamanda indirime de gitmedik. Bir yıl süreyle dondurduk. Belli bir süre geçtikten sonra belli pozisyonlardaki anahtar kişileri başarılı insanlarının maaşlarını artırdık. Çünkü biz bu insanlarla başarılı olacağımızı düşünüyorduk. Çünkü dışardan eleman alacağımız zaman daha fazla ücret vermemiz gerekecekti. Ama tek çözüm yolu işçi çıkartmak değil. Büyümeniz devam etmiyorsa, talebiniz de yüzde 20 oranında düştüyse maliyetinizi de düşürerek dengeye getirmeniz gerekiyor. Ama bu sadece işçi çıkartmakla değil araç, makine, yönetimin maaşları, personel maaşları da dikkate alınmalı. Hepsinde kısıtlamaya gidilmeli. Yatay olarak kestirip atmak gibi işçi çıkartmak yerine asıl zararın nerede olduğunu tespit edip önlem almak daha doğru bir yaklaşım. Sadece bunun bedelini personele ödetmek değil hiyerarjik olarak yönetim kurulunun aldığı bonusları da hesaba katmak gerekiyor.


Datça'daki çiftliğinde
portakal limon yetiştiriyor

-İstanbul'un sizi çeken en sevdiğiniz özellikleri nedir?
İlk 1993 yılında İstanbul'a gelmiştim. 1997 yılında İngiltere'ye döndüğümde İstanbul'u özlemeye başladım. İstanbul benim için dünyadaki en güzel şehirlerden birisi. Yaşaması daha kolay. Diğer şehirler belli yaş sınırını geçtiği için yaşaması daha zor. İnsan ilişkileri daha sıcak. Yaşamımı burada devam ettirmeyi düşünüyorum.

-Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?
Seyahat etmek en büyük tutkum. Sonbaharda ailemle birlikte Avustralya'ya gideceğiz. Datça'da bir çiftliğimiz var. 4 hafta orada kaldık. Portakal, limon ağaçlarıyla dolu. Kişisel olarak motorsiklete binmeyi, fotoğraf çekmeyi seviyorum. Ama çok fazla vaktim olmuyor. Daha çok öğlenleri balkonda oturup şarabımı içmeyi tercih ediyorum.

Ayfer ARSLAN

24 Eylül 2010 Cuma

BÜYÜME SÜRDÜKÇE İMKB'DE YÖN YUKARI

Referandum sonuçlarıyla piyasalarda korkunun ortadan kalktığını ve güvenin oluştuğunu belirten Ak Portföy Genel Müdürü Cem Yalçınkaya hem yurtiçi hem yurtdışından gelen büyüme datalarının da etkisiyle Türkiye'nin gelişmiş ve gelişmekte olan piyasalardan ayrıştığını savundu. İkinci çeyrek büyüme verilerinin güçlü gelmesiyle yıl sonu beklentilerinin de yüzde 7'lere revize edildiğini anlatan Yalçınkaya, bu büyüme trendi devam ettiği sürece borsadaki çıkışın da devam edeceğini öngördü.
Bol likidite döneminin de bu çıkışı destekleyeceğini dile getiren Yalçınkaya, parasal sıkılaştırma trendine girilmesinin ise önümüzdeki 1-1.5 yıllık vadede pek olası görünmediğini vurguladı. Bu arada Merkez Bankası'nın (MB) gecelik faiz oranlarında yaptığı 25 baz puanlık indirimi bir politika değişikliği olarak algılamayan Ak Portföy Genel Müdürü Cem Yalçınkaya, bu adımı MB'nin bankalar arası piyasadaki likidite akışını teşvik etmek amacıyla uyguladığı stratejinin doğal bir sonucu olarak yorumladı.

PİYASALAR MANİK DEPRESİF
-Referandum ertesi piyasada yaşanan gelişmeleri nasıl yorumluyorsunuz?
Piyasaları hareketlendiren, algıları değiştiren kavramlar, güven ve korkudur. Referandum bir belirsizliği ifade ediyordu. Şimdi bu belirsizlik giderildi.Referandum denen korku ortadan kalktı. Türkiye özelinde bir güven oluşmaya başladı. Bunun sonucunda; yılbaşından bu yana Türkiye hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasalardan önemli bir biçimde ayrıştı. Örneğin bizim borsamızın getirisi yılbaşından bu yana yüzde 19.7 iken bize en yakın getiri Hindistan'da yüzde 11,2. Türkiye, açık ara önde gidiyor. Tüm bu yerel gelişmelerin yanında, uluslararası piyasalardaki gelişmeler de önemli. Büyüme dataları Avrupa'da, özellikle Almanya'da iyi geldi. Türkiye'de büyüme rakamları iyi geldi. En azından belirli coğrafi bölgelerde ekonomik güven ortamı biraz daha tesis edilmiş, dünyada bol likiditenin biraz daha piyasaları hareketlendireceğine inanç arttı. Ama herşey o kadar hızlı değişiyor ki, iki tane kötü data gelirse yine 'Acaba çift dipli resesyon olur mu?' tartışmaları gündeme gelir. Ben bu durumu manik depresif olarak adlandırıyorum. İki data iyi geliyor iyimser bir hava, iki data kötü geliyor depresif bir hava ile karşı karşıya kalıyoruz.

-Siz çift dipli resesyon bekliyor musunuz?
Son yıllarda piyasalar inanılmaz hızlı dalgalanmalar yaşıyor. Bugün işler kötüye gidecek ertesi gün iyiye gidecek şeklinde bir hava var. Ben mevcut likiditenin, gelişmekte olan piyasaların makul bir sürede sürdürülebilir büyüme seviyelerine ulaşabilmesi için yeterli olduğunu düşünüyorum. Yeter ki doğru kanallarla tüketiciye ulaşabilsin.Ama bu bir zaman sorunudur. Mevcut likidite Türkiye özelinde yeterli görülüyor ve büyümeyi hareketlendirecek. Gelişmekte olan ülkelerin başında gelen Türkiye hızla büyümeye başladı.

YATIRIMCI RİSKİNİ BİR BİRİM ARTIRMALI
-Borsadaki çıkış nereye kadar devam eder?
Son açıklanan 2010 yılı ikinci çeyrek büyüme verilerinin güçlü gelmesinin ardından, yıl sonu büyüme beklentileri yüzde 6,5 - 7 seviyelerine taşındı. Dolayısıyla büyümenin devam ettiği durumlarda da borsanın düşmesini pek bekleyemezsiniz. Ta ki nereye kadar? Enflasyonun hızla yükselmeye başladığı ve Merkez Bankalarının da buna yönelik önlemler almaya başlayacağı, özellikle gelişmiş ülkelerde kısa vadeli faizleri artırmaya başlayacağı ve bol likiditeyi geri çekmeye başlayacağı döneme kadar borsada çıkış devam edecek. Fakat böyle bir parasal sıkılaştırma trendine önümüzdeki 1-1,5 yıllık vadede girebilmemiz pek olası görünmüyor.

-Şu anda borsaya yatırım için zaman uygun mu?
Risk tercihleri ve getirileri çok önemli. Biz, toplum olarak risk almayı tercih etmeyen bir toplumuz. Hane halkı tasarruflarımızın yüzde 75'i mevduatta. Toplamda hisse senedi yatırımı çok düşük, yüzde 5.8 seviyesinde. Fakat faizler o kadar düştü ki, artık aldığımız riski bir birim artırmamız lazım. Bu da, hisse senedi yatırımlarını öne çıkarıyor. Hane halkı parasının tamamı ile hisse senedi almasın, ama riskini ölçsün. 'Yüzde 10 hisse senedi aldığım zaman beni ne kadar etkiler? Endeks yüzde 30 yükselse, yüzde 30 düşse ne kadar etkilenirim?' Bunun hesabını yapsın. Çünkü Türkiye başka bir patikada yoluna devam ediyor. S&P'den açıklama geldi: "12-24 ay içinde Türkiye'nin notu artabilir" diye. Türkiye eğer yatırım yapılabilir ülke sınıfına girerse portföy yatırımı daha hızlı gelir. Türkiye, büyümek zorunda olan bir ülke. Bence böyle bir ortamda, hisse senedi, değerlendirilmesi gereken bir yatırım alternatifi.

Bankacılık cazibesini koruyor
-Borsada hangi sektörler öne çıkacak?
Bankacılığın iyi bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Geçmiş getiriler son derece iyi gitti. Bundan sonra büyüyen bir ülkedede bankacılık sektöründeki hareket devam edecek. Ardından sanayi sektörü geliyor. İçerdeki büyüme, iç tüketim önümüzdeki dönemde sanayiyi de hareketlendirecek. Dayanıklı tüketim malları, hizmet sektörü cazip olabilir.

53 bin kişi korumalı
fonlara yatırım yaptı

-Son dönemde revaçta olan korumalı fonlar sizce mevduata alternatif mi?
Korumalı fonlar çok hızlı büyüdü. Akbank-Ak Portföy işbirliği ile Türkiye'nin ilk ana para korumalı fonunu çıkarttık. Bugüne kadar 18 tane anapara korumalı fon kurduk. 508 milyon TL'lik fon satmışız. Bugün baktığınızda sektör 1.7 milyar TL'lik korumalı fon büyüklüğüne ulaştı. Alternatif bir yatırım aracı oldu ama mevduata bir alternatif oldu diyemeyiz. Ana para korumalı fonlar Türk yatırımcısına uygun bir ürün. Küçük paralarla insanlar bu fonlara yatırım yapabiliyor.

-Şu anda kaç kişi bu fonlara yatırım yaptı?
Akbank genelinde bu fonlara yatırım yapan yatırımcı sayısı 13 bin 795 kişi. Sektör genelinde ise 53 bin 513 kişi ana para korumalı fonlara yatırım yaptı.
66 milyon liralık

-Ak Portföy olarak yılbaşında satışa sunulan BRIC fonlarına talep nasıl?
Talep gayet iyi. 10 lira ile yatırım yapmak mümkün ve bütün Brezilya, Rusya , Çin, Hindistan gibi gelişmekte olan ülke para birimlerine yatırım yapabiliyorsunuz. 66 milyon TL'lik bir büyüklüğe ulaştık. Bir de altın fonunu Türkiye' de ilk biz kurduk. Biz kurduğumuzda altının onsu 650 dolar civarındaydı. Bugün 1260 doların üzerinde.

Portföy yönetiminde
pazar payı yüzde 29


-Ak Portföy'ün müşteri sayısı ve yönettiği fon büyüklüğü nedir?

5 milyon TL ve üzeri birikimi olan kurumsal ve bireysel yatırımcılara 'özel portföy hizmeti' veriyoruz. Bugün itibariyla 1 milyar 200 milyon TL'ye ulaştık. Sektör büyüklüğü de 4 milyar lira civarında. Yüzde 29 pazar payına sahibiz. Kurumların da, bireylerin de profesyonel portföy yönetimi hizmetine duydukları ihtiyaç arttı. Şu an itibariyle, 33 müşterinin 1 milyar 200 milyon TL'lik parasını yönetiyoruz.

Döviz likiditesi bol
yatırımı önermem

-Peki altına yatırımı öneriyor musunuz?
Öneriyorum. Çünkü likidite bol. Para birimlerine olan güven de tam sağlanmış değil. O yüzden altın her zaman güvenli bir liman gibi görülüyor. İşler iyi giderken emtialar yükseliyor diye altın yükseliyor. İşler kötüye giderken güven aracı diye yükseliyor. Altın sihirli bir yatırım aracı.

-Dolardaki beklentiniz nedir?
Dövizde yükseliş beklemiyorum. Döviz likiditesi hem dünyada, hem Türkiye'de çok bol. Türkiye cazip bir ülke. Bir de daha önemlisi yurt içi yerleşiklerin yaklaşık 100 milyar dolar DTH'ı var. Bu çok dengeleyici oluyor. Piyasa yükseldiği zaman vatandaş dolarını bozuyor. Çok aşağı geldiği zaman da dolar alıyor ve döviz piyasasında yaşanan volatiliteyi sınırlıyor. 'Böyle bir ortamda, dövize dayalı bir yatırım yapar mısın?' diye sorulduğunda, ben yapmamayı tercih ederim. Bir diğer taraftan baktığım zaman ihracatçıların durumu var. İhracatçılar kurun yukarı doğru gitmesini doğal olarak istiyor. Merkez Bankası bu konuda önlem alsın diyorlar. Fakat bu önlemler de geçici olur. Merkez Bankası zaten her gün ihale açıp belli miktarda alım yapıyor. Bunun ötesinde bir doğrudan müdahalenin etkisi ise kalıcı olmaz.

Yüzde 70 sabit getirili,
yüzde 20 hisse senedi

-Peki bir portföy oluşturmak istesek yatırım araçları arasında nasıl dağıtırsınız?
Sabit getirili enstrümanlarda yüksek oranda tutarım. Bu vadeli mevduat olabilir. B tipi tahvil, bono yatırım fonu ya da tahvil, bono olabilir. Yüzde 60-70'ini bu enstrümanlarda tutarım. Yüzde 20 civarında hisse senedi taşırım diye düşünüyorum. Bence portföylerde küçük oranlarda da olsa hisse senedine yer vermek gerekiyor. Dövizi ise portföyümde tercih etmem. Yüzde 10-20 oranında Anapara Korumalı Fonları tercih ederim.

Ayfer ARSLAN-AKŞAM

19 Eylül 2010 Pazar

İSTANBUL'DA EN UCUZ KONUT HANGİ İLÇEDE?

Garanti’nin desteğiyle REIDIN.com tarafından hazırlanan ve Adana, Ankara, Antalya, Bursa, İstanbul, İzmir ve Kocaeli’deki konut satış fiyatları ve kira değerlerinin analizini içeren REIDIN.com Emlakendeks’in Ağustos 2010 raporu yayınlandı.
Rapora göre, Antalya, bir önceki ayla karşılaştırıldığında satılık konut fiyatlarındaki metrekare başına yüzde 0,98’lik değer artışıyla, Ağustos ayında konut fiyatlarının en fazla yükseldiği il oldu. Antalya’da metrekare satış fiyatı 819 TL’den 827 TL’ye yükseldi. Bir önceki aya göre konut satış fiyatlarında yüzde 0,50 oranında düşüş yaşanan Adana ise konut fiyatlarının en çok değer kaybettiği il oldu. Adana’da metrekare satış fiyatı 597 TL’den 594 TL’ye indi. Ankara, İstanbul, İzmir ve Kocaeli’de konut satış fiyatları sırasıyla yüzde 0,36; 0,08; 0,09 ve 0,12 oranında artarken; Adana’da yüzde 0,50 oranında azaldı. Bursa’da ise konut satış fiyatlarında bir önceki aya göre değişiklik olmadı.
Rapor, Ağustos 2010’da satılık konut fiyatları açısından bir önceki aya göre en çok değer artışı yaşanan ilçenin İstanbul Arnavutköy (+%2,08), en çok değer kaybı yaşanan ilçenin ise İstanbul Gaziosmanpaşa (-%2,02) olduğunu ortaya koydu.

İZMİR'DE KİRALAR AĞUSTOS'DA GERİLEDİ
Bir önceki aya göre Ağustos 2010’daki kira değerleri incelendiğinde, metrekare kira değerinin 3,30 TL’den 3,35 TL’ye çıktığı Adana, %1,52’lik artışla kiraların en fazla yükseldiği şehir oldu. İzmir ise %0,82 oranındaki düşüşle, bir önceki aya göre kiraların en fazla değer kaybettiği il olurken, İzmir’de metrekare kira değeri 4,89 TL’den 4,85 TL’ye indi. Rapora göre, kira değerleri Ankara’da %0,96 ve Kocaeli’de %0,23 oranında artarken, İstanbul’da %0,15 ve Bursa’da %0,44 oranında azaldı. Antalya’da ise değişmedi.

CEP NUMARASINI PAYLAŞMAK İSTEMEYENE 'RUMARA'

Turkcell, cep telefonu numarasını paylaşmak istemeyen aboneleri için cep numaralarından farklı 6 haneli ''rumara'' edinmelerini sağlayan servisi kullanıma sundu. Turkcell'den yapılan açıklamaya , rumara servisine üye olan Turkcell hat sahipleri orijinal cep numaralarından farklı 6 haneli bir rumara edinmeleri gerekiyor. Aboneler rumaralarını istedikleri zaman kullanıma açıp kapayabilecek. Bu servise üye olmak için ''ABONE RUMARA'' yazıp 2222'ye ücretsiz mesaj atmak ve gelen mesajı onaylamak gerekiyor. Ardından da 6 haneli rumara abonenin cebine gönderiliyor. Turkcell aboneleri rumara servisine haftada 75 kuruşa üye
olabilecek ve istedikleri zaman ''RUMARA DEGISTIR'' yazıp 2222'ye mesaj göndererek rumaralarını 1 lira karşılığında değiştirebilecek. Bu servisi kullanan bir Turkcell'liyi aramanın ise dakika başına 40 kuruş olarak ücretlendirilecek. Açıklamada, abonelerin rumaralarına ulaşılmasını istemedikleri zaman ''RUMARA KAPAT'', tekrar kullanıma açmak içinse ''RUMARA AC'' yazarak 2222'ye ücretsiz mesaj atmaları gerektiği belirtildi.

WORLD İLE 35 LİRALIK DÖRT ALIŞVERİŞTEN BİRİSİ BEDAVA

Worldcard’ın temassız özelliği ile 35 TL’ye kadar yapılan dört alışverişten biri hem bedavaya geliyor hem de iki kat Worldpuan kazandırıyor. Kampanya kapsamında Worldcard ile 35 TL ve altında temassız özelliği kullanılarak yapılan dört alışverişten bir tanesini müşterilerine hediye ediyor. Temassız özellikli Yapı Kredi kredi kartlarının tümünde geçerli olan kampanyadan yararlanmak isteyen müşteriler, Yapı Kredi şubelerinin yanı sıra 444 0 444 Yapı Kredi Telefon Bankacılığı ve www.yapikredi.com.tr Yapı Kredi İnternet Bankacılığı’ndan kartlarına temassız özellik yükleyebiliyor.

17 Eylül 2010 Cuma

FİNANS MAJİSTRAL TARİFE ALAN ECZANELERE PC KORUYUCU BİR YIL ÜCRETSİZ

Finansbank’ın yeni ürünü Finans Majistral Tarife, eczanelerin hem iş verimliliğini arttıracak, hem de daha çok kazanmalarını sağlayacak. Finansal ihtiyaçlara uygun hizmetleriyle KOBİ’lerin iş yaşamlarını kolaylaştıran Finansbank, yeni ürünü Finans Majistral Tarife ile eczanelere, avantajlı finansal hizmetlerin yanında, Türkiye’de ilk defa uygulanan “PCKoruyucu ”programından bir yıl boyunca ücretsiz yararlanma fırsatı sunuyor.
Finansbank Kobi Bankacılığı Pazarlama Grup Yöneticisi Özhan Örge, “Finans Majistral Tarife sahibi olacak müşterilerimize finansal ayrıcalıkların yanında iş hayatlarını kolaylaştıracak hizmetler de sunmayı amaçladık ve bu amaç doğrultusunda Infogate ile işbirliği gerçekleştirdik. Bu işbirliği sonucunda Finans Majistral Tarife’yi kullanacak müşterilerimize “PCKoruyucu ” programını bir yıl boyunca ücretsiz deneme fırsatı sunuyoruz. Finansbank KOBİ Bankacılığı’nda amacımız, müşterilerimizi daha yakından tanımak ve müşterilerimiz için her zaman en uygun çözümleri sunabilmek. Bankacılık ürünleri dışında da çözüm ve ürünler sunabilmek amacıyla gerçekleştireceğimiz işbirlikleri devam edecek” dedi.

ÜLKER, ALMAN GRANİNİ İLE MEYVE SUYUNDA ORTAK OLDU

Yıldız Holding ile Avrupa’nın önde gelen meyve suyu üreticisi Eckes-Granini Group, meyve suyu sektöründe faaliyet gösterecek yeni bir şirket kurmak üzere ortaklık anlaşması yaptı. Rekabet Kurumu onayı sonrasında yapılandırılacak yeni şirket yüzde 50-50 ortaklıkla kurulacak. Yeni şirket, her iki grubun meyve suyu alanında sahip olduğu premium markaların pazara sunulmasının yanı sıra, perakendede güçlü bir dağıtım ağı oluşturulması ve ev dışı tüketim alanında kuvvetli bir yer edinilmesi amacıyla faaliyet gösterecek.

ŞEKERBANK KOBİ KREDLERİNDE FAİZİ %20 İNDİRDİ

Şekerbank, küçük işletme ve esnaf müşteri segmentine özel “Üreten Esnafa ve İşletmeye Destek Kredi Kampanyası” başlattı.
4 ay taksit erteleme imkanı ile “Kredinizi şimdi alın 2011’de ödeyin” diyen Şekerbank, müşterilerine kredinin taksidi yanında sigorta ve masraf bedelini de erteleyebilme fırsatı sunuyor. Kampanya, 15 Eylül-31 Aralık 2010 tarihleri arasında uygulanacak. “Üreten Paket” ile esnaf ve küçük işletmeler, bankacılık işlemlerinde %50’ye, kredi faizlerinde ise %20’ye varan oranlarda indirim avantajından yararlanabiliyor.
Kampanya kapsamında esnafa yönelik 50.000 TL’ye kadar olan kredi talepleri için 60 ay vade uygulanacak. 0-60 aya kadar olan vadeye uygulanacak faiz oranı ise yüzde 1,25 olacak. Küçük işletmelere yönelik 200.000 TL’ye kadar olan kredi taleplerinde ise 36 ay vade, yüzde 1.25 oranında faiz uygulanacak.

16 Eylül 2010 Perşembe

HAVALE ÜCRETLERİNİN YÜKSEKLİĞİ ŞİMDİ Mİ AKLINIZA GELDİ?

10.yılını kutlayan BDDK bugün Ankara'da "Geçmişten Geleceğe Türk Bankacılık Sektörü" konulu bir konferans düzenledi. Konferansdan çıkan mesajlar ise ilginçti.
Hem BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, hem Başbakan Yardımcısı Ali Babacan bankalara aba altından sopa gösterdi. Babacan, çok yüksek işlem ücreti alan bankalara yönelik düzenleme yapmayı düşündüklerini açıklarken şu örneği de verdi: "Ankara'da bir bankanın iki şubesi arasındaki havale ücreti dahi 20 lira. Parayı taksiyle götürsen daha ucuza gelir. "
BDDK Başkanı Tevfik Bilgin de ölçüsüz ücret alan bankalarla bizzat ilgileneceklerini dile getirdi. Hem Babacan hem Bilgin'in bankaların işlem ücretlerinin yüksekliğine ilişkin yönelttiği eleştirilere katılmamak mümkün değil. Bankalar düşük faiz dönemiyle birlikte bankacılık işlemlerinden aldıkları ücret ve komisyonları artırdı. Daha önce internet bankacılığından ücret almayanlar yeni tarifelerini açıkladı. Ancak özellikle havale ücretlerinin yüksekliği yeni bir konu değil. Yıllardır bu konu hep tartışılır.
O zaman sormak gerekir. Yaklaşık 8 yıldır görevdesiniz. Neden bu konu şimdi gündeme getiriliyor? Daha önce aklınız neredeydi?

AĞUSTOS AYINDA EN FAZLA HANGİ YATIRIM ARACI KAZANDIRDI?

Geçen ay yatırımcısını en fazla sevindiren yatırım aracı borsa oldu. Ağustos ayında en yüksek reel getiri, ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 0,75, TÜFE ile indirgendiğinde ise yüzde 1,50 oranlarıyla İMKB 100 Endeksi'nde gerçekleşti. ÜFE ile indirgendiğinde dolar yüzde 3,12, euro yüzde 2,01 değer kaybetti. Yine aynı hesaplamaya göre külçe altın yüzde 1,80 ve mevduat faizi yüzde 0,50 oranında geriledi. TÜFE ile indirgendiğinde yani aylık tüketici fiyat artışından arındırıldığında ise mevduat faizi yüzde 0,24 oranında yatırımcısına reel getiri sağlardı. Ancak dolar üzde 2,40, euro yüzde 1,27 ve külçe altın yüzde 1,07 oranında geriledi.

ILIMLI YAVAŞLAMA SENARYOSU

Referandum sonrası para piyasaları hareketli günler yaşıyor. Borsa yükseliyor, dolar düşüyor. Bütün bu gelişmeler belirsizliğin ortadan kalkması ve uluslararası borsalardaki gelişmelerin de bir sonucu ama peki tüketici cephesinde neler oluyor?
Merkez Bankası ve TÜİK tarafından açıklanan Tüketici Güven Endeksi sürekli düşüyor. En son verilere göre, endeks ağustos ayında yüzde 0.14 azalarak 87.35'e geriledi. Peki bu ne anlama geliyor?

Destek Menkul Değerler Araştırmadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Banu Kıvcı Tokalı bu veriyi şöyle yorumluyor:

"Tüketici güven endeksi, son iki aydır çok sert olmamakla birlikte düşüş trendinde. Güven endeksi Ağustos ayında % 0,1’lik küçük bir düşüş sonrasında, Haziran sonunda ulaşılan yüksek seviyeye göre % 0,8’lik düşüşe işaret ediyor.
Mevcut durumun satın alma gücü açısından olumlu olduğu düşüncesine karşın, gelecek dönemle ilgili daha temkinli bir bekleyişin hakim olduğu gözleniyor. Bu noktada, küresel belirsizlik ve endişelerin ana faktör olduğunu söylemek mümkün.
Ancak, gelecek dönem ekonomik durumla ilgili olumlu görünümün devam etmesi, iç dengelere yönelik güvenin sürdüğüne işaret ediyor.
Diğer dikkat çekici bir gelişme, dayanıklı tüketim mallarına yönelik talebin artık yavaşlama kaydettiği. Yani, kriz dönemi ertelenen talebin gecikmeli olarak gerçekleşmesinin ekonomik aktiviteye verdiği desteğin önümüzdeki dönem gücünü kaybetmesi olası görünüyor. Nitekim, üçüncü çeyrekle birlikte ekonomiden alınan ılımlı yavaşlama sinyalleri de buna paralel bir görüntü sunuyor. "

EUROBANK TEKFEN'İN ŞUBE SAYISI 52'Yİ BULDU

Eurobank Tekfen, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yeni bir şubenin açılışını daha gerçekleştirdi.
İstanbul Topçular’daki şubesini Rami Kışla Caddesi’nde açan Eurobank Tekfen, bölgedeki müşterilere, “İşletme Bankacılığı” ve “Bireysel Bankacılık” alanında hizmet verecek. Böylece Eurobank Tekfen, yeni şubesi ile Küçük İşletmelere ve KOBİ’lere yönelik kredi ürünleri başta olmak üzere, konut kredileri, tüketici kredileri, mevduat, yatırım ürünleri ve dış ticaret hizmetleri sunarak müşterilerinin her türlü bankacılık ihtiyacını karşılayacak.
Yeni açılan Topçular Şubesi dahil olmak üzere, toplam şube sayısı 52’ye ulaşan Eurobank Tekfen, Perakende Bankacılık ağırlıklı şubelerinin sayısını yıl boyunca artırarak büyümeyi hedefliyor.

CARİ AÇIĞIN FİNANSMANINDA SORUN YAŞANIR MI?

İş Yatırım Ekonomisti Faruk Gürsel Koçak cari açıktaki tırmanışa dikkat çekerek önümüzdeki dönemde finansmanında bir sorun yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin şu tespitlerde bulunuyor:

"Merkez Bankası (MB) Temmuz ayı ödemeler dengesi verilerine göre, yıllık bazda %630 genişleyerek 3,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti ve 2,9 milyar dolarlık piyasa beklentisinin üzerinde. Son oniki aylık rakamlara baktığımızda, Temmuz ayı itibariyle yıllıklandırılmış cari açık rakamının 27,3 milyar dolardan 30,3 milyar dolara yükseldiğini görüyoruz. 2010’un ilk yedi ayında cari açık geçen yılın aynı dönemine kıyasla %209 artarak 24,2 milyar dolar seviyesine ulaştı.
İktisadi aktivitede yaşanan toparlanma dış ticaret açığı üzerinden cari açığı körüklese de, önümüzdeki aylarda toparlanmanın “normalleşmesi” ile birlikte her ikisinin de bir miktar hız kesmesini bekliyoruz.
Net hata noksan kaleminden ay içerisinde 218 milyon dolarlık giriş olduğu görülüyor. Yılın ilk yedi ayında bu kalem üzerinden çıkan para 531 milyon dolar. Geçen yılın aynı döneminde 6,3 milyar dolarlık giriş yaşanmıştı.
Doğrudan yatırımlar 1,024 milyar dolar seviyesinde yıl başından bu yana ise doğrudan yatırımlar toplamda 3,344 milyar dolar seviyesine ulaştı.
İLK YEDİ AYDA 10.8 MİLYAR DOLARLIK PORTFÖY GİRİŞİ
Temmuz ayında yurtdışı yerleşik yatırımcıların hem tahvil&bono (3,4 milyar dolar) hem de hisse senetleri piyasasında (571 milyon dolar) alış yönünde hareket etti. 2010’un ilk yedi ayında 10,8 milyar dolarlık portföy girişi gerçekleşirken geçen yılın aynı döneminde 873 milyon dolarlık sınırlı bir çıkış görülmüştü.
Ay içerisinde toplam rezervlerin 4,2 milyar dolara eriştiği görülüyor. Yılın ilk yedi ayıı itibariyle toplam rezervlerin 2,5 milyar dolar yükseldiği görülüyor.
Bankacılık dışı özel sektörün 12 aylık borç çevirme oranının %69 seviyesinde yatay seyrettiğini görüyoruz. Aynı dönemde bankacılık sektörünün borç çevirme oranı da %112 seviyesinde, oldukça güçlü.
Türk özel sektörünün 2009 yılında güvenilirlik testini başarıyla geçmesi önümüzdeki dönem adına borç çevirme kapasitesini yukarı yönlü destekliyor.
Yurtiçi tasarrufların tüketim iştahına oranla yetersiz kalması önümüzdeki dönemde cari açığın genişleyeceğine işaret ediyor. İmalat sektöründeki hareketlilik, genişlemenin hızını belirleyecektir. Genel seçimlerden sonra beklenen kredi notu artışının ciddi bir sermaye girişini tetiklemesi bekleniyor. Bu da cari açığın finansmanına ilişkin endişeleri bir miktar azaltıyor. Yine de konunun tasarruf eksikliğine ve üretim yapısana dayalı yapısal bir sorun olarak ön planda tutulması gerektiğini düşünüyoruz. "

15 Eylül 2010 Çarşamba

EN FAZLA HANGİ HİSSELER PRİM YAPTI? HANGİLERİ KAYBETTİ?

EN FAZLA ARTANLAR

Hisse adı Değişim%
------------------------
KARTONSAN 8,51
EMINIS AMBALAJ 6,42
BESIKTAS 6,22
ATLAS YAT.ORT. 6,22
EGS YAT. ORT. 5,71
FINANSBANK 5,26
TAKSIM YAT.ORT. 5,26
EMEK ELEKTRIK 5,04
Y.KREDI YAT.ORT. 4,00
BOROVA YAPI (YENI) 3,66

EN FAZLA DEĞER KAYBEDENLER
ASLAN CIMENTO -12,67
AVRASYA YAT.O. -10,88
DOGUS GMYO -7,04
AFYON CIMENTO -5,77
ATLANTIS YAT.ORT. -5,15
FAVORI DINLENME -3,65
KONYA CIMENTO -3,33
GOLTAS CIMENTO -3,05
HEDEF YAT.ORT. -2,94
CIMSA -2,83

BORSA REFERANDUM SONRASI NE KADAR PRİM YAPTI?

istanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Bileşik Endeksi gün sonunda yüzde 1,47 artışla 63. bin 397 puanı geçerek rekorlarına yenisini ekledi. Böylece endeks ilk kez 63 bin puanın üstünde kapanmış oldu. Referandum sonrası son üç gündeki artış ise yüzde 4.6'yı buldu.

YAPI KREDİ DOLARA ENDEKSLİ KORUMALI FON ÇIKARIYOR

Yapı Kredi, yatırımcılara anapara kayıp riski yaşatmadan sabit getirili yatırım araçlarına göre daha yüksek kazanç potansiyeli sunan yeni bir anapara garantili fon daha çıkarıyor. USD/TL kuru günlük değerinin yatırım dönemi boyunca belirlenen bantlar içerisinde kaldığı her gün için yatırımcısına yüksek getiri sağlamayı hedefleyen B Tipi %100 Anapara Garantili Onuncu Alt Fon için 16 – 23 Eylül 2010 tarihleri arasında talep toplanacak.
Yatırım dönemi 24 Eylül 2010’da başlayıp 16 Kasım 2011 tarihinde sona erecek olan B Tipi %100 Anapara Garantili Onuncu Alt Fon’a minimum 5 bin TL ile yatırım yapılabilecek.


SEÇİM ÖNCESİ TÜRKİYE EKONOMİSİ NASIL ŞEKİLLENECEK?

T-Bank baş ekonomisti Dr. Veyis Fertekligil, Ocak-Ağustos dönemindeki merkezi yönetim bütçe gelişmelerinin ele alındığı Ekonomik Gündem notunda bu sorunun yanıtını şöyle veriyor:

"Yılın ilk sekiz ayında bütçe açığı 14.4 milyar TL, faiz dışı fazla 20.9 milyar TL Maliye Bakanlığı Temmuz ve Ağustos bütçe verilerini birlikte açıkladı. Temmuz ayında bütçe açığı 2 milyar TL olurken; faiz dışı fazla 2.6 milyar TL olarak gerçekleşti. Ağustos ayında ise bütçe 3.1 milyar fazla verirken, faiz dışı fazla 6.2 milyar TL oldu. Bütçede Haziran ayındaki olumsuz görünümün Temmuz ve Ağustos aylarında yerini daha iyi bir performansa bıraktığı; gelirlerde güçlü bir artış olurken, giderlerin çok sınırlı şekilde arttığı ya da azaldığı dikkat çekmekte.

BÜTÇE AÇIĞI GERİLİYOR
Yılın Ocak-Ağustos dönemi rakamlarına bakıldığında bütçe açığının 14.4 milyar TL, faiz dışı fazlanın 20.9 milyar TL olduğu görülmekte. Geçen yılın aynı döneminde bütçe açığı 31.3 milyar TL olurken; faiz dışı fazla 9.2 milyar TL düzeyindeydi. Yılın ilk sekiz aylık döneminde giderler reel fiyatlarla azalırken, gelirler artış gösterdi. Bütçe açığında da geçen yılın aynı dönemine göre önemli oranda gerileme oldu.
Ocak-Ağustos döneminde toplam giderlerin reel olarak %1.9 azaldığı görülmekte; bundan faiz giderlerindeki daralmanın büyük payı bulunmakta. Aynı dönemde faiz dışı giderler geçen yılın aynı dönemine göre reel olarak %3.6 artarak 148.1 milyar TL, faiz giderleri ise %20.1 oranında azalarak 35.3 milyar TL oldu. Cari transferler ise reel olarak %2.3 arttı. Sosyal yardım ve sağlık ödemeleri reel olarak %2.8 azaldı ve 36.9 milyar TL oldu. Tarımsal destekleme ödemeleri 4.9 milyar TL olurken; yerel yönetim payları ise 13.3 milyar TL oldu. Buna ek olarak, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderlerinde önemli oranda artış oldu. Bu artışta 15 Ocak 2010 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamına alınan kamu personeli için genel sağlık sigortası primi ödenmeye başlaması etkili oldu. Buna paralel olarak mal ve hizmet alım giderlerinde ise bir gerileme kaydedildi.


VERGİ GELİRLERİ YÜZDE 12.9 ARTTI
Aynı dönemde bütçe gelirleri ise reel olarak %10.5 oranında artış gösterdi. Vergi gelirleri reel olarak %12.9 artarken, vergi dışı gelirlerde %2.7’lik bir azalma oldu. Vergi gelirlerinde, gelir vergisi ile banka ve sigorta muameleleri vergisi dışındaki kalemlerde önemli oranda artış kaydedildi.
Başta da belirttiğimiz gibi bütçede Haziran ayında ortaya çıkmış olan tedirginlik Temmuz ve Ağustos verileriyle birlikte giderildi. Her ne kadar bundan sonraki dönemde harcamalarda daha hızlı artışlar olabilecekse de, yılsonu itibariyle bütçe hedeflerinin rahatlıkla gerçekleşmesi hatta daha da iyi bir performans gösterilmesi beklenebilir. Öte yandan, 2011 yazında düzenlenecek olan genel seçimler ve mali kuralın da artık uygulanmayacağı düşünüldüğünde bundan sonraki dönemde hükümetin harcamalar ve yatırımlar tarafında artış eğilimine girmesi yüksek olasılıktır. Bu açıdan 2010 yılı için fazla kaygı taşımamakla birlikte, özellikle 2011 yılındaki bütçe performansının dikkatle izlenmesi gerektiğine inanıyoruz. "

ING BANK, 'AKADEMİ MORTGAGE' I KURUYOR

ING Bank, mortgage konusunda danışmanlık hizmeti veren müşteri temsilcilerinin, konusunda uzman hale gelmelerini sağlamak için “Akademi Mortgage” adı altında yeni bir sertifika programına başlıyor. Bilgi Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirilecek olan eğitim programının ilk etabı 22 Eylül Çarşamba günü başlayacak. Yıl sonuna kadar 300 müşteri temsilcisi katılımıyla devam edecek olan eğitimler, 2011 yılında da devam edecek.
Satış kadrolarına mortgage konusunda uzmanlık kazandırmak için düzenlenen sertifika programı kapsamında mortgage uzmanlığının dünyadaki örnekleri üzerinden de eğitimler verilecek. Mortgage konusunda vizyon kazandırmayı hedefleyen sertifika programına Bilgi Üniversitesi öğretim görevlilerinin yanı sıra konut finansmanı sektörünün önde gelen isimleri de vaka çalışmaları üzerinden eğitimler verecek. Ayrıca emlak ve inşaat sektörünün önde gelen temsilcileri de eğitimlerde görev alacak.

VAKIFBANK TÜRKİYE GENELİNDE ATM'LERİNİ YENİLEYECEK

VakıfBank, Diebold ile ATM ve yazılım anlaşması yaptı. Anlaşma kapsamında, Diebold 575 nakit para yatırma özellikli ATM ve VakıfBank için özelleştirilmiş ATM yazılımı sağlayacak. ATM’lerin VakıfBank şubelerinde kurulumuna önümüzdeki günlerde başlanacak.
Diebold’un VakıfBank’a sağlayacağı Opteva® serisi ATM cihazları, bankaya özel Agilis yazılımının yanında, bozuk para iadesi, anında nakit para yatırabilme ve fatura ödeme kolaylığı sağlayan gelişmiş banknot alıcısı gibi özelliklere sahip olacak.

14 Eylül 2010 Salı

TÜRKİYE İKİNCİ ÇEYREKTE YÜZDE 10.3 BÜYÜDÜ

Türkiye İstatistik Kurumu, Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla 2010 yılı ikinci dönem verilerini açıkladı. Buna göre Türkiye ikinci çeyrekte yüzde 10.3 artış kaydetti. Türkiye ilk çeyrekte de yüzde 11.7 büyüyüp OECD rekoru kırmıştı. Böylece 2004 yılından bu yana ilk kez iki kere arka arkaya çift haneli büyümeye ulaşılmış oldu. 2010 yılının ilk yarısı olarak bakıldığında da büyüme yüzde 11 olarak gerçekleşti.

FİNANSBANK'TAN İHTİYAÇ KREDİSİ ALANA OPEL CORSA HEDİYE

Finansbank, hediyeli ihtiyaç kredisi kampanyasını tekrarlıyor. 30 Eylül tarihine kadar ihtiyaç kredisine başvurarak kredi kullanan Finansbank müşterileri, yüzde 0,39’dan başlayan faiz oranları ile nakit ihtiyaçlarını karşılarken, 1 Opel Corsa ve 20 Samsung Netbook’tan birini kazanma fırsatına da sahip oluyor.
Çekilişe hak kazanabilmek için kredi başvurusunun onaylanarak kredinin hesaba geçmesi yeterli.

KREDİ KARTI ALMAYAN 22 MİLYON KİŞİ DAHA VAR...

Garanti Bankası'nın kredi kartı markası Bonus bu yıl 10. yılını kutlarken, yılbaşından bugüne kadar bankanın POS'larından Türkiye ekonomisine 1.3 milyar dolarlık döviz girişi sağlandı. Türkiye'ye gelen turistlerin yaptıkları harcamaların yüzde 42'sinin Garanti POS'larından geçtiğini söyleyen Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin, yıl sonuna kadar bu rakamın 2 milyar doları geçeceğini tahmin ediyor.
Bonus'un kuruluşundan bu yana geçen 10 yıl içerisinde müşterilerine 2 milyar liralık bedava alışveriş imkanı sunduğunu anlatan Sezgin, kart pazarında liderlikten ziyade topluma sunulan yeniliklerin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Toplam 40 milyon adet kredi kartının 22 milyon insanın elinde olduğunu belirten Sezgin, gelecekte pazarın nasıl şekilleneceğine ilişkin ise, "Türkiye'de bankacılık yapıp oy verebilecek 22 milyon kişilik kesim var. Bu kesime ulaşmak için ön ödemeli ve banka kartları geleceğin trendleri olacak" diyor.
Garanti Ödeme Sistemleri Genel Müdürü Mehmet Sezgin ile hem Bonus'un 10. yıl etkinliklerini hem de kartlı ödeme sistemlerinin geleceğini konuştuk.

10. YILDA 3 MİLYON İNSANA DOKUNDUK
-Bonus'un 10. yıl etkinliklerinin size geri dönüşü nasıl oldu?
Düzenlediğimiz kampanya ve aktivitelerle 3 milyona yakın insana Bonus'un 10. yıl kutlamaları çerçevesinde dokunmuş olduk. Son bir yıldır kredi kartında hem toplam hem plastik kart sayısında liderdik. Ciroda ise belli aylarde lider oluyorduk. Nisan ayından beri ise Garanti Bankası gerek kart sayısı, gerek ciro olarak her anlamda bir numaraya oturdu.

-Garanti Ödeme Sistemleri olarak hangi büyüklüklere ulaştınız?
Sanal kartlar dahil toplam kredi kartları sayımız 8.1 milyon. Sadece plastik olarak 6 milyon 930 bin. Alışveriş ve nakit toplam ciromuz 20.7 milyar TL. Bu da yüzde 20.5 pazar payı demek. Romanya hariç 6 banka ile işbirliğimiz var. Onlarla birlikte toplam kart sayımız 12 milyonu geçiyor. Böylece toplam ciroda pazar payımız 26.5'a geliyor. Sonuçta bu işe gönül veren, emek veren, yatırım yapan üç dört tane banka var. Rekabet hep devam edecek. Asıl önemli olan birinci veya ikinci olmak değil topluma yenilikler sunup değer katarak karlı bir şekilde büyümeye devam etmek. Yoksa bir numara olmusuz, iki numara olmuşuz, hiç önemli değil...

KİMİN LİDER OLDUĞU ÖNEMLİ DEĞİL
-Peki neden kart pazarında liderlik hep polemik konusu? Çünkü bu konu tüketicileri hiç ilgilendirmiyor...
Geleneksel olarak bu iş çıktığından beri ilk topluma kredi kartları reklamını yapan banka hep bir numara olmuş. 1988'den beri o bankanın sektörde liderliği var. Onlar buna çok alıştıkları için yatırımcılarına öyle anlattılar. Sonra biz son iki üç yıldır onları zorlayınca polemik konusu oldu. Üç ay sonra çok küçük farkla onlar da bizi geçebilir. Ama kimin bir numara olduğu değil, kim daha fazla taksit yapıyor, daha fazla değer yaratıyor? Tüketici doğal olarak ona bakıyor.

-10 yılda Bonus kart sahiplerine ne kadar bonus kazandırdınız?
Şu ana kadar Bonus sahiplerine 2 milyarın üzerinde bonus kazandırarak bedava alışveriş fırsatı sunduk. Bu rakam dünyadaki 28 ülkenin GSMH toplamından bile büyük. Böylece iş yerlerine de 2 milyar TL'lik ciddi bir destek sağladık. Yine 2000 yılında kullanıma sunduğumuz ve Türkiye'nin ilk uçuş milli kredi kartı Shop&Miles ile 800 bin kart sahibine 30 milyarın üzerinde mil kazandırdık. Shop&Miles'ın kazandırdığı miller dünya çevresinde yaklaşık olarak 3 milyar kez bedava uçuşa denk gelecek kadar büyük...

AKARYAKIT, MARKETTE HARCIYORUZ
-Bedava puanları en çok nerede harcıyoruz?
Kazanılan bonuslar kredi kartı ile en sık harcama yapılan sektörlerde kullanılıyor. Yani ilk 3 sırayı alan akaryakıt, market ve giyim harcamaları bonus sayesinde bedavaya geliyor.

--Bonus ile yapılan işlem sayısı nedir?
Haftalık bizim kredi kartlarımızla 10.5 milyon, banka kartlarıyla da yaklaşık 2.5 milyon işlem yapılıyor. En fazla işlem ise bayram arife günleri ve yılbaşı alışverişlerinde gerçekleşiyor.

Yurt dışı alışveriş cirosu %12 arttı

-Yurt içi ve yurt dışı turist harcamalarında Bonus'un pazar payı nedir?
Türkiye'ye gelen turistlerin getirdiği cironun yüzde 42'si bizim POS'larımızdan geçiyor. Türkiye'den yurtdışına gidildiği zaman o kadar Shop&Miles kullanılıyor ki, Türklerin yurtdışında yaptığı harcamaların da yüzde 40-42'sini biz yapıyoruz. Yurtdışı trafiğinde iki misli pazar payımız var. Yurt dışı alışveriş ciromuz geçen yıla göre yaklaşık yüzde 12 arttı. Bu yıl şu ana kadar turist harcamaları yoluyla ekonomiye 1.3 milyar dolarlık döviz girişine aracılık ettik. Yıl sonuna kadar bu rakam 2 milyar doları geçer.

Rakamlarla Garanti ödeme sistemleri (adet)
----------------------------------------------------


*Kredi kartı: 8.100.000
*Shop&Miles: 800.000
*American Express: 500.000
*Banka kartı: 5.500.000
*Temassız kart: 975.000
*POS: 382.000
*Üye işyeri: 320.000
*Romanya: 105 bin kredi kartı, 75 bin adet de debit kartı var.


Bonus kafa dünya kupasından çıktı

-Bonus kafa, bonus saçı halk arasında da sembol oldu. Markayı oluştururken bu tiplemeye nasıl karar vermiştiniz?
Bonus kafa taraftarlıktır. Dünya kupalarında da vardır. İnsanlar kendi ülkelerinin bayraklarını peruk olarak kullanır. Zaten fikir de oradan çıktı. Peruk mantığı; bir şeyi sevmek, desteklemek mantığıdır. Ama daha sonra Türkiye'de bonus peruğu, bonus saçı, bonus kafa halk arasında da çok yerleşti. Hatta bize bazen yazılar geliyor, 'Benim oğlumun doğal bonus saçı var reklamlarda oynatır mısınız' diye...

Gençler ve düzenli geliri olmayana ön ödemeli

-Kartlı ödeme sistemlerinde gelecek trendler neler?
Hedef Cumhuriyet'in 100. yılında nakitsiz toplum yaratmak. Sadece kredi kartı değil, banka kartı, ön ödemeli kartlar, temassız teknolojilerle bu işi yaygınlaştırmak istiyoruz. Son bir iki yıldır da gerek BKM'de gerek Visa ve Mastercard ile bunları konuşuyoruz. Bu yıl Paracard'ın altyapısını yaptık. Üzerine para yükleme imkanı getirdik. Bir diğer konu gençlere yönelik mobil ödemelere ivme kazandırmak. Bundan sonra gitmemiz gereken konu ön ödemeli ve debit kartlar.. Ki bunlar kredi kartı alamayan genç, düzenli geliri olmayan bir kitleye ulaşmamızda yardımcı olacak. Türkiye'de 40 milyon kredi kartı var diyoruz ama bu 22 milyon insanın elinde. Dolayısıyla bankacılık yapıp oy verebilecek 22 milyon kişilik kesim var. Bizim bunlara bir şekilde ulaşmamız lazım.

-Neden Avrupa'nın tersine Türkiye'de kredi kartı daha yaygın?
Kıta Avrupasında debit kart daha yaygın kredi kartına göre ama bu bir kültür işi. Makro ekonominiz düzgün olmayınca mikro araçlarınız da ona göre gelişiyor. 15-20 yıl boyunca yüzde 70-80 enflasyonla gidince kimse hesabında para tutmadı. Ya altın aldı ya faize koydu. Eskiden hesapta para tutmanın bir anlamı yoktu. Şimdi enflasyon ve faizler düşünce bu araçları rahatlıkla çıkartabiliyoruz.

-Halka açılma planlarınız var mı?
Yabancı yatırımcılar birçok kereler bize gelip Garanti Ödemeler Sistemi'nin halka açılma değeri olduğunu söyledi. Ama bunun için tabii ki, dünyadaki global ekonominin belli bir noktada düzgün hale gelmesi ve yatırımcı iştahı olması lazım. İkincisi bankanın yönetim kurulunun buna evet demesi gerekiyor. Ancak GE'nin hisselerinin ne olacağının konuşulduğu dönemde banka yönetiminin böyle bir kararı almasını beklemiyorum. Onlar karar almadan böyle bir çalışmayı başlatamayız.

20 ilde sokak
şenlikleri yaptı

-Bonus'un 10. yıl etkinlikleri kapsamında neler yaptınız?
17 Nisan 2000 yılında Bonus'u, 29 Ekim 2000'de ise Shop&Miles'ı çıkarttık. 10 yıl içerisinde kredi kartı markasından çok tüketiciye gerçekten yarar sağlayan bir marka olmak için çok uğraştık. Bonus'un 10. yılı için birçok aktivite ve kampanya düzenledik. 17 Nisan'da 310 bin araç araç boğaz köprülerinden bedave geçti. Bu da 1.5 milyon kişi demek. 20 ilde sokak şenlikleri düzenleyerek 713 bin kişiye ulaştık. Yaklaşık 3 ay süren dakika başı 10 bonus kampanyamız vardı. Her dakika yapılan işlemler arasında bilgisayar aracılığıyla rastgele seçilen 10 işlem sahibine 10 lira bonus yükledik. Anneler gününde birikmiş konusları iki kat değerli yaptık. Cinobonuslarda her ayın 10. günü ikinci bileti bedava verdik. Serdar Ortaç ve Rihanna konserlerini binlerce kişi izledi. Böylece 3 milyona yakın insana Bonus'un 10. yıl kutlamaları çerçevesinde dokunmuş olduk.

Krizde kart dağıtımında
bankalar frene bastı

-Geri dönmeyen kredilerdeki sıkıntılar azaldı mı?
Çok azaldı artık. Orada kanımca bu sene sonunda veya önümüzdeki senenin ilk çeyreğinde kriz öncesi yüzde 6'lık rakamları görmeye başlayacağız. Şu anda sektör yüzde 8'lerde. Bir ara kriz döneminde yüzde 11'lere çıkmıştı.

-O dönemde bankalar kredi kartı kullandırımında frene bastı mı?
Tabii hepimiz çok reklam yapıyoruz ama her başvurana kredi, kredi kartı verilmiyor. Tam tersi 2008 ekim ayından beri bankalar gerek bireysel krediler, gerekse kredi kartlarında çok daha dikkatli davranıyor. Önümüzdeki sene bu rakamlar yüzde 6'ları görmeye başlayınca bankalar gerekli düzenlemeleri yapacak.

13 Eylül 2010 Pazartesi

SANDIKTAN 'EVET' ÇIKTI, İMKB 63 BİNE DAYANDI

Sandıktan 'evet' çıkmasını ekonomik istikrarın devamı olarak yorumlayan iç piyasalarda borsa rekor üstüne rekor kırarken, dolar ve faiz ise geriledi.
İMKB: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Bileşik Endeksi gün sonunda yüzde 2,7 artışla 62 bin 260 puana ulaştı. Endeks bundan önceki kapanış rekorunu 61.100,96 puanla 6 Eylül Pazartesi günü kırmıştı.
FAİZ: 25 Nisan 2012 vadeli, bugün valörlü tahvilin bileşik faizi, önceki kapanışa göre 0,07 puan
azalarak yüzde 8,03'ten kapandı. Bu tahvilin basit getirisi yüzde 8,23 oldu. Bu kağıdın önceki kapanıştaki basit getirisi yüzde 8,30, bileşik getirisi yüzde 8,10 olmuştu.
DÖVİZ: Bankalararası piyasada dolar kotasyonları alışta en düşük 1,4940 lira, en yüksek 1,4950 lira, satışta en düşük 1,4980 lira, en yüksek 1,5000 lira seviyesinde bulunuyor
.

KARŞILIKSIZ ÇEKLER İLK SEKİZ AYDA %53 AZALDI

Küresel krizde doruk noktasına çıkan karşılıksız çekler ekonomideki iyileşme işaretleriyle azalma trendine girdi. Merkez Bankası verilerine göre, toplam karşılıksız çek sayısı bu yılın 8 ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 53,2 azalarak 638 bin 841'e geriledi. Karşılıksız
çek sayısı 2009 yılı 8 ayında 1 milyon 366 bin 2 adet idi.

REFERANDUM SONRASI PARAMI NEREYE YATIRAYIM?

İş Yatırım'ın Haftaya Bakış Raporu'nda referandum sonrası yatırımcılara şu önerilerde bulunuldu:
İMKB’de bu hafta yukarı yönlü bir seyir bekliyoruz. Referandum sonrası siyasi cephedeki beklentilerin borsada olumlu fiyatlanacağını düşünüyoruz. Bayram tatili sırasında dünya borsalarında görülen yükseliş ve Anayasa değişiklikleri için yapılan referandumda beklentilerin çok daha üzerinde bir halk desteği gelmesi Türkiye piyasalarının yeni haftaya moralli başlamasını sağladı. Referandum sonuçlarını AKP için desteğin güçlü olduğu ve seçimler öncesi popülist harcama riskinin azaldığı şeklinde yorumlayan piyasalarda olumlu havanın süreceğini düşünüyoruz.

Hedef fiyatımızı %2.4 aşağı çekerek 72,300 olarak belirledik. Garanti ve Akbank’ın hedef fiyatında yaptığımız aşağı yönlü revizyonlar sebebiyle endeks için yeni hedef fiyatımızı %2.4 aşağı çekerek 72,300 olarak belirledik. Endeks için AL tavsiyemizi sürdürüyoruz. Ayrıca referandum sonuçlarına da piyasanın olumlu tepki vereceğini düşünüyoruz.

MSCI Türkiye Endeksi’nin yıl başından beri getirisi %14 ulaştı. MSCI Türkiye endeksi geçen hafta %0,5’lik değer artışıyla, %2,4 getiri yapan MSCI gelişmekte olan ülke endeksinin altında kaldı. Diğer yandan MSCI Türkiye endeksinin sene başından beri getirisi %14’e ulaştı ve endeks MSCI Doğu Avrupa endeksinin ise %15,9 üzerinde getiri sağladı. Sektör baazında bakıldığında İMKB’de en çok kazandıran sektörler gıda, içecek ve sigorta olurken, en çok değer kaybeden sektör ise elektrik sektörü oldu.

Tahvil ve bono piyasasında kısa ve uzun vadeli kıymetlerde TUT, orta vadeli kıymetlerde SAT önerimizi koruyoruz. Tahvil ve bono piyasası hafta başında gerçekleşen ihalelere yoğun talep gelmesi sonucunda değer artışları kaydetti. AKP’nin referandumu açık bir farkla kazanması tahvil ve bono piyasası tarafından oldukça olumlu karşılandı. Getiri oranları bütün vadelerde düşüş kaydederken gösterge kıymetin getiri oranı %8,00 seviyelerine kadar geriledi. Ancak bu aşamadan sonra kar realizasyonuna gidilmesini ve bu nedenle tahvil ve bono piyasası üzerinde satış baskısı oluşmasını bekliyoruz. Merkez Bankasının önümüzdeki sene içerisinde faiz artışına gideceğine yönelik beklentilerin verim eğrisinin orta vadesindeki değer artışlarını sınırlı kılmasını bekliyoruz.

Eurotahvillerde önerilerimizi değiştiriyoruz ve tüm vadelerde TUT önerisi veriyoruz. Hafta içerisinde global piyasalarda karışık veri akışının devam etmesi, gelişmekte olan ülke eurotahvil piyasasını baskı altında tuttu. Türk eurotahvilleri, haftaya yatay başladıktan sonra hafta sonuna doğru hafif değer kayıpları kaydetti. Türkiye 5 yıl vadeli CDS’leri geçtiğimiz hafta içerisinde 3 baz puan daralarak daha geniş bir bantta işlem görerek 164/168 seviyelerinden haftayı sonlandırdı. 2030 Gösterge Türk eurotahvilin getiri oranı ise 9 bp artış kaydederek haftayı %5,82 seviyelerinden kapattı. Bu haftaya baktığımızda Türk Eurotahvillerinin referandum sonuçları ile beraber diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi bir performans sergilemesini bekliyoruz.

Veri akışında yurtiçinde büyüme ve cari denge rakamları bu hafta ön plana çıkıyor. ABD tarafında ise perakende satışlar, imalat sanayi üretimi, kapasite kullanımı, haftalık işsizlik başvuruları ve tüketici fiyat endeksi verileri piyasalara yön verecek önemli haber akışını oluşturuyor.

SANAT, POLİTİKA VE İŞ DÜNYASI İLK DEFA AYNI PLATFORMDA KÜRESEL SORUNLARA ÇÖZÜM ARAYACAK

Politika, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarından üst düzey kişilerin yanı sıra birçok farklı ülkeden genç Avrupa’lıları bir araya getiren A Soul for Europe 12–13 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek.
A Soul for Europe (ASFE), Avrupa’nın gelişiminde kültür faktörünü bir strateji olarak yaygınlaştırmayı amaçlayan bir sivil toplum girişimidir. 2004 yılı Berlin Konferansı’ndan bu yana uluslararası çapta başarılara imza atan A Soul for Europe’ ta siyaset, bilim, sanat ve iş dünyasından birçok önemli isim görüşlerini paylaşacak.

FAİZE DUYARLI 3000 KİŞİ 'BES'LENDİ

Bireysel emeklilik şirketlerinin faize duyarlı kesimi sisteme çekmek için yaptıkları çalışmalar sonuç vermeye başladı. Gelire endeksli senetlerin içinde bulunduğu fonlar çıkartan şirketler, kısa sürede 3 binin üzerinde kişiyi sisteme kattı.
Emeklilik şirketlerinin alternatif fonlar çıkartarak, faize duyarlı kesimi bireysel emekliliğe çekme girişimleri sonuç vermeye başladı. Kısa sürede 3 binin üzerinde katılımcı sisteme girdi. Katılımcıların oluşturduğu fon toplamı ise 6 milyon TL’yi geçti. Garanti Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, faize duyarlı oldukları için belirli bir kesimin bireysel emeklilik sisteminin sağladığı avantajlardan faydalanamadığını belirterek, gelire endeksli senetleri içeren emeklilik yatırım fonunun kurulmasına izin verilmesi ile birlikte bu kesimin de bireysel emekliliğe çekilmesine imkan tanındığını söyledi. Şirket olarak geçtiğimiz yılın ortalarında ‘esnek alternatif fonu’ bu kesimin hizmetine sunduklarını ifade eden Adalı, “Daha ilk günden itibaren de yoğun ve olumlu geri dönüşler almaya başladık. Bu konuda da Türkiye Finans Katılım Bankası ile sözleşme imzaladık” dedi. Erhan Adalı, bu sayede kısa sürede 2 bin 167 kişinin sisteme katıldığını ve 3.5 milyon TL’ye yakın da fon büyüklüğü oluşturulduğunu kaydederek, önümüzdeki dönemde 60-70 milyon TL’lik fon büyüklüğüne ulaşmayı hedeflediklerini vurguladı.

Gelire endeksli fon kuruldu
Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Yusuf Yeşilırmak, bireysel emeklilik sisteminden bugüne kadar faize duyarlı kesimin yararlanamadığını belirterek, “Bir taraftan bu kişiler mağdur ediliyordu diğer taraftan bireysel emeklilikle ilgili mevcut potansiyelin tahminimce yüzde 15’lik kısmından şirketler yararlanamıyordu. Yeni uygulama ile kişilerin sisteme katılmalarının önü de açılmış oldu” dedi. Yusuf Yeşilırmak, faize duyarlı kesime yönelik oluştur ulan ‘gelire endeksli emeklilik fonu’nun dışında yeni fon kuruluşları ile ilgili çalışmalar sürdür düklerini de ifade ederek, şunları söyledi: “Yeni oluşturulacak söz konusu fonların içerisinde yer alacak alternatif yatırım araçları çeşitlendirilecek ve arttırılacaktır. Yeni oluşturulacak fonlarda; katılım bankaları hesapları, özellikle yurtdışında ihraç edilmiş olan döviz cinsinden sukuklar, İslamik Endeks olan borsalarda hisse senedi yatırımları gibi katılımcının risk algılama tercihine hitap edebilecek alternatif yatırım araçları bulunacaktır.”

Çalışmalar meyvesini verdi
Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, faiz gelirine duyarlı kesimin bireysel emeklilik sisteminin kapsamına alınabilmesine yönelik yürütülen çalışmaların meyvelerini vermeye başladı ğını söyledi. Uğurlu, bu amaca yönelik olarak, emeklilik yatırım fonlarına ilişkin yapılan düzenlemeler ile gelire endeksli senetler, katılım bankaları nezdinde açılan katılma hesapları ve söz konusu duyarlılığa uyumlu şirketlerin hisse senetlerine yatırım yapan emeklilik fonlarının kurulması nın mümkün hale geldi ğini ifade ederek, bu fonların ilk örneklerininde görülmeye başlandığını kaydetti. Mete Uğurlu, şunları söyledi: “Şirket olarak biz de söz konusu hedef kitleye yönelik geliştirdiğimiz, faiz geliri içermeyen ‘alternatif esnek fon’ için kuruluş iznini aldık. Yakın zamanda bu fonu içerecek emeklilik ürünlerini hedef kitleye ulaştırmayı hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde, başta altın olmak üzere kıymetli madenlere, gayrimenkul kira gelirine veya girişim sermayesine dayalı emeklilik yatırım fonlarının kurulabilmesine yönelik yapılabilecek mevzuat düzenlemeleri, söz konusu hedef kitleye sunulabilecek ürün çeşitliliğinin de artırılabilmesine olanak sağlayacak.”

Olumsuz bir yaklaşımla karşılaşmadık
GARANTİ Emeklilik Genel Müdürü Erhan Adalı, faize duyarlı kesimi bireysel emeklilik sistemine çekmeye yönelik çalışmaların çok yeni olduğunu, asıl etkilerinin önümüzdeki yıldan başlayarak görüleceğini belirterek, şunları söyledi: “Yaptığımız çalışmalarda bugüne kadar faize duyarlı kesimden olumsuz hiç bir şey duymadık. Aksine, memnuniyet oranı oldukça yüksek. Esnek alternatif fonumuzun getirisi de oldukça risksiz. Düşünün, hem vergi avantajını kullanarak yatırdığınız katkı payları üzerinden anında yüzde 54’e varan getiri, hem de enflasyonun üzerinde ve çok sapması olmayan bir gelir elde ediyorsunuz. Sektörün geneline bakarak yaptığımız projeksiyonlar dahilinde 2020 yılı için faize duyarlı kesime yönelik toplamda 5,5 milyon katılımcıya ulaşılacağını öngörüyoruz. Mevzuat netleştikçe ve kapsamı genişledikçe yeni enstrümanlarla fon çeşitliliği de artacaktır.”

Fon kurduk, 1200 kişiyi sisteme kattık
VAKIF Emeklilik Genel Müdürü Yusuf Yeşilırmak, faize duyarlı kesimin bireysel emekliliğe katılabilmesinin yolunun üç yıl önce Sermaye Piyasası Kurulu tarafından açıldığını belirterek, şunları söyledi: “Emeklilik fonlarının içerisinde en az yüzde 30 devlet borçlanma senedi bulundurulması zorunluluğu ortadan kaldırıldı. Yani, faiz geliri içermeyen enstrümanlardan meydana gelen emeklilik fonu oluşturulabilir hale gelindi. Henüz İMKB’de İslamik Endeks’in oluşmadığı, başta altın olmak üzere kıymetli madenlerle ilgili fonların kurulmadığı, ihraç edilmiş gelir ortaklığı senetlerinin bulunmadığı piyasalarda faizsiz emeklilik fonları için en önemli kıymeti gelire endeksli senetler oluşturuyor. Bu yapı içerisinde bizim de kurduğumuz faizsiz emeklilik fonları, ağırlıklı olarak gelire endeksli senetler içerdi. Bu yönüyle ilk ve yeni bir ürün olması, farklı bir katılımcı kitlesine hitap etmesi nedeniyle de bu emeklilik fonuna farklı ve ciddi bir ilgi oluştu. Fonun halka arzından bu yana kısa süre geçmiş olmasına rağmen fon büyüklüğü 2 milyon 500 bin TL’ye, katılımcı sayısı ise bin 200 kişiye ulaştı.”

Kıymetli maden fonları kurulabilir
ANADOLU Hayat Emeklilik Genel Müdürü Mete Uğurlu, mevzuatın uyumla hale gelmesi, fonların daha da çeşitlenmesi halinde faizsiz model ile çalışan tasarruf sahiplerinin yastık altında bulunan varlıklarının ekonomiye kazandırılacağını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gerçekleşmesi beklenen önemli gelişmelerden biri, bireysel emeklilik fonlarındaki yatırım alternatiflerinin artması olacak. Bugünlerde anapara korumalı ve garantili fonlar bankacılık sisteminde öne çıktı. Yatırım aracı olarak bireysel emeklilik fon yapısı içerisinde de bu tür fonların kurulması yönünde çalışmalar var. Başka yatırım araçları da etkin hale geldikçe bireysel emeklilik sistemi de onu kendi yatırım yelpazesi içine sokacaktır. Öncelikle altın olmak üzere, kıymetli maden fonlarının kurulması söz konusu olabilir. Özel sektör tahvillerine daha fazla yatırım yapabilme imkânları üzerin de duruluyor. Önümüzdeki yıllarda gayrimenkul fonlarına ait gelişmeler yaşanabilir. Faize duyarlı kesime yönelik çıkarılacak fonların, ileriki dönemlerde ürün çeşitliliğinin sağlanması durumunda, kıymetli madenler ve diğer faizsiz ürünlere de yatırım yapabilecek konuma gelecektir. Bu sayede potansiyel katılımcıların sisteme olan ilgisi artacak ve sektöre giren fon tutarında büyüme görülecektir. ”

HÜRRİYET

İŞTE YABANCININ İMKB'DE EN FAZLA İŞLEM YAPTIĞI 20 HİSSE

Yabancıların Ağustos ayında İMKB’de yaptıkları işlemlerin yüzde 84’ü 20 şirketin hissesinde gerçekleşirken, ilk sırada bulunan Garanti Bankası tek başına işlem hacminden yüzde 26 pay aldı.
Yabancıların İMKB’de en fazla işlem gerçekleştirdikleri 20 şirketin hisse senetlerindeki toplam 7 milyar 752 milyon dolarlık işlem, 32 milyon dolar net alımla sonuçlandı.
ANKA’nın İMKB verilerinden yaptığı belirlemeye göre, yabancıların Ağustos’ta en çok işlem yaptığı ilk 20 hisseyi Garanti Bankası, İşbankası C, Yapı ve Kredi Bankası, Akbank, Turkcell, Vakıflar Bankası, Türkiye Halk Bankası, Türk Hava Yolları, Türk Telekom, Sabancı Holding, BİM Mağazaları, Tüpraş, Koç Holding, Asya Katılım Bankası, Ereğli Demir Çelik, Tekfen Holding, Anadolu Efes, TAV Havalimanları, Tofaş Oto Fabrikası ile Enka İnşaat oluşturdu. Ağustos ayında yabancıların en fazla işlem yaptığı hisse senedi Garanti Bankası oldu. 1 milyar 110 milyon dolar alıma karşılık 1 milyar 296 milyon dolar satış yapılan Garanti hisselerindeki yabancı işlemleri net 186 milyon dolar satımla sonuçlanırken, işlem hacmi 2 milyar 406 milyon doları buldu.

Kaynak: Hürriyet

EUROBANK TEKFEN 19.4 MİLYON TL KAR ETTİ

2010 yılının ilk altı ayında Eurobank Tekfen’in konsolide finansal tablolarına göre net karı 19 milyon 400 bin TL olarak gerçekleşti.
Eurobank Tekfen’in 30 Haziran 2010 tarihli konsolide bilançosundaki toplam aktifleri 4 milyar 350 milyon TL olurken, 31 Aralık 2009’a göre yüzde 12.8 oranında artış gösteren toplam kredileri, faktoring alacakları ve finansal kiralama alacakları 1 milyar 728 milyon TL’ye ulaştı. Toplam mevduatı yüzde 4.6 artışla 1 milyar 862 milyon TL’ye ulaşırken, Eurobank Tekfen’in özkaynakları 497 milyon TL ve konsolide sermaye yeterlilik oranı yüzde 20.74 olarak gerçekleşti.

ING BANK TAŞIT VE İHTİYAÇ KREDİSİ FAİZLERİNİ YENİLEDİ

ING Bank, taşıt ve ihtiyaç kredilerinde geçerli olacak yeni faiz oranlarını belirledi. Buna göre, başta taşıt ve ihtiyaç kredisi olmak üzere yeni oranlar şöyle:
ING Bank Taşıt kredilerindeki kampanyası kapsamında;
- 0 km araç alımında sunulan faiz oranları 3–24 ay vadede yüzde 0.88,
- 0 km araç alımında sunulan faiz oranları 25-48 ay vadede yüzde 0.94, ve
- 2.el araç alımında sunulan faiz oranları 3–48 ay vadede ise yüzde 1.05 olarak belirlendi.
Binek taşıt ve hafif ticari araçların 0 km. ve 2.el taşıt alımlarında liste fiyatı ise 3-48 ay vadede yüzde 1.29.

BASEL III KURALLARINDA ANLAŞMAYA VARILDI

Uluslararası finansal kuruluşlar ''Basel III'' olarak adlandırılan yeni sermaye kuralları ile bankaların finansal yapısının güçlendirilmesi konusunda anlaşmaya vardı.
Yeni sermaye kurallarına göre, bankaların, ellerinde tutması istenen sermayenin risk taşıyan varlıklara oranı yüzde 7 olacak. Mevcut durumda bu oran yüzde 2 idi. Bankaların sermaye oranlarını artırmak için 1 Ocak 2013 yılından itibaren altı yıl süreleri olacak.

Merkez bankası temsilcilerinin Basel'de anlaşmaya vardıkları kurallar, Kasım ayında G20 Toplantısında ülke liderlerinin onayına sunulacak.

PİYASALARDA 'EVET'' RALLİSİ BEKLENİYOR

İş Yatırım'ın haftalık değerlendirmesine göre, bayram tatili sonrası piyasaların ilk işlem gününe yükselişle başlaması bekleniyor. Bayram tatili sırasında dünya borsalarında görülen yükseliş ve Anayasa değişiklikleri için yapılan referandumda beklentilerin çok daha üzerinde bir halk desteği gelmesi Türkiye piyasalarının yeni haftaya moralli başlamasını sağlayacak.
Referandum sonuçlarını AKP için desteğin güçlü olduğu ve seçimler öncesi popülist harcama riskinin azaldığı şeklinde yorumlayan piyasalardaki olumlu hava sürüyor. Gösterge bononun faizi bankalar arası ilk işlemlerde 11bp gerilerken, Türk lirası dolara karşı değer kazanarak 1,49 seviyesinde işlem görüyor. Geçtiğimiz hafta 61,253 ile rekor kıran İMKB bu hafta yeni bir rekor denemesi yapabilir.

12 Eylül 2010 Pazar

İNGİLTERE'DE METRO BANK'A TÜRK DAMGASI

İNGİLTERE’de 100 yıl aradan sonra kurulan ilk banka olma özelliğini taşıyan, Londra’daki ilk şubesinde hesap açan müşterilerine 15 dakikada nakit kart ve kredi kartı vermesi ile dikkat çeken Metro Bank’ın, bu hizmetinin arkasında Türk teknoloji şirketi Verisoft yer aldı. Verisoft Genel Müdürü Onur Alver, bankacılık sektörünün son derece doymuş olduğu ve yeni bir oyuncunun kendisine yer bulmak için yenilikçi fikirlere ihtiyaç duyduğu İngiltere’de Metro Bank’ın farklılaşmak için tanıtımlarında öne çıkardığı anında kart teknolojisini Verisoft’un sağladığını söyledi.
İngiltere’de şirket kurdu
Metro Bank’ın Verisoft’a şirketin Visa ile de çalışan uluslararası iş ortağı Magtek aracılığı ile ulaştığını söyleyen Alver, işbirliği sürecini şöyle anlattı: “Magtek dünya çapında kart teknolojileri konusunda yeni ürünler çıkaran ve bizim de birlikte çalıştığımız bir şirket. Metro Bank’tan rakiplerinden farklılaşmak için yenilikçi bir ürün talebi gelince Magtek bizimle temasa geçti. Biz anında kart verme teknolojisini daha önce Dubai ve Kuveyt’te yapmıştık. Metro Bank’a bu konuda bir sunum yaptık ve kabul edildi.”
İngiltere’de global krizden dolayı bankacılık sektörüne yönelik yeni bir trendin başladığını gözlediklerini söyleyen Alver, “ABD’li bankacı Vernon Hill’in daha önce ABD’deki bankası Commerce Bank’ta uyguladığı müşteri memnuniyetini öne çıkaran bir model bu ve İngiltere’de de yoğun ilgi gördü. Bankaya şu ana kadar beklentilerin 4 katı talep geldiği bilgisini aldık. Özellikle anında kart hizmeti çok ilgi çekti” diye konuştu.
3 banka ile görüşüyor
Metro Bank’ın açılışına katılmak üzere Lonrda’ya gittiğini ve gider gitmez de rakip bir banka ile görüşmek üzere genel merkezlerine davet edildiğini vurgulayan Alver, şöyle devam etti: “Şu anda İngiltere’nin en büyük bankalarından biri ile anlaşmak üzereyiz. Bunun dışında yine büyük 2 İngiliz bankasından da bizimle temas ettiler. Çok yakında onlarla da görüşeceğiz. Bu yıl içinde İngiltere pazarında anında kartlardan 2-4 milyon adet basacağımızı tahmin ediyoruz.”
Bir kredi kartı yada nakit kartın bankaya basım ve kargo maliyetinin İngiltere’de 5-10 sterlin arasında olduğunu söyleyen Alver, “Anında
kart ile bu maliyetin ciddi şekilde önüne geçilebiliyor” diye konuştu.

Bankanın sahibi şube yerine ‘dükkan’ diyor
ABD’li bankacı Venron Hill’in 250 milyon sterlin (395 milyon dolar) sermaye ile kurduğu Metro Bank’ın İngiltere’nin BDDK’sı FASA’dan lisans almasının 16 ay sürdüğünü belirten Onur Alver, şöyle konuştu: “Lisansın alınmasının bu kadar uzun sürmesinin nedeni kriz. Krizde bankalar zor durumda kalınca lisansı vermek istemediler. Ancak Hill dahil adı gizli tutulan yatırımcıların sağlam olması nedeni ile lisans verildi. Hill, ‘aptal’ olarak değerlendirdiği bankacılık kurallarının çoğuna karşı çıkıyor. Bize projesini anlatırken, şubelere şube yerine dükkan demeyi tercih ettiğini söyledi.”

Türk şirketine iş yaptırmazlar diye İngiltere’de şirket kurdu
ONUR Alver Metro Bank’a teknolojik alt yapı hizmeti vermek üzere İngiltere’de bir şirket kurduklarını belirterek, şunları anlattı: “Bankacılık sektörünün son derece gelişmiş olduğu bir piyasa olan İnglitere’de bir Türk şirketinden yazılım almak istemezler diye düşündük ve İngiltere’de Magtek ile yüzde 50’şer payla Verisoft Europe diye bir şirket kurduk. Tüm işlemleri bu şirket üzerinden yürütüyoruz.”

CEO’nun kızının kaybolan kartı Verisoft’u arattı
İNGİLTERE’nin önde gelen bankalarından birinin yeni açılan Metro Bank’ın anında kart hizmetini tanıtmasının ardından Verisoft ile temasa geçtiğini söyleyen Onur Alver, şunları söyledi: “Bu banka ile anlaşmak üzere olduğumuz için adını vermem doğru olmaz. Ama CEO’sunun kızı ABD’de kartını kaybetmiş. Ve yeni kart kendisine 2 hafta sonra ulaştırılmış. Bunun üzerine çok sinirlenen bankanın CEO’su bizimle temasa geçti. Gittik kendilerine sunum yaptık. Anlaşmada son aşamadayız.”
Hülya GÜLER-HÜRRİYET

YAPI KREDİ'DEN ÇEVRECİ YATIRIMLARA 300 BİN TL KREDİ

Yapı Kredi, 58 ilde, Ar-Ge ve çevre konularında yatırım yapacak şirketlere hazine faiz desteği ile kredi imkanı sunmaya başladı. Yapı Kredi ile Hazine Müsteşarlığı arasında yapılan işbirliği, kalkınmada öncelikli III. ve IV. Bölge illerinde yapılacak yatırımları da kapsıyor.
28 ili kapsayan III. bölgede yapılacak yatırımlarda, şirketlerin kullanacakları kredi faizinin; TL cinsi kredilerde yüzde 3’ü, döviz kredilerinde ise yüzde 1’i Hazine Müsteşarlığı bütçesinden karşılanıyor. 30 ili kapsayan IV. bölgede yapılacak yatırımlar ile bölge ayrımı yapılmaksızın Ar-Ge ve çevre yatırımları için TL cinsi kredilerde faizin yüzde 5’i, döviz kredilerinde yüzde 2’si Hazine Müsteşarlığı tarafından karşılanıyor.

PROJE BAŞINA 300 BİN TL
Proje bazında Ar-Ge ve çevre yatırımları için ma
ksimum 300 bin TL olan tutar, III. ve IV. Bölge illerinde yapılacak yatırımlar için 500 bin TL olarak belirlendi. Kredi, asgari altı ay anapara ödemesiz ve en az bir yıl vadeli olarak kullandırılacak. Faiz desteğinden yararlanılması için Hazine Müsteşarlığı tarafından verilen Yatırım Teşvik Belgesi’nde yararlanılacak destek unsurları arasında “faiz desteği” ifadesinin yer alması gerekiyor.
Yapı Kredi Kurumsal ve Ticari Bankacılık Yönetiminden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mert Güvenen, Türkiye ekonomisinin gelişmesinde çok önemli bir rol oynacağına inandıkları kredi anlaşmasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Hazine destekli kredinin Türkiye ekonomisinin topyekün kalkınması yönünde atılmış en büyük adımlardan biri olduğunu söyleyen Güvenen, “Söz konusu anlaşma yalnızca seçilen 58 ilin değil bu illerin yer aldığı bölgelerin gelişimi için çok önemli. Yapı Kredi olarak geniş şube ağımızla kuruluşların bu konudaki her türlü ihtiyacını karşılamaya hazırız. Hazine Müsteşarlığı ile yaptığımız bu işbirliğinin ekonomik sonuçlarını çok kısa sürede alacağımıza inanıyoruz” dedi.

ADİOS İLE 'YE DUA ET SEV' FİLMİNE İKİ KİŞİLİK BİLET

Yapı Kredi’nin seyahat kartları adios ile adios Premium, kazandırmaya devam ediyor. adios ve adios Premium sahipleri, 13-20 Eylül tarihleri arasında, kartlarını en az bir kez kullanarak “Ye Dua Et Sev” (Eat Pray Love) filminin ön gösterimine iki kişilik bilet kazanma fırsatına sahip oluyor.
Ön gösterime katılacak tüm adios ve adios Premium sahiplerine Pop Corn menü ikram edilecek Kampanya ile ilgili detaylı bilgiye www.adioscard.com adresinden de ulaşılabiliyor.
1 Ekim’de vizyona girecek olan “Ye Dua Et Sev” filminde Liz Gilbert (Julia Roberts) bir yandan kendi gerçek iç dünyasını yeniden keşfedip, onunla tekrar bağ kurarken, bir yandan da dünyayı meraklı gözlerle gezmeyi arzu eden modern bir kadındır. Boşanmasının ardından bir yol ayrımına gelen Gilbert, işinden bir yıllığına izin alarak, karakterine hiç uymayan bir şekilde güvenli limanından çıkarak, hayatını değiştirmek için her şeyi riske atar. İlham verici gerçek bir hikayeye dayanan “Ye Dua Et Sev” insanın kendini serbest bırakıp dünyayı görmesinin birden fazla yolu olduğunu kanıtlıyor. Filmin başrollerini Julia Roberts, James Franco, Richard Jenkins, Viola Davis, Billy Crudup ve Javier Bardem paylaşıyor

KRİZDE TAKIP TAKIŞTIRMAYI KESİNCE ALTIN İTHALATI SON İKİ YILDA YÜZDE 84 DÜŞTÜ

Krizde altının yatırım aracı olarak yıldızı parlarken, mücevherat talebi hız kesti. Gerek altın fiyatlarındaki artış gerekse kriz döneminde bütün dünyada altınına mücevher olarak ilginin azalması altın ithalatının da gerilemesine yol açtı. Birkaç yıl öncesine kadar dünyada üretilen altının yüzde 80'i mücevher üretiminde kullanılırken, bu oranın 2008 yılında yüzde 65'e, 2009 yılında ise yüzde 45'lere gerilediğini belirten İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili Osman Saraç, "Türkiye dünyada İtalya'dan sonra 2. büyük mücevher ihracatçısı konumunda. Ancak krizle birlikte altın mücevher ihracatında da büyük düşüşler yaşandı. Bu da son iki yılda altın ithalatının 166 tondan 27 tona gerilemesine yol açtı" dedi.
AKŞAM'a yaptığı açıklamada, küresel krizin altın piyasasına olan etkilerini değerlendiren Osman Saraç, altına olan bireysel yatırımcı talebinin artmasına rağmen mücevher ihracatındaki azalma ve mücevher talebindeki düşüş nedeniylee Altın Borsası vasıtasıyla yapılan ithalat ve işlem hacminde azalma meydana geldiğini söyledi.

SON İKİ YILDA YÜZDE 84 GERİLEDİ

2009 ağustos ayında 178.3 kg olan altın işlem hacminin 2010 yılının aynı döneminde 76.9 kiloya gerilediğini ifade eden Saraç, "Türkiye'ye külçe altın ithalatı İstanbul Altın Borsası kanalıyla yapılıyor. Altın ithalatında 2008 yılından başlayarak yüksek oranlarda düşüşler yaşandı. 2010 yılında ağustos itibariyle 26.3 ton ithalat gerçekleşti. Eylül itibariyla ithalat miktarı ise 27 ton. Oysa Türkiye'nin ortalama yıllık altın ithalatı 200-250 ton civarında. )Altın ithalatının azalmasındaki en önemli sebep altın talebinin azalması. Altına olan talebin azalması ise fiyata çok duyarlı bir piyasa olan Türkiye ve Ortadoğu piyasalarında fiyatın yükselmesi sonucu ortaya çıktı. Diğer yandan ekonomik krizin ortaya çıkması, insanların işlerini kaybetmeleri de altın ve mücevhere olan talebi azaltmış ve elinde altın bulunduran halkın ellerindeki altını satmalarıyla altın arzının artması sonucunu doğurdu."

200 MİLYAR DOLAR YASTIK ALTI

Yastık altı altın stokunun 5 bin ton civarında olduğunu tahmin eden İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili Osman Saraç, "Dünyada yer üstü altın stokunun 163 bin ton olduğunu varsayarsak, Türkiye'de bulunan yastık altı altın stoku, toplam dünya stokunun yüzde 3'lük bölümüne denk geliyor. Bu miktarın parasal karşılığı bugünkü altın fiyatlarıyla 192 milyar dolar. Türk halkının elinde stoklandığı varsayılan 5 bin ton altın miktarını nüfusa oranladığımızda kişi başı yaklaşık 70 gr gibi oldukça makul bir miktar ortaya çıkıyor" dedi.

Altın mevduatı
ön plana çıktı

Saraç, altına dayalı finansal ürünlerin yaygınlaşması konusunda ise şunları söyledi: "Mücevher talebinde düşüş yaşanırken daha likit araçlar olarak altın yatırım fonları, bankalardan ve kuyumculardan alınabilen gram altın işlemleri ve altın mevduatlarına yönelim arttı. Özellikle küçük yatırımcıların fiziksel talebini karşılamak için gram altın işlemleri ortaya çıkarken, kaydi altın alım satım işlemlerinde internet üzerinden de işlem yapmaya olanak veren altın fonları ve altın mevduatı ön plana çıktı."

Bireysel yatırımcılar da
borsada altın satacak

İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili Osman Saraç
, borsa elektronik sisteminde yapılan düzenlemelerle önümüzdeki dönemde bireysel yatırımcıların borsa üyeleri aracılığıyla altın alım satımı yapmalarının mümkün olacağını söyledi. Saraç, "1 kg altının 62 bin lira civarına yükselmesi sebebiyle bireysel müşterilerin düşük tutarlı taleplerini karşılamak amacıyla bireysel müşterilere yönelik yapılacak düzenlemeyle işlemlerinin 1 gr ve katları olarak gerçekleşmesine olanak verilecek. Diğer yandan bireysel müşterilerin hesaplarında bulunan altınların müşteri adına saklama ile Borsa kasasında saklanması mümkün olacak" dedi.

Ayfer ARSLAN

8 Eylül 2010 Çarşamba

IMF'DEN MALİ KURAL UYARISI

Uluslararası Para Fonu (IMF), Mali Kural Yasa Tasarısı'nın daha fazla gecikmeksizin kabul edilmesi konusunda uyarıda bulundu. IMF'nin Türkiye ile yapılan 4'üncü madde görüşmelerine ilişkin yayınlanan raporda, "'IMF, mali kuralın Orta Vadeli Program (OVP) dan daha önemli olduğunu ve Mali Kural Yasa Tasarısı'nın daha fazla gecikmeksizin geçmesi gerektiğini düşünüyor. Mali Kural'ın hızla kabul edilmemesi durumunda seçim dönemi öncesinde fırsat penceresi kapanabilir'' görüşüne yer verildi. Raporda, Mali Kural'ın şeffaflık ve kamu maliyesi yönetimi için gerekli iyileşmeleri sağlayabileceğine dikkat çekilerek, ''Mali Kural'ın gecikmesi hükümetin mali disiplin üzerindeki güvenilirliğinin zayıflaması riskine yol
açıyor'' denildi.

CLUPFİNANS DOCTORS ÜYESİNE HAVAALANINDA ÖZEL HOSTES, RİXOS OTELLERİNDE 2 GÜN 1 GECE TATİL

Finansbank’ın doktorlara yönelik hayata geçirdiği ‘ClubFinans Doctors Programı’na üye olanlar, Rixos otellerinde bir misafirleriyle birlikte, 2 gün 1 gece çok özel bir tatil yapma şansına sahip olacak.
Seyahatlarinde istedikleri herhangi bir havayolundan uçak bileti alırken ParaPuan’larını kat kat değerli kullanan doktorlar, yurtdışı seyahatlerinde yapacakları tüm harcamalarda 3 taksit imkanınndan yararlanacak. Ayrıca havaalanında kişiye özel hostes tarafından karşılanarak özel terminal girişinden geçiş, Duty Free’de öncelikli ödeme kasasından yararlanma, “primeclass” Lounge ve terminal içi özel araçlarla uçuş kapısına kadar uğurlamayı içeren çok özel hizmetler de ClubFinans Doctors üyelerine yine ücretsiz olarak sunuluyor.
Ayrıca özel şoförlü araçlar ClubFinans Doctors üyelerinin havaalanına transferlerini gerçekleştiriyor ve şehir içinde de herhangi bir noktadan alınıp diledikleri adrese ulaşmaları sağlanıyor. Finansbank’ta ortalama 75 bin TL ve üzerinde birikime sahip olarak bu fırsatlardan yararlanabiliyor.

FİNANSBANK'IN HİSSE ARZI 2011 BİRİNCİ ÇEYREKTE TAMAM

Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, ana hissedarları National Bank of Greece'in hisse satışıyla ilgili şu açıklamayı yaptı: "Hisse satışı gerekli izinlerin alınmasını takiben piyasa koşullarına göre gerçekleştirilecek olup, yurtiçi ve yurtdışı yatırımcılara arz edilecektir. Bu arz sonucunda elde edilen gelirin bir kısmı, Finansbank'ın sermaye artırımı için kullanılacak ve Bankamızın önümüzdeki dönemde büyümesini destekleyecektir. Hisse arzının en geç 2011 yılının birinci çeyreği sonuna kadar tamamlanması hedeflenmektedir.
Artan rekabet unsurları içinde borsada işlem gören hisse senetlerimizin derinlik kazanması Bankamızı güçlendirecek. Bankamızın büyümesi için sermaye piyasalarından aldığımız bu gücün, rekabet içinde bulunduğumuz noktadan çok daha üst noktalara gelmemize olanak sağlayacağına inanıyorum."

OKUL ALIŞVERİŞİNİ ŞİMDİ YAP, 4 AY SONRA TAKSİTLE ÖDE

Şekerbank, Eylül ayında okulların açılmasıyla birlikte harcamaları artan bireysel müşterilerine özel, okul dönemindeki tüm ihtiyaçlar için “Okullar Açılıyor İhtiyaç Kredisi Kampanyası” düzenliyor. Banka, dört ay taksit ertelemeli kampanya kapsamında; 5.000 TL, 10.000 TL ve 25.000 TL olmak üzere üç ayrı tutarda kredi seçeneği sunuyor. 30 Eylül 2010 tarihine kadar devam edecek olan kampanyadan, isteyen tüm bireysel müşteriler, kefilsiz olarak yararlanabilecek.
Şekerbank, kampanya süresince; 5.000 TL’ye kadar olan ihtiyaç kredisi başvurularında; 3-24 ay için % 0.82, 25-60 ay vade için de % 0.99 oranında faiz uyguluyor. 10.000 TL kredi taleplerinde; 3-12 ay vadeye %0,84, 13-24 ay vadeye %0,89 ve 25-60 ay vadeye %0,99 faiz geçerli. 25.000 TL tutarındaki kredi taleplerinin vade ve faizleri ise şöyle: 3-12 ay vade için % 0,89, 13-24 ay vade için %0,99, 25-60 ay vade için % 1,07.

ING BANK, 10 YIL VADELİ MORTGAGE FAİZİNİ %0.84'E DÜŞÜRDÜ

ING Bank, en düşük konut faizi oranı 10 yıl vadede yüzde 0.84’e düşürdü. 7 Eylül 2010 tarihinde başlayan kampanya kapsamında Mortgage Plus, ING Her Keseye Mortgage ve Masrafsız Mortgage başta olmak üzere tüm ürünlerinde gerçekleştirdiği faiz indirimi ile tüketicileri ev sahibi yapmaya hazırlanıyor. ING Bank Mortgage faiz indirim kampanyası kapsamında “Mortgage Plus” ürününü 5 yıl vadede yüzde 0.82 faiz oranı ve 10 yıl vadede yüzde 0.84 faiz oranı ile 2011’de ödemeye başlama imkânı ve sadece bin TL masrafla sunuyor. Kampanya kapsamında, dosya masrafı, ipotek tesis bedeli ve ekspertiz ücreti ödemek istemeyen tüketiciler için ise “Masrafsız Mortgage” ürünü 5 yıldan 10 yıla kadar yüzde 0.95 faiz oranı ile sunuluyor.
ING Bank Mortgage ürünlerindeki faiz indirim kampanyası ile ilgili detaylı bilgiye tüm ING Bank şubelerinden, www.ingbank.com.tr adresinden veya 444 0 600 no’lu telefondan ulaşılabilirsiniz.

İSTANBUL IFS İLE DAVOS'A RAKİP OLACAK

İstanbul Finans Zirvesi, 28 Eylül ile 30 Eylül tarihleri arasında arasında İstanbul'da yapılacak. Açılış konuşmasını Başbakan Erdoğan'ın yapacağı zirvede, kriz sonrasında uluslararası finansal ve ekonomik gelişmeler tartışılacak
Küresel finans dünyasının kalbi eylül ayında İstanbul'da atacak. İstanbul Finans Zirvesi 2010 (Istanbul Finance Summit-IFS) 28-30 Eylül tarihleri arasında Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsu'nda yapılacak. Yerli ve yabancı çok sayıda tanınmış ismin konuşmacı olarak katılacağı zirve, PGGlobal ve Yedi24 Şirketler Grubu tarafından organize ediliyor. İstanbul Finans Zirvesi (IFS) Danışma Kurulu Başkanı Doç.Dr. Murat Yülek, zirvenin İstanbul'un tanıtımına ve İstanbul'un finans merkezi olmasına önemli katkı sağlayacağını söyledi. İstanbul Ticaret Odası'nda (İTO) dün düzenlenen basın toplantısında, IFS Danışma Kurulu Başkanı Doç.Dr. Murat Yülek ile İTO Başkan Yardımcısı Dursun Topçu zirvenin detayları hakkında bilgi verdi.

300 KİŞİNİN KATILIMI BEKLENİYOR
IFS ile İstanbul'un dünya ekonomisine yön verecek zirveye ev sahipliği yapacağını anlatan Yülek, 'IFS'in çıkış noktası; finans sektöründeki çalkantıların ve düzenleme çabalarının hiç bitmeyecek olması ve insanların bunları konuşmak üzere hep bir araya gelmesi gerektiği düşüncesidir. Doğu Asya'dan Kuzey Amerika'ya kadar finans dünyasının önde gelen isimleri zirvede öngörülerini paylaşacak. Yaklaşık 300 kişinin katılması bekleniyor' diye konuştu.

Zirve 3 gün sürecek
3 GÜN sürecek zirvenin ilk gününde kriz sonrasında küresel finans sektöründe düzenleme ve reform ihtiyaçları ele alınacak. Meksika, Polonya, Brezilya ve Hindistan Merkez Bankası başkanlarının katılımıyla kriz sonrası merkez bankacılığının masaya yatırılacağı zirvede, ayrıca sermaye piyasaları ve türev araçları, İslami finans, bireysel yatırımcılar ve varlık yönetimi, ihracat kredi sigortası, doğrudan yatırımlar ve özel sermaye yatırımları konuları da irdelenecek.

Açılışı Başbakan Erdoğan yapacak
AÇILIŞ konuşmasını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yapması beklenen zirvenin konuşmacıları arasında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Kurulu Başkanı Prof.Dr. Vedat Akgiray, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk gibi hükümet, bürokrasi ve iş dünyasından önemli isimler katılacak.