31 Ağustos 2009 Pazartesi

FAİZİ BEĞENMEYEN YERLİ YATIRIMCI, BORSAYA GELİYOR

Faiz oranlarının tek haneye gerilemesiyle mevduat cazibesini kaybedince yerli yatırımcıların borsaya ilgisi arttı. 2000 yılından bu yana ilk defa İMKB'de yerli yatırımcı sayısının arttığına dikkat çeken A Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, borsada yükseliş trendinin devam edeceğini öngördü. Ancak bu noktada temkinli olunması gerektiğini belirten Salar, "Bu seviyeden yapılacak yatırımlar riskli olabilir. Kar realizasyonunu beklemek lazım. Son çeyrekte borsada daha düşük seviyelerden daha uygun fiyatlardan alım yapılabilir" dedi.Türkiye'de tasarruf sahiplerinin bugüne kadar yüksek faz-yüksek getiri alışkanlığına sahip olduğunu hatırlatan Murat Salar, AKŞAM'a yaptığı açıklamada, şimdi artık bu dengenin bozulduğuna işaret etti. Yerli yatırımcıların yüksek getiri elde etmek için yeni arayışlara yöneldiğini belirten Salar, günlük işlem hacminde yerli yatırımcıların ağırlığının yükseldiğini vurguladı. Toplam işlem hacminin dörtte üçünün yerli yatırımcılar tarafından gerçekleştirildiğine değinen Salar, yabancı yatırımcıların toplam hacim içerisindeki payının ise yaklaşık yüzde 25 olduğunu dile getirdi.
OLUMLU TREND SÜRECEK
A Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, borsada yaşanan yükselişin arkasındaki en temel gerekçenin faiz oranlarındaki gerileme olduğu görüşünde. Endeks üzerinde mali sektörün de çok büyük etkisi olduğunu belirten Salar, "Faiz düşüşü banka hisselerini olumlu etkiledi. Bu etki banka hisse fiyatlarını yukarı çekti. Bu da diğer hisse senetlerine yansıdı. Olumlu trende devam edecek. Datalar bu kadar yükselişi teyit etmiyor. Ama netice itibariyle algılama değişti. Algılama değişince veriler o denli iyi olmasa bile yükseliş devam ediyor. Rallinin kalıcı bir şeklilde tersine dönmesi için faiz oranlarında dünyada ve Türkiye'de değişimin işaretlerini almamız gerekiyor" diye konuştu.
KREDİ HACİMLERİ ARTACAK

Salar'a göre, ilk 6 aylık bilançolarda bankalar faiz düşüşünden önemli karlar elde etti. Mevduat faizleri ile kredi faiz oranları arasındaki fark çok açılmıştı. Önümüzdeki dönemde kredilerin geniş marjlarla satılması imkansız. Salar, "Bankaların aynı şekilde karlılıklarını devam ettirebilmeleri için kredi hacimlerini artırmaya ihtiyaçları var. O da daha fazla risk almayı gerektirecek. Portföyünü iyi yöneten, kredisini büyüten aynı zamanda karlılık oranlarını da büyütecektir" dedi.
A Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, döviz ve faizin seyrine ilişkin şu öngörülerde bulundu:

*DÖVİZ: Dolar, 1.45-1.55 bandı arasında gidip gelecek. Dolar-TL kuru, 1.45 lere yaklaştıkça yerli kurumsal yatırımcılardan, şirketlerden talep geliyor. 1.55'lere yaklaştıkça yerli bireysel yatırımcalırdan satış geldiğini gözlemliyoruz. Bu bandın dışına çıkmaz. Uzunca bir süredir IMF anlaşması gündemde. Bunlar dövizin üzerinde etkili olabilecek gelişmeler. IMF ile olası kredi içeren anlaşma bir miktar daha rahatlabilir. Global algılamada bir değişim yaşanırsa, TL değer kaybedebilir. Şu an kısa vadede bir işaret yok.
*FAİZ: Faizlerde çok iyimser olunduğu kanaatindeyim. Geldiğimiz seviyelerin açıkçası uzun vadede kalıcı olacağını çok zannetmiyorum. Faizlerde belirli miktarda zaman içerisinde yükseliş olacağını düşünüyorum. 2009 bu şekilde gider. 2010 başından itibaren faizlerde bir miktar artış beklemek gerekebilir.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

TÜRK BANKALARININ DEĞERİ SEKİZ AYDA İKİYE KATLANDI

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda halka açık bankaların piyasa değeri ilk 8 ayda neredeyse ikiye katlandı. Küresel krizde olumsuz algılamanın değişmesiyle mart ayında başlayan yükseliş dalgası ve faiz oranlarındaki düşüşle mali sektörde artan karlılıklar banka hisselerini yukarı taşıdı. İMKB'de işlem gören 17 bankanın piyasa değeri 31 Aralık 2008 tarihinde 68 milyar 747 milyon lirayken, 28 Ağustos cuma günü 130 milyar 57 milyon liraya yükseldi.
ŞEKERBANK BAŞI ÇEKTİ

Şekerbank yüzde 194'lük artışla yılbaşına göre piyasa değerini üçe katlarken, Vakıfbank yüzde 184 ile ikinci, Bank Asya yüzde 145 ile üçüncü sırada yer aldı. Fortis-TEB birleşmesine ilişkin beklentiler ve piyasalardaki düzelme her iki bankanın hisselerini olumlu etkiledi. Fortis'in piyasa değeri ilk 8 ayda yüzde 145, TEB'in yüzde 130 oranında artış gösterdi.
2007'NİN HALA ALTINDAYIZ

Bu yıl mart ayında yaşanan yükseliş dalgasına rağmen bankacılık hisselerinin toplam piyasa değeri hala 2007 yılının gerisinde. Geçen yıl küresel kriz nedeniyle şok düşüşler yaşayan Türk bankalarının ilk yarıda yaklaşık 70 milyar lirası buharlaşmıştı. 2007 yılı sonunda Türk bankalarının piyasa değeri 133 milyar 987 milyon liraydı.
İMKB'NİN YÜZDE 41'İ MALİ SEKTÖRDE

İMKB'de halka açık 314 şirket arasında Türk bankacılık sektörü önemli bir ağırlığa sahip. Halka açık şirketlerin toplam piyasa değeri yılbaşından bugüne kadar yüzde 74 oranında artarak 316 milyar lirayı aşarken, bankacılık hisseleri 130 milyar lira ile borsanın yüzde 41'ini elinde.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

KONUT ALMAK İSTEYEN FAZLA ZAMAN KAYBETMESİN

Merkez Bankası'nın politika faiz oranlarının yıl sonunda yüzde 6-6.5'lu seviyelere gerileyeceğini öngören Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, konut kredileri faizlerinin de bir miktar daha aşağı gitme potansiyeli olduğunu düşünüyor. Ancak konut edinmek isteyen bireyleri 'tuzağa düşmemeleri' konusunda da uyaran Kuru, "Şu an faizlerde cesur yerlere geldik. Bireyler çok fazla ihtiyaçlarını ertelememeli. Çünkü faizler bir miktar daha düşse bile konut fiyatları artarsa daha fazla kredi almak zorunda kalabilirsiniz.Bunu bir matematik olarak bireylerin akıllarında tutmalarını öneriyorum" dedi.
AKŞAM'a yaptığı açıklamada, konut kredilerindeki yarışı değerlendiren ve Halkbank'ın hedeflerini anlatan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, bireysel kredi faizlerinin gerilemesinde Merkez Bankası'nın izlediği gevşek para politikasının etkili olduğunu savundu. Kuru'ya göre, ayrıca tüketici güvenindeki artış eğilimi, yurt dışı uzun vadeli ve uygun maliyetli TL piyasasının derinleşmeye başlaması da faiz yarışını hızlandıran diğer faktörler arasında yer alıyor.
FAİZLER YÜZDE 6.5'A İNECEK

Merkez Bankası'nın gevşek para politikasına bir süre daha devam etmesini beklediklerini dile getiren Kuru, yıl sonunda politika faiz oranlarının yüzde 6-6.5'lara gerileme olasılığını yüksek görüyor. Kuru, son iki haftadır konut kredilerinde yoğunlaşan faiz yarışına neden geç katıldıklarını ise şöyle yorumladı: "Aslında bugüne kadar faiz indirimlerinde hep öncü olduk. Yakın geçmişte önemli faiz indirimleri yapmıştık ve piyasa bizi takip etmişti. Bu kez beklemeyi tercih ettik. Yarış konut kredilerinde daha belirgin; iş planları iyi yapılmış rasyonel olmayan bir yarışın olmaması durumunda sektör bundan olumlu etkilenecektir. Çünkü konut finansmanında alacağımız çok yol var."
BİR YILLIK KONUT KREDİSİ OLMAZ

Konut kredilerinde kısa vadeli oranlarla ilgili fiyatlamayı çok anlamlı bulmayan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, "Bir veya iki yıllık konut kredisi olmaz. O işin vitrin tarafı" dedi. Konut edinmek isteyenler açısından 60 ay ile 120 ay vadelerde oranların hangi seviyelere geldiğinin önemli olduğunu vurgulayan Kuru, şöyle devam etti: "60 ay ile 120 ayda oranlar yüzde 1 ile 1.10 arasında konumlandı. Bu oranların altına iner mi? Bir miktar daha yolu olduğunu düşünüyorum. Başka bankaları cesaretlendiren husus da yurtdışından uzun vadeli kriz dönemine göreceli bir şekilde ucuz kaynak yaratma imkanı arttı. Kriz döneminde yurtdışından kaynak bulma kanalları kapanmıştı. Yavaş yavaş açılmaya başladı."
Mortgage hacmi 42 Milyar lirayı bulur
Konut kredisi faizlerindeki düşüşün kredi taleplerini de etkileyeceğini belirten Bilgehan Kuru, "Bu seviyelere 2005-2006 yıllarında gelmiştik. Aynı şekilde talep oluşur mu? Tartışmalı bir konu. Aynı makro ekonomik çerçevede değiliz. Bütün dünyayı sarsan bir krizin ardından bu noktalara geldik. Ama mutlaka ötelenmiş talebi harekete geçirir" dedi. Kuru, şu anda sektör genelinde 39 milyar lira olan konut kredileri hacminin yıl sonunda 41-42 milyar lira seviyesine ulaşmasının beklendiğini dile getirdi.
Bireysel kredilerdepazar payı %5.20
Halkbank olarak bireysel kredilerdeki sektör paylarını sürekli artırdıklarına işaret eden Kuru, "Toplam bireysel kredilerde pazar payımız yüzde 5.20'lar civarında. Biz hemen hemen her yıl yüzde 1'e yakın piyasadan pay alıyoruz. Bu yıl da bu kural bozulmayacak" dedi.Kutu:
Takip oranları %2,endişeye gerek yok
Konut kredisi kullanan tüketicilerin diğer ürünlere göre borcuna sadık olduğuna işaret eden Kuru, ev sahibi olmanın Türk insanının hayatındaki önemli kavşaklardan bir tanesi olduğunu vurgulayarak şunları söyledi: "Konut kredilerinin toplam GSMH içindeki payı yüzde 4 dolayında iken Avrupa'da yüzde 50'lerin üzerinde seyrediyor. Daha alınacak çok yolumuz var. Takip oranları yüzde 2'ler civarında. Bir parça artsa da çok endişe verici bir boyutta değil. Doğal olarak herkes krizden darbe aldı. Böyle dönemlerde ödeme aksaklıklarının onun takibe düşmesi çok şaşılası konular değil"
60 ay vadelide faiz oranı 0.99
Halkbank, piyasalardaki olumlu gelişmeleri değerlendirerek bireysel kredilerde 27 Ağustos Perşembe günü faiz indirimine gittiğini açıklamıştı.Halkbank, konut kredisi aylık faiz oranını, 36 ay vadede yüzde 1,20'den yüzde 0,95'e; 37-60 ay arası vadede yüzde 1,25'den yüzde 0,99'a çekti. Banka, 61-120 ay arası vadede ise oranları yüzde 1,29'dan yüzde 1,07'ye düşürdü.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

30 Ağustos 2009 Pazar

BANKALAR, ARTIK 'POS'TAN MÜŞTERİYE SESLENECEK

Ödeme noktası olarak bilinen POS (Point of Sale)'lar artık reklam mecrası oldu. Bankalara ve üye işyerlerine reklam-tanıtım yapma imkanı sunan yeni nesil POS cihazları, artık sadece görüntülü değil, sesli de olacak. Hem görüntülü, hem sesli POS cihazını geliştiren Fransız Ingenico Türkiye Genel Müdürü Alpay Sidal, "MP3 ses kutusu sayesinde, kasadaki POS'tan reklam müziği de yükselecek. Ödeme sırasında POS müşteriyi tanıyacak, örneğin doğum gününü sesli olarak kutlayıp, hemen alışverişte kullanabileceği puan hediye edecek" dedi. Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) verilerine göre, Türkiye'de yaklaşık 1.7 milyon adet POS cihazı bulunuyor. Pazarda yüzde 54 paya sahip olduklarını belirten Alpay Sidal, Ingenico olarak yeni teknolojiyi Türkiye'de geliştirdiklerini ve bunu diğer ülkelere de yaygınlaşlaştıracaklarını açıkladı.
KASADA İNDİRİM ÇEKİ

POS terminallerinin günümüzde tüketiciye doğrudan ulaşmakta önemli bir mecra haline geldiğini anlatan Sidal, yeni cihazların perakende sektörüne ve tüketicilere sağlayacağı yararları şöyle aktardı:"Yeni nesil POS cihazları, hızları, hafıza kapasiteleri, grafik ekranları, video oynatabilme gibi özellikleri bankalara, üye işyerlerine ve diğer reklam verenlere reklam ve tanıtım yapma imkanı sunuyor. Alışverişini tamamlayıp kasaya gelen müşteri, satın aldığı ürünler kasadan geçerken, POS terminali üzerinde dönen reklam filmlerini izleyebiliyor. Bunun yanında kişiye özel kampanyalar oluşturularak, anında indirim, hediye çeki gibi promosyonlarla müşterinin tekrar alışverişe dönmesi sağlanabiliyor. Artık müşteri, kasada ödeme sırası beklerken, POS’ta izlediği reklamdan anında puan kazanıp bunu alışverişte kullanabilecek."
İLK GARANTİ KULLANDI

Sidal, yeni sistem POS'lar ile müşteriye sürprizler yapılabileceğine de işaret ederek şu örneği verdi: "Ödeme sırasında POS müşteriyi tanıyacak, örneğin doğum gününü sesli olarak kutlayıp, hemen alışverişte kullanabileceği puan hediye etmesi gibi sürprizlerle de karşılaşacak. Bu uygulamadan, bankaların yanı sıra, farklı markalar ve üye işyerleri de yararlanacak. Renkli ekranları ve reklam uygulamaları nedeniyle diğer POS’lara göre daha geniş ekranlı olan yeni POS’lar, sadakat kartı olan zincir mağazaların çapraz satış kampanyaları için de avantaj yaratacak. Benzer bir sistem ilk kez, Garanti Bankası tarafından, Rock’n Coke’taki temassız kartla ödeme uygulamasında kullanıldı. Şu anda bankalarla görüşmeler devam ediyor. Pilot mağazalarda uygulamalar yapılıyor."

Türkiye, Ingenico'nun yazılım merkezi olacak
Merkezi Fransa’da bulunan Ingenico, ödeme sistemlerinde dünyada 15 milyon adet terminale sahip. 21 ülkede, 2 bin 500 çalışan ile faaliyet gösteriyor. 728 milyon euro’luk cirosu ve yüzde 41,4 lük pazar payı ile elektronik ödeme sistemlerinde dünya lideri. 10 ülkenin bağlı olduğu Türkiye merkezi ise Ingenico’nun global satışlarının yüzde 10’unu gerçekleştiriyor. Sidal, "Ingenico Türkiye'nin, Fransa tarafından 'Yazılım Merkezi' olarak konumlandırılması da gündemde. Bu konuda görüşmeler sürdürülüyor" dedi.

28 Ağustos 2009 Cuma

FAİZ İNDİRİMLERİ EKONOMİYİ CANLANDIRACAK

Konut kredisi faizlerindeki indirim yarışı doludizgin devam ediyor. Önce bir yıl vadede başlayan rekabet geçen hafta sonu Akbank'ın beş yıl vadede oranları 0.99'a çekmesiyle uzun vadeye taşındı. Faiz yarışında başı çekmelerini, 'Lidere yakışanı yaptık' şeklinde özetleyen Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, "Bizim arkamızda çok güçlü bir sermayedar grubu var. Ekonomiye destek vermek için buradayız. Faizi yüzde 1'in altına taşıyarak burada da liderliğimizi gösterdik" değerlendirmesinde bulundu.

ELİMİZDE ÇOK SİLAH VAR
Akbank olarak 2001 krizinin bitişinde de konut, taşıt, ihtiyaç kredilerinde liderlik yaptıklarını hatırlatan Tözge, "Yüksek özsermaye yeterliliğimiz, tabana yaygın mevduatımız ve ismimiz var. Profesyonel olarak bu bankada çalıştığımız için şanslıyız. Bizim elimizde çok silah var. Akbank, çok güçlü bir banka. İkincisi; krizde bütün bankacılık sektörü rüştünü ispatladı. Hepimiz iyi bir sınav verdik. İkincisi mayıs ayından beri hem dünyada hem Türkiye'de alınan önlemler artık krizin son taraflarına geldiği konusunda ortak bir fikir çıktı" dedi.

İNDİRİM, PİYASAYA YANSIYACAK
Bir yıl vadeli krediyi, konut kredisinden saymayan, 5 yıl vadede faizleri yüzde 1'in altına çekerek, 'Biz zoru yaptık' diyen Galip Tözge, bu indirimlerin ekonomiye de önemli katkılar sağlayacağını şöyle ifade etti: "Konut kredisi çok kritik bir sektör. Yurtiçi hasılanın yüzde 30'una direkt ve indirekt etki ediyor. Bir konut alıyorsunuz; beyaz eşyadan kahverengi eşyaya, elektronikten mobilyaya, tencereden tabağa kadar çok geniş bir tabanı etkiliyor."

Mortgage, müşteri yapışkanlığı sağlıyor
Tözge, faiz yarışının banka bilançolarını aktif büyümesi ve karlılık anlamında olumlu etkileyeceğini, ancak asıl kazanımın çarpraz ürünlerle müşteri portföyünün büyütülmesi olduğunu ifade etti. Konut kredisinin uzun soluklu bir ürün olduğunu belirten Tözge, şöyle devam etti: "En önemli şey yapışkanlık. Yani, müşterinin uzun süre bankada tutunmasını kastediyorum. 120 ay taksit ödüyorsunuz. Konut kredisini alırken yaptırılan bazı zorunlu sigortalar var. Sonra kredi kartı veya diğer ürünleri pazarlama imkanı oluyor. İşin bir de duygusal tarafı var. Yeni kredilerle hem pazar payı alıyorsunuz, hem de gönül payı alıyorsunuz. Bankanın sunduğu hizmet ve ürünle yuva kuruyorsunuz. O da bizim için önemli bir şey."

Kredi talebi iki haftada yüzde 20-30 canlandı
Faizlerde indirim furyasıyla son iki haftada kredi talebinde çok ciddi bir artış gözlendiğini ifade eden Galip Tözge, "Düşen faiz ortamında çok fazla yatırım aracı alternatifi kalmadı. Türkiye'de birincisi ihtiyacı olduğu için konut alan bir müşteri kitlesi var. Bir de yatırım için ikinci, üçüncü konutunu alan var. Mevduat faizleri yüzde 10'larda. Bono düşmüş onun altına. Sabit kıymette daha konservatif müşteri için açıkçası çok fazla yatırım aracı da kalmadı. Bizim liderliğimizde başlayan faiz düşüşünün yedi sekiz aydır uykuda olan talebi uyandıracağına inanıyorum. Son iki haftada taleplerde yüzde 20 ile 30 arasında ciddi artış var" diye konuştu.

Yüksek faizden alan düşük faizden yeniliyor
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, eski kredisini kapatıp yeni oranlardan kredisini yenileyen olup olmadığı konusunda, az da olsa kredilerini yenilendirenlerin olduğunu belirtti. Tözge, ancak burada işin matematiğin önemli olduğuna dikkat çekerek şu uyarılarda bulundu: "Yüksek faiz ortamında özellikle kasım ve aralık aylarında ne bizde ne piyasada çok fazla konut kredisi kullandırımı olmadı. Dolayısıyla çok fazla kredisini yapılandırmak isteyen müşteri olacağını zannetmiyorum. Öncelikle yapılandırmak isteyenlerin vadeye kalan taksit sayısı, meblağ, erken ödeme komisyonuna dikkat etmesi lazım. "

Faiz yarışı, ticariye hemen yansımaz
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, bireysel kredilerde yoğunlaşan faiz yarışının ticari kredilere bir iki dönem daha gecikmeli yansıyacağını öngördü. Tözge, "Şu an bizim KOBİ kredilerimiz de açık. Faiz oranlarımız da rekabetçi. Ama şu anda reel piyasada krizin etkisi tamamen geçmiş değil. Üretici açısından baktığınızda yeni kapasite artırmadan önce boş kapasiteyi doldurmanız lazım. İşin ticari taraftaki kredi talebinin bir iki dönem gecikmeli geleceğini tahmin ediyorum" dedi.

27 Ağustos 2009 Perşembe

HALKBANK DA KONUTTA FAİZ YARIŞINA KATILDI

Halkbank, konut kredisi aylık faiz oranını, 36 ay vadede yüzde 1,20'den yüzde 0,95'e; 37-60 ay arası vadede yüzde 1,25'den yüzde 0,99'a indirdi. Banka, 61-120 ay arası vadeli konut kredilerinde ise faiz oranlarını yüzde 1,29'dan yüzde 1,07'ye düşürdü. Halkbank'ın kamu çalışanları ile maaşlarını Halkbank aracılığıyla alanlara özel Bordro 24 Transfer Konut Kredisi ürününün aylık faiz oranı ise 144 ay vade için yüzde 1,34'den yüzde 1,08'e düştü. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, "Özellikle ilk kez konut sahibi olacak bireylere konut edinme planlarını daha fazla ertelememelerini öneriyoruz. Zira gecikildiğinde, artan talep ile birlikte yükselmesi muhtemel konut fiyatları nedeniyle faiz düşüşü ile elde edilen avantaj, kaybedilebilir" dedi.

KRİZDEN ÇIKIŞIN ANAHTARI KİMDE?

Her işte olduğu gibi yine küresel krizden çıkışta da kolaycı çözümler peşindeyiz. Neymiş efendim, iç talebi hareketlendirerek ekonomi canlanacakmış. TOBB'un öncülüğünde geçtiğimiz aylarda gerçekleştirilen 'Kriz varsa çare de var' kampanyasından sonra dün de Türkiye Reklam Konseyi'nin öncülüğünde "Ekonomik Canlılık Kampanyası" adıyla yeni bir kampanya başladı. 15 Eylül 2009 tarihine kadar devam edecek kampanya ile tüketicilere, "Alın verin ekonomiye can verin" mesajı veriliyor. Bu mesaj, kamuyonunun yakından tanıdığı (bazı isimler hariç) Dr. Deniz Gökçe, gazeteci Meliha Okur, bankacı Akın Öngör ve Merkez Bankası eski Başkanı Yaman Törüner aracılığıyla kamuoyuna aktarılıyor.
Her iki kampanyanın da amacı aynı: İç talebi harekete geçirerek ekonomiyi canlandırmak. Tüketici daha fazla harcadıkça perakende sektöründe satışlar canlanacak. Bu da üretici cephesinde kapasite kullanım oranlarını ve sanayi üretimini hareketlendirecek. Sanayi üretimindeki artış da istihdama yansıyacak. Kısacası; önceki kampanyada olduğu gibi bu kampanyada da iç tüketimin canlanması krizden çıkışın anahtarı olarak görülüyor.
Ancak ben aynı görüşte değilim. Birincisi; çözüm yanlış yerde aranıyor. İkincisi; 'Sakız alın, çiçek alın, simit alın, ekonomiye can verin' gibi komik çağrılarla tüketiciler hemen koşa koşa bakkala, mağazalara mı saldıracak? Aman ne güzel, bir tane ekmek, simit alayım da ekonomiye katkım olsun. Ya da 'Kıyıda köşede birikmiş üçbeş kuruş param var. Hemen gidip yeni bir televizyon, buzdolabı alayım.'
Türkiye'nin kriz sürecinden çıkıp normalleşme sürecine girmesinin anahtarı tüketicide değil, üretici, sanayici, işveren, patron kısacası; reel sektörün elinde. Tüketicinin daha fazla tüketmesi veya varsa kıyıda köşede birikimleriyle ötelediği ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için öncelikle gelir güvencesi olmalı. Yarına 'işten atılma kaygısıyla' değil, güvenle bakabilmeli.
Benim şöyle bir önerim var. Bu kampanyanın ikinci versiyonu olarak tüketicileri değil, üreticileri hedefleyen bir kampanya yapılsın. Türkiye'de faaliyet gösteren her şirket büyüklüğüyle orantılı en az 5-10 kişi arasında eleman alsın. Dolayısıyla iş sahibi olan her birey de, gelir güvencesine kavuştuğu için harcamalarını daha rahat yapabilir. Bu da sonunda dönüp dolaşıp üretime artı kapasite olarak yansır.
Tabii bu noktada hükümetin de elini taşın altına koyması gerekiyor. Hem uzun zamandır açıklanması beklenen orta vadeli programla piyasalara güven vermeli, hem de vergisel teşviklerle istihdamı teşvik etmeli.

25 Ağustos 2009 Salı

KONUT KREDİSİNDE REKABET UZUN VADEYE KAYIYOR

Bankaların bireysel kredilerde başlattıkları faiz yarışına artık yetişemez olduk. Her gün en az bir iki banka 'en düşük faiz bende' şovu yapıyor. Bugün de Garanti Bankası ve Finansbank mortgage kredilerinde faiz indirimlerine devam ettiklerini açıkladı. Garanti’nin mortgage kredisinde 0-12 ay vadede uygulanan faiz oranı, yüzde 0.81’den yüzde 0.67’ye indirildi. 25-36 ay vadede uygulanan faiz oranı yüzde 1.01’den yüzde 0.87’ye; 85-120 ay vadede uygulanan faiz oranı ise yüzde 1.17’den yüzde 1.14’e düşürüldü. Mortgage'da 13-24 ay vade için faiz oranını 0.86'ya indiren Finansbank ise, en son Akbank'ın rekabeti 5 yıl vadeye taşımasının ardından 25-60 ay vadede faiz oranını 0.96'ya çekti. Akbank'da 60 ay vadede bu oran aylık yüzde 0.99, Garanti Bankası'nda yüzde 1.02 olarak uygulanıyor.

5 DAKİKADA KREDİNİ ALANA 1000 TL'LİK HEDİYE ÇEKİ

Garanti Bankası, "5 Dakikada Kredi" uygulaması kapsamında, fırsatlarla dolu bir kampanya başlatıyor. 5 dakikada kredi başvurusu yapıp fırsatlardan yararlanmak isteyenler; evlilik, ev dekorasyonu, balayı, tatil ve bebeklerle ilgili ihtiyaçları konusunda hayallerine ulaşabiliyor. Buna göre, 22 Ağustos - 20 Eylül tarihleri arasında 5 dakikada krediye başvurup, başvurusu onaylanan herkes, Koleksiyon Mobilya, YKM Turizm ve www.e-bebek.com’dan yapacakları alışverişlerde yüzde 20’ye varan indirimler kazanacak. Düşen kredi faizlerinden yararlanarak, bu dönemde, 5 dk.da krediden kredi kullanan 33 kişiye ise, 1.000'er TL değerinde hediye çeki armağan edilecek. Herkese açık krediye, garanti.com.tr, wap.garanti.com.tr, Garanti İnternet Şubesi, SMS, Paramatik (kartlı ya da kartsız) ve Garanti Çağrı Merkezi’nden, 7 gün 24 saat, T.C. kimlik numarasıyla başvurulabiliyor.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

FAİZLER DÜŞTÜ, MEVDUATTA 'ZAP' HESAP DÖNEMİ BAŞLADI

Tek haneye inen faizlerle birlikte mevduat cazibesini kaybedince bankalar, müşteri talebini canlı tutabilmek için ürünlerini çeşitlendirmeye başladı. Anadolubank da yaklaşık 1.5 ay önce 'Zap Hesap' adıyla müşterilerine TL, dolar ve euro arasında geçiş yapabilme seçeneğini sundu.. 45 gün ile 90 günlük vadeler arasında açılabilen Zap Hesap'ta vade boyunca para birimini istediğiniz kadar değiştirme hakkınız var. 45 günlük TL mevduat olarak açtığınız hesabınızı 15. günde dolara, bir gün sonra tekrar TL'ye veya euroya çevirebiliyorsunuz. Bu geçiş sırasında müşterilerinin herhangi bir faiz kaybı yaşamadığını belirten Anadolubank Perakende ve Hazineden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan, 'Bu ürüne beklediğimizin üzerinde talep geldi. Hatta Türkiye'de faaliyet gösteren 4 yabancı sermayeli banka, ürünün çıktığı ertesi gün bizi arayarak bilgi aldı ve benzer ürünü çıkarmak üzere hazırlıkları var' dedi.
90 GÜNDE 90 KERE ZAPLAYIN
Düşük faiz ortamıyla birlikte paradan para kazanmanın zorlaştığını ifade eden Atakan, mevduat müşterilerinden gelen talep üzerine bu ürünü geliştirdiklerini anlattı. Atakan, ürünün özelliklerini şöyle aktardı: 'Kriz döneminde müşterilerimiz faiz düşüşüne karşı yapacak çok fazla bir şey bulamadı. Borsa riskli bir seçenek. Vadeden önce bozmamak şartıyla para birimlerine değişim şansını verdik. Müşteri hesabını ister dolar, ister TL veya euro açıyor. 10 günde dolardan euroya dönmek istiyor. Hemen ilgili pariteden euroya dönebiliyor. 10 gün dolarda kaldı, yüzde 3 faizin 10 günlük kısmını aldı. Tekrar TL'ye geçti. 90 günde 90 kere para birimini değiştirebiliyor. Bir anlamda paranızı overnight aylık mevduat faizinden bağlamış oluyorsunuz.'
FENOMEN HALE GELDİ
Banka müşteri tarafından bu ürünün 'fenomen' haline geldiğini belirten Atakan, şöyle devam etti: 'Bu ürünü 100 bin lira civarında minimum tabanla devreye soktuk ama talep artınca tabanı 50 bin liraya çektik. Mevduatımızın yüzde 3'lük kısmı ilk 15 günde Zap mevduat haline geldi. Şu anda toplam mevduat müşterimizin yüzde 6'sı bu ürünü tercih ediyor. Ayrıca günde 20-25 adet yeni müşteri geliyor. Hedefimiz bu oranı yüzde 10-15'e çekmek.'

Fiyat uygun, eylüle kadar parası olan konut alabilir
Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan, son çeyrekte ekonominin büyüme trendine girmesi ve enflasyondaki hareketliliğe bağlı olarak faizlerde iniş trendinin duracağını öngörürken şu önerilerde bulundu: 'Bireysel kredilerde olsun veya uzun vadeli kredilerde faiz oranlarındaki düşüş eğiliminin en fazla bir ay daha sürecek. Son çeyrekte faiz düşüş trendinin yerini uzun vadeli fiyatlamalarda, faiz yükselişlerine bırakacak. Bu noktada yatırımcıya uzun vade değil, belki bir iki üç ayı geçmeyecek bir yatırım yapmalarını öneriyorum. Eylül sonuna kadar oluşacak fiyat seviyeleri, belki önümüzdeki 3-4 yıl boyunca en düşük seviyeler olacak. Temmuz ve ağustos ayları genellikle tatil ayları olduğu için konut piyasası canlı değildir. Parası olan ve çok borçlu yakalanmayanlar için konut almak için uygun zaman.'

Son çeyrek, ekonomi yüzde 4-5 büyür
Atakan, makro ekonomik göstergeler ve piyasalarla ilgili beklentilerini ise şöyle dile getirdi:
BÜYÜME: ABD, son çeyrekte kuvvetli bir artıya geçecek. Son çeyrekte yüzde 4 ile 5 büyümeyi Türkiye'de de yakalayabiliriz. Yılı ise ilk ve ikinci çeyrekten gelen küçülme dolayısıyla yüzde 4 ila 5 arasında bir küçülme ile kapatacağımızı tahmin ediyorum.
DOLAR: Doların orta vadede değer kazanacağı varsayımıyla üst bantta 1.52 seviyelerinin görülmesi olası. Alt bandın faiz artış dönemi başlayana kadar biraz daha geniş olduğunu düşünüyorum. 1.47-1.45 arası, orasının da kırılmasıyla beraber 1.40'a kadar gerileyebilir.
FAİZ: Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'ndan iki ay daha 0.25'ler civarında faiz indirimi gelebilir. Son çeyrek verileri artık MB'nin faiz indirim cesaretini azaltabilir.
BORSA: 22-27 bin aralığından 45 bin aralığına geldi. Yüzde 100'lük şişmiş piyasa var. Borsayı biraz finans şirketleri taşıdı. Finans şirketleri ikinci yarıyı, ilk altı ay kadar karlı geçirmeyecek. Faizlerdeki düşüşün verdiği çaresizlikle borsa eski ralli trendini kaybedecek ama düşmese de yatay bir döneme girecek.

TL ile başlıyor dövize dönüyor
Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan, Zap Hesap'ta klasik olarak TL ile başlandığını vurgulayarak, 'Şu anda yüzde 40'a yakını TL'de yüzde 50'ye yakını dolarda. Özellikle 1.52-1.45 bandından bayağı bir müşterimiz dolar ile TL arasında gitti geldi. Geri kalanı euroda' dedi.

Ürün canavarı banka olmaya devam
2008 yılının ilk yarısında Anadolubank'ın 34 milyon lira kar elde ettiğini hatırlatan Atakan, bu yılın aynı döneminde ise bu rakamın 73 milyon lira olarak gerçekleştiğini açıkladı. Atakan, bankanın nakdi kredilerinin yüzde 10 büyüdüğünü belirtirken, özkaynaklarının da yüzde 15 artışla 583 milyon liraya yükseldiğini söyledi.
Hedef tarım bankacılığı
Recep Atakan, Anadolubank'ın önümüzdeki dönemdeki hedeflerini ise şöyle özetledi: 'Üçüncü çeyrek sonu itibarıyla 10-12 arası şube açılışı yaparak tarım bankacılığı yapmak üzere hazırlıklarımızı yaptık. Şu anda 77 olan şube sayımızı 85 ile 90 arası bir seviyede kapatarak sene sonuna kadar ağırlıklı tarım bölgelerinde şubeleşme politikamız var. Yılın ikinci altı ayında özellikle kredi pastasında payımızı biraz daha artırabilmeyi hedefliyoruz.' Anadolubank'ın Paritem ürünü hakkında da bilgi veren Atakan, 4 bin dolar olan giriş sınırını küçük müşterilerini de çekmek amacıyla 500 dolara çektiklerini ifade etti.
Euro ve dolar birinci
Atakan, şöyle devam etti: 'Böylece Mini Paritem adında platformumuzu genişlettik. Banka güvencesinde işlem yaptıran tek platform. Casino mantığında değil, müşteriyi bilgilendirerek çalışıyoruz. Euro ve dolar işlemleri birinci sırada. İkinci sırada pound geliyor. Altın da trade edilebiliyor. Önümüzdeki sene de bireysel bankacılıkta ürün canavarı bir banka olmaya devam edeceğiz.'

Faizler neden bu kadar hızlı düştü?

Recep Atakan, geçen hafta başında konut kredilerinde yoğunlaşan faiz yarışının nedenlerini şöyle sıraladı:
1- MB'nin başlattığı faiz indirim sürecine piyasalar olumlu tepki vermeye başladı. Müşterinin faize duyarlı olduğu yerler genelde bireysel tüketim ürünleri, araba, konut veya tüketici kredileri. O yüzden faiz indirimleri burada yoğunlaşıyor.
2- Son dönemde özellikle yurtdışındaki maliyetlerin düşmesi tüm bankaların yurtdışından kendilerini hedge edip yurtiçine tüketiciye para verebilme konusunda elini rahatlattı.
3- MB'nin faiz taahhüdü ile önümüzü daha rahat görmeye başladık.
4- Kısa vadeli bono faizleri ve Merkez Bankası'nın gecelik faizleri tek haneye geriledi.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

23 Ağustos 2009 Pazar

KREDİ ALIRKEN KOMİSYON VE MASRAFLARI DA UNUTMAYIN!

Konut kredilerinde rekabet son sürat devam ediyor. 0'lı faiz oranları ile tüketicilerin kafası karışırken, uzmanlar aylık taksit tutarlarının yanı sıra, ödencek komisyon ve masraflara da dikkat edilmesi konusunda uyarıda bulunuyor.
ÜÇ BANKA KOMİSYON ALMIYOR
Şu ana kadar Akbank, İş Bankası ve Yapı Kredi 12 ve 60 aya kadar vadeli konut kredilerinde komisyon almayacağını açıkladı. Dolayısıyla komisyon almayan bir banka ile komisyon uygulayan bir banka arasındaki küçük faiz farkları da, masraflara bağlı olarak değişebiliyor. Dosya masrafı olarak adlandırılan harcama kalemi ise tüm bankalarda geçerli. Bankaların kredi kullanan müşteriler adına açtıkları dosya masrafı 1.000 TL ile 1.500 TL arasında değişiyor. 60 ay vadeli kredilerde ise dosya masrafı 1.000 TL ile 2.500 TL arasında.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

İŞ BANKASI'NDAN 0.65 FAİZLE BAYRAM KREDİSİ

Türkiye İş Bankası, “Geleneksel Bayram Kredisi” ile müşterilerine avantajlı kredi fırsatı sunuyor. Kampanya kapsamında, aylık yüzde 0,65 faiz oranı ya da peşin komisyon ödeyerek faizsiz olmak üzere 5 bin TL’ye kadar kredi kullanabileceksiniz. 10 aya kadar yüzde 0,65 faiz oranıyla Geleneksel Bayram Kredisi Kampanyası’ndan yararlanmak isteyen bir müşteri, 5 bin TL kredi için 200 TL komisyon ödeyecek. Müşterinin bu seçenekte ödemesi gereken aylık taksit tutarı ise 520,79 TL.
Komisyonu peşin ödeyene faiz yok
Yani 400 TL tutarındaki komisyonu peşin ödediğinizde taksit ödemelerini faizsiz olarak yapacaksınız. Bu durumda sadece vade boyunca aylık 500 TL taksit ödenecek. Bayram Kredisi başvuruları 30 Eylül’e kadar tüm İş Bankası şubelerinden veya isbank.com.tr ve Çağrı Merkezi gibi şube dışı kanallardan yapılabilecek.

AKBANK, MORTGAGE'DA 0.99'U 5 YIL VADEYE TAŞIDI

Akbank mortgage kredisinde indirime devam ediyor. Banka, mortgage kredilerinde faiz oranını 60 ay vadeye kadar yüzde 0.99 olarak revize etti. Bu oran, ek komisyon olmadan, sadece 1000 TL sabit dosya masrafı ile veriliyor. Akbank Bireysel ve Şirket Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, faizlerdeki indirimden dolayı tüketicinin kafasının karıştığını belirterek, “İlan etmiş olduğumuz faizler, ek komisyonlarla uygulanan indirimli kredi faizi gibi anlaşıldı. Mortgage faizimiz, ek komisyonsuz olarak 60 aya kadar %0.99, 120 aya kadar %1.09 oldu. Dosya masraflarımızda da indirim yaptık ve 1000 TL olarak sabitledik" dedi.

21 Ağustos 2009 Cuma

KONUT KREDİLERİNDE '0' FAİZ ALDATMACASI!

Hafta başından beri bireysel kredilerde özellikle konut kredileri faiz oranlarında çılgın bir yarış var. Her gün en az iki üç banka faizlerini yüzde 1'in altına çekerek '0'lı şovunu yapıyor. Son olarak da bu yarışa Ziraat Bankası katıldı.
Peki, bankalar ne oldu da birden bire faizleri hızla indirmeye başladı, tüketici açısından ne derece cezbedici? Öncelikle bankalar bu cesareti nereden buluyor? sorusuna yanıt arayalım. Merkez Bankası'nın geçen haftalarda kamuoyuna yaptığı açıklamayı hatırlayalım.
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, kısa vadeli faizlerin 2010 yılının sonuna kadar tek hanede kalacağına dair bir güvence verdi.
Ardından bu hafta içinde gecelik faizleri yarım puan daha indirerek 7.75'e çekti. Faizlerin en az 2-3 yıl tek hanede kalacağının güvencesini alan, ellerindeki fazla likiditeyi satmakta zorlanan bankalar da, hatfa başında faiz şovunu başlattı. Şu andaki tabloya göre aylık yüzde 0.66 ile Finansbank 1 yıl vadeli konut kredisi faiz oranında başı çekiyor. Ardından İş Bankası 0.67 ile ikinci, ING Bank 0.79 ile üçüncü sırada.
Ancak bu 0'lı faizler tabii ki, sadece kağıt üzerinde. Herkesin bildiği gibi dosya masrafı ve diğer komisyonları da eklerseniz bu oranlar 1.20'yi geçiyor.
En önemlisi de bu yarışta 0 faizin dışında, bir de vade kandırmacası var. Çünkü Türkiye'de konut kredisinde ortalama vade 5-6 yıl. Uzun vadede ise faiz oranları hala 1.10-1.35 aralığında.
O nedenle bankaların bir yıl vadede oranları 0'ın altına çekmesi sadece şovdan ibaret. 200 bin liralık bir konut alacaksanız ve bunun yüzde 80-90'ı için kredi kullanmayı düşünüyorsanız, bırakın 5-6 yılı en az 10 yıl vadeli kredi kullanmayı tercih edersiniz. Zaten genel eğilim de böyle. O yüzden sakın 0 faizin cazibesine kapılıp iyice düşünüp tartmadan karar vermeyin...

KONUTTAKİ FAİZ YARIŞINA KAMU DA KATILDI

Bireysel kredi faizlerindeki rekabet kıyasıya devam ediyor. Hafta başından beri devam eden ve konut kredilerinde yoğunlaşan indirim yarışına dün de Finansbank, TEB ve Ziraat Bankası katıldı. Finansbank, konut kredisi faiz oranlarını 12 ay vadede yüzde 0.66' ya indirdi. Banka, faiz oranlarını 24 ayda 0.92, 36 ayda 0.99, 48 ayda 1.02, 60 ayda 1.06, 84 ayda 1.12 ve 180 ayda 1.15 olarak belirledi.Türk Ekonomi Bankası (TEB) de, konut, taşıt ve ihtiyaç kredisi faiz oranlarını indirdi. TEB, konut kredisi faiz oranını 1 yıla kadar vadede 0.82’ye, daha uzun vadelerde ise 1.16’ya düşürdü. TEB, taşıt kredisi faiz oranını yüzde 1.43, bireysel ihtiyaç kredisi faiz oranını ise 1.58 olarak belirledi.Ziraat Bankası da bugünden geçerli olmak üzere bireysel kredi faiz oranlarında indirime gittiğini açıkladı. Bir aydan 36 aya kadar vadeli konut kredisinde faiz oranı yüzde 0.95'e düşürüldü. Tüketici kredisinde bir yıla kadar aylık 0.70, taşıt kredisinde ise aynı vadede kaskoluda aylık yüzde 1.24, kaskosuzda 1.29 faiz oranı uygulanacak.

18 Ağustos 2009 Salı

KONUT KREDİSİNDE 12 AYA KADAR % 0.81 FAİZ

Garanti Bankası, mortgage, iş yeri ve bireysel finansman kredilerinin faiz oranlarını indirdi. Konuya ilişkin yazılı açıklamaya göre, Banka, faiz oranını Mortgage Kredisinde 0-12 ay vadede yüzde 0,99'dan 0,81'e, 25-36 ay vadede yüzde 1,19'dan 1,01'e, 85-120 ay vadede yüzde 1,27'den 1,17'ye düşürdü. Faiz oranları, İş Yeri Kredilerinde 12 ay vadede yüzde 1,11'den 0,92'ye, 60 ay vadede yüzde 1,35'den 1,25'e, Bireysel Finansman Kredisinde ise 48 aya kadar vadede yüzde 1,49'dan 1,30'a, 48-120 ay vadede yüzde 1,49'dan 1,39'a indirildi.

ŞİMDİ KAR SATIŞI ZAMANI, PİYASADA BAYRAM BİTTİ!

Yaklaşık beş aydır soluksuz yükselerek yüzde 90'ların üzerinde bir artışı yakalayan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) dün global piyasalardaki bozulmanın etkisiyle hız kesti. ABD'de tüketici güvenindeki beklenmedik düşüş başta gelişmekte olan piyasalar olmak üzere bütün borsalarda satışlara neden oldu. Cuma günü yüzde 1 civarında düşüşle kapanan ABD endekslerinin ardından dün Asya ve Avrupa piyasalarında satışlar hakimdi. Yurtdışındaki bozulma içerde banka bilançolarının açıklanmasının ardından gelen kar satışlarıyla birleşince İMKB Ulusal 100 Endeksi günün ilk yarısında 921 puan kaybederek 43 bin 381 puana geriledi. İkinci seansın sonlarına doğru özellikle bazı bankacılık hisselerinde gelen alımlar sonucu endeks, günü 12 puanlık kayıpla 44 bin 290 puandan kapattı.
Dolar, 1.52'İ zorladı
Geçen hafta 1.52 lira seviyesine kadar yükselen ancak daha sonra gelen satışlarla 1.48 seviyesine gerileyen dolar, haftaya alıcılı başladı. Bankalararası piyasada dolar 1.5030 ile 1.5095 seviyesinde işlem gördü. Uzmanlar, bu çıkışta euro-dolar paritesinin 1.43'lerden 1.4065'li seviyelere gerilemesinin etkili olduğunu belirttti. Ancak kısa vadede ani çıkışlar olsa da, orta ve uzun vadede TL'nin değerli kalmaya devam etmesi bekleniyor.
Japonya'daki büyümekayıpları azaltmadı
Fransa ve Almanya'nın ardından Japonya'nın da 5 çeyrek sonra ilk kez büyüme açıklaması kayıpların azaltılmasında etkili olmadı. 30 Haziran'da sona eren üç aylık dönemde GSYİH yüzde 3,7 yükseldi. Ancak beklenti yüzde 3,9 büyümeydi.
Bono ihalesinde faiz 8.74'e indi
Hazine'nin dün düzenlediği 6 ay (182 gün) vadeli TL cinsinden iskontolu bono ihalesinde bileşik faiz yüzde 8,74 oldu. Bono ihalesine 7 milyar 69,5 milyon lira tutarında nominal teklif gelirken, nominal satış 3 milyar 647,7 milyon lira, net satış da 3 milyar 498 milyon lira olarak belirlendi. Hazine, bugün de 5 yıl (1736 gün) vadeli TÜFE'ye endeksli tahvil ihalesi düzenleyecek.
----------------------------

Uzmanlar, borsa, döviz ve faizdeki gelişmeleri şöyle yorumladı:

Eylül bilançosuna kadarborsa yatay seyreder
*Metin Ayışık: ( A Yatırım Genel Müdürü)
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 45 bin seviyesinde bir kaç defa deneme yaptı ve zorlandığını gördük. Çok uzun zamandır gelen yükselişin yatay seyir içerisine girmesi gerikyor. Kar realizasyonlarının devam edeceği bir dönemdeyiz. Banka hisseleri önemli bir prim yapmıştı. Bu yüzden endeksin 40 bine yaklaşması normal. Bundan sonra borsada 45 bin seviyesinin geçilmesi için somut şeylere ihtiyaç var. IMF anlaşması ile olup olmayacağına ilişkin somut bir gelişme yeniden yönü yukarı çevirebilir. Bundan sonra yurtdışı seyir çok önemli. Kısa süre içerisinde endeksin tekrar 45 binin üstüne geçmesini zor görüyorum. Eylül bilançolarına kadar bu seviyelerde yani 40 ile 45 bin aralığında kalmasını bekliyorum. Dolarda çok fazla hareketlilik beklemiyorum. Genel olarak TL değerli kalmaya devam edecektir.

Likidite azalırsa dolar1.52 TL'yi geçebilir
*Hakan Kuyumcuoğlu (Garanti Bankası Döviz Masası Sorumlusu):
Piyasalardaki hareketlilik tamamen yurtdışı kaynaklı. Borsalarda beklenen düzeltme başlamış olabilir diye düşünüyor insanlar. ABD'de future endeksi yüzde 2.3 eksi aşağıda. Bunun gelişmekte olan piyasalarda da etkisi görülüyor. Bizim borsa daha iyi dayanıyor. Şanghay borsası yüzde 5.8 ekside kapattı. Bunların etkisi yaşanıyor. Dolarda, parite bir miktar aşağıda. Euro-dolar paritesi 1.4065 seviyesinde. Dolarda iç piyasada 1.50'nin üzerinde yapılan kapanışlar yukarı çıkışı destekleyecektir. Likiditenin kaybolduğu anda 1.5250-1.5270 seviyesi yeniden denenebilir. Şu anda 1.60'a gitmesini beklemiyoruz. Ama aşağıda 1.48 TL'nin altında alım öneriyoruz. 1.52 TL' nin üzerindeki seviyelerde satış öneriyoruz.

MB faizleri yarım puan daha düşürür
*Reşit Toygar (Akbank Genel Müdür Vekili):
ABD 10 yıllık tahvil faizi yüzde 3.75'lerdeydi, yüzde 3.47'lere geldi. Dünyada risk algılaması artınca ABD bonolarını satıp başka enstrümanlara geçiyor. Risk tarafından kaçış olunca da ABD tahvillerine giriş oluyor. Dolarda parite 1.43'lerdeydi. Şu anda 1.4065 seviyelerinde. Ayrıca sadece Türkiye değil, Avrupa özellikle Asya borsalarında da sert düşüşler yaşandı. Faiz cephesine bakınca Merkez Bankası'nın bu ayki toplantısında gecelik faizleri yarım puan daha düşürmesi bekleniyor. Önümüzdeki ay ise bir 25 puan daha indirir. Bu yüzden Hazine ihalesine gelen talep çok kuvvetliydi. Hazine 8.74 faizden borçlandı. 3.5 milyar liranın üzerinde kağıt sattı. Sanırım tarihinde bu kadar düşük faizle borçlandığı bir dönem olmadı.

İMKB soluksuz yükseldi,%10 düzeltme bekleniyor
*Nergis Kasabalı (Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı):

ABD'den gelen bazı datalar etken ama içerde merkez bankasının faizler konusundaki orta vadeli olarak verdiği endikasyonlar piyasa tarafından pozitif algılanmıştı. Arkasından hem faiz hem döviz cephesinde olumlu tepkiler görmüştük. Artık bunun sonuna geldi. Mart ayından beri borsada yüzde 90'ların üzerinde yükseliş var. Bankacılık hisseleri endeksindeki yükseliş aynı dönemde yüzde 130'ü aştı. Şimdi artık iyimser beklentilerin hem dünyada hem gelişmekte olan ülkelerde sonuna gelindi. Beş ay süren soluksuz yükselişin ardından kar realizasyon süreci başladı. Keza bizde de böyle. Bankacılık bilançoları tamamlandı. Bilançolar, beklentilerden daha iyi geldi. Bankacılık bilançoları 3. çeyrekte de iyi gelecek. Kar realizasyonu nedeniyle borsada yüzde 10 düzeltme bekleniyor.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

17 Ağustos 2009 Pazartesi

AKBANK, KONUT KREDİSİNDE FAİZİ %1'İN ALTINA ÇEKTİ

Konut kredisinde faizleri yüzde 1'in altına çeken Akbank, 24 ay vadeye kadar yüzde 0,99 oranında faiz uygulayacak. Akbank'tan yapılan açıklamaya göre, konut kredisinde 24 aydan 120 aya kadar tüm vadeler için 1,25 olan faiz oranı, 24 ay vadeye kadar yüzde 0,99'a inerken, 36-48 ve 60 ay vadelerde yüzde 1,15 72-84 ve 120 ay vadelerde de yüzde 1,19'a düştü. Akbank Bireysel ve Şirket Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge, konuya ilişkin değerlendirmesinde, düşük faiz ortamının piyasalardaki olumlu hava ile birleşmesi neticesinde Akbank'ta kredi faizlerinde büyük indirime gidildiğini açıkladı.

ANADOLU SİGORTA'DAN GÜNDE 1.5 LİRAYA SAĞLIK SİGORTASI

Anadolu Sigorta, limitsiz yatışlı tedavi ve küçük müdahale teminatlarını içeren, günde 1,5 liraya "Paket 1" adında bireysel sağlık sigortası ürününü sundu. Bu ürün, ameliyat, kemoterapi, radyoterapi, diyaliz, oda - yemek, refakatçi, vaka başı 90 güne kadar yoğun bakım, yatışlı tedavilere ait ilaç ve tanı teminatları ile küçük müdahale teminatlarını limitsiz olarak kapsıyor. Anadolu Sigorta Genel Müdürü Mustafa Su, Anadolu Sigorta'nın sağlık sigortaları ile ilgili temel önceliğinin, sağlık sigortasının her bütçeye uygun olduğu gerçeğini vurgulamak, bunu yaparken de sigortalılarının kaliteli sağlık hizmetinden faydalanmalarını sağlamak olduğunu söyledi.
Anadolu Sigorta’nın Paket 1 sağlık sigortası ürününün prim tutarları yaş gruplarına göre özel olarak belirleniyor. Örneğin, 30 yaşındaki bir erkek sigortalı için 1 yıllık prim tutarı peşin 577,60 TL olurken, 25 yaşındaki bir kadın sigortalı 1 yıllık süre için 558,13 TL prim ödüyor. İsteyenler primleri peşin yerine 5 ve 9’ar aylık taksitler halinde de ödeyebiliyor.

16 Ağustos 2009 Pazar

TEMMUZDA 81 BİN KİŞİ KART AFFI İÇİN BAŞVURDU


Türkiye Bankalar Birliği (TBB), yeniden yapılandırılan kredi kartları ile ilgili temmuz ayı istatisklerini açıkladı. Temmuz 2009 dönemi itibariyle protokol imzalanan kart sayısı 91 bin 85 adet, kişi sayısı 81 bin 46 oldu. Yeniden yapılandırılan borç tutarı ise 251.7 milyon TL olarak gerçekleşti.

HENÜZ UMUTLU OLMAK İÇİN VAKİT ERKEN

Son aylarda para piyasalarında işlerin düzelmesini herkes farklı yorumluyor. Kimisi 'krizde en kötünün aşıldığı' nı, kimisi ikinci bir şok dalgasına hazırlıklı olunması gerektiğini savunuyor. Ancak herkesin üstünde birleştiği gerçek; para piyasalarında işler yolunda gözükse de, makro ekonomide henüz katedilecek çok yol var...
T-Bank Baş Ekonomisti Dr. M.Veyis Fertekligil de bu gelişmeleri şöyle yorumluyor:
Yılın üçüncü çeyreğinde de sanayi üretiminde daralmanın devam edeceği ve geçen yıla göre pozitif rakamlara dönüşün ancak yılın son çeyreğinde olabileceğini tahmin ediyoruz. Şu ana baktığımızda hafif çıkış sinyalleri var, ama umutlu olmak için de erken. Dolar kuru çok değerlendi, ‘finansal piyasalar çok iyi’ diyoruz, ‘borsa artıyor, dolar yükseliyor’ diyoruz. Faizler yüzde 9’lara geldi bono piyasasında. Geçmişte halkımız için doların 2000’lere fırlaması, faizin yüzde 50 olması kötüye işaretti. Elbette, bugün bunlar yok, ama bu ekonominin iyi olduğu anlamına da gelmiyor.

İlk defa dışarıdan kaynaklı bir şok yedik. Bunun da döviz ve faizlerde etkisi sınırlı oldu ama talep ve tüketim azalması dolayısıyla reel sektör tarafı sert bir şekilde etkilendi.Ayrıca çok vahim bir işsizlik var. İşsizlik yüzde 15’lerde görünüyor, ama aslında yüzde 20’lere varıyor. Bu durum, zaten kemiklerinde kırık ve çatlaklar olan bir kimsenin düşmesine benziyor. Çok temel sorunlar var ekonomide. Döviz bir gösterge ama finansal piyasalar sadece para tarafındaki gelişmeleri yansıtıyor. Borsa isterse 50 binlere çıksın bunun reel ekonomiye bir etkisi olmadıktan, Türkiye’deki sorunlara bir katkı sağlamadıktan sonra pek bir değeri olmayabiliyor. Belki bir kesimin alım satımını ve kazanç sağlamasını sağlıyor o kadar. Ülkemizde maalesef şirketlerin sermaye piyasasına açılması ve buradan elde edilebilecek fonların reel sektörde tekrar yatırıma yönelmesi olayı çok sınırlı hala.
Enflasyonda bir hareketlenme görülmüyor. İç talepte durgunluk söz konusu. Bu nedenle en durgun Ramazanı yaşayacağız. 2009 yılında ekonominin küçülmesi yüzde 6'ya ulaşabilir. İnsanlar önünü görmediği için harcamalarını da durdurmuş durumda. Orta kesimde zaten gelir düzeyi düşüktü. Ama harcayanlar da gıda ve giyim harcamasından kesti. Bayramda iç turizm biraz daha hareketlenebilir diye umut ediyorum.

'HİSSELERİMİ YANLIŞLIKLA SATTIM' DEDİ AMA IMKB DİNLEMEDİ, MANİPÜLASYON OLASILIĞINI ARAŞTIRIYOR

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) tarihinde bir ilki yaşadı. İkinci şirketi Reysaş GYO'yu borsaya taşımaya hazırlanan Reysaş Lojistik'in ortaklarından Rıfat Vardar yanlışlıkla tam 6 milyon 101 bin 845 adet şirket hissesini İMKB'de sattığını açıkladı. İMKB manipülasyon olasılığına karşı olayı incelemeye alırken, İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, satış işleminin yatırımcının ve aracı kurumun sorumluluğunda olduğunu belirterek sözkonusu hisse satışının iptalinin sözkonusu olmadığını açıkladı. Reysaş'ın ikinci büyük hissedarı Rıfat Vardar, Kamuyu Aydınlatma Platformunda (KAP) yayımlanan açıklamasında, şöyle dedi: ''14.08.2009 tarihinde, Reysaş Taşımacılık ve Lojistik Ticaret A.Ş. hisse senetleri ile ilgili olarak 2,90-3,50 TL fiyat aralığından 6.101.845 adet satış işlemi internet üzerinden sehven tarafımca gerçekleştirilmiştir."
18 MİLYON TL'LİK SATIŞ

Yanlışlıkla satılan hisseler şirketin toplamının yüzde 10'una denk geliyor. Rıfat Vardar'ın şirkette yüzde 12 payı bulunuyor. Satışın toplam tutarı ise 18 milyon lirayı geçiyor. Bu işlemin ardından 3.56 liradan işlem gören hisseler 2.90 liraya kadar geriledi. Reysaş Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven ise bu gelişme karşısında telefonlara çıkmadı. Dün saat 16.15 civarında da cep telefonunu Sekretercell'e yönlendirdi.
İŞLEM İPTAL EDİLMEZ

Konuyu değerlendiren İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, Reysaş Taşımacılık ve Lojistik Ticaret A.Ş hisselerinin yanlışlıkla satılmasıyla ilgili işlem iptalinin söz konusu olmadığını bildirdi. Erkan, AKŞAM'a yaptığı açıklamada, şunları söyledi: "Sözkonusu satış işlemiyle herhangi bir şekilde piyasayı manipüle etmediğini beyan etmek için böyle bir beyanda bulunmuş olabilir. Ancak IMKB olarak telafisi mümkün olmayan bir işlemde, olaya farklı gözlerle baktığımızı herkes bilir. Olağanüstü fiyat hareketlerini takip ediyoruz. Herhangi bir manipülasyon olasılığına karşı olay her yönden incelenecek. Bütün olasılıklar göze alınacak. Bununla ilgili çıkacak rapora göre karar verilecek. Ancak 'yanlışlıkla satış yapıldı' gerekçesiyle kesinlikle satış iptal edilmez. Çünkü satış işlemi gerek yatırımcının gerekse aracı kurumun sorumluluğu altındadır."
BORSACILAR ÇOK ŞAŞIRDI

Reysaş Lojistik'te hisse satışına ilişkin görüşlerini sorduğumuz aracı kurum yetkilileri ise bundan sonraki sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin yanıt vermekten kaçınıyor. Piyasa çevreleri, olay karşısında "Daha önceden yaşanmış böyle bir olay yok. Açıkçası; şu anda bir değerlendirme yapamıyoruz. Zaten bütün borsacılar herkes birbirine soruyor ama kimse işin içinden çıkamıyor. Çok şaşırtıcı ve ilginç bir durum. 10 yıl önce bir aracı kurum şirketinde çalışan broker'ın yanlış alım emri nedeniyle hisse satışı iptal edilmişti. Ancak bu olayda farklı bir durum sözkonusu" yorumunu yapmakla yetindi.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

WORLD'DEN 500 LİRALIK ALIŞVERİŞE 50 TL

Yapı Kredi Bankası'nın kredi kartı Worldcard, Ramazan kampanyasıyla müşterilerine kazançlı alışveriş imkânı sunuyor. Worldcard sahipleri 15 Ağustos - 19 Eylül tarihleri arasında Yapı Kredi World üyesi tüm akaryakıt istasyonları ve gıda marketlerinden beşinci 100 TL’lik alışverişlerinde 50 TL değerinde Worldpuan kazanma fırsatına sahip olacak. Kampanyadan yararlanmak için World üyesi akaryakıt istasyonundan ve gıda marketinden farklı günlerde beş kere 100TL’lik gıda ve akaryakıt alışverişi yapılması yeterli.

11 Ağustos 2009 Salı

CARİ AÇIK 20,3 MİLYAR DOLARA GERİLEDİ

Haziran ayında cari açık 1,9 milyar dolar oldu. Dış ticaret açığındaki iyileşme ile birlikte cari açıktaki düşüş de sürüyor. Böylece, 12 aylık kümülatif açık mayıs ayındaki 23,9 milyar dolar seviyesinden 20,3 milyar dolara geriledi. Yılın ilk yarısında ise cari açık yıllık yüzde 75 daralarak 6,7 milyar dolar oldu. Beklenti; cari açığın yıl sonunda 10 milyar dolar seviyesinde olacağı yönünde. 2008 sonunda cari açık 41,3 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

SANAYİDE ÇARKLAR YAVAŞ YAVAŞ DÖNMEYE BAŞLADI

Büyümenin önemli göstergelerinden biri olan sanayi üretim endeksi, haziranda 2009’un zirvesine çıktı. Sanayi üretiminde haziran verilerini açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), endeksin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9.7 azaldığını, bir önceki aya göre ise yüzde 7.3 artış gösterdiğini bildirdi. Böylece, ikinci çeyrekte sanayi üretimindeki küçülme ilk çeyrekteki yüzde 22 seviyesinden yüzde 15’e düştü. Sanayi üretiminde son aylarda görülen daralma hızındaki yavaşlamanın önümüzdeki aylarda da devam edeceği tahmin ediliyor. Akbank Ekonomik Araştırmalar Birimi'nin raporuna göre, ekonomideki küçülmenin yılın geri kalan döneminde ilk çeyrekteki yüzde 14 seviyesinden daha düşük gerçekleşmesi ve yılın son çeyreğinde GSYİH büyümesinin tekrar pozitife dönmesi bekleniyor.

10 Ağustos 2009 Pazartesi

EMEKLİ İKRAMİYESİYLE EV ALMA FIRSATI

Halkbank, “Emekliliğe 5 Kala Evim Olsun” hizmeti ile emekliliğine 5 yıl ve daha az kalmış, konut almayı planlayan kişilere ihtiyaç duydukları desteği sağlıyor. Uygulama kapsamında, kamu personeli ve kamu kurumlarında sözleşmeli olarak çalışanlar emeklilik ikramiyesini ödeme planına yerleştirerek yüzde 1,17’den başlayan faiz oranı ve 120 aya varan vadelerle Halkbank’tan konut kredisi alabiliyor. Ayrıca, geri ödemelerin ilk taksitleri 2 ay ötelenebiliyor. Halkbank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, “Halkbank olarak, bireysel bankacılık hizmetlerimizde müşterilerimize fayda sağlayacak uygulamalara odaklanıyoruz. Bu uygulamalarımızın son örneği olan Emekliliğe 5 Kala Evim Olsun ile, emekliliği yaklaşan müşterilerimize cazip koşullarla ev sahibi olma fırsatı sunuyoruz” dedi. “Emekliliğe 5 Kala Evim Olsun” hizmeti kapsamında alınan konut kredilerinin ödeme planı, kişinin emekli ikramiyesini alacağı tarih baz alınarak hazırlanacak. İkramiye tutarı, konut kredisi ödeme planına ara ödeme olarak yerleştirilebileceği gibi, vade sonuna da yerleştirilebilecek. Ayrıca, ödeme planına yerleştirilen ikramiye ödemesinden erken ödeme cezası alınmayacak. Ayrıntılı bilgi için www.halkbank.com.tr adresine başvurabilirsiniz.

YURTDIŞINDA 150 TL VE ÜSTÜ ALIŞVERİŞE 4 TAKSİT

Türkiye’nin ilk taksitli kredi kartı CardFinans, müşterilerine, yurtdışı harcamalarını taksitlendirme imkânı sunuyor. CardFinans Platinum sahiplerinin, 30 Eylül tarihine kadar tek seferde yapacakları 150TL ve üzeri yurtdışı alışverişleri 4 takside bölünüyor. 4 taksit fırsatından ayrıca ClubFinans ve ClubFinans Xclusive kart sahipleri ile bu kartlara bağlı ek kartlar da yararlanabiliyor. CardFinans sahibi olmayanlar, “TC Kimlik No”larını yazıp kısa mesajla 2273'ten, Finansbank Şubeleri, 444 0 900 Telefon Bankacılığı veya www.cardfinans.com.tr ‘den başvuru yapabilir.

İŞSİZLİK SORUNU ÇÖZÜLMEDEN PİYASALAR AÇILMAZ

Para piyasalarından gelen olumlu sinyaller, küresel krizde 'en kötüyü' geride bıraktığımızın işareti olarak yorumlanırken, bu iyileşmenin reel sektöre ne zaman yansıyacağı merak ediliyor. Kredi ilişkisinden dolayı reel sektörün bir anlamda nabzını elinde tutan HSBC Kurumsal Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya'ya göre, 2010 yılının ilk çeyreğinden önce piyasaların açılması zor. Tüketimin canlanmasının üretim ve yatırımların artmasına bağlı olduğunun altını çizen Özkaya, "Binlerce insan işsiz kaldı. İşsiz olan insan harcama yapmaz. Çözüm de ancak reel sektörün yatırım yapmasıyla olur"dedi.Küresel krizden en fazla inşaat, yapı malzemeleri, otomotiv, tekstil ve dayanıklı tüketim sektörünün etkilendiğini belirten HSBC Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya, "Türkiye'deki şu andaki müşterilerimden, reel sektörün yatırım alışkanlığından, kredi talebinden ve stok oluşturma hızından edindiğim izlenim, son dönemde canlanma gözlenmiyor" dedi.
ÖNCE ABD PAZARI AÇILMALI

Piyasaların açılması için öncelikle ABD ekonomisinin düzelmesi gerektiğini vurgulayan Hüseyin Özkaya, "Çünkü sonuçta bütün dünya ABD'ye mal satıyor ve ABD dolarına göre pozisyon alıyor.12 trilyon dolarlık bir ekonomiden bahsediyoruz. Ancak oradan talep artarsa o zaman insanlara güven gelecek ve yatırım yapacak. Canlanma da bir anda olmaz. Önce işaretleri görürsünüz. Yavaş yavaş o işaretler geliyor. En azından trend aşağı doğru değil, yukarı doğru başladı" diye konuştu.
İYİLEŞME YAVAŞ YAVAŞ OLACAK

Para piyasalarında düzelmenin başlamasıyla Türkiye'ye portföy yatırımlarının da artacağını savunan HSBC Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya, Hazine bonosuna şu anda çok ciddi talep olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: "Yabancı sermaye önce kısa vadeli sermaye hareketi olarak gelecek. O para da bir şekilde güveni artıracak. Yabancı şirketler de güvenin geldiğini görüp yatırıma gelecek. Ama bunu bir süreç olarak düşünün. Bir anda tek bir göstergeye bakarak faizler iki puan düştü, onun sonucunda herşeyin düzelmesini beklemek zor. Son yüzyılın en büyük krizini konuşuyoruz. Altı ayda, üç ayda çıkılmaz bu krizden. Çok uzun sürecek. Yavaş yavaş iyileşme olacak."
İşsiz kalan harcama yapmaz
HSBC Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Özkaya, işsizlik sorununun çözülmesinin ekonominin canlanması açısından önemini şöyle ifade etti: "Tüketim başlamadan tekrar üretimin ve yatırımın başlaması gerekiyor.Yatırım başlamadan işsiz kalanları tüketime sokamazsınız. Çok açık olan bir şey işsiz olan insan harcama yapmaz. Bu insanlara bir çözüm bulmak lazım. Bu insanlara çözümü de ancak reel sektörün yatırım yapmasıyla olur. O zaman bile tüketimin aynı hızda artacağını bir anda düşünmüyorum. Aylarca işsiz kalan insanı işe aldığınız zaman mutlaka gıda gibi asgari ihtiyaçlarını karşılar. Ama bir anda tüketime dönmesini, televizyon almasını, hemen araba almasını bekleyemezsiniz."
Kredi hacmi yüzde 20 daraldı
Küresel kriz nedeniyle kredi hacminde geçen yıla göre yüzde 15 ile 20 arasında daralma olduğuna işaret eden Özkaya, talep sıkıntısı nedeniyle işletme sermayesinin azaldığı bir ortamda bu daralmanın da normal olduğunu savundu. Ancak son aylarda kredilerin hızla tekrar toparlanmaya başladığını belirten Özkaya, "HSBC olarak kredi hacmimiz 10 milyar TL civarında. Bunun 6 milyar lirası bireysel, 4 milyar lirası da kurumsal ve işletme bankacılığı kredilerinden oluşuşor. Sene sonuna kadar yüzde 10-15 civarında kredi hacminde büyüme olur" dedi.
Gecelik faizin altında borçlanan firma var
Maliyetlerini iyi kontrol eden şirketler açısından bu dönemde en büyük avantajın finansman maliyetlerindeki gerileme olduğuna işaret eden Hüseyin Özkaya, "Geçen sene bu zamanlar şirketler yüzde 20-25'lerin üzerinde faiz oranlarıyla borçlanıyordu. Şimdi yüzde 10'larla borçlanıyorlar" dedi. Özkaya, şirketler küçüldükçe, artan sermaye ihtiyacı ve risk oranına göre kredi maliyetinin de doğal olarak arttığını vurgulayarak, "En fazla bir iki bankanız varsa ve sermayeniz yetersizse o anda bulduğunuz bankadan yüksek fiyat alıyorsunuz. Çok büyük bir şirketseniz şu anda 20-30 banka böyle şirketlere kredi vermek için yarışıyor. Şu anda yüzde 10-11, hatta gecelik faizin yüzde 10'un altında faizle kredi kullanan firmalar var" diye konuştu.
Kurumsal bankacılık,bireyselden daha karlı
Bireysel bankacılıktan ziyade şu anda hem dünyada hem Türkiye'de kurumsal bankacılıktan çok daha fazla kar elde edildiğini belirten Özkaya, şöyle devam etti: "Çünkü bireylerin hem talepleri azaldı. Hem de bireylerin güçleri belli. Krizde ev fiyatları düştüğünde bir anda mortgage kredileri ödenemez hale geliyor. Son 5 yıla baktığımızda tüketimin çok fazla arttığı, bireysel borçlanmanın patladığı bir dönem yaşadık. Şirketler daha iyi. Çok fazla borçlanmazlar. Türkiye'de de öyle. Dolayısıyla kurumlar da etkilendi ama onlar kurumsal olarak daha iyi yönetildikleri için doğal olarak az etkilendi. Bizim ülkemizde bireysel kredi krediler ve kredi kartlarında sorunlu kredi oranı kurumsal kredilere göre çok daha fazla. Bu da kurumlardaki sorunun daha az olduğunu gösteriyor. Bunun da karlara etkisi var."

Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

7 Ağustos 2009 Cuma

AĞUSTOS SONUNDA ATM'DE TEK NOKTA DÖNEMİ BAŞLIYOR

BKM'nin uzun süredir çalışmalarını yürüttüğü Tek ATM projesi bu ay sonunda hayata geçiyor. Türkiye genelinde 22 bin 645 ATM ortak kullanıma açılıyor. Böylece bütün banka kartlarıyla bütün ATM'lerden para çekilebilecek. 'Tek Nokta' tüketicilerin yanısıra özellikle bankacılık sektöründe verimliliğin artması açısından da büyük önem taşıyor. Şu anda Türkiye'de 450 ilçede sadece tek bir ATM ve bankanın bulunduğunu belirten BKM Başkanı Hasan Ünal, "Taşrada çok az kullanılan ATM'ler diğer bankaların gelmesiyle daha fazla işlem yapacak. 450 beldede daha fazla banka kartıyla işlem yapılacağı için ATM verimliliği artacak" dedi.
HIZLI PARA ÇEKİLEBİLECEK

Ünal, 'Tek Nokta'nın günlük hayatımıza getireceği yararları şöyle özetledi: "Bu ortaklıkla hem Altın Nokta hem Ortak Nokta'nın tüm müşterileri Türkiye'nin tamamında daha hızlı para çekebilecek. Her noktadan ATM'e ulaşacaklar. Bu aslında müşterilerin ulaşmak istedikleri paranın daha fazla bankacılık sisteminde kalması anlamına geliyor. Örneğin; İstanbul'dan kalkıp Doğu'ya gittiğiniz zaman ATM olmaz endişesiyle paranızı çekerek seyahate gidiyorsunuz. Artık buna gerek kalmayacak. Alışveriş merkezlerinde 8-10 tane atm görmek yerine belki 3-4 tane ATM görebileceğiz. Onların bir kısmı alışveriş merkezlerinin dışındaki yerlere yerleştirilecek. Müşteriler hem büyük illerde, hem Anadolu'da taşrada bu hizmetten yaygın olarak yararlanıyor olacak."
FAİZLER DÜŞTÜ, İŞBİRLİĞİ ARTTI

Faiz oranlarının düştüğü günümüzde bankalar arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çeken Ünal, "Bankalar bu kadar fazla POS'un işyerlerine konulmasından çok rahatsız. Belirli bir süre sonra aynı şey ATM'lerde de yaşanacak gibi bir korkumuz var. Çünkü bir süre sonra köşebaşında dörderli, beşerli ATM'ler yan yana ve kısıtlı sayıda işlem yapılıyor. Bunun kamuoyu nezdinde yarattığı rahatsızlıklar var. Bizim de rahatsızlıklarımız var. Sektör faiz oranlarının çok yüksek olduğu dönemlerde bankalar ATM'leri vadesiz mevduatta güçlü bir silah olarak kullandı. Ama faiz oranlarının hızla düşmesine paralel gelirlerimiz azaldı. O anlamda bankalar rekabetten çok işbirliği yapmak zorundalar."
22 bin 645 ATM ortak kullanılacak
Bankacılık sektöründe toplam 22 bin 645 ATM mevcut. 6 bin 777 tanesi Ortak Nokta'ya, 9 bin 894 tanesi ise Altın Nokta'ya üye. Geriye kalanı ise İş Bankası ve Ziraat Bankası'na ait. Ünal, Tek Nokta'nın teknik detaylarını ise şöyle aktardı: "BKM olarak bu konudaki görevimiz BKM altyapısını güçlü bir şekilde üyelerine sunulması olacak. Zaten var olan alt yapı kullanıldığı için de entegrasyon anlamında büyük birk zorluk yaşanmayacak. Ortak ve Altın Nokta her ikisi de BKM'nin alt yapısını kullanarak iletişim sağlıyor. Yine BKM altyapısını kullanılacak. Sadece ATM'lerin üzerinde çok küçük bir bilgi güncellemesi yapılacak. Her banka kendi ATM'inde diğer bankaları tanıtacak. Kısa bir tanıtma ile sistem aktif hale gelecek."

Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

KREDİ KARTI AFFINDA HAYAL KIRIKLIĞI!

"Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu" kapsamında 7 Temmuz'da yürürlüğe giren kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenleme tam bir ayını doldurdu ama şu ana kadar kaç kişinin aftan yararlanmak için başvurduğuna ilişkin net bir bilgi yok. Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, 85 bin kişinin kredi kartı borcunu taksitlendirmek için başvurduğunu açıklarken, Bankalararası Kart Merkezi (BKM) Yönetim Kurulu Başkanı ve Halkbank Kartlı Ödeme Sistemleri ve Alternatif Dağıtım Kanalalları Daire Başkanı Hasan Ünal, bu rakamı doğrulamıyor. Bu konuda bankaların bilgilerini henüz konsolide etmediğini ve başvuru için 7 Eylül'e kadar zaman olduğunu hatırlatan Ünal, "Başvuru sayısına ilişkin rakam vermek için henüz çok erken. Yaz dönemindeyiz. Tatilde veya memleketinde olanlar var. Davası büyük şehirde sürebiliyor olabilir ama memlekette olan insanlar olduğu için bu noktada bir şey söyleyebilmek mümkün değil. Son dakika başvuranlar artacaktır diye tahmin ediyoruz" dedi.
SON DAKİKAYA BIRAKMAYIN

AKŞAM'a yaptığı açıklamada, kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin son gelişmeleri değerlendiren Hasan Ünal, şu uyarılarda bulundu: "Kredi kartı affı uzun zamandır ilk defa çıktığı için müşterilerimizin olabildiğince faydalanmalarını bekliyoruz. Sunulan koşullar gerçekten çok çok avantajlı. Müşteri lehine. Teleffuz edilen faiz oranları ve geçmişe yönelik düzenlemeleri başka şekilde bankalardan bulma şansları olmayacaktır. Bütün müşterilerimizin faydalanabilmelerini ümit ediyoruz. Son dakikaya bırakılmaması lazım. Bir avukatla yapılan bir görüşme sözkonusu olduğu için orada gecikmeler daha fazla oluyor. Olabildiğince erken başvuru yapılmasında büyük fayda var."
BAŞVURU %30'U GEÇER

BKM Başkanı Ünal, Tüketiciler Birliği'nin bankaların borç yapılandırmasında isteksiz davrandığına yönelik eleştirilerini ise şöyle yanıtladı: "Bilgi gizlemesi diye bir şey sözkonusu olamaz. Bankalar Birliği ve BKM haftasonu oldukça büyük ilanlarla müşterilerine duyurdu. Birçok banka müşterilerine SMS attı. Şubelerine afişler koydu. ATM'lerine bu bilgilendirmeleri yazdı. Bankalar bu yasayı başından beri destekledi. Bankalar sonuçta kriz döneminde alacaklarını tahsil etmekle uğraşıyorlar. Dolayısıyla bankaların bunu kabul etmemesi, geri göndermesi veya müşteriyi geri çevirmesi sözkonusu bile olamaz. Çağrı merkezimize gelen telefonlarda avukatlarımıza yapılan müracatlarda dosya ve bilgi alan müşterilerden hissettiğimiz bunun geçen dönemden 2000 yılından daha başarılı olacağı yönünde. O tarihte kart borçlularının yüzde 30'u aftan yararlanmıştı."
Kart aidatına müdahaleserbest rekabete aykırı
Kredi kartında bankalar tarafından alınan yıllık 25 lira ile 50 lira arasında değişen kart aidatları da tartışmalı konulardan biri. En son yasal düzenleme ile kart aidatlarına limit getirilmesi planlanıyordu. Ancak son dakika bu madde yasadan çıkartılarak mevcut uygulamanın devam etmesine karar verildi. Ünal, bu konuya ilişkin, şu yorumu yaptı: "Bankacılık rekabetin çok çok yüksek olduğu bir sektör. Hepimiz kıyasıya bir rekabet içerisindeyiz. Rekabetin olduğu bir ortamda ücretlere müdahale edilmemesi lazım. Sektör kendi ücretini bulacaktır, zaten bulmuş durumda"
Büyük montanlı alışverişte tüketici kredisini tercih edin
Elektronik eşya, mobilya gibi yüksek tutarlı alışverişlerde kredi kartı yerine tüketici kredisi kullanmanın daha uygun olduğunu belirten Ünal, "Kredi kartı, tüketici kredisinin alternatifi veya onun yerini alabilecek bir ürün değil. Evlenecek bir çift 25-30 bin liralık harcama yapacaksa bütün harcamalarını kredi kartı ile taksitlendirerek karşılaması imkansız. Daha uzun vadeli ve uygun koşullu krediler bütün bankalarımızda mevcut. Zaten bankalar olarak müşterilerimizi, tüketici kredileri kullanmaları yönünde teşvik ediyoruz. Kredi kartı sonuç itibariyle bir tüketici kredisi değil, bir ödeme aracı" dedi.

Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

6 Ağustos 2009 Perşembe

YAPI KREDİ, MEVDUAT FAİZİNİ TEK HANEYE ÇEKTİ

Yapı Kredi Bankası, TL mevduat faiz oranlarını indirdi. 25 bin TL'ye kadar olan ve 1-5 ay arasında değişen vadelerde yüzde 10,25 olan mevduat faiz oranı yüzde 9,25'e, 6-8 ay vadeli mevduat faizi yüzde 10,50'den 9,50'ye, 9-11 ay vadeli faiz 10,75'den 9,75'e ve 12 ay vadelide yüzde 11'den 10'a indirildi. Banka, 25-100 bin TL'ye kadar olan ve 1-5 ay arasında değişen vadelerde yüzde 10,50 olan faiz oranını ise 1-2 aylık vadede yüzde 9,35'e, 3 ve 4-5 aylık vadelerde yüzde 9,50'ye, 6-8 ay vadelerde yüzde 10,75'den 9,65'e, 9-11 ay adelerde yüzde 10,85'den 9,85'e ve 12 aylık vadede yüzde 11'den 10,10'a düşürdü.

GARANTİ, 1 YIL VADEDE KONUT KREDİ FAİZ ORANLARINI YÜZDE 1'İN ALTINA ÇEKTİ

Garanti Bankası, ekonomik beklentiler ve tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda, mortgage, işyeri ve bireysel finansman kredilerinin faiz oranlarını indirdi. Garanti’nin Mortgage Kredisi’nde 0-12 ay vadede uygulanan faiz oranı, yüzde 1.07’den yüzde 0.99’a indirildi. 25-36 ay vadede uygulanan faiz oranı yüzde 1.27’den yüzde 1.19’a; 85-120 ay vadede uygulanan faiz oranı yüzde 1.34’den yüzde 1.27’ye düşürüldü. İşyeri Kredileri’nde, 12 ay vadede faiz oranı yüzde 1.18’den yüzde 1.11’e; 60 ay vadede ise yüzde 1.41’den yüzde 1.35’e indirildi. Garanti, Bireysel Finansman Kredisi’nde ise tüm vadelerde faiz oranını yüzde 1.61’den yüzde 1.49’a düşürdü.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

FAİZ DÜŞÜYOR DA NE OLUYOR? İŞLER DÜZELİYOR MU?

Ayşe Hanım Teyzem soruyor: “N’olacak bu faizlerin hali?” Takılmak istedim. “Ayşe Hanım Teyzeciğim, faiz geliriniz düşüyor diye mi telaşlanıyorsunuz? Borçlu olsanız faiz ucuzladıkça sevinirdiniz” diyecek oldum. “Sen farkında değilsin“ dedi. “Parası olanın faiz geliri düşüyor ama, olmayanın faiz yükü yerinden kıpırdamıyor. Mevduat faizi düşerken kredi faizi nasıl yerinde duruyor, bir anlat bakalım...” Emir yüksek yerden geldi, anlattım:
Faizi kim düşürüyor?
Merkez Bankası (MB) düşürüyor. MB iki türlü faiz ilan ediyor. (1) Bankalara gecelik borç alma, (2) Bankalara gecelik borç verme faizi. Bir bankanın fazla parası varsa, MB gecelik yüzde 8.25 faizle bu parayı alıyor. Bankanın paraya ihtiyacı varsa gecelik yüzde 10.75 faizle veriyor.
Merkez Bankası faizi bankaların faizini nasıl değiştiriyor?
Bankalar MB faizine bakarak diyor ki, benim mevduata vereceğim faizin en fazla 10.75 olmalı. Mevduata daha yüksek faiz vereceğimize, MB’den 10.75 faizle borçlanarak para bulurum. İşte böylece mevduat faizi aşağıya çekiliyor. Bankalar paralarını kullanırken de MB faizine bakıyor. Kredi veremeseler, bono satın alamasalar MB gecelik onlara yüzde 8.25 faizi nasıl olsa veriyor. Hazine yüzde 11 faizle bono satarsa hazine bonosu satın alıyorlar. Dolara hücum yok.
Eskiden faiz ucuzlayınca halkımız dolara hücum eder, dolar fiyatı artardı. Şimdi neden dolar fiyatı artmıyor?
Çünkü kriz döneminde döviz fiyatlarındaki dalgalanmadan halkımız korktu. Büyük ölçüde döviz mevduatı ve de yastık altında dövizi var. Ama bizim halkımızın dolar sevdası küllense de sönmez. Şimdilerde faiz ucuzladıkça, dolar fiyatı düştükçe ufak ufak dolar alımları başladı. Bir tarafta iç tasarruflar önemli deniliyor.
Öbür tarafta Merkez Bankası faizleri aşağıya çekiyor. Böyle bir durumda halkımız gönüllü tasarruf yapar, parasını bankaya koyar mı?
Tasarruf iki türlü yapılır. (1) Gönüllü, halkın isteyerek yaptığı tasarruf (2) Zorunlu, devletin vergi yoluyla aldığı para... Durgunluk döneminde merkez bankaları gönüllü tasarrufları gözden çıkarırlar. İnsanların tasarruflarını harcamalarını teşvik ederler. “Faizler ucuzladı, bu paraları bankada tutmanın anlamı yok“ diyerek halk parasını harcayacak ki, ekonomi canlansın. Girişimciler “Kredi faizi ucuzladı” diyerek yatırıma ve üretime yüklenecek ki ekonomide büyüme başlasın.
Faiz ucuzluyor ama, piyasada canlanma, ekonomide büyüme başlamadı.
MB’nın faiz politikası hemen etkisini göstermez. Halkımız ve girişimciler bugüne bakarak değil, geleceği tahmin ederek para harcar veya kredi kullanır. İşte bunun için MB Başkanı en az bir yıl, belki üç yıl ucuz faiz politikasını sürdürmeye çalışacağız diye konuşuyor. Bu konuşmayı iyimserler, “Başkan düşük faiz garantisi verdi” diye yorumluyor.
Bugün mevduat faizleri ne durumda?
Bankalar mevduata (vergili olarak) yüzde 9 faiz veriyor. Mevduat 1 milyon TL’nin üzerindeyse yüzde 11-11.5 veriyor. Vergisini çıkarırsanız, enflasyonu dikkate alırsanız, neredeyse net getiri kalmıyor. Sadece anapara enflasyona karşı korunuyor.
Ya kredi faizleri?
Bankalar hâlâ kredi vermekten korkuyor. Hazine bonosu faizleri de iyi... Faiz düştükçe bir önce aldıkları bonodan kazanıyorlar. Bu durumda kredi vermek yerine bono almaya devam ediyorlar. Bankalar normal müşterilerinin kredi faizlerini indirmedi. Normal müşteriler yüzde 20 dolayında faiz ödemeye devam ediyor. Sadece büyük şirketlere, kısa vadeyle, yüzde 13.5 faizle kredi kullandıran bankalar var.
Bankalar kredi faizini ne zaman indirir?
Kasalarında para birikirse, bono-tahvil alamazlarsa kredi faizini indirmek zorunda kalırlar. Kasalarındaki parayı kullanabilmek için tüketici kredisi ve ticari kredi faizlerini düşürebilirler.
Faiz indirimiyle beklenen iyilikleri ne zaman göreceğiz?
Halkın tamamının faizde parası yok. Olanlar harcamak yerine borsaya yöneldi. Borsa yükseldi. Kredi faizi şimdilik ucuzlamadığı için girişimcilerin yatırımı, üretimi düşünmesine imkân yok. Kaldı ki talepteki daralma nedeniyle kapasite fazlası varken faiz ucuzlayınca girişimcinin hemen yatırımı ve üretimi artırmaları da beklenemez.
MB’nın ucuz faiz politikası kime yaradı?
İleride kime yarayacak göreceğiz ama, şimdilik (1) Hazine’ye yaradı. Hazine kolaylıkla ve ucuz faizle bono satabiliyor, borçlanabiliyor. (2) Bankalara yaradı. Her yeni çıkan bononun faizi bir öncekinden düşük olunca, bono portföyü değerleniyor. Bankaların kârları artıyor. (3) Borsaya yaradı. Faizden çözülen para borsaya yöneliyor. Endeks artıyor. Bu işin kaymağını kim yiyor? Her zamanki gibi yabancı yatırımcılar yiyor. Londra merkezli, başlarında Türk gençlerinin bulunduğu yabancı fonlar, faizler inerken ve borsa patlarken iyi para yaptılar. Yapıyorlar.
Faiz düşüyor. Döviz ucuzluyor. Borsa coşuyor, işler düzeldi mi? Halkımızın yüzü gülmeye başlayacak mı ? İş ve aş sorunu sona erdi mi?
Halkımızın yüzünün gülmesi, üretimin artmaya başlamasına bağlıdır. Üretim artacak ki iş arayanlar iş bulsun, halkın geliri artsın. Üretim artmadan iş de olmaz aş da... Ekonomiden anlayanların “reel ekonomi” dedikleri şey tarım sektöründe olsun, sanayi sektöründe olsun üretmektir, satmaktır.Tabii ki talep olmadan üretimi artırmak da mümkün değil. Önce talep artacak ki üretim başlasın. Parası olanların “Faiz ucuzladı. Değmez bu faiz ile para biriktirmek. Harcayalım bu parayı” demelerinin iç talebi canlandırmada etkisi olur ama az olur. Çünkü bizim ülkede gelir dağılımı çarpık. Halkın çoğunun faizden çözerek harcayacağı parası yok. Para az sayıda kişinin elinde. Bu nedenle faiz indirimi iç talebi canlandırmaya yetmez. Daha başka tedbirler gerekir.
Güngör URAS-MİLLİYET GAZETESİ

4 Ağustos 2009 Salı

BORSA, REKORLARA DOYMUYOR

İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) Bileşik Endeks, yeni bir rekorla 44 bin 696 puandan kapanarak üst üste 10. işlem gününü de artışla tamamladı. Endeks, bu sürede yüzde 17,60 oranında artış gösterdi. 1. Seansı 253,70 puan ve yüzde 0,57 düşüşle kapatan endeks, ikinci seansta yükselişe geçerek günü artıda tamamladı. Endeks, 2009 yılı seans içi rekorunu da 1. Seansta gördüğü 44 bin 852 puanla ileriye taşıdı. Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer artışı yüzde 0,76 olarak gerçekleşti. Endeks bundan önceki 2009 yılı kapanış ve seans içi rekorunu dün 2. Seansta kırmıştı. İlk seanstaki 253,70 puanlık düşüş dikkate alındığında, Borsa endeksi günün tamamında 82,77 puan yükseldi. Hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 0,19 değer kazandı. Dolar da bankalarası piyasada 1.4620 lira ile 1.4690 lira aralığında işlem gördü.

İŞ BANKASI'NDAN ÇALIŞANLARA DÖRT DÖRTLÜK KREDİ

Türkiye İş Bankası, "Dört Dörtlük Nakit Kredi" ile bordrolu çalışanlara ve emeklilere özel kredi kampanyası sundu. Kampanya 21 Ağustosa kadar devam edecek. 4 bin liraya kadar 12 ay vadeli kredilerde yüzde 0,75 aylık faiz oranıyla kredi imkanı sunulurken, üst limit 20 bin liraya kadar çıkıyor. Kampanyadan tüm bordrolu çalışanlar 36 aya kadar uzayan vade seçeneklerinden yararlanabilecek.

BASKETBOLSEVERLERE, FLEXİ'DEN GÜZEL HABER!

Basketbolseverlere, Garanti Bankası'nın Flexi Card'ından güzel bir haber var. Flexi Card, 5 kişiyi Polonya'da 5-9 eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek Avrupa Basketbol Şampiyonası'na götürecek. Tabii bazı şartları var:
-17 Ağustos 2009 tarihine kadar, Bonus üye işyerlerinde, 30 TL ve üzerindeki harcamalarda Flexi Card’ını en çok kullanan ilk 5 kişi, Polonya’da 5-9 Eylül 2009 tarihleri arasında gerçekleştirilecek Avrupa Basketbol Şampiyonası’na, çift kişilik davetiye hakkı kazanabilecek.
-Kampanya kapsamında, bir gün içinde aynı mağazadan sadece bir alışveriş yapılabilecek. Aynı mağazadan farklı günlerde yapılan en fazla 3 alışveriş kampanyaya katılım için geçerli. Farklı mağazalardan yapılan işlem sayısında ise sınırlama yok.
-Ek kartla yapılacak alışverişler asıl karta dahil edilecek.
-Bonus kullanımları kampanyaya dahil edilecek.
-Yapılan alışverişlerin iadesi durumunda, kart sahipleri kampanyadan yararlanamayacak. -Çift kişilik Polanya seyahatini de kapsayan kampanyanın kazananları, 19 Ağustos’ta www.flexi.com.tr adresinde açıklanacak.

GARANTİ, İHTİYAÇ KREDİSİNDE FAİZİ %1.73'E İNDİRDİ


Garanti Bankası, tüketici destek kredisi faiz oranlarında indirime gitti. Banka, tüketici destek kredisi faiz oranlarını, Merkez Bankası'nın uzun vadeli faiz öngörülerine paralel şekilde 21 baz puan düşürerek, tüm vadelerde yüzde 1,94'ten yüzde 1,73'e indirdiğini açıkladı. Garanti'nin yüzde 1,73 faiz oranıyla 50 bin lira tutarında 60 ay vadeli kullandırdığı kredinin masraf toplamı, hayat sigortası dahil 775 lira olarak gerçekleşiyor. Aylık maliyet oranı yüzde 2,05 olan kredinin yıllık toplam maliyet oranı ise yüzde 24,65 olarak gerçekleşiyor. Garanti Bankası ayrıca, 15 bin liraya kadar kullanılabilen, 150 liraya varan bonus hediyeli, yüzde 1,48 faizli kredi kampanyasını da ağustos sonuna kadar uzattı.