31 Mayıs 2009 Pazar

ÇAĞRI MERKEZİNE ULAŞMAK İÇİN SABIR KÜPÜ OLMAK LAZIM!

Çağrı merkezleri, bankaların müşterilerine ulaşmakta kullandığı en etkili alternatif dağıtım kanallarından birisi. Yaklaşık 5 bin kişinin çalıştığı çağrı merkezleri günde yarım milyonu aşkın çağrıya yanıt veriyor, günde 3 milyonu aşan mail atıyor. 1.2 milyon adet SMS de cabası. Tabii trafik bu kadar yoğun olunca ister istemez 7/24 çalışan çağrı merkezlerine ulaşıp derdinizi anlatmak her zaman kolay değil. Yalnız ilginç olan 7/24 çalışma prensibine rağmen hafta sonları veya öğle saatlerinde bankanızın çağrı merkezini aradığınız zaman hiç abartmasız yarım saatte size sıra geliyor. Böyle olaylardan biri geçen hafta arkadaşımın diğeri de benim başıma geldi. Denizbank’ın çağrı merkezine ancak 20 dakikada ulaşabilen ve sinir küpüne dönen arkadaşıma daha önce Akbank’da yaşadığım deneyimi anlattım. Aynı şekilde yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra bir yetkiliye ulaşabilmiştim. Tabii bu aksaklıklar sadece bankaların çağrı merkezleriyle sınırlı değil. Örneğin; Anadolu Hayat Emeklilik’in çağrı merkezine saat 18.00’den sonra ulaşmanız mümkün değil, mesai saatleri dışında olduğu için dükkanı kapatıyor! Eğer acil iletmeniZ gereken bir konu varsa, diyelim kredi kartınızı çaldırdınız veya kaybettiniz veya hesabınızdan isteminiz dışında para çekilişi oldu. Bankayı arayıp haber vermeniz gerekiyor. O zaman vay halinize! Peki, sorun yoğunluktan veya eleman yetersizliğinden mi kaynaklanıyor? Bence, bankaların bu sorunun yanıtını bulup çağrı merkezlerini yeniden gözden geçirmelerinde yarar var. İlk çeyrek karlarıyla göze batan bankalarımızın sanıyorum çağrı merkezi yatırımına ve buralarda istihdam ettikleri personelin eğitimine daha fazla para harcaması gerekiyor.

İŞADAMLARI VİLLASINI SATIP ŞİRKETİN SERMAYESİNE KOYSUN

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince, Trabzon'daki toplantıda, özel sektöre üstü kapalı ilginç mesajlar vermiş. Turgut Özal'ın, ''evlerinizi, villalarınızı satıp şirketlerinize sermaye koyun'' dediğini hatırlatan Özince, örnek olarak da İş Bankası'nı vermiş: ''Biz yaptık mesela İş Bankası olarak. Memurlarımızın lojmanlarına kadar
sattık. Buradaki merkez şubeyi, eski binamızı bile sattık, sermayemize koyduk. Biz bu ülkenin vatandaşıyız. Herkes bu ülkenin vatandaşı ve tamamıyla kendi sermayedarlarından sorumlu olan, çoğumuz borsaya, halka açık şirketleriz.''

Özince'nin bu sözleri, aslında "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az" atasözünü hatırlatır nitelikte. Özetleyecek olursak; talep daralmasından, işletmelerinin ihtiyaçlarını karşılayacak kredi bulamamaktan yakınan işadamlarımız, özel yaşantılarında ise herhangi bir lüksden ödün vermiyor. Madem, küçülerek bu krizi atlatacağız. İş dünyası sürekli 'suçlama' ve 'ağlama' nöbetlerinden kurtulup rahmetli Özal'ın dediği gibi yalısını, villasını satarak şirketinin sermayesine koysun. Hep çalışanlarının ücretinden kırparak çözüm üreten işadamlarımız artık elini kendi cebine atsa iyi olur bence!

G.DOĞU'LU HEM MEVDUAT HEM KREDİDE FAKİR


Türkiye genelinde bankalardaki mevduat ve kredi pastasında aslan payını İstanbul aldı.Toplam 363.8 milyar liralık kredi hacmi içerisinde İstanbul 121 milyar lira ile yüzde 33 paya sahip. 453 milyar TL'lik mevduat hacminin de yüzde 42'si de yine İstanbul'a ait bulunuyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ise kredilerde yüzde 2.4, mevduatta ise yüzde 1.4 pay aldı.
Türkiye Bankalar Birliği'nin 31 Aralık 2009 tarihli verilerine göre, İstanbul'dan sonra Ankara 32.8 milyar liralık kredi kullanımı ile ikinci sırada. Antalya'da geçen yıl 9.7 milyar TL, Bursa'da 9.2 milyar TL, Adana'da 6.2 milyar TL, İzmit'te 5.7 milyar TL bankalardan kredi kullanıldı. Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Mardin, Şanlıurfa ve Şırnak'ın da içinde bulunduğu Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kullanılan banka kredilerinin toplamı ise 9 milyar 786 milyon TL. Güneydoğu illeri arasında 4.5 milyar lira ile en fazla krediyi Gaziantep kullanırken, en düşük kredi kullanımı 91.5 milyon TL ile Kilis'de gerçekleşti.


MEVDUATIN YARISI İSTANBUL'DA
Tasarruf, ticari ve döviz mevduatları da dahil olmak üzere toplam mevduat hacmi Türkiye genelinde 453 milyar 117 milyon TL'yi bulurken, İstanbul 190 milyar TL'lik mevduatla başı çekti. Ankara 73.9 milyar lira, İzmir 26 milyar lira, Bursa 10.6 milyar lira, Antalya 9.8 milyar lira, İzmit 5.6 milyar lira mevduat büyüklüğüne sahip. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin toplam mevduat hacmi ise 6.5 milyar TL. Bu bölgede mevduat büyüklüğünde Gaziantep 2.9 milyar lira ile başı çekerken, Diyarbakır'da 1.1 milyar TL, Kilis 90.6 milyon TL'lik mevduat hacmine sahip.

29 Mayıs 2009 Cuma

İŞ BANKASI'NDAN KART MÜŞTERİLERİNE İŞSİZLİK SİGORTASI

İş Bankası, Kredi Kartı Destek Sigortası (İşsizlik Sigortası) ile ücretli çalışan müşterilerinin işsiz kalmaları durumunda sigorta kapsamındaki kredi kartlarının*, son hesap özeti borcunu, gelecek aylara ilişkin hesap özetinde bulunan taksitler dahil olmak üzere, teminat altına alıyor. Serbest meslek sahibi veya devlet memuru müşterilere de geçici sakatlık sebebi ile iş göremezlik halinde aynı teminat sağlanıyor. Emekli olmakla birlikte tam süreli ve aralıksız çalışan müşteriler ise hastaneye yatırılma durumunda aynı teminattan yararlanabiliyor. Ayrıca yaşam kaybı, tam ve kalıcı sakatlık durumlarında da kredi kartı borcu ödeniyor.
Uygulama kapsamında kredi kartı borçları kart başına 10 bin TL’ye kadar teminat altına alınıyor. Sigorta prim tutarı, hesap özeti borcunun %0,5’i (binde 5’i) olarak tahsil ediliyor. Ayrıca, gecikme faizi ve limit aşımı tutarları için 50 TL tutarında sabit teminat sağlanıyor. Kredi kartı borcu olmadığında ise herhangi bir prim ödemesi yapılmıyor. Kredi Kartı Destek Sigortası (İşsizlik Sigortası) kapsamında, teminattan faydalanmak için müşterilerin, riskin gerçekleştiğini belgelendirerek Anadolu Hayat Emeklilik’e başvurması yeterli.

28 Mayıs 2009 Perşembe

BİLGİN: TAKİPTEKİ KREDİLER YÜZDE 7-8'İ BULUR

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankacılık sektöründe takipteki krediler oranının 2009 yılı sonunda en kötü senaryoya göre yüzde 7-8'ler düzeyinde olacağını öngörüyor. Bankalar Birliği'nin Genel Kurul toplantısında konuşan Bilgin, kredi hacmindeki gerilemeyi de rakamlarla ortaya koydu. Ekim 208 tarihinde mevduatın krediye dönüşüm oranının yüzde 92 olduğunu hatırlatan Bilgin, 15 Mayıs 2009 tarihinde ise bu oranın yüzde 83.1'e gerilediğini söyledi. Bilgin, bu süreçte mevduatların menkul değerlere dönüşüm oranlarında ise 5 puanlık bir artış olduğuna dikkat çekti.

BABACAN'DAN BANKALARA TATLI-SERT UYARI!

Küresel krizle birlikte bankalar kredilerde ince eleyip sık dokumaya başlayınca, özel sektör tarafından sert eleştirilere hedef oldu. Başbakan Erdoğan başta olmak üzere zaman zaman AKP hükümetinin bakanları da bankaları reel sektöre yeterince destek olmamakla suçladı. Ekonominin patronluğuna yeniden oturduktan sonra bankacılık sektörü ile ilk defa İstanbul'da Bankalar Birliği'nin Genel Kurul toplantısında bir araya gelen Devlet Bakanı Ali Babacan da tatlı-sert bir üslupla bu eleştirilere katıldı. Reel sektör ile bankaların 'et ve tırnak' gibi olduğunu belirten Babacan, bankaların sadece iyi günlerde değil, kötü günlerde de reel sektörle birlikte olmasını, gerekli finansman desteğini sağlaması konusunda çağrıda bulundu.

27 Mayıs 2009 Çarşamba

BANKALAR NEDEN KREDİ VEREMİYOR?

Hem Hükümet hem iş adamları, bankaları sanayiciye ve esnafa kredi vermemekle suçluyor. Peki gerçekten bankalar müşterilerin kredi taleplerini geri mi çeviriyor veya mevcut kredileri vadesi geldiğinde yenilemiyor mu?Bankalar topladıkları mevduatı, sanayiciye, tüccara, esnafa ve tüketicilere kredi olarak verir.
Mevduatı toplarken belli bir faiz öder, kredi kullanandan da mevduat faizinin üzerinde faiz alır. Dolayısıyla bankalar, para arz eden ile para talep eden arasında bir köprü görevi kurar ve belli miktarda kâr elde eder. Ancak mevduat kısa vadede toplandığı için, bankaların yurtdışından uzun vadeli finansman da alarak, bunu krediye dönüştürmesi gerekir. Yoksa kısa vadeli mevduatı işadamlarına veya tüketiciye daha uzun vadeyle veremez...Şu anda global bir krizin içindeyiz. Bankaların yurtdışından orta veya uzun vadeli finansman temin etmeleri neredeyse imkânsız. Mevcut yurtdışı krediler de vadesi geldiğinde ya uzatılmıyor, ya da bir miktarı, o da daha pahalıya yenileniyor. Dolayısıyla bankaların kaynak sıkıntısı var, bulduğu kaynak da daha pahalı. Dolayısıyla bu kısıtlı kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmek isteyeceklerdir. Bankaların elindeki kaynağı mutlaka bir yere ‘plase’ etmesi yani kredi vermesi lazımdır. Aksi takdirde mevcut kaynağı elinde patlar ve zarar eder. Hiçbir banka elinde kaynak tutmaz ve kaynağı krediye dönüştürmek ister.Başbakan Erdoğan neden bankaları sanayiciye kredi vermemekle suçluyor? Çünkü kriz döneminde bankalar ayakta kalma mücadelesi veriyor. Kaynağını aktardığı müşterisinden parayı geri vereceğini garanti etmesini ister. Yani sağlam müşteriye verir. Yok mevcut kaynağı her isteyene aktarırsa ve o paralar geri dönmezse banka batar. Onun için bankalar, özellikle kriz dönemlerinde daha seçici davranır. Dolayısıyla her talep edene kredi vermez, müşteri seçer. Bu, dünyanın her yerinde böyledir.
Kaldı ki, bankalar mevcut kaynağının önemli bölümünü daha garantili gördüğü devletin hazinesine satıyor. Nasıl olsa devletin borca ihtiyacı var, hem yüksek faiz veriyor, hem de geri dönmeme ihtimali yok. O yüzden, Sayın Başbakan bankaları suçlamamalı. Önce kendisi devlet olarak bankalardan para talep etmesin ki, bankalar elindeki kaynağı o zaman mecburen talep eden sanayici, tüccar, esnaf ve tüketiciye, hem de daha ucuza versin. Hükümet olarak bankalardan borçlanma talebinde bulunacak ve bankaların kredi olarak satması gereken kaynağı toplayacaksın, sonra da çıkıp bankalar işadamlarına kredi vermiyor diyeceksin, bu haksızlık olur.

Gerçekten sayın Başbakan işadamlarımızın finansman ihtiyacının bankalar tarafından karşılanmasını istiyor ise -ki istiyor- o zaman devlet olarak bankaların elindeki o kaynağı toplamasın ki, bankalar o kaynağı işadamlarına kredi olarak versin. Devletin bankalardaki kaynağa ve üstelik daha yüksek faizle borçlanmaya ihtiyacı olduğu sürece, bankalar bu yağlı müşteriyi bırakıp, daha riskli kredi verme yolunu seçmez.
Aydın AYAYDIN-VATAN GAZETESİ


Görsel haber.mynet.com'dan alınmıştır.

KREDİ KALİTESİNDEKİ KÖTÜLEŞME YAVAŞLADI

Kredilerde talep yavaş yavaş kıpırdanırken, kredi kalitesindeki kötüleşme de hız kesiyor. Bütün bu verilere bakarak, 'krizi atlattık, düzlüğe çıkıyoruz' demek veya bu konuda ahkam kesmek zor ama bütün bunları olumluya gidişin sinyalleri olarak değerlendirebiliriz. Bu arada takipteki kredi stoğunun çok cüzi de olsa hız kesmesi, bankaların yeniden yapılandırma politikalarıyla ilgili. Bankalar, hem bireysel hem kurumsal kredilerde ödeme sıkıntısı çeken müşterilerine vade uzatarak taksitleri düşürerek çeşitli kolaylıklar sağlıyor. Peki sonuç ne? diye sorarsanız, 16 Mayıs 2008 tarihinde yüzde 1.3 olan sektördeki toplam takipteki alacak oranı 17 Nisan 2009 tarihinde yüzde 3'e, 8 Mayıs 2009 tarihinde de yüzde 3.2'ye fırlamıştı. Bu oran 15 Mayıs 2009 tarihinde ise yüzde ilk defa yüzde 3'e geriledi.

FORTİS'DEN KAMU PERSONELİNE KEFİLSİZ KREDİ



Fortis Bank Türkiye, kamu personeline özel nakit kredi sunmaya başladı. Kamu Personeline Süper Seçenekler (KPSS) isimli kredi kampanyası ile kamu çalışanları nakit gereksinimlerini kolayca karşılarken, çok sayıda avantaj da elde edecek. Herhangi bir kamu kuruluşunda çalışanlar Fortis Bank Türkiye’den, kefili olmaksızın 60 aya kadar vadeli, 2 ay taksit ertelemeli, yüzde 0,70’den başlayan çok cazip faiz oranlarıyla maaşlarının 10 katına kadar nakit kredi alabilecek. KPSS kredisi hakkında daha fazla bilgi almak ya da başvuru yapmak isteyenler Fortis şubelerini ziyaret edebilir.

26 Mayıs 2009 Salı

ING BANK'DAN KONUT KREDİSİNDE İNDİRİM FIRSATI

Krizin etkilerinden tamamen kurtulduğumuzu söylemek zor ama yavaş yavaş bankacılık sektöründe konut kredilerinden iyi sinyaller gelmeye başladı. Talepteki kıpırdanmayı fırsat bilen bankalar da yeni kampanyalarla pazardan pay kapma telaşında. Şubelerin yanısıra internet ve telefon bankacılığı aracılığıyla mortgage talebi alan ING Bank, internetten başvuruda bulunanlara 250 lira dosya masrafında indirim yapıyor. Taksitini kendin belirle, eşit taksitte öde, taksidi azalan, gurbetçilere özel gibi müşterilerine mortgage pazarında çeşitli seçenekler de sunan bankanın konut kredilerinde faiz oranları vadesine göre aylık yüzde 1.19 ile 1.36 arasında değişiyor.

YAPI KREDİ, MİRAS DANIŞMANLIĞINA BAŞLADI

Yapı Kredi Private Banking, iki yıl önce başlattığı Sanat Danışmanlığı’nın ardından müşterilerine Miras Danışmanlığı hizmeti vermeye başladı. Mirasın Planlanması, Mirasçıların Kanuni Hakları, Vakıflar ve Vergi başlıkları altında topladığı hizmet kapsamında, Yapı Kredi Private Banking müşterilerine kişiye özel danışmanlık veriyor. Bu hizmette Yapı Kredi Private Banking’e, Gür Hukuk Bürosu, Ernst&Young, akademisyenler ve vakıf konusunda çeşitli uzmanlar destek oluyor. Yapı Kredi Özel Bankacılık ve Varlık Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Erhan Özçelik, “Miras paylaşımı özellikle geniş ailelerde ciddi sıkıntılar yaratıyor. Çok büyük davaların bile bazen kişilerin konu ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmaması nedeni ile yapılan küçük hatalardan kaynaklandığı görülüyor. Yapı Kredi Private Banking olarak Miras Danışmanlığı hizmeti ile müşterilerimizin sağlıklarında varlıklarını planlamalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz” dedi.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

BU HAFTANIN GÜNDEMİNDE NELER VAR?

*25 Mayıs Pazartesi: İngiltere ve A.B.D.’de resmi tatil.
*26 Mayıs Salı: Dünya Ticaret Örgütü genel konseyi toplanıyor. ABD'de mayıs ayı tüketici güven endeksi, Japonya'da Nisan ayı dış ticaret verileri ve Euro Bölgesi ödemeler dengesi verisi açıklanacak.

*27 Mayıs Çarşamba: ABD mart ayı konut fiyatları endeksi, nisan ayı konut satışları açıklanacak.
*28 Mayıs Perşembe: ABD nisan ayı dayanıklı tüketim malı siparişleri ve yeni konut satışları verisi belli olacak. Japonya'da mayıs ayı enflasyon, Euro Bölgesi mayıs ayı tüketici güven endeksi, İngiltere'de mayıs ayı tüketici güven endeksi açıklanacak.
29 Mayıs Cuma: ABD 2009 yılı birinci çeyrek GSYH verisi, ABD mayıs ayı University of Michigan güven endeksi ve Euro Bölgesi mayıs ayı enflasyon verisi belli olacak.

DOLAR NE OLACAK?

Amerikan Doları hızla değer kaybediyor. Bazı iktisatçılara göre, doların değer kaybetmesini Amerikan ekonomi yönetimi istiyor. Zira ekonomik durgunluğu gidermek için doların değerinin düşmesi gerekiyor. Onlara göre planlanan şu... Düşük değerli dolar, Amerikan mallarının fiyatlarını cazip hale getirip ihracatı arttıracak ve Amerikan ekonomisine daha fazla sermaye girişi sağlayacak. Böylece Amerikan ekonomisinin durgunluktan çıkacak. Bazı döviz uzmanları ise böyle düşünmüyorlar. Onlara göre, Britanya’dan sonra ABD’nin de kamu borçlarındaki artış nedeniyle ülke notunun düşürüleceği ihtimalinin ortaya çıkması, doları, diğer para birimleri karşısında zayıflatıyor.
Ekonomistler, Amerikan Doları’nın değer kaybedişini iki farklı nedene dayanarak açıklarken, doların düşmesi aslında dünya ekonomisinde hisse senedi ve emtia alımlarının hızlandığı bir döneme denk düşüyor. 2009 yılının mart ayının ilk haftasından bu güne hisse senedi ve emtia fiyatları artarken dolar değer kaybetmeye başladı. Amerikan Doları son altı haftada Avrupa para birimi avro karşısında yüzde 10, sterlin karşısında yüzde 8,8, Japon Yeni karşısında yüzde 3, Avustralya Doları karşısında yüzde 20, Türk Lirası karşısında yüzde 14, Brezilya Reali karşısında yüzde 15, Güney Afrika Randı karşısında yüzde 16 değer kaybetti. Amerikan Doları’na karşı gelişmekte olan ülke paraları ile emtia ve petrol üretiminden kazanç sağlayan ülkelerin para birimlerinin değerlenmesi bize dünya ekonomisinde yatırımcının risk iştahının arttığını gösteriyor.
Amerikan Doları’nın hızla değer kazanması 2008 yılının eylül ayında Lehman Brothers yatırım bankasının iflas etmesiyle başladı. Pek çok yatırımcı ellerinde tuttukları yatırım araçlarını satıp Amerikan Hazine Bonosu talep ederek doların değerini yükseltti. Ama artık o günler geride kaldı şimdi yatırımcılar hisse senedi ve emtia piyasasına yönelerek dolardan vazgeçiyorlar. Ekonomik durgunluktan çıkış için zaten Amerikan yönetimi de doların değer kaybetmesini istiyor.
Amerikan Doları’nın değer kaybetmesi özellikle dolar rezervi yüksek ülkeleri olumsuz etkiliyor. Çin, Japonya ve Rusya toplam 3 trilyon dolar civarında rezerv tutuyorlar. Bu ülkelerin dolar rezervlerinin hızla değer kaybetmesi özellikle Çin ve Rusya’nın asabını bozuyor. Bu iki ülke yeni para bir rezerv para birimine geçmeyi gündeme getiriyorlar. Fakat bu hemen mümkün değil. Çin, 2020’de rembinbinin dünya rezerv para birimleri içinde yüzde 3 ağırlığa sahip olacağını tahmin ediyor. Doların hızla değer kaybı ülkelerin dış ticaretlerinde kendi ulusal para birimlerini kullanmalarının da yolunu açıyor. Brezilya ve Çin dış ticaretlerinde kendi para birimlerini kullanmaya başlamayı planlıyorlar.
Peki, şimdi dolar alınır mı? Döviz uzmanlarına göre kısa vadede Amerikan Doları değer kaybedecek. Bu nedenle avro, yen, Avustralya Doları ve Kanada Doları gibi sağlam paralarda likit kalınmasını yatırımcılara tavsiye ediyorlar.

Süleyman YAŞAR-TARAF

NAKİTE SIKIŞAN YASTIK ALTINDAKİ ALTININI BOZDURDU

Krizde nakite sıkışan çareyi kıyıda köşede biriktirdiği altınını bozdurmakta buldu. İstanbul Altın Borsası (İAB) Başkan Vekili Osman Saraç, Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, tüketicinin altına ilgisinin düşük olduğunu belirterek, ''Alım yok, satım var. İnsanlar elindeki altını bozduruyor'' diyerek bu gerçeği doğruluyor. Saraç, altının çok ciddi şekilde değer kazanmasının ardından, halkın da gerek nakit ihtiyacını karşılamak, gerekse yükselen fiyatlardan kar elde etmek için elinde bulundurduğu bilezik ya da cumhuriyet altınını bozdurduğunu belirtiyor.

KONUT KREDİLERİNDE TALEP ÜÇE KATLANDI

Küresel krizle birlikte geçen yılın son çeyreğinden itibaren duraklama dönemine giren konut kredileri faiz oranlarının gerilemesiyle yeniden canlandı. Aylık yüzde 1.90'lardan yüzde 1.40'lara gerileyen faiz oranları ve diğer yatırım araçlarının cazibesini kaybetmesi talebi yılbaşına oranla üçe katladı. Yapı Kredi Bankası Konut Finansmanı Bölüm Başkanı İsmet Erdem, ocak ayında günlük 40-50 bandında olan konut kredisi kullanım adedinin şu anda 120-150 bandına geldiğini, 90 milyon TL olan aylık kredi hacminin ise 150-200 milyon TL arasına oturduğunu söyledi. AKŞAM'a yaptığı açıklamada, mortgage pazarındaki son gelişmeleri aktaran Yapı Kredi Bankası Konut Finansmanı Bölüm Başkanı İsmet Erdem, 2008 yılı eylül ayına kadar pazarın gayet iyi olduğunu ancak eylülden sonra geçen yılın son üç ayında pazarın küçüldüğünü söyledi. 2009 ocak ayında mortgage pazarının yüzde 1.30 küçüldüğünü, şubat ve mart aylarında ise binde 5-6 seviyelerinde hafif hafif büyümeye başladığına işaret eden Erdem, nisan ayı birlikte büyümenin yüzde 1'in üzerine çıktığını ifade etti.
YIL SONU 40 MİLYARI BULUR

Mart sonu nisan başı ile beraber markalı inşaat projelerinde satışların yavaş yavaş hızlanmaya başladığını belirten Erdem, mortgage pazarında ortalama günde 650 civarında kredi kullandırıldığını vurgulayarak, "Bunun 120-150 adedi Yapı Kredi Bankası tarafından kullandırılıyor. Mortgage kredilerinin büyüklüğü şu anda 37.7 milyar TL. Pazarın yıl sonuna kadar 40 milyar liraya çıkacağını ve yüzde 5-6 civarında büyüyceğini tahmin ediyoruz. Banka olarak hedefimiz pazara göre çok yüksek. Yüzde 15-20 arası bir büyümeyi hedefliyoruz" dedi.
KONUT YATIRIMI İÇİN İYİ DÖNEM

İsmet Erdem, mortgage pazarındaki hareketliliği ise şöyle yorumladı: "Zaten birinci elde çok önemli konut stoğu var. İkinci elde hem arz hem talepte bir hareketlilik var. Faizler de çok cazip seviyelere düştü. Konut fiyatlarının aşağıda olduğu, borçlanma maliyetlerinin düştüğü noktada tüketiciler bu dönem konut kredisi almaya çok eğilimli. Ertelenmiş talebi şu anda hayata geçirmeye başladı. Bugünkü koşullarda ev alma gücüne sahip olanlar bu noktada çok düşünmesinler. Faizler borçlanma maliyeti açısından iyi bir noktaya geriledi, konut fiyatları da hala düşük seviyelerde. Konut yatırımı için iyi bir dönem."

Ortalama kreditalebi 70 bin TL
İşlem bazında kredi dosyasının 70 bin lira seviyesinde olduğunu belirten Yapı Kredi Bankası Konut Finansmanı Bölüm Başkanı İsmet Erdem, kredi borçlanma oranlarının ise düştüğüne dikkat çekti. İnsanların daha çok peşinat, daha az banka kredisiyle konut almayı tercih ettiğine işaret eden Erdem, "Biz konutun değerinin yüzde 80'ine kadar kredi alma imkanı sunarken, tüketiciler yüzde 60-65'ini kredilendiriyor" dedi.

'Ev beraber kredi'çok talep görüyor
Yapı Kredi Bankası'nın 'Ev beraber kredi' ürününe büyük ilgi olduğunu anlatan Erdem, bu ürünün özelliklerini şöyle aktardı: "Normalde konut kredisinde bir kişi bir ev satın alıyor ve siz o kişiye kredi kullandırıyorsunuz. Bu ev beraber ürünle birlikte iki kişi bir araya gelerek kardeş akraba veya arkadaş olabilir. Ortak olarak bir konut satın alıyor. Kredi ikisinin adına çıkıyor. Tek başına konut satın alamayan birey iki kişi bir araya gelerek gerek yatırım amaçlı gerek kullanım amaçlı bir konutu edinme imkanına sahip oluyor. Şu anda bu ürünün benzeri yok. En çok satan iki üründen bir tanesi. Çünkü Türkiye'de konut çok önemli bir yatırım aracı. Dolayısıyla bugün baktığımız zaman bugünkü faiz oranlarıyla B ve A grubundaki müşteriler konut kredisi kullanma imkanına sahipler. Biz bu ürünle beraber biraz daha alt segmente inip C grubunda yer alan kişilere de kredi alma imkanı sağlıyoruz."

Faizler yüzde1'inaltına hemen inmez
Konut kredisi faizlerinin seyrini de değerlendiren Erdem, bugünkü MB gecelik faizleri veya mevduat faizleri ile mukayese etmenin çok anlamlı olmadığını belirterek şunları söyledi: "Bir aylık fonlama ile 8 yıllık krediyi vermek pek mümkün değil. Uzun vadeli fonara ihtiyaç duyuluyor. O cephede bu kadar hızlı faiz indirimleri olmuyor. Bugüne kadar 1.90'lardan 1.39'lara kadar gayet hızlı bir performansla indik aslında. Önümüzdeki dönemde inmeye devam edecek ama yüzde 1'in altındaki rakamları bu sene içerisinde görmeyiz."

2010'da kredi hacmi %20 artar
İsmet Erdem, mortgage pazarının 2010 projeksiyonunu ise şöyle çizdi: "2010 yılında makro ekonomik daralmanın biraz daha geride kalacağını, beklentiler tarafında iyileşmenin etkesiyle konut sektörünün yüzde 20 ve üzerinde büyüyeceğini tahmin ediyoruz. 2010'da konut kredileri 50 milyar TL'yi bulur. Konut kredilerinin toplam GSMH'ya oranı yüzde 4'ler civarında. 2015 yılına bu rasyonun yüzde 10'ların üzerine çıkacağını ve sektörde de önemli bir potansiyel olduğunu düşünüyoruz."

Pazardan on kat daha fazla büyüdük
İsmet Erdem, mortgage pazarının 2008 yılında yüzde 21 oranında büyüme kaydettiğini, Yapı Kredi Bankası'nda ise bu oranın pazarın iki katı üzerinde yüzde 42 olarak gerçekleştiğini hatırlattı. 2009 yılı ocak ve nisan aylarında ise pazardaki büyümenin binde 6 olduğunu belirten Erdem, aynı dönemde Yapı Kredi'nin mortgage kredilerinde pazardan on kat daha fazla yüzde 6 oranında büyüdüğünü ve yeni verilen krediler içerisinde yüzde 20 pazar payı aldıklarını ifade etti.

Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

24 Mayıs 2009 Pazar

ADRES GÜNCELLEMESİ EYLÜL AYINA KADAR YAPILABİLECEK

"1 Haziran'a çok az kaldı. Hala bankadaki hesabıma ilişkin adres güncellemesini yapmadım" diye telaşa kapılmayın! Çünkü bankaların ek süre talebi üzerine adres güncelleme işlemi 1 Eylül 2009 tarihine kadar yapılabilecek. Buna ilişkin Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurumu (MASAK) tarafından hazırlanan ve ''Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik''teki kimlik tespitiyle ilgili tarihleri düzenleyen Genel Tebliğ Taslağı Başbakanlığa gönderildi.

CARDFİNANS NAKİT GERÇEKTEN HESAPLI MI?

Finansbank, CardFinans Nakit ile banka kartında taksitli alışveriş dönemini başlattı. Kredi kartından ağzı yananlara alternatif bir seçenek sunulan bu kart gerçektende hesaplı bir alışveriş aracı mı? Özelliklerini incelediğimiz zaman pek de reklamlarda pompalandığı gibi ucuz olmadığı açıkça görülüyor. Birincisi; normal kredi kartına göre faizi daha yüksek. CardFinans ile alışveriş yaptığınızda borcunuzu kredilendirirseniz ödeyeceğiniz aylık faiz yüzde 3.96, banka kartı ile yaptığınız alışverişte hesabınızda yeterli bakiyeniz yoksa ödeyeceğiniz faiz yüzde 4.49. İkincisi; kredi kartına yıllık kullanım ücreti olarak 35 lira ödüyorsunuz. CardFinans Nakit, vadesiz hesabınıza bağlı çalışan bir ürün olduğu için her üç ayda bir hesap işletim ücreti olarak 12 lira alınıyor. Yani yıllık maliyeti 48 lira. Üçüncüsü; diyelim ki, hesabınızda 2 bin liranız var. Banka kartınızla bin liralık alışveriş yaptınız ama peşin ödemek istemediğiniz için 10 ay taksit yaptırdınız. İlk taksidiniz 100 lira hesabınızdan çekildikten sonra kalan taksitlerin toplam tutarı 900 TL'niz Finansbank tarafından vadeli bir hesaba alınıyor ve günlük olarak faiz işletiliyor. Bir anlamda 900 TL'niz bloke ediliyor. Para sizin paranız ama sonuçta borcunuz bitene kadar 900 lirasına dokunamıyorsunuz. O zaman taksitle alışverişin anlamı kalmıyor. Zaten paranız bir hesapta bloke edilecekse peşin ödeyip satın almak daha mantıklı. Tek esprisi bloke edilen paranıza faiz işletilmesi ama burada da garip bir durum var. Örneğin; gecelik faiz yüzde 15 olsun, bunun yüzde 80’i yani yüzde 12 oranından paranıza faiz işletiliyor. Bu kartın tek güzel yanı hesabınızdaki paradan taksitli alışveriş imkanı sunması. Hesabınızda para yoksa size Kredili Mevduat Hesabı altında ek limit veriliyor ama ipin ucunu kaçırırsanız o zaman vay halinize!

"EVE KAPANMA, PAZARA ÇIK" KOMEDİSİ!

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) önderliğinde bütün işveren, esnaf ve işçi sendikaları bir araya gelerek halkı alışveriş yapmaya çağırmış: "Kriz varsa çare de var. Eve kapanma, pazara çık. Piyasa düzelsin, ekonomi canlansın." Anlaşılan bu çağrıyı yapanların ya tuzu kuru, ya da hem kör, hem sağır! İşsizler ordusu 4 milyona yaklaşmış, halen işi olanlar da her türlü kötü çalışma koşuluna rağmen işsizlik tehdidi ile sesini çıkarmaktan, hakkını aramaktan korkar hale gelmişken hangi alışverişten bahsediyorsunuz. Ekonomiyi vatandaşın delik cebi mi kurtaracak? Komik olmayın lütfen ve daha gerçekçi çözüm önerileri ile kamuoyuna çıkın. Üretimi özendirecek, ekonomiye kaynak yaratacak, istihdamı teşvik edecek önlemler yerine tüketimi canlandırmaya yönelik çözüm önerileri ile ekonomiyi nasıl canlandıracaksınız? Vatandaş hangi parayla alışveriş yapacak? Aile bütçesini zor denkleştiren, kriz var diye ya gecikmeli ya da kırpılmış maaşla kirayı mı, çocukların okul masrafını mı, elektriği, suyu mu hangisini ödeyeceğinin telaşına düşen insanlar mı ekonomiyi kurtaracak? Madem, ekonominin canlanmasını çok istiyorsunuz. O zaman sizler de iş dünyasının önde gelen sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, laf üretmek yerine her sıkıntıya düştüğünüzde çözümü işçi çıkartmakta görmeyin. Daha az eleman çıkarıp çalıştırdığınız insanların emeğinin karşılığını verin. Bakın o zaman ekonomi nasıl canlanır!

23 Mayıs 2009 Cumartesi

GARANTİ, KREDİ FAİZLERİNİ YÜZDE 50 İNDİRDİ

Garanti Bankası, müşterilerinin her türlü ihtiyacı için 60 aya varan vadelerle sunduğu bireysel destek kredisinin faizlerinde “İndirim Mevsimi”ni başlattı. 13.000 TL’ye kadar, yüzde 50’ye varan faiz indirimiyle kullanılabilen krediye, 15 Haziran’a kadar başvurulabiliyor. Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Ali Fuat Erbil, konuyla ilgili açıklamasında, “Müşterilerimizin her türlü ihtiyacı için en avantajlı kredi fırsatlarını sunmaya devam ediyoruz. Faiz oranlarında %50’ye varan indirim fırsatıyla hazırladığımız “İndirim Mevsimi” kampanyası, tüketicilerden büyük ilgi gördü. Bu nedenle, Mayıs sonunda bitirmeyi planladığımız kampanyayı 15 gün daha uzattık" dedi.

22 Mayıs 2009 Cuma

BANKA KARTIYLA TAKSİTLİ ALIŞVERİŞ DÖNEMİ

Finansbank, CardFinans Nakit ile banka kartında taksitli alışveriş dönemini başlattı. Dünyada bir ilki başlattıklarını belirten Finansbank Genel Müdür Yardımcısı Temel Güzeloğlu, yeni uygulama ile kredi kartından ağzı yananlara yeni bir alternatif sunacaklarını söyledi. Türkiye'de sayıları 5 ile 7 milyon kişi arasında değişen, 'kredi kartıyla işim olmaz' diyen bir kitle bulunduğunu anlatan Güzeloğlu, ilk bir yıl içinde banka kartı portföylerine 1 milyon kişiyi eklemek istediklerini dile getirdi. Kartın belli başlı özellikleri ise şöyle:
*Kredi kartı gibi vade farksız taksitli alışveriş fırsatı sunan Finansbank üye işyerlerinde taksit imkanı sunuyor.
*Hesabınızda para varsa, hesabınızdaki para ile taksitli alışveriş yaparken, ileriye dönük taksitlerinizin toplam tutarı için faiz kazanıyorsunuz.
*Örneğin, bin 200 TL'lik bir buzdolabını 12 taksitle aldınız. Vadesiz hesabınızda bin 500 TL var. Bin 200 liralık taksitli alışverişinizin ilk taksiti olan 100 lira hesabınızdan çekildikten sonra kalan bin 100 liralık bölüm vadeli bir hesaba alınacak ve günlük olarak faiz işleyecek. Normal uygulanan mevduat faizinin yüzde 80'i üzerinden hesabınıza faiz işletilecek.
*Her taksit tarihinde 100 TL vadeli hesaptan çekilecek ve taksit ödenecek.
*Hesabınızdaki bakiye, alışveriş tutarınızı karşılamıyorsa, kredibilitenize göre isterseniz banka tarafından size kredili mevduat hesabı limiti tanımlanıyor.
*Örneğin, hesabında 100 lira bakiye olan ve 3 taksitle 300 liralık alışveriş yapan CardFinans Nakit sahibi, alışveriş yaptığı anda ilk taksiti olan 100 lira hesaptan çekilecek. Kalan taksitlerin toplam tutarı olan 200 TL için KMH limiti bloke edilecek ancak faiz işlemeyecek.
*Eğer hesabınızda aylık taksidinizi ödeyecek yeterli bakiyeniz yoksa her geciken gün için faiz işleyecek.
*Kredili mevduat hesabına işletilecek faiz oranı, kredi kartına göre daha yüksek. Kredi kartında aylık yüzde 3.96 olan faiz oranı, kredili mevduat hesabında yüzde 4.49 olarak uygulanacak.

HALKBANK'DAN KOBİ'LERE İNTERNETTEN ÜCRETSİZ EĞİTİM

Halkbank ve Anadolu Üniversitesi işbirliği ile internetten ücretsiz KOBİ eğitimi yaz kayıtları başladı. Halkbank, Anadolu Üniversitesi ile birlikte hayata geçirdiği E-sertifika Programı’yla üç eğitim dönemi sonunda toplam 1000 KOBİ’ye ulaşmayı hedefliyor. KOBİ’lere yönelik E-sertifika Programı kapsamında güz ve bahar döneminde verilen eğitimler için yaklaşık 500 kişi başvurdu. Bankanın başvurularla ilgili değerlendirmesinin ardından yaklaşık 400 KOBİ eğitimlere katılmaya hak kazandı. E-Sertifika Programı’nın yaz dönemi eğitimlerinden yararlanmak isteyen KOBİ’lerin, www.esertifika.anadolu.edu.tr adresinden kişisel başvurularını yapmaları ve imzalı başvuru belgesini Halkbank şubelerine teslim etmeleri yeterli oluyor. E-sertifika Programı’nda bankacılık, finansal muhasebe, girişimcilik, maliyet muhasebesi, pazarlama, yönetim muhasebesi ve karar destek sistemleri, genel muhasebe, perakendeciliğe giriş, hukuk sekreterliği, finansal analiz, finansal yönetim, işletmecilik, muhasebe bilgi yönetim, perakendecilik, yönetim ve organizasyon, pazarlama yönetimi, büro yönetimi, işletme sekreterliği olmak üzere 18 farklı başlıkta eğitim veriliyor. E-sertifika Programı’ndan KOBİ’lerin lise ve üzeri eğitim seviyesine sahip yönetici ya da çalışanları yararlanabiliyor.

21 Mayıs 2009 Perşembe

PİYASALARDA KALICI İYİLEŞME NE ZAMAN BAŞLAR?

Piyasalardaki iyileşmenin kalıcı olup olmadığı ve geleceğe ilişkin beklentiler son günlerin en moda sorusu. TEB Portföy Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Özkaya, www.finanstrend.com adlı sitedeki yazısında, bu soruyu şöyle yanıtlamış:
* Mevcut iyileşme olumlu bir biçimde seyrediyor, bilhassa finansal piyasalar için.
*Ekonomik verideki toparlanmanın bir süre daha, 3. çeyrek sonuna kadar sürmesi olası.
*Ama bu toparlanma (en azından şimdilik) geçici unsurlardan destek buluyor.
*Kalıcı bir toparlanmanın önkoşulları henüz sağlanmamış gözüküyor.
*İstihdam ana faktör; haftalık işsizlik sigortası başvurularını izlemeye devam edin..
* Haftalık işsizlik sigortası başvurularının 4-haftalık hareketli ortalamasında görülecek 30-40 bin civarında bir düşüş, istihdam tarafındaki bozulmanın da hız kesmekte olduğunun işaretini verecektir ki bu da resesyon döneminin sona ermekte olduğu anlamına gelebilir
Piyasa Beklentileri:
*Risk iştahı, zaman zaman volatilite olsa da, 3. çeyrek başlarına kadar devam edebilir.. *Yüksek beta değerli ve büyüme odaklı varlık sınıfları bu zaman diliminde iyi performans gösterebilir..
*ABD doları, özellikle gelişmekte olan para birimlerine karşı, zayıflamaya devam edebilir.. Euro/dolar paritesi 1.43/45'e kadar yükselebilir; dolar/TL 1.48/50'ye gerileyebilir..
*TCMB en az iki kez daha faiz indirimine giderek, gecelik faizleri %8.5'e doğru çekebilir..
*Gösterge bonosu faizi %10.50-%11.00'e kadar gerilemeye devam edebilir.

SANAL TEFECİLERE AMAN DİKKAT!

Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, tüketicileri sanal tefecilere karşı uyardı. Türkiye'de bin 700 web sitesinin yasaklı olduğunu, bunlar arasında video paylaşım ve düşünce sitelerinin de bulunduğunu belirten Kaya, "Ancak, bu ülkede hayat söndüren siteler çalışıyor. (Kart borcunuz mu var gelin biz kapatalım, sizden hiçbir şey istemiyoruz. Kredi kartı borcunuzu biz ödüyoruz) diyen siteler bu parayı satarken nereden izin aldılar? Para alıp, satmak bankacılık faaliyetidir. Bunlar sanal tefecidir. Her türlü siteyi kapatmak için bahane kollayan, yargı süreci, tüketiciyi korumaya çalışan bu kadar teşkilat, BDDK, Hazine Müsteşarlığı bu siteleri hiç mi görmüyorlar?" dedi.
15 İNTERNET SİTESİ VAR
Kendilerinin tespit ettiği 15 internet sitesi bulunduğunu söyleyen Nazım Kaya, sanal tefecilik mekanizmasının işleyişini şöyle aktardı: "Bu sitelerden bazıları size altın satıyor, işçiliğini düşüp güya tekrar geri alıyor. Bu da meşru satış yöntemidir. Gidiyorsunuz, bilezik, gerdanlık almak için (Benim paraya ihtiyacım var bunu satmayı düşünüyorum. Kaç para) diyorsunuz (Tamam, 5 bin lira ama geri alırken işçiliğini düşmek zorundayım. 3 bin liraya geriye alayım) diyor. Alıyor 3 bin liraya geriye o gerdanlığı tekrar vitrine koyuyor. Nakit parayı veriyor, kredi kartı borcu kapatılıyor.''

TL MEVDUATI ÇEKTİK, DÖVİZE YATIRDIK

Ne kadar dolardan ağzımız yansa da yine ondan vazgeçmiyoruz. Son 4-5 yıldır yerinde sayan döviz kurlarında, küresel krizle birlikte dalga boyları uzayınca yeniden döviz yatırımına ilgi arttı. 30 Nisan 2009 tarihinde 279.1 milyar TL olan Türk Lirası mevduat 8 Mayıs'da 277.9 milyar TL'ye gerilerken, aynı dönemde yabancı para mevduat 103.9 milyar dolardan 106.1 milyar dolara yükseldi.

İKİNCİ ÇEYREKTE BORSADA HANGİ SEKTÖRLER CAZİP OLACAK?

Yılın ilk çeyreğinde açıklanan bilançoların global krizin reel sektöre yansımalarını gözönüne serdi. 2008 ilk çeyreğinde toplam 5 milyar 868 milyon TL olan karlılık, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 22 gerileyerek 4 milyar 582 milyon TL'ye düştü. Açıklanan bu karın 4 milyar TL'lik kısmı sadece bankacılık sektöründe oluştuğu gözleniyor. Bu da sektörün krizde nasıl ayakta durduğuna işaret ediyor. Sektör uzmanları, İMKB'deki şirketlerin karlılık rakamının, yüksek karlı şirket bilançolarıyla yıl sonunda 6 milyar TL'ye çıkacağına inanıyor. Ayrıca, bankacılık sektöründeki bu yüksek karların, düşen faizler ve kredi garanti fonunun da desteğiyle reel sektöre kredi olarak aktarılacağı konuşuluyor.
İKİNCİ ÇEYREKTE KARLILIK ARTACAK
Gedik Yatırım Araştırma Sorumlusu Yunus Kaya: İlk çeyrekte geçen yıla göre faaliyet karlarında ve net karlarında hızlı gerileme gözüküyor. Sanayi sektöründe satışlar yüzde 27 azalırken, toplam satışların yüzde 19 azalarak 56.2 milyar TL'ye gerilediği görülüyor. Bu durumun ikinci çeyrekte de devam etmesini bekliyoruz. Ancak kârlılıkta ikinci çeyrek bankaların yanısıra reel sektöründe karlılığında iyileşme görülecektir. Zira bu çeyrekte TL değer kazanmış ve döviz yükü altındaki reel sektöre gelir olarak yansımıştır. Havayolu sektörü turist sayısında azalmaya rağmen başarılı devam etmektedir. Demir çelikte, metal ana eşyada, gübre ve bakırda ürün fiyatlarında sert düşüşler nedeniyle zor bir yarıyılı geride bırakan şirketler için önümüzdeki çeyrekler fiyat artışlarını ve karlılığı beraberinde getirebileceği beklentisi ile ideal yatırım olarak gözükmektedir.
GAYRİMENKUL, İLAÇ, PERAKENDE ÖN PLANDA
Anadolu Yatırım Araştırma Yönetmeni Gülizar Özdemir Türk: İkinci çeyrekte ekonomide toparlanmanın devamı halinde ilk çeyreğe göre bilançoların daha iyi gelmeye başlayacağını ve son çeyrekten itibaren toparlanmanın yaşanmasını bekliyoruz. Bu beklentilerimize paralel, düşen yıllık faizleri dikkate aldığımızda bankaların kredi olanaklarını artıracaklarını tahmin ediyorum. Kredi garanti fonunun da bankaların reel sektöre kredi sağlamasında katkı sağlayacağını düşünüyorum. Global ekonomilerde yeni bir kriz olmadığı takdirde ve şüpheli alacaklarda artış olmadığı takdirde bankacılık sektörünün ön planda olmaya devam edeceğini tahmin ediyorum. Bunun yanında gayrimenkul, ilaç, perakende sektörü, telekomünikasyon sektörünün ön planda olmaya devam edeceğini tahmin ediyorum.
OTOMOTİV, BEYAZ EŞYA, ÇİMENTO VE BANKACILIK GÖZDE
Eti Yatırım Araştırma Yönetmeni Adem Özen:
Hükümetin yerel seçimlerin ardından ekonomiyi canlandırmak maksadıyla attığı adımlar doğrultusunda uygulamaya soktuğu teşvik paketlerinin bazı sektörlerde ufak çaplı canlılık yarattığını görmekteyiz. Buna karşılık, ekonominin canlanmasında hayati rol oynayan iç tüketimin artırılması için 2008 sonundan 2009 yılı Şubat ayına kadar yüzde 13.6'dan yüzde 16.1'e yükselen işsizlik oranının dizginlenmesi gerekmektedir. Yıl sonuna kadar global ekonomide ciddi toparlanma beklentimizin bulunmayışı nedeniyle ön plana çıkacak sektörler olduğunu düşünmüyoruz. Buna karşılık sağlık, ilaç, savunma gibi bazı konservatif sektörlerin bu dönemde piyasalardaki olası düşüşten daha sınırlı etkileneceğini tahmin ediyoruz. Fakat aksi takdirde, piyasaların toparlanacağı düşünülüyorsa öncelikle otomotiv, beyaz eşya, çimento, bankacılık gibi sektörlere yatırım yapılması uygun olacaktır.
İMALAT SANAYİ, PERAKENDE VE BANKACILIĞA DİKKAT!
Global Yatırım Stratejisti Arzu Odabaşı:
2009 yılı sonuna kadar ekonominin daraldığı dönemlerde GSYH'nın gerçekleştirdiği büyüme oranlarının üzerinde büyüme gerçekleştiren sektörler olan ulaştırma/haberleşme, ile elektrik/gaz sektörlerinin ön planda tutulmasını tavsiye ediyoruz. 2010 yılıyla birlikte ise büyümede beklenen görece toparlanmayla birlikte imalat sanayi, perakende ve bankacılık sektörlerinin dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR-DÜNYA GAZETESİ

EN YAKIN YAPI KREDİ, IPHONE'DA

Türkiye’de iPhone’a özel ilk finansal uygulamayı geliştiren Yapı Kredi, iPhone kullanıcıları için yeni bir hizmeti daha hayata geçirdi. iPhone kullanıcıları bulundukları noktaya en yakın Yapı Kredi Şube ve ATM’lerinin listesine telefonlarından ulaşabilecek ve yerlerini harita üzerinde görebilecek. Yapı Kredi daha önce iPhone’a özel ilk ve tek Türkçe finansal uygulamayı geliştirmiş, tek bir tuşla müşteri hizmetlerinden yararlanma imkânının yanı sıra en güncel finansal bilgilerin ve IMKB verilerinin anlık olarak takip edilebilmesini sağlamıştı. Yapı Kredi iPhone uygulaması bugüne kadar 30 bine yakın kişi tarafından yüklendi. Yapı Kredi iPhone uygulaması iPhone App Store ve iTunes Store’dan ücretsiz olarak yükleniyor.

"PARANIN ÜZERİNE OTURMUYORUZ, KREDİ TALEBİ YOK"

Bankaların, reel sektöre kaynak kullandırmakta cimri davrandığına ilişkin tartışmalar Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'ın dünkü açıklamalarıyla yeniden alevlendi. Yılmaz, bankaları 'ellerinde yeterince likidite olmasına rağmen paranın üzerine oturmakla' suçlarken, bankacılık sektörü temsilcileri geçen yılın son çeyreğine kıyasla bankaların kredi iştahının arttığını, ancak şirketlerden yeterince talep gelmediğinden yakındı. Piyasalardaki belirsizlik ve batık kredilerdeki artışın bankaları kredi kullandırırken temkinli davranmaya yönelttiğini anlatan bankacılar, bilançosu sağlıklı olmayan şirketlere kaynak aktarırken 'ince eleyip sıkı dokumak' zorunda olduklarını belirtti. Kredibl şirketlerden ise kredi talebinin gelmediğini ifade eden yetkililer, 'Sonuçta bizler de sermayedarımıza ve kaynaklarını topladığımız mevduat sahibine karşı sorumluyuz' görüşünü dile getirdi.
TEDBİRLİ OLMAK ZORUNDAYIZ
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkan Vekili ve TEB Genel Müdürü Varol Civil, 2008 yılının son çeyreği ile bu yılın ilk çeyreğinde Türk bankacılık sisteminin çok tedbirli davrandığını doğrularken, şu hususların altını çizdi: 'Ancak o dönemde sektörün tedbirli davranması gerekiyordu. Bankaların sendikasyon kredilerini yenileyip yenilemeyeceği belli değildi. Finansal krizin nereye gideceği meçhuldu. Bankalar basiretli yöneticiler gibi davranıp kredilendirmede frene bastı.
'TİCARİ KREDİLERDE 'KAPATMA'LAR VAR
Bu yılın özellikle mart ayından itibaren bankaların geçtiğimiz aylara kıyasla daha iştahlı davrandığına dikkat çeken Civil, 'Kredibl dediğimiz firmalardan 'kredi alamıyorum' diyen olduğunu zannetmiyorum. Bankalar ister istemez kredi verirken ölçüp biçiyor. Kaynakların doğru yerde kullanıp kullanılmadığını görmek istiyor. Son zamanlarda bu alanda ciddi bir rekabet var ama kredi talebi yok' dedi. 2008 yılının son çeyreği ile şu andaki durumun birbirinden çok farklı olduğuna işaret eden Civil, şöyle devam etti: 'Bankaların bireysel kredilerde ne kadar iştahlı olduklarını zaten reklamlardan görüyorsunuz. Ticari kredilerde ise iyi firmalarda zaten hiç durulmadı. Ancak onlar da yeni kredi talebinden ziyade kredisini kapatıyor. Kapanan krediler kadar yeni kredi verilmiyor. Sorunlu kredisi olanlara da bankalar ellerinden geldiğince destek oluyor.'
Likidite iyi ama talep güçlü değil

Türkiye İş Bankası Genel Müdür Vekili Aykut Demiray: 'Şu anda döviz ve TL'de likidite sorunumuz yok. Ama ticari ve bireysel kredilerde yeterince talep gelmiyor. Onun dışında küçülme ortamında doğal olarak bankalarda agresif büyüme staretejisi izlemiyor. Ticari ve kurumsal krediler alanında da bankaların genel olarak kredilerini kesmek gibi düşüncesi yok. Ancak kredi şartları Türkiye'de dünyada olduğu gibi sıkılaşmıştır. Özellikle kendi bankamın politikası gereği şunu söyleyebilirim. Bizim kredi vermek isteğimiz vardır ama yeterli talep her zaman yok. Ayrıca Türk bankalarının orta ve uzun vadeli kredilerinde asıl kaynak dış kaynaklardır. Türkiye'de orta ve uzun vadeli pasif yok. Bunlar dış kaynaklardır. Dış kaynaklarda küresel kriz nedeniyle neredeyse kuruma noktasındadır. Dolayısıyla orta ve uzun vadeli kredilerde fonlamaya bağlı sıkıntı yaşanıyor.'
Bankacının elini yasa da bağlıyor

BANKA hortumlamanın yaygın olduğu dönemde yapılan bir yasal düzenleme bugün 'hortumculuk' tamamen bitmiş olsa da banka yöneticilerinin ellerini kollarını bağlıyor. 5411 sayılı Bankalar Kanunu'nun 160'ıncı maddesi zimmetle ilgili hükümleri içeriyor. Düzenlemeye göre, geri dönmeyen bir kredi, o kredi kararında imzası bulunan tüm banka yöneticilerini, 'zimmet' suçlamasıyla karşı karşıya bırakıyor. Bu suç ise kanuna göre 6 yılla 12 yıl arasında değişen hapis cezalarını öngörüyor. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince de, geçen yıl sonu katıldığı bir toplantıda 'Bugünkü şartlar altında hiçbir bankacının kredi vermemesi gerekiyor. Zira zimmet suçundan kelepçe korkusu yaşıyoruz' demişti.
Bayazıt: Bir yılda vadeler kısaldı

YAPI Kredi Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Bayazıt, geçen hafta The Wall Street Journal'a verdiği söyleşide 'Bankanız, artık kredilerde daha mı tutucu?' sorusuna şu yanıtı vermişti: Bir yıl önce bir hidroelektrik santral yatırımı için kredi isteyene yüzde 20-25 özkaynak getirince yatırımın yüzde 75'ine kadar kredi veriyorduk. Bugün fizibilite koşulları değişti. Artık vadeler de kısaldığı için yüzde 50'ye kadar özkaynak garantisi arıyoruz...
Kredi kanalı neden tıkalı?
*TAKİPTEKİ alacakların artışı, ekonomideki yavaşlama bankaları kredi kullandırırken temkinli olmaya yöneltiyor.
*3 EKİM 2008'de yüzde 3.2 olan takipteki alacaklar 27 Mart 2009 tarihinde yüzde 4.4'e, kredi kartlarında yüzde 6.2'den yüzde 9.1'e, kurumsal kredilerde yüzde 3.2'den yüzde 4.3'e yükseldi.
*BANKALAR, kriz ortamında bilançosu iyi olan müşterilere kredi vermeyi tercih ediyor. Kredibl olmayan firmalara ise kredi vermekte çekimser davranıyor. Alacağını garantilemek için ek teminat istiyor.
*KREDİBL müşterilerden gelen kredi talebi ise oldukça zayıf. İç tüketimin ve ihracatın yavaşlaması kredi talebini düşürüyor.
*ORTA ve uzun vadeli kredilerde ise yurtdışından kaynaklanan sıkıntılar söz konusu. Kriz nedeniyle yurtdışından getirilen kaynakların azalması, bankaların orta ve uzun vadeli finansmanda sıkıntı yaratıyor.
Ayfer ARSLAN

20 Mayıs 2009 Çarşamba

DOLAR 1.52'YE GERİLEDİ, BORSA 35 BİNİ DEVİRDİ

Dolar, bankalarası piyasada 1.52 liraya kadar gerilerken, borsa son sekiz ayın zirvesine çıktı. İMKB Ulusal 100 Endeksi yüzde 4.3 prim yaparak günü 35 bin 139 puandan tamamladı. Bankacılar, dolar kurundaki gerilemeyi, gelişmekte olan ülkelerdeki para birimlerindeki fon girişlerine bağladı. Gelişmekte olan para piyasalarına olan ilgi Türk Lirası'ndaki değerlenmeyi hızlandırdı.

KOBİ FAİZLERİ YIL SONUNDA YÜZDE 15'E GERİLER

Mevduat maliyetlerindeki düşüşün kredi maliyetlerine aynı oranda yansımadığını belirten Yapı Kredi Bankası Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer Öztürk, "Konut, araç ve tüketici kredilerinde indi ama KOBi kredilerinde henüz inmedi. Bu biraz sorunlu kredilerin artışından kaynaklanıyor" dedi. Piyasalardaki iyileşmenin kalıcı olması halinde yılın ikinci yarısından itibaren faizlerin bu seviyelerde durmayacağına işaret eden Öztürk, "Çünkü bankalar piyasaya girmek için iştahlanacak ve faizleri aşağı çekecektir. Şu anda KOBİ kredilerinde oranlar ortalama yüzde 20 seviyesinde. Yıl sonunda 4-5 puan aşağı gelir" diye konuştu.
Son 4 yıldır KOBİ'lere VIP statüsünde hizmet veren Yapı Kredi Bankası, bugüne kadar 17 ayrı ilde düzenlenen 19 toplantı sonucu 8 bin 500 KOBİ ile bir araya geldi. Yaklaşık 680 bin civarında KOBİ müşterisi olan banka, geçen yıl bu kesime 4.7 milyar liralık finansman desteği sağladı. Bundan sonraki hedefleri, KOBİ bankacılığındaki son gelişmeleri Yapı Kredi Perakende Bankacılık Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Muzaffer Öztürk ile konuştuk.
HEDEF KOBİ'LERDE %30 BÜYÜMEK
-2009 yılında KOBİ bankacılığındaki hedefleriniz nelerdir?
Biz sene başı bütçemizi yaparken yüzde 30 artışla yola çıktık. 'Ama şu ana kadar nasıl gidiyor?' diye sorarsanız, kredi kullandırımımız devam ediyor ama kredi stoğumuzda aynı oranda bir artışımız yok. Onun için bu yıl umarım senenin ikinci yarısında dipten yukarı doğru dönüş başlar da piyasalar açılır. Biz de kredilerimizi bu hedeflediğimiz yüzde 30 seviyesinde kullandırma imkanı buluruz. Bu arada ciddi ölçüde KOSGEB kredisine aracılık ediyoruz.

TEMMUZDA KREDİ HACMİ ARTAR
-Küresel krizde dibi geçtiğimize ilişkin yorumlar var. Kredi talebinde bunu gözlemliyor musunuz?
Sanayi üretimindeki düşüş ocak ve şubat ayına göre hız kesti. Oradan daha az daralarak devam ediyor. O noktadan sonra kapasite kullanımında bir artış, bu da doğal olarak üretimi ve piyasadaki canlılığı beraberinde getirecek. Kendi işlem hacimlerimize de baktığımızda dip, ocak gibi. Hem KOBi bankacılığında, hem perakende bankacılığında ocak ve aralık en kötüydü. Şubat, mart nisan ayına doğru gelirken piyasa daha iyi. Bu sektör büyümeye geçti demek mi? Hayır. KOBİ kredilerinin hacmi, toplam stok artmaya başlamadı. Ama iyileşme başladı. Belki de beşinci veya altıncı aydan sonra stoktaki düşüş durur, artmaya başlar. Çünkü ne kadar dip başlarsa başlasın bu yıl ekonomide yüzde 5 daralma bekleniyor. Daralma bütün piyasaları etkileyecek. Ama bence de dipten dönüldü. Bundan sonra her ay bir önceki aydan iyi olacak.
-KOBİ bankacılığında sorunlu kredilerindeki son durum nedir?
Baktığımızda KOBİ piyasasında bozulma, kredilerdeki sıkıntılar da marttan nisan ayına daha yavaşladı. Sorunlu kredi oranı KOBİ'lerde sektör ortalaması yüzde 4.5. Yapı Kredi olarak biz de oraya yakınız. Ama geçen yıl çok daha altındaydı. Bundan sonra bu oranın daha yükseleceğini beklemiyorum. Belki 5'lerde tavan yapar.
VADEYİ 60 AYA UZATIYORUZ
-Kredi riskini kontrol etmek için ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Krizin daha başlarında daha temkinli olmaya başladık ve yeni verilen kredilerde daha muhafazakar davrandık. Müşterilerimizle daha yakın ilişki içinde olduk. Onları daha yakından kontrol ettik. Bizde portföy yöneticisi başına 180 müşteri düşüyor. Onlara dedik ki, 'Müşterilerinizi çok yakından takip edeceksiniz, nabzı avucunuzda açık yakından takip edeceksiniz.' Bu süreçte durumu kötüleşen müşterilerimiz varsa kurtarma imkanımız varsa kredisini yapılandırdık. Vadeyi yaydık, taksitleri düşürdük. Varsa ilave teminat aldık. Yoksa mevcutlarla yapılandırdık. Her zaman müşterimizin yanında olduk. Ödeyebileceği imkana göre kredilerini yapılandırdık. Şu anda da ciddi anlamda kredilerimizde yapılandırmaya devam ediyoruz. Vadeleri 60 aya kadar uzatıyoruz.
DEVLET DE ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYSUN
-Reel sektörün bankalara yönelik kredi şikayetlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bankalar belli bir özkaynakla, sermaye ile çalışan kurumlar. Dolayısıyla piyasada öyle bir kriz ortamı oluştuğu anda haklı olarak kendimi ve sermayemi korumak zorundayım. Kredide daralma oldu tabii ki, piyasada küçülme olunca küçülmeyi finanse edecek kredi olmaz. Ancak sıkıntıları atlatmak için kredi olur, genişler. Burada aslında kamunun elini taşın altına koyması lazım. Kamunun, Kredi Garanti Fonu gibi bir fonun çıkıp, "Ey bankalar korkmayın! Şu şu nitelikteki firmalarla rahat rahat çalışın, yapılandırın, kredileri verin. Belli bir miktar da biz fon olarak arkanızdayız" demesini beklerdik, denmedi. Biz aslında kamudan bu sıkıntılı dönemi atlatmak için böyle bir garanti fonu kefaleti, kredinin belli bir yüzdesi için elini taşın altına koymasını beklerdik, gelmedi.
İKİNCİ YARIDA FAİZLER BURADA DURMAZ
-Peki, mevduat maliyetlerindeki düşüş kredi faizlerine yansıyacak?

Konut, araç ve tüketici kredilerinde indi. KOBi kredilerinde aynı yere inmiş durumda değil. Bu biraz sorunlu kredilerin artışından kaynaklanıyor. Karşılığınızı finanse edecek bir gelir yaratmak zorundasınız. O nedenle bankalar bir miktar faizde yüksek gidecek. 2009 yılının ikinci yarısında KOBi kredilerinin faizlerinde de gerileme görülebilir. Eğer bu iyileşme, geri döndü değimiz dip, yalancı bir bahar değilse, yılın ikinci yarısından itibaren faizler burada durmaz. Çünkü bankalar piyasaya girmek için iştahlanacaktır. İştahlanınca da faizleri aşağı çekecektir. Çok aşağı gelir mi? Para kazanmak zorundalar. Krizden buradaki kötü kredi oranı geçen yıla oranla iki kat arttı. Ama buradaki kayıplarını bir yerden telafi etmek zorundalar. Belki aşağı gelmek için biraz direnç olacaktır ama mutlaka gelecektir. Şu anda KOBİ kredilerinde ortalama yüzde 20 seviyesinde oranlar. Yıl sonunda 4-5 puan aşağı gelir.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

19 Mayıs 2009 Salı

"DAYALI DÖŞELİ EV KREDİSİ" ALANA LCD TV HEDİYE

HSBC, "Dayalı döşeli ev kredisi" kampanyası ile konut kredisi alanlara LCD TV hediye ediyor. Ayrıca Ağustos sonuna kadar HSBC Advantage ile yapacağınız tüm mobilya, beyaz eşya ve elektronik harcamalarınıza da 3 ay taksit erteleme imkanı veriyor. Dayalı Döşeli Ev Kredisi kampanyasından yararlanmak için en az 50 bin TL'lik konut kredisi kullanmanız gerekiyor. 50 bin lira ile 100 bin lira arasındaki krediler için Vestel 82 ekran 32PF36011 Full HD LCD TV, 100 bin TL ve üzeri krediler için Vestel 106 ekran 42PF6011 Full HD LCD TV hediye ediyor.

HER YARDIM KAMPANYASINA İNANMAYIN!

İnternette kanser olan, organ nakli yapılması gereken hastalar için yardım kampanyası düzenleyen zincir elektronik postalarla aranızda hiç karşılaşmayan yoktur herhalde. Bu mesajlara aldanarak verilen hesap numaralarına yardımda bulunmuş da olabilirsiniz. Ancak bu tip mesajların çok dikkatli irdelenmesi gerekiyor, aksi takdirde iyiniyetinizin kurbanı olabilirsiniz. Web sitesinde dolandırıcılık eylemleri arasında 'kampanyacılık' adı altında bu tür suçları inceleyen Türkiye Bankalar Birliği (TBB) İnternet Bankacılığı Bilinçlendirme Çalışma Grubu'nun konuya ilişkin tespitleri şöyle: Bu tip mesajlara aldanan iyiniyetli kişiler, mesajda belirtilen hesaplara yardım amacıyla para transferi gerçekleştirmektedir. Bu tür hesap hareketlerinde, özellikle küçük tutarlarda gerçekleştirilen çok sayıda para transferi görülür.
YÖRE ESNAFINI KULLANIYOR
Kampanyacılık yönteminin farklı türlerini de görmek mümkündür. Bir ilin üst kademe yöneticilerinin isimleri kullanılarak yöre esnafını arayan şahıslar tarafından, bir hasta veya farklı bir amaç için para topladıklarını ve düzenlenen kampanyaya katılmalarının beklendiği belirtilir. Böylece verilen hesap numaralarına önemli sayılabilecek tutarlar transfer edilir.
'KAMU TEMSİLCİSİ' YALANI
Bir başka rastlanan tür ise kendilerini bir kamu kuruluşunun temsilcisi olarak tanıtan kişilerin, bir dergi satışı, gece düzenlenmesi ve benzeri faaliyet amacıyla verdikleri hesap numarasına para yatırılmasını talep etmektedir.
ADRES VERMEKTEN KAÇINIR
Kampanyacılık amacıyla açılan hesapların incelenmesinde aşağıdaki ortak noktaların bulunduğu görülebilir: • Bu tür hesapları açmak için şubeye başvuran şahıslar, genellikle sahte kimlik belgesi kullanmaktadırlar.
• Hesap açan şahıslar genellikle hesap açma sırasında “debit kart” başvurusu da yaparlar, “debit kart” için adres vermek istemez ve şubeden teslim almayı uygun görürler.
• Hesaplara yapılan havalelerin açıklamasında “geçmiş olsun”,“dilerim ameliyatınız başarılı olur”, “dualarımız sizinle” vb. açıklamalar bulunmaktadır.
• Kişiler iletişim amacıyla şubeye sadece cep telefon numarasını verirler. Sabit telefonlarının bulunmadığını veya henüz açılmadığını belirtirler.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

PİYASALARDA YENİDEN SATIŞ DALGASI BEKLENİYOR

İş Yatırım'ın bugünkü raporuna göre, küresel piyasalarda hava yeniden bozmaya başladı. Rapordan yer alan mesajlar şöyle: Açıklanan ekonomi verilerinin ve şirket karlarının beklentilerin altında gelmesi dünya ekonomisinin 2009’un ikinci yarısında canlanacağı beklentilerini bozdu. Hisse senedi ve özel sektör tahvillerinin fiyatlarının gevşediği, devlet tahvili fiyatlarının yükseldiği bir döneme giriyoruz. Yurtiçi tarafta kötü bir haber akışı devam ediyor. Şubat ayı işsizlik rakamı bir önceki aya göre 0,6 puan yükselerek yüzde 16,1’e yükseldi. Referans gazetesindeki bir köşe yazarına göre, bütçe konusundaki anlaşmazlık nedeniyle IMF ile stand-by anlaşması Ağustos ayına uzayabilir. Hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapacağına olan inancımızı koruyoruz. Ama küresel piyasaların yeniden bozulmaya başladığı bir ortamda pazarlık sürecinin uzaması Türkiye piyasalarında sert bir satış dalgasına yol açabilir. Yatırımcılara hisse ve tahvil piyasalarındaki geçtiğimiz haftalardaki yükselişi kar realizasyonu yapmak için fırsat olarak kullanmalarını tavsiye ediyoruz.

İNTERNETTEN ALIŞVERİŞİNİZ KABUSA DÖNÜŞMESİN!

Teknolojinin gelişimiyle artık alışveriş kolaylaştı. Tek bir tıkla, oturduğunuz yerden alışveriş yapmak mümkün. Ancak internetin nimetlerinden yararlanayım derken, sanal dolandırıcıların da tuzağına düşmeyin! Bankalararası Kart Merkezi (BKM) www.kartbilinci.com sitesinde, tüketicileri güvenli alışveriş konusunda uyarıyor:
*İnternet üzerinde alışveriş yapılan sitenin güvenliği ulusal/uluslararası sertifikalarla sağlanmış olmalı.
*Kartınız ulusal/uluslararası kart kuruluşlarının güvenlik sistemine dahil olan bir bankanın kartı olmalı.
*Banka logosu ve adı kullanılsa bile kişisel bilgileri isteyen e-postalara ve sitelere yanıt vermeyin.
*İnternet kafe vb. halka açık ve kalabalık yerlerde olan bilgisayarlardan alışveriş yapılması durumunda, kredi kartı bilgilerinin güvenliği açısından son derece dikkatli olun.
*Güvenilir olmayan sitelerden. exe, .com, .vbs, .jpeg gibi uzantılı dosyaları bilgisayara mümkün olduğunca yüklemeyin.
*Sanal ortamda artan virüs tehlikelerine karşı kredi kartının kullanıldığı bilgisayara antivirüs programı yükleyin.

BORSA, 15 DAKİKALIK YATIRIM ARACI DEĞİL

Geçmişte yaşanan kötü deneyimler ve güven sorunu nedeniyle hisse senedine yatırım yapan bireysel yatırımcı tabanının büyütülemediğini belirten Türkiye Sermaye Piyasası Aracı Kuruluşları Birliği (TSPAKB) Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Öztangut, borsanın 15 dakikalık bir yatırım aracı olarak görülmesinden yakındı. Hisse senedinin kısa vadeli değil, en az bir yıllık uzun vadeli bir yatırım aracı olduğunu vurgulayan Öztangut, 'Bugün halka arzdan hisse almak için birbiriyle yarışan yatırımcı ertesi gün satmak için yarışıyor' dedi. Güven sorununun aşılabilmesi için sermaye piyasasının bir bebek gibi beslenip büyütülmesi gerektiğini dile getiren Öztangut, öncelikle hem kurumsal hem bireysel yatırımcı sayısının artırılmasınının teşvik edilmesinin devlet politikası olarak benimsenmesinin şart olduğunu dile getirdi. TSPAKB Başkanı Öztangut, aracı kurum sektörü ve sermaye piyasasındaki gelişmelere ilişkin şu mesajları verdi:
16 KURUMDA FAALİYET DURDU

2008 yılı hayal bile edilemeyecek kadar kötü, kabus bir yıldı. Krizin ilk şoke edici dalgasını geçirdik ama durgunluğun ne kadar süreceğini bilmediğimiz 2009 ve 2010 yaşıyoruz. Son dönem finansal piyasalardaki yükseliş herkesin yüzünü bir nebze güldürdü ama daha genel sorunların çözülmediği konusunda hemen herkes hemfikir. Bu tabii Türkiye'ye de çok yansıdı. Borsa işlem hacmi geçen yıla göre düştü. Özellikle kurumsal finansman alanında Türk Telekom dışında önemli bir halka arz görmedik. 2009'da da bu yönde hiçbir hazırlık yok. Yatırım iştahı azaldı. Bütün bunlar da bizim aracılık sektörünü etkiledi. Aracılık sektörünün karları ve gelirlerimiz azaldı. 103 aracı kurumun şu anda 16'sında faliyet yok. Kimi faaliyetlerini askıya aldı, kimi SPK tarafından kapatıldı.
120 BİN KİŞİ BORSA YATIRIMCISI
Borsaya baktığımız zaman kabaca 1 milyon civarında bir yatırımcı var. Ama bu rakam biraz yanıltıcı. Ayrıntılı baktığınız zaman 1 milyon kişinin yaklaşık 150 bin kişisinin hisse senedi bakiyesi 1 liradan az. Hisse senedi bakiyesi bin liradan az yatırımcı sayısı 640 bin. 10 bin liranın üzerinde yatırımı olan, yani gerçek anlamda borsa yatırımcı sayısı ise 120 bin kişi. Kurumsal yatırımcı tarafında bugün emeklilik fonları dahil 30 milyar lira civarında bir fon büyüklüğü var. Bunun içinde yalnızca 800 milyon lira civarında hisse senedi var. Son derece az. Hem bireysel hem kurumsal yatırımcı tabanının genişletilmesi gerekiyor.
Hissede sıfır, fonda %10 vergi var
SPK ne yaparsa yapsın, hisse senetleri yatırımını cezalandıran bir vergi rejiminiz varsa burada büyüme olmaz. Yabancı yatırımcıyı sıfır vergilendiren, yerli yatırımcıyı yüzde 10 vergilendiren bir rejim yaşadık. Şimdi düzeltildi ama bunlar tabii ki, kişileri teşvik değil, tam aksine engelleyen şeyler. Şimdi hala var. Örneğin, endeks fonlarda yüzde 10 vergi var. Hisse senedinin vergisi sıfır, içi yüzde yüz hisse senedinden oluşan bir endeks fonunu alan satanlar yüzde 10 vergi ödüyor. Döviz alıp satarsanız vergi vermiyorsunuz, ama döviz kontratını vadeli işlemlerde alıp satarsanız vergi veriyorsunuz.
Tanıtım Kampanyası
SERMAYE piyasası bugüne kadar devlet politikası olarak çok öncelikli olarak görülmemiş. Hisse senedi yatırımcısına ne olursa olsun denmiş bir anlamda. Ama sanayinin de sermaye piyasasından finansmana ihtiyacı var. Yatırımcı tabanının genişletilmesi için belki genel bir tanıtım kampanyası başlatılabilir. Hakikaten sermaye piyasasınının teşvike ihtiyacı var. Bireyler ve kurumlar teşvik edilmeli. Aksi takdirde tabanın büyütülmesinden ümitli değilim. Çünkü piyasanın ne düştüğü ne de yükseldiği dönemlerde yatırımcı sayısı artıyor.
'Nasıl kaçırdık' dememek için
HER düşüşte hisse senedine yatırımı önerebilirim. Bunun da uzun vadeli bir yatırım olmasını öneriyorum. Yani bir sene, iki sene gibi. Çünkü kriz dönemlerinin ortak bir özelliği var. Her kriz bir gün geçer. O bir gün geçtiğinde de, 'Nasıl fiyatları kaçırmışız' dememek için her düşüşte alım yönünde düşünüyor olmak lazım.
Döviz ve faizde çıkış sınırlı olur
DURGUNLUK nedeniyle enflasyon düşüyor, enflasyon düştükçe reel faizlerin aşağı gelmesi lazım. Öbür taraftan Türkiye'nin döviz açığı giderek azalıyor. Bunun yanı sıra döviz bolluğu yaşanıyor. Özellikle ABD'de alınan tedbirler nedeniyle dolar bolluğu yaşanıyor. Bu bolluk doların belki daha aşağı gelmesini gerektirebilir. Dolayısıyla döviz ve faizde yukarı yönün daha sınırlı olduğunu düşünüyorum.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ

17 Mayıs 2009 Pazar

KART SEÇİMİNİN PÜF NOKTALARI

Kredi kartında yoğun reklam bombardımanına tutulan tüketicinin ister istemez bazen kafası karışıyor. Tabii ki, herkesin öncelikleri farklı ama kimisi faizine, kimisi ödül programlarına bakıyor. İşte bu noktada, size yararlı olabileceğini düşündüğüm bazı ipuçları:
*Faiz Oranları: Aylık faiz oranı, ödenmemiş bakiyeye uygulanan faiz oranıdır. Merkez Bankası , kredi kartı faizlerinde azami faiz oranını belirlediği için büyük bankaların oranları aşağı yukarı birbirine yakın. Bazı bankalar arasında yarım puan gibi çok az farklar olabilir. Tek kriter olarak faize bakarsanız seçim yapmakta zorlanabilirsiniz.
*Müşteri sadakat programları: Genellikle kart ile yapılan alışveriş sonucu kazanılan puanlar üzerine kurulu. Üye işyeri ağının yaygınlığı, taksit seçenekleri, ödül programları bu sadakat programlarının birer parçası. Eğer çok küçük faiz farkları önemli değil, benim için en fazla ödül kazandıran program diyorsanız, kart seçiminde dikkate alabilirsiniz.
*Yıllık ücretler: Kart hamillerinden yılda bir kere alınan ücret. Bankadan bankaya hatta aynı bankanın çıkardığı kartlar arasında bile değişkenlik gösterebiliyor. Ortalama 20 lira ile 55 lira arasında yıllık bir ücret sözkonusu. Faizi, ücreti az olsun, ödül programları önemli değil diyorsanız, tercihinizi o şekilde kullanabilirsiniz.
*Dünya çapında geçerlilik: Eğer sık sık yurtdışına çıkıyorsanız tabii ki, kartınızın dünyada geçerliliği olan bir kart programına sahip olması da mutlaka dikkate almanız gereken bir kriter olacak.

SANAYİCİ, YÜKSEK FAİZCİLERİ BDDK'YA ŞİKAYET EDECEK

Mevduat faizlerindeki düşüşü aynı oranda kredi faizlerine yansıtmayan bankalar, sanayicinin tepkisini çekmeye devam ediyor. En son Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Koçer'in bu konuda Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklama, oldukça çarpıcıydı. Faiz oranlarında ölçünün kaçırıldığından yakınan Koçer, fırsatçı bankalara karşı alacakları önlemleri şöyle özetledi: ''Sanayicilerimizden şikayet yağıyor. Bu insanlar ticaret hayatlarında yaşamadıkları ölçüsüz ve insafsız bir durumla karşı karşıya olduklarını haykırıyor. Bu sese mutlaka kulak verilmesi lazım. Uygulamaların insaf sınırlarını zorladığını bizzat Odamıza iletiyorlar. Şikayetlerin ve başvuruların artması dolayısıyla, oda olarak şikayetleri yazılı olarak almaya başladık. Özellikle yüksek faiz uygulamalarını bize bildiren sanayicilerimizin bu sıkıntılarını çözmek ve başvurularını değerlendirmek açısından bir komisyon kurduk. Haklı şikayetleri hızla BBDK'ya ve Merkez Bankası'na bildirecek, aynı zamanda kamuoyuyla da paylaşacağız."

16 Mayıs 2009 Cumartesi

KREDİ KARTI SAHTECİLİĞİNE KARŞI ORTAK GÜVENLİK DUVARI

Avrupa Birliği’nin (AB) polis üst teşkilatı Europol, AB üyesi olmayan Balkan ülkeleri ve Türkiye ile kalpazanlık ve kredi kartı sahteciliğiyle mücadeleye odaklanan bir güvenlik ağı kurulması için çalışma başlattı. Europol’den yapılan açıklamaya göre, yeni güvenlik ağının kurulması amacıyla Lahey’de 7-8 Mayıs tarihlerinde parasal desteği AB Komisyonu Genişleme Direktörlüğü tarafından sağlanan ve Europol tarafından organize edilen bir toplantı düzenlendi. Arnavutluk, Bosna Hersek, Hırvatistan, Makedonya, Sırbistan ve Türkiye’den ulusal bankaların yetkilileri, emniyet mensupları, adli tıp uzmanları ve savcıların katıldığı toplantıda tüm ülkelerin katılımcıları kalpazanlıkla ortak mücadele için kurulacak güvenlik ağına tam destek taahhüdünde bulundu.
Görsel www.nigdehaberci.com'dan alınmıştır.

KART ÜCRETİ YASAL MI, DEĞİL Mİ?

Sorun özellikle tüketici derneklerinin temsilcileri tarafından Yargıtay'ın kart hamilinden kart bedeli alınamayacağı yolunda bir kararının mevcut olduğu da vurgulanarak olumsuz yanıtlandığı gibi, gazetelere yansıyan bazı haberlerden Hükümet'in de kart bedelinin üç yılda bir alınmasına yönelik bir yasal düzenleme yapma hazırlığı içinde olduğu anlaşılmaktadır. 1. Hemen belirteyim, borçlar hukukumuza egemen olan sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde bir bankanın müşterisine verdiği kredi kartı nedeni ile kendisinden "kart bedeli" ya da "hizmet ücreti" gibi adlar altında bir yıllık ödenti almasına hiçbir engel yoktur.
BİLGİLENDİRME ŞART
Görüldüğü gibi yürürlükteki hukukumuzda bankaların kredi kartı hamillerinden kart bedeli ya da hizmet ücreti adı altında bir ödeme talep edebilmeleri için bu konuya en az on iki punto ve koyu siyah harflerle hazırlanacak yazılı sözleşmelerde açıkça yer verilmiş olması ve kartın teslimi sırasında hamilin bu konuda bilgilendirilmiş olması zorunlu ve yeterlidir. Bu nedenledir ki, kart çıkaran kuruluşların kredi kartı hamillerinden "kart ücreti" tahsil etmelerinin yasal dayanağı bulunmadığı yolundaki iddia asla kabul edilemez. 2. Öte yandan Yargıtay'ın kart hamillerinden kesinlikle hiçbir kart ücreti tahsil edilemeyeceğine hükmettiği de doğru olmayıp, sorun yüksek mahkemenin bu konudaki bir kararının yanlış değerlendirilmesinden kaynaklanmaktadır.Gerçekten, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2.5.2008 tarihli çok yeni bir kararında (E.2008/4345, K.2008/6088, Yayınlandığı Yer : Yargıtay Kararları Dergisi C. XXXIV S. 10 [Ekim 2008], s. 1972-1974) somut olayda sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği ve hepsinden önemlisi "tüketici aleyhine olan ve tüketiciyi kart kullanımı ücreti adı altında bir külfete sokan sözleşme hükmünün tüketici ile müzakere edilerek kararlaştırıldığını ayrıca iddia ve ispat etmemiş" olması yüzünden kabul edilemeyeceği sonucuna varmıştır.
Yasaklama yok
Görüldüğü gibi Yargıtay, sözünü ettiğim ve kart ücreti tahsilinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürenlerin sıkça yollama yaptıkları bu kararında kesinlikle kart bedeli almanın hukuka aykırı olduğunu ifade etmemiş, aksine on iki punto ve koyu siyah harflerle yazılı bulunan sözleşmede açıkça değinilmiş ya da hiç olmazsa taraflar arasında görüşülüp kart hamilince kabul edildiği kanıtlanmış olması durumunda, kart bedeli tahsil edilebileceğini hiçbir duraksamaya yer bırakmaksızın dile getirmiştir. 3. Kanımca kart bedeli başta gelmek üzere kredi kartı ile ilgili yasal düzenlemeler getirilir ve kart çıkaran kuruluşların hak ya da taleplerinin sınırlandırılması yoluna gidilirken, bunların kredi kartı çıkarmak ve müşterilerine kredi kartı hizmeti sunmak zorunda olmadıkları ve zarar ettikleri takdirde bu hizmetleri vermekten pekala kaçınabilecekleri gözden uzak tutulmamalı ve anılan kurumların salt sistemin işleyişine ilişkin harcamalarını karşılamak amacı ile objektif olarak tahsil etmekte haklı görülebilecekleri orandaki kart bedellerinin tamamen yasaklanması yoluna gidilmemelidir.
Prof.Dr. Ömer Teoman, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi-REFERANS

SHOP AND MİLES 'TEMASSIZ' UÇURACAK

Garanti Bankası uçuş mili kazandıran kredi kartı shop&miles programını baştan sona yeniliyor. 356 bin shop&miles kartı temassız kart teknolojisi ile yeniden yapılandırılırken, 'Sözünüze avans mil' uygulamasına başlayacak. Garanti Ödeme Sistemleri Müdürü Mehmet Sezgin, şu anda 200 bin adet temassız kartlarının bulunduğunu, Migros ile yapılan işbirliği ve shop&miles projesi ile birlikte bu sayının yıl sonuna kadar 1 milyona ulaşacağını söyledi. AKŞAM'a yaptığı açıklamada, Garanti Bankası'nın ödeme sistemlerindeki yeni projelerini anlatan Mehmet Sezgin, shop&miles programını baştan sona yenileyeceklerini belirtti. Garanti Bankası'nın şu anda 7.6 milyon adet kredi kartının bulunduğunu dile getiren Sezgin, yıl sonunda 8 milyon adetlik kart büyüklüğüne ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. Kart cirosunda pazarda yüzde 21.7 ile ilk sırada yer aldıklarını ifade eden Sezgin, ocak ayında 3.2 milyar TL, şubat ayında 3 milyar 56 milyon TL, mart ayında ise 3.4 milyar liralık kart cirosunun gerçekleştirildiğini aktardı.
Batıklara ayıracak sermayemiz var

Kredi kartında kanuni takiplerde ciddi bir artış gözlendiğine dikkat çeken Sezgin, bunu işsizliğin artmasının doğal bir sonucu olarak yorumladı. 2008 yılında yüzde 6.6 olan idari ve kanuni takip oranının 17 Nisan itibarıyla yüzde 8.4'e çıktığını anlatan Sezgin, 'Ancak bunu 2001 krizi ile karşılaştırıp bir tehlike sinyali olarak değerlendirmek doğru olmaz. Sonuçta bankalar hem kredi kartı hem bireysel kredi hem KOBİ kredilerinde idari takiple karşı karşıya. 2001 krizinden farklı olarak Türk bankalarının takipteki alacaklara ayıracak sermaye gücü var. Sermaye yeterlilik oranları çok yüksek' diye konuştu.
Kredi kartı kullanımı azaldı

Krizin kart kullanımını da etkilediğini belirten Sezgin, bugüne kadar kart pazarında yüzde 20-25'in altında ciro artışının görülmediğini, ilk defa bu yıl ilk çeyrek te yüzde 11'lik bir artışın yaşandığına işaret etti. Sezgin, 'Reel bazda kart kullanımında durgunluk var. Ekonomi küçülüp işsizlik artarken bir artış beklemek doğru değil' dedi.
Ayfer ARSLAN-AKŞAM GAZETESİ
Not: görsel www.thy.com'dan alınmıştır.

15 Mayıs 2009 Cuma

BURHAN ABİ 'BONUS' PAZARLIĞINDA


TEB Bonus Card’la 4 kere 100 lira ve üzeri market ya da akaryakıt alışverişi yapanlar TEB’den anında 100 lira bonus kazanıyor. TBWA\ISTANBUL reklam ajansının hazırladığı kampanyanın reklam filmi, 99 lirada kalan akaryakıt ve market alışverişini 100 liraya tamamlamak için kıran kırana tersine bir pazarlığa girişen adamın komik hikayesini anlatıyor. Kampanyanın kahramanı tüm TEB Bonus Card filmlerinde olduğu gibi Engin Günaydın.

24 AY VADELİ HALK GÜNÜ KREDİSİNDE KOMİSYON YOK


Halkbank, 71. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düşük faiz oranı ve uzun vade seçenekleriyle 20 bin TL'ye kadar kullandırılan Halk Günü Kredisi'ni hizmete sundu. Kredi komisyonsuz, masrafsız ve kefilsiz olarak kullandırılıyor. Halk Günü Kredisi, 12 aya kadar aylık yüzde 0,71; 24 aya kadar aylık yüzde 1,71 faiz oranıyla kullandırılıyor. 24 aya kadar olan vade seçeneği tercih edildiğinde kredi komisyonu alınmıyor. 20 bin liraya kadar kullandırılan Halk Günü Kredisi için kefil de gerekmiyor. Halk Günü Kredi Kampanyası 19 Haziran 2009 tarihine kadar devam edecek.

KONUT FAİZLERİ YIL SONUNDA 1.19 İLE 1.29'A GERİLER

DD Mortgage Genel Müdürü Murat Aysan, Anadolu Ajansı'na verdiği röportajda, konut kredisi faiz oranlarının seyrine ilişkin öngörülerini aktarmış. Aysan'a göre, faizlerdeki aşağı iniş eğilimi devam edecek. Ancak aylık yüzde 1 gibi faiz oranlarının oluşması 2010 yılından önce mümkün değil. Aysan, yıl sonunda konut kredisi faizlerinin yüzde 1.19 ile 1.29 arasında bir yere gelmesini bekliyor.